"Her yeni gün, yaratıcılığın ve hayatın anlamını yeniden keşfetmek için bir davettir."

Öykü

Yaratıcılar - 2

Koray ve arkadaşları, eski dünyaya döndüklerinde, kendilerini büyük bir savaşın içinde bulurlar. Onlar, yaratma güçlerini kullanarak insanlara yardım etmeye çalışırlar. Ama bu, çok zordur. Çünkü onların karşısında da yaratma gücüne sahip olan düşmanları vardır. Bu düşmanlar, yaratıcılar topluluğunun baş düşmanı Karanlık tarafından yönetilmektedir. Karanlık, Koray ve arkadaşlarını tuzağa

Karınca Kararınca

Eve doluşmuşlar, ben çağırmadım tabi ki Buyurun gelin iki lafın belini kıralım. diye... Kim çağırmış orası da belli değil. Hoş kimseler çağırmasa da onlar atlayıp geliyorlar, eşikten... Şu meşhur Ağustos Böceği ile Karıncanın Lafonten Amcanızdan masalını hepiniz bilirsiniz, duymuşsunuzdur... Çalışkan belleriz hep karıncaları...

İşte Geldi 8 Mart Bakın Neler Olacak

Bu üç kadın ne kardeşlerinin, ne babalarının, ne de kuzenlerinin, daha sonraları da kocalarının ellerinden bir kerecik olsun, çiçek bile almamışlardı! Aynı şekilde kendilerine iltifat ve teşekkür bile edilmişlik yoktu... Bu kadınlar benzeri milyonlarcası gibi, çocuk çoluğa karıştıkları halde orgazmı dahi tatmamış ve tanımamışlardı! Ailecek dışarıda bir gün

Kadin Adamlar

Savaş, ülkemizin kaderiydi. Ne Amerika’sı ne Rus’u ne de bir başkası bizleri rahat bırakmadı. Bomba sesleriyle uyandık. Köyümüzü ele geçirenlerin esiri olduk. Savaşın yoksul kurbanları gibi oradan oraya savrulduk. Bir erkeğin kadınlarla göz temasının karşılığı, kırbaç veya ölümdü. Bir ara ucundan yakaladığımız özgürlük, bir kelebek gibi avuçlarımızın arasından

Güzel Bir Dünya

Bu gün de aynı şeyleri görmüyor muyuz? Yolsuzluklar, haksız kazançlar, sahtekârlıklar, üçkâğıtçılıklar, düzenbazlık, tokatçılık, adam kayırma, insan seçme
Peki, bu durum nereye kadar sürüp gidecek? Bu insan, ne zaman değişecek? Ne zaman sadece kendini düşünmeyecek? Ne zaman kölesi olduğu paraya değer vermeyecek? Onun kölesi olmayacak? Bu

Üçü de Bizi Ayırmak İçin Çok Çabaladılar

Çok çabaladılar aramıza ayrılık tohumları ekmek için, başında çok direndik ama, neticede ayrıldık işte. Artık onların kendi dünyası var, benim kendi dünyam. Mutlu muyuz kendi dünyalarımızda? Hem mutluyuz hem de mutlu değiliz. İki arada bir deredeyiz. Hayat bizi çekip götürüyor, bakalım nereye kadar sürükleyecek bu ayrılıklarımızı...

Başa Dön