"Gelecek, önizlemesi yapılmamış bir film gibidir. Umarım fragmanı daha iyi olur." - Woody Allen (kurgusal alıntı)"

Öykü

Avuçlarımla Kanımı

baş parmaklarımla yokladığımda nabzımı titreyen bir enjektör sessizliğinde düğümlendim diyetimle.
kahpedir ey zat hayatın altın fiyatındaki fiyakası.
bağrında sancı
ağrında kapatılmış
kapatmaları.

Maskeli Dudak

Fehmi Bey, bir ara yalnız kaldığında “Hoş geldin arkadaş.” sözünü işitince etrafına bakındı, kimseyi göremedi. Gaipten sesler işittiğini düşündü. “Yoksa sekreter olayından sonra kafayı mı yedim?” diye, kendisini sorguladı. “Arkadaş, sen beni şu anda göremezsin, yatağın altına bak, oradayım.” dediğinde, Fehmi Bey şaşırdı. Bir insanın yatağın altına gireceğine

KİTAP İZLERİ

Mai ve Siyah

Halid Ziya Uşaklıgil

Bir Neslin Gözyaşı: Halit Ziya'dan "Mai ve Siyah" Bir klasiği, üzerinden geçen bir asırdan fazla zamana rağmen canlı kılan nedir? Sadece türünün ilk örneği olması
İncelemeyi Oku

Sıkıntı, İki Başlı Kadının Kapısını Çaldı

Göz kapaklarım yavaş yavaş beni kendi karanlığımla beraber bırakmaya başladığında, ilerden cızırtılı bir radyo sesi geliyordu. Radyodaki şarkıya eşlik etmeye çalışan mırıltılı bir ses, dışarıdaki aç kedilerin mırıldanmalarına, arabaların telaşlı homurtularına karışıyordu.

Töre ve Zulüm/ Bölüm 5

Yol bitmek bilmiyordu bir türlü, uzadıkça uzuyordu... Ne kadar yürüdüğünü kestiremiyordu Sultan, yalnızca ayaklarının sızladığını hissediyordu. Hava kararmaya başlamıştı, yol bitmiyor aksine uzuyordu gitgide. Gökteki yıldızlar bir bir parıldamaya başladı. Ay gökte asılı bir lamba gibi aydınlatıyordu yolunu. Hızlandı birden, içine tarifsiz bir korku sinmişti.

Terin Donu

Yer, gök, kış, kıyamet. Günler kısaydı; hemencecik akşam oluvermişti işte. Ev ile ahır arasında mekik dokuyordum. Bir Canıman’ı, bir de atı yokluyordum. Ata suyunu, yemini verip tekrar kızın yanına koştum. Çocuğun öksürüğü devam ediyordu. Anası yakama yapıştı; daha ne bekliyorsun, ölsün mü istiyorsun diye bağırdı.

Turuncu Adam

Dışarıdan bakıldığında abartılı bir soğuktan gizlenmişliğin yünlü ev sahipliğinde kuşanılmış kıyafetleri ,sarı deriden eski moda botları ,turuncu yüzlü her baktığında içinden dallar fışkıracakmış gibi duran kısık yeşil gözlü adam;yanındakine ağzı açık gümüş rengi kirişleri sarı pas atmış tütün tabakasını işaret edip:

Aşkın Kozasından Çıkışı

Genç adam kadına döndü ve artık bildiğini sandığı cevapları reddederek kadının dudaklarında kayboldu. Artık cevap aramıyorlardı. Çünkü söylemeseler de cevap belliydi “seni seviyorum genç adam, seni seviyorum genç bayan” …

Yaşamın Aydınlık Yüzü

Parlak bir dolunay ışıltısının bütün İstanbul'u aydınlattığı serin bir bahar gecesiydi. Boğazdan sokulan rüzgar, Haliç'in kendine has o ince yosun kokusunu bağrına sararak sürükleyip karşı tepelere kadar götürüyordu. Ve o gece, bütün İstanbul uykusuz, bütün İstanbul huzursuzdu sanki...

Yazar ve Bir Bardak Soğumuş Çay

Tepside iki tane bardak var: Demek kadın da çay içecek... Doldurup içiyorlar, içiyorlar. Birbirlerine gülümsüyorlar. Tek kelime etmiyorlar... Kadın hâlâ kocasının kucağında oturuyor. Kadın hâlâ limon kokuyor.

KİTAP İZLERİ

Yaşadığım İstanbul

Selim İleri

İstanbul'un Kırık Kalbi: Selim İleri'nin Hafıza Kazısı Bazı yazarlar vardır ki bir şehirle öylesine özdeşleşirler, sanki o şehrin sokakları onların damarlarında akar. Selim İleri de,
İncelemeyi Oku
Başa Dön