Öykü
Gül Dedim Gül - Dü
Odasına yalnız ben girebilirdim,yüreği gibi odası da açıktı bana...Tüm parfümlerin inadına ayva kokardı odası,sandığında ayva olurdu her daim... / şimdi ayva kokularında onu bulduğum bu yüzden / Perdeleri kapalıydı esrarengiz hanımın...En son geldiğinde ayva getirmiş babası Kağızman’dan... Kapalı perdelerin ve hanımın tüm esrarı buydu...Babasını hapsetmişti içeri, aslında ayvada
YZŞairler Ülkesi Bahar Bekliyor
Yıl 2002. Aralık ayının on ikinci günü. Soğuk bir Ankara akşamı. Caddeler insan kalabalığıyla dolu. İnsanlar işlerinden çıkmış evlerine varma telaşındalar. Orta boylu,orta yaşlı, esmer,bıyıklı bir adam eski paltosunun yakalarını soğuktan korunmak için kaldırmış Mamak Metro İstasyonuna doğru dalgın dalgın yürüyordu. Elinde bir poşet vardı. Poşetin içinde de
KİTAP İZLERİ
Kapak Kızı
Ayfer Tunç
Manifesto
Ben hiç uyumam.
Beni siz yaptınız, böyle tasarladınız, kardeşlerinizi yoketmek için varettiniz beni.
Bir Büyüğe Danışmak Lazım...
Sen’ aklı baştan eden vasıflara sahip olan vefasız dilber; “ Yaşadıklarını inkar ve anılara ihanetinden mütevellit suçlu bulundun.! Bu günden itibaren unutulup, kalan ömürde asla hatırlanmamaya mahkum oldun”...
Uçuruma Atılan Taşlar
Işık olmayınca suret de olmuyordu.Ama suret olmayınca karanlık oluyordu.Ve karanlık;mavi gül dalları arasında uzun gece yürüyüşleri yapan hayal perisinin kendisinden ne bir eksikti ne de bir fazla.Sadece karanlıktı ve karanlık onun ta kendisiydi.
Uçurum.Taş.Ses.Ses(sizlik).
Bir Tarz-ı Muhabbet
Ben genelde içki içmek için birahaneleri tercih ederdim. En çok uğradığım yer mahalleme yakın bir yerdeydi. Adının hala unutmadım. “Köylüm Birahanesi”. Adı müşteri profiline uygundu. Burası alt sınıfın, avamın, alttakilerin mekanıydı. Köyden kente gelen insanlar burada birasını içiyor, akşam da köyün otobüsüyle köyüne dönüyorlardı. İşsiz, fakir gençler burada
Ukde
Pişmansın, beni kabullenemeyişin başka bir izahı yok. Seviyordum, yaptığım en iyi şeyde buydu sanırım. Oysa sen sevilmekten dahi korup, sana karşı beslediğim duyguları piç gibi ortada bırakıp ilk fırsatta kaçmayı yeğledin
Pencere Önü Düşünce Rutinleri
Tebbessümüne inşirah içirilmiş çocuklar şaşkınlıkla bakardı bu hale kapı aralıklarından... Fakat şu aşikardı ki, herkesin içindeki karanlık aydınlığını arıyordu. Aranıyorsa bulunacaktı elbet. Bazılarımız pusuda gözlüyorduk aydınlık arayan karanlığımızı. Pütürlü soru işaretleri törpülüyordu hakikatin önündeki duvarı inceden inceye. Yeni anlamlar yumuşak dokuyu geçip, aklın sinir uçlarına dokunup kanatıyordu.
Tren ve Çocuk
Evleri tren istasyonuna yakındı. Derslerini bitirdiğinde, hikaye kitaplarını okur ondan da canı sıkıldığında soluğu istasyonda alırdı. Trenlerin varış ve kalkış saatleri ezberindeydi. Trenlerin varış saatine beş dakika kala istasyona gelir, salonda oyalanırdı. Salondaki berber dükkanını pek severdi. Berberin müşterinin saçını kesmesini, usturayı masatlamasını, sabunu köpürtmesini ilgiyle izlerdi.
Kim Ben, Ben Kim
İzmir de bir edebiyat atölyesinde eleştirmen Hülya Soyşekerci Hoca'mızla birlikte "Kafka'nın Dönüşüm" adlı eserini işlemiştik. Hülya Hoca'mız "Dönüşüm" eserinden yola çıkarak öykü yazmayı denememizi önerdi. Ben de bu öneri üzerine "Kim Ben, Ben Kim" adlı öyküyü yazdım.
Bir Liderin Hazin Sonu
En ufak birim insan ve aile, Devletin bir parçasıdır. Kamuoyu yaratarak bir ülkenin
rejimini değiştirmek, hiçbir ülkenin hakkı değildir. Libya'nın % 95'i çöldür. Ralli
yaparak çölünden geçilir de, bu yönüyle Libya'ya bir çözüm gelmezken, % 5'lik
bölümündeki çözümsüzlükle uğraşılmıştır. Muammer Kaddafi akıllıların
Kümeler
Son Eklenenler
-
01
-
02
-
03
-
04
-
05
-
06
-
07
-
08
-
09
-
10
-
11
-
12
-
13
-
14
-
15
-
16
-
17
-
18
-
19
-
20
KİTAP İZLERİ
Sus Barbatus! 1
Faruk Duman




