"Her yeni gün, yaratıcılığının tohumlarını ektiğin bir bahar sabahıdır; hayata anlam katmak için şimdi tam zamanı."

Öykü > Modern

nostaljik

Gewre Ölmesin

Her aşkın bir sesi vardır mutlaka. Kendi sesini bir bir notalaştıran sesler. Gewrenin ney sesine benzeyen nefesinde, aşkın bir gün bu şehirden Eskişehire kıdemli bir polisin karısı olarak gideceğine kim inanırdı. Gewrenin de İkbal

nötr

Böcek

Ölümün yaklaştığını hisseden bu kadın için...zor değildi böceklerle dost olmak...

üzgün

Tanrının Huzurunda

“Bu solcuların da ayrıcalıklı liderleri, dokunulmaz generalleri, söz söylenmez tanrıları yok mu? Polis örgütleriniz, hapishaneleriniz olacaksa, neden yaşamı kendime zehir edeyim ki?” Aynen böyle söylenmişti. “Sevgili Tuna’cığım” derken, Rus romanlarının o kibar, kadın karakterleri gibi içini dökmüştü. Bu konuşmalara kadar Nilüfer, benim için gülünç, sefih, ancak bir öyküde

olumsuz

Aj (L) Anın Karmaşası

Kendisinden beklenmeyen bir çabuklukla, çantasına davrandığı an, Ulaş’ın tam ensesine 7,65’lik bir namlu dayandı. Ulaş kayıtsızca:
—Sen zaten beni öldürdün, dedi. Tetiği çeksen ne fayda, demesine fırsat kalmadan Ajlan kızımız, tiz bir çığlıkla uyandı. Başucu arkadaşları da ordaydılar. Yine ağlamaklı biçimde:
—Ulaş, dedi. Bu

düşündürücü

Azizin Gri Dünyasında

"Büyük bir kitabevi…
Gürültülü sayılabilecek bir ortam; etrafta kitaplarla ilgilenenler, kitaplarla ilgilenenlerle ilgilenenler, öylesine etrafına bakınanlar, zaman geçirmek için buldukları ilk kapalı alana girenler…
Ve ben…
Ve sen…"

Başa Dön