Eskiyen Evlilikler ve Koltuklar 1. Bölüm
şansımı deniyorum. Ve hayatıma dahil olun diyorum. Gelin içeri misafir edeyim sizi öykümde
"Ölümsüz olmak güzel fikir, ama sabahları erken kalkmak zorunda kalmamak daha güzel." - Albert Einstein (kurgusal)"
"Ölümsüz olmak güzel fikir, ama sabahları erken kalkmak zorunda kalmamak daha güzel." - Albert Einstein (kurgusal)"
şansımı deniyorum. Ve hayatıma dahil olun diyorum. Gelin içeri misafir edeyim sizi öykümde
Çok kısa boylu-belki bu, onu doktor olmaya itmişti-, kalın çerçeveli gözlüklü-belki hastasıyla göz teması sırasında hissettiklerini gizlemesi içindi-, büyük bir titizlikle düzenlenmiş odası-tüm dağınık yaşayan delilere ne kadar 'akıllı' bir birey olduğunu dolayısıyla onların yaşamını da düzenleyebileceğini göstermek içindi- olan bir laborant vardı karşımda. Ha unutmadan başlangıçta onu
sen, saklarsan korursan önemli olan tüm değerleri...
saklayıp koruyacaktır da layığı oldukların, önem verdiklerin, önemli oldukları kadar da seni...
Kristal şekerlik, koca bir yıl özlemini çektiği rengârenk şekerlerine kavuşmanın tatlı sarhoşluğunda büfede yerini almıştı. Gümüş tabak da aynı yerde pırıl pırıl parlıyor sanki "ben de beyaz bademlerimle sütlü çikolatalarımla buradayım" der gibiydi. Hemen yanı başında arzı endam eden desenli antika kolonya şişesi ise limon ferahlığını üç gün
Bu kısa bir hikaye olacak diye başladı yazmaya. Kısa bir hayatın kısa bir hikayesi. Karakter tamamen hayaldışıydı aslında ve hayatını kısa yapacak olan da karakterin kendisinden başkası değildi...
Sen göremezsin saçlarına kurdelalar bağladığın kızının büyüdüğünü. Aynaya her bakışımda duyduğum ıstırabı, gözlerimde hiç düşmeyecekmiş gibi duran hüzün bulutlarının verdiği yükü bilemezsin...
Geceleri karanlıktan, yağmurda şimşekten, uykuda kabustan hala korkarım. İlk günkü gibi muhtacım sana aslında..
Haksızlık eden, haksızlık ettiği kişinin bu haksızlığı kaldıracak kadar güçlü olduğunu mu düşünür yoksa güçsüz birine haksızlık edecek kadar aciz midir?
Neden diye sordu genç adam. Yanit basitti.
\- Sarap alacagim…
Genç adam, yanindaki kendinden biraz daha büyük olan hala oglu ile bakistiktan sonra adama döndü ve…
-Veririm ama bir sartim var…
Nedir diye sordu adam…
Take this migraine everywhere I go
Take the fast lane everywhere I go
Take this migraine everywhere I go
Someday, gonna take it slow
Mum alevi ışığında, derin duygularının gelgitleriyle boğuşurken yanına yaklaşan Sevda’nın farkına varmamış, öyle ki elinde tutmuş olduğu kadeh de boşalalı uzun zaman olmuştu. Salona girdiğinde, arkadaşının oturduğu masayı görüp yanına doğru yaklaşan Sevda, ilk bakışta tatsız bir şeylerin yaşandığının farkına varmış ve bu durum karşısında nasıl bir tutum
Dünya tarihinde sayısız başlayan ve biten aşk hikayeleri vardır, bu çöplüğe katkıda bulundum belki. Bu hikayeleri yaşayanların gösterdiği semptomlar aynıdır, istediğin kadar kendini yücelt. Ama her aşk kendini biricik kılarak ışıldatır yeryüzünü, gökyüzünü. Bir kadın bir erkeği sever, çok sever. Dışarıdan kurulacak her cümle kesinlikle stratejik bir dilin
Bu konuşmanın sonrasında bana üzümlü kurabiye ikram ettiğini ve bir zamanlar yaptığı nefis kurabiyeleri anlattığını hatırlıyorum. Kendi yaşamı ile ilgili bir şeyler anlatırken birden sıradan konulara geçivermesindeki ustalık beni şaşırtıyordu.
uçurtmam gökyüzünde asılı kalır,
yolluk birkaç bahane bulunur;
ve gitmeler gelir giderim....
Herkes aslında alternatif bir katil adayı olabilir.Saplayamadığımız gözü kör bıçaklar karşıdaki bedene değil hayatımızdaki varlığına saplanır...
Kollarını kaşıdı. Bakmayı unuttuğunu farketmiş gibi aniden döndü, kedilere baktı. Bir şeyler mırıldandı. Tekrar yanıma geldi.
-Simit vereyim, abi? Çok taze.
-İyi hadi ver bir tane.