Herkesin Yalnızlık Boyu Eşittir
Yankıyı sevmiyorsanız, yalnızlıktan uzak durmalısınız. Yalnızlıktan uzak durmak ilginç geldi değil mi? Boşluğa el sallayarak , yalnızlığa veda denemesi yapabilirsiniz.
"Her yeni gün, içindeki sonsuz potansiyeli keşfetmek için açılmış bir kapıdır; cesaretinle adım at, kendi hikayeni yaz."
"Her yeni gün, içindeki sonsuz potansiyeli keşfetmek için açılmış bir kapıdır; cesaretinle adım at, kendi hikayeni yaz."
Yankıyı sevmiyorsanız, yalnızlıktan uzak durmalısınız. Yalnızlıktan uzak durmak ilginç geldi değil mi? Boşluğa el sallayarak , yalnızlığa veda denemesi yapabilirsiniz.
“Bayıldımdı ! Annem üstelemeseydi yanına gelmeyecektim bile.”
“Beni gönderen de babam. ‘Arkadaş arkadaş diyordun , haydi git bakalım,’ dedi.”
Tekerlerin altındaki kalın kalaslar hafifçe bir ayağa kalkıp, bir yerlerine oturuyorlar. Yol kenarındaki çalı çırpılar sağa sola kaçışıyor. Sanki ezilmekten korkuyorlar. ..
İlk defa ne zaman mutlu olduğumu hatırlamaya çalıştım, Film şeridini geriye sardırdım. Çok küçüğüm, soğuk bir kiş gününde babamla bir parktayız,lapa lapa kar yağıyor. Elim babamın fırından yeni çıkmış ekmek gibi sımsıcak kocaman elinde. Ben bir sağa bir sola seğirterek ellerimi ısıtıyorum. Bu keşfimden, sonraları da hep yararlandım.
Birinin sağında , öbürünün solunda onca yer olmasına karşın bitişik sandalyelerinde omuz omuza oturan iki yaşlı , “Eee?” diye üsteledi.
Orta boylu,buğday tenli başka bir tabirle kılıksız bir adam oturuyordu çınarın dibinde.Ak sakalında oldukça seyrek siyah teller vardı.Hareketten yoksun,cansız gözleri boş boş uzaklara bakıyordu.Bakışlarında ki karanlıkla uzaklara bakan,bir balıkçıyı andırıyordu.Üzerinde uyumsuz kıyafetler vardı.Yanına yaklaştığımda fotoğraf olduğuna inandığım kağıt parçasını yırtık ceketinin iç cebine koydu.Yanına oturdum,o hareketsiz boş gözlerle
Adını bilmediğim bir sarmaşık lila renginde çiçek açmış, pencerenin bir yanından yukarıya doğru sarılıp tırmanmıştı. İçimde o tanıdık, gittiğim her yerde beni bulan o acıtan boşluk hissi; bu manzaranın içinde de yoktum...
Gitme vakti gelmişti, gitmeliyim...
Sen göremezsin saçlarına kurdelalar bağladığın kızının büyüdüğünü. Aynaya her bakışımda duyduğum ıstırabı, gözlerimde hiç düşmeyecekmiş gibi duran hüzün bulutlarının verdiği yükü bilemezsin...
Geceleri karanlıktan, yağmurda şimşekten, uykuda kabustan hala korkarım. İlk günkü gibi muhtacım sana aslında..
Yaklaşıyordu. ‘Dilerim evdedir. Üç mektup!! Olacak şey değil.’ Son birkaç yılın en mutlu gününü yaşıyordu. Az sonra onu görebilecekti. Düşledikçe adımları sıklaşıyor , onun sevineceğini de düşünmek ...
Herkesin bir hayali vardır. Ne demiş atalarımız:"Her gönülde bir aslan yatar." Atıl Bey'de "Karınca kaderince" ülkesi ve milleti için br şeyler yapmak isteyen bir vatan evladıydı...
Bir gün okuldan geldim. Ağabeylerim henüz yoktu. Annem pazara gitmişti. Mutfağa yemek hazırlamak için girdim. Evdeydi. Televizyon izliyordu. Onunla evde hiç yalnız kalmamış olmanın çekingenliği vardı üzerimde. Oysa o benim babamdı. Öylesine yabancıymış ki meğer. Belki bende onun için o kadar yabancıydım. Mutfağa, yanıma geldi. “Sen de aç
Olayları, içinde bulunduğumuz durumu ve her hangi bir gelişmeyi, olmasını istediğimiz gibi değil de, olduğu gibi görerek kabullenmeyi öğrenmek zor iştir. Görelim bakalım, nasılmış?
Mahallenin koyunları sıra ile güdülürdü. Sıra babama geldiğinde, otlatmak için gittiği dağlarda doğan kuzu ile oğlakları eşeğin sırtındaki heybeye koyardı. Eve geldiğinde; heybedeki kuzu ve oğlakları kucağıma alıp doğruca sahiplerine götürürdüm
Durdu ve ayağa kalktı. Gözlerimin özetini hikayelerimden çaldığımı bilmeni isterim dedi. Tek kelimeliktir. Uzun bir hikaye dinlemediyseniz kaybetmişsinizdir demektir dedi ve yürümeye başladı
Anna ile tanışmamız, memleket hasretinin yüreğimi dağlamaya, Türkiye’ deki çevremi, arkadaşlarımı özlemeye başladığım döneme raslar. O, yanımızdaki daireye yeni taşınmıştı. Orta boylu, balık etinde, uzun sarı saçları ama ille de ülkemin denizleri gibi koyu mavi, gülen gözleri ile kapımıza dikiliverdi. Anna kapının önünde durmadı. İçeriye girdi. Yaşantıma girdi.
Geçmiş bir anda gözünde canlandı. Bir elektirik hızıyla geçti beraberliği: suyun derinliklerindeki eşini istedikleri gündeki heyecanı... nişanını... evlendiği gündeki mutluluğunu... evliliğinin üzerinden geçen üç yılı... Yalnız bırakmammalıydı. Kavilleri
Ben büyük kentlerin yirmidört saat yaşayan yanını seviyorum. Alışveriş merkezleri, sahil restoranları, barlar, eğlence yerleri, giysi, ayakkabı mağazaları.. Biliyorum sen de böyle yerlerden hoşlanmıyorsun. Eğer sen hoşlanmıyorsan bu benim de hoşlanmayacağ