Güzelliğin Evine Kurulmak
Oysa bakılan şeyi kavrayabilmek, anlayabilmek, sindirip olgunlaştırmak için; eskilerin tabiriyle onda tefani olmak gerekir. Yani, onda erimek, onunla bütünleşmek onda yok olana dek var olmak
"Kitap okumaktan sıkıldıysanız, belki de okuduğunuz kitapların sizi sıkmasından sıkılmışsınızdır." - Terry Pratchett"
"Kitap okumaktan sıkıldıysanız, belki de okuduğunuz kitapların sizi sıkmasından sıkılmışsınızdır." - Terry Pratchett"
Oysa bakılan şeyi kavrayabilmek, anlayabilmek, sindirip olgunlaştırmak için; eskilerin tabiriyle onda tefani olmak gerekir. Yani, onda erimek, onunla bütünleşmek onda yok olana dek var olmak
siz değerli okurlarıma hayatın iki kelimeden ibaret olmadığını anlatmak istediğim kısa ve öz bir yazı yazma gayretinde oldum.
İskelesine gitmeden önce kenarına yaklaşın ve kenarından su içen karıncalara bir bakın. Onlar giriyorlar mı yüzme bilmedikleri halde, girmiyorlar, sadece su içiyorlar kenarından. Kediler giriyor mu denize yüzme dilmedikleri halde? Ayak parmaklarınızı şöyle bir değdirin ve denize ısınmaya çalışın. Burada brrrrrrrrrr çok soğuk, sesi çıkarmak serbesttir... İnanın o
Yaz, Necatigilin Kır Şarkısı şiirinin sonundaki dizeleriyle söyleyecek olursam; sakin, dinlenmiş, rahat bir şekilde bitecek benim için. Ya da tam tersi olacak..
insanlar, geçirmekte oldukları zaman zarfında yaşamlarında olumsuz etkiler yaratacağını bildiği eksilerinden neden uzak kalmayı tercih ediyorlar?
Belki de bizlere bahar diye dayatılan tüm sistemler bir aldatmacadır. Geçmiş zamanlardaki o sıcak ilişkiler, aile, komşuluk, sokak, mahalle, akrabalık velhasıl toplumda eşitliği gerçekleştiren o dayanışma ruhunun bugün nereye gittiğini hepimiz aramıyor muyuz? Onunla şunca yıllık hukukumuz var! sözünü nedense artık duyamaz olduk!
başımıza gelen, bir an olsun unutmamamız gereken olaylardan ders çıkarmaktan neden uzak kalmayı tercih ediyoruz?
Belki hayat telaşından ya da yorgunluk, kim bilir, an olur , derin bir uykuda kalmak ister insan. Gözleri kapalı, lakin uyanık, öylece durmak ve yalnızlığında boğulmak ister.
Kapatır tüm kapıları, perdeleri çeker, düşüncelerden, sorulardan kaçıp saklanacak yer arar. Kendi karanlık sığınağında ruhunu özgür bırakıp yitmeyi diler
Ben giderim adım kalır
Dostlar beni hatırlasın
Düğün olur bayram gelir
Dostlar beni hatırlasın
Çok güzel yaşamak. Her nefeste ruhunun diğer yarısına sarılmak muhteşem.
Muhteşem hayat, sen onu nasıl yaşarsan
İnsanlık tarihinin evrensel sorusu: Belirsizlikte nasıl seçim yapmalıyız? Meslek, yaşam yeri ve hayat ortağı seçimleri gibi kritik kararlar her çağda farklı yöntemlerle ele alınmıştır. Eskiden tanrılardan medet uman insanoğlu, bugün istatistiksel modellere başvuruyor. Tercih danışmanlığının özü değişmese de, insanın geleceği tahmin etme biçimi köklü bir dönüşüm geçirmiştir.
Ben hep kendimce, kendi bildiğim salt yolda ilerledim Bu yolda haklı çıktım mı? Çıktım. Yine haksız çıkıp bu yolda bedeller ödedim mi? Ödedim. Sor bana pişman mıyım? Değilim tabi ki Niye? Ben öyle istedim, yaşadım, hissettim ve öğrendim.
Karaciğeri kargalar tarafından dahi yenilmeli ama gün sonunda zincirlerini dahi koparıp benliğini kabullenmeli
Bu metin, modern hayatın acımasızlığı karşısında insanın yalnızlığını ve iç dünyasını anlatıyor. Düşüncelerin, söyleyemediklerimizin ve içimizde tuttuklarımızın ağırlığını vurguluyor. Sahte dostluklara kanmamayı, düştüğünde kalkıp devam etmeyi ve en önemlisi kimseyi kendimiz gibi bilmemeyi öğütleyen, hayatın gerçeklerine dair derin bir düşünce akışı sunuyor.
Sahip olduğunuz en güzel enstrüman sözcüklerinizdir.
Sessiz kalmayı bilebilmek hımmm lara ihtiyaç duymamak,
Göğüs kafesinden güçlü ve derinden konuşabilmek,
Ses tonunun bahsettiğiniz işe uygunluğu,
Kerem Eksen