Yıkıcı Değil Yapıcı Olun
bir şeyleri kırıp dökmek kolay; neden kırıp döktüklerimizi tamir etmek için ufak da olsa bir çaba göstermiyoruz?
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
bir şeyleri kırıp dökmek kolay; neden kırıp döktüklerimizi tamir etmek için ufak da olsa bir çaba göstermiyoruz?
Büyümeyi önlemek mümkün değil ve büyüyen yalnızlıklarımızı
Büyüdükçe yalnızlaşıyor insan.
Aslında kendine dönüyor, aynaya bakmaksızın kendini görmeye çalışıyor kendi içinde.
Kendisini aramaya ve bulmaya yöneliyor.
Yoğun bir arayış bu.
bakmak ve görmek, bu iki kavramı şu şekilde ayırt etmemiz mümkündür.
Farklı bakıp farkı görmeye çalışmak lazım. Belki kalp gözyaşlarında boğulur yine de hayat denen bilmecede umudu görmek var.
yaşama sevinci; kişiden kişiye değişen bazı hayatlarda kayıplar oluşturan bazı hayatlarda ise beklenen güneşin doğuşuna şahit olduğumuz bir kavramdır.
Bu ülkede, ne zaman bir erkek ile bir hanım, biraz ileri düzeyde arkadaşlık etmeye başlasa, ikinci dereceden ne kadar akraba, eş, dost ve arkadaş varsa, hemen hepsi büyük bir yaygara koparır. Hatta olayla ilgili, ilgisiz, herkes işin içine karışır ve sanki kıyamet kopmuşçasına bir telaş ve panik içerisinde,
Ve benim her akşam korkunç bir yılgınlıkla, çaresiz eve nasıl geldiğimi de bilemezsiniz. Zaman ışık hızıyla akıp geçiyor ve onu yavaşlatacak hiçbir güç yok bu dünyada. Bizim çaresizliğimiz de onu büsbütün şımartıyor, küstahlaştırıyor olsa gerek. Yüzümüze bile bakmıyor artık, baksa da mütemadiyen kızgın Bize günlerin soluk fotoğraflarını bırakıyor,
Vaktiyle Sakaryaspor; kendisinin yıllar sonra en iyi seviyesindeyken, arkasını toparlayacak düzgün bir kaleciyi bir türlü bulamadı... Niye? Kalecileri hep falsoydu... Kah bilekleri burkuluyor, kah topa vurdukları için sakatlanıyor, kah ise inatları inat olduğundan, beş golü dahi kalelerine almaktan çekinmiyorlardı.
Müzik biter. Sessizliğin adı hayat olur, şimdilik. Kısacık anlardan ibaret zamanlar. Sesler, yüzler, yaşamdan kesitler. Hayat biter.
Sahip olduğunuz en güzel enstrüman sözcüklerinizdir.
Sessiz kalmayı bilebilmek hımmm lara ihtiyaç duymamak,
Göğüs kafesinden güçlü ve derinden konuşabilmek,
Ses tonunun bahsettiğiniz işe uygunluğu,
İnsan hayatındaki seçimler, korkular ve değişimler üzerine samimi bir düşünce akışı. Yazar, kendi deneyimlerinden yola çıkarak, okuyucuya cesaret verici bir mesaj iletiyor: Hiçbir şey için geç değil ve korkularımızla yüzleşmek, değişimi kucaklamak için her zaman bir şans var.
CV'ler her zaman doğru, yalansız ve abartısız olmak zorundadır... Olmadığınız, başaramadığınız özellikleri yazarsanız öz geçmişinize, bir gün gelir gerçek anlaşılırsa, mahcup olursunuz mutlaka... İngilizceyi çok iyi, bir İngiliz ile her konuyu konuşacak kadar değilde, lise de öğrendiğiniz kadar biliyorsanız, öz geçmişinize, İngilizceyi iyi derecede biliyorum yazmamalısınız...
Bir Carrefour hatırası tadında... Fakat çok daha fazlası var baktığında...
Ruhunuzda fırtınalar koparken, o gecenin sessizliği az da olsa huzur verir insanın ruhunun derinliklerine... Hele bir de ince ince tatlı bir müzik, alır sizi götürür kim bilir nerelere... Ay dolunay olmuş ya da hilal, ne fark eder? Işığını salıyor ya hem dünyaya hem de ruhumuza...
Sema Kaygusuz