Diyeceksen Deme
Gitme,
çok ağlarım ben, gözlerim hep nem nem.
Gitmeyelim, bırak toplamayı aşkın valizini,
boşaltalım geri, ne varsa ceplerimizde.
Konuş ne olur,
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Gitme,
çok ağlarım ben, gözlerim hep nem nem.
Gitmeyelim, bırak toplamayı aşkın valizini,
boşaltalım geri, ne varsa ceplerimizde.
Konuş ne olur,
Bizim mahalle işte...Kaderine terk edilen insanların çaresizlikten yaşayan şeytanlara, iblislere, hilkat garibesi yaratıklara dönüştüğü yerler...Birçok yazımın ana konusu olan mahalle hakkında bir sözlük yazarlarının düşünceleri...Ama bu insanlardan daha beter bir vahşet çağını kendi iç dünyalarında saklı tutan köylerde ki insanlardan bir haber yaşayan yorumcular ne yazıkki.."
YZ
Eskiden, mektup denilen bir tür vardı, name de denilirdi adına. İnsanlar, biribirine yollardı zarf içinde.
Sevgi kokardı, hasret tüterdi sayfalarında. Ayrı bir iştiyakla okunur yazılırdı. Eskiden mektup vardı,o demler güzel zamanlardı...
Yaşar Kemal
Yokuş yukarı koşmanın sonrası gibi yorgunum.
Bir ihtimal uyanırsın, ama gerçekten uyanabilirsin ya da bir sonraki rüyayı bekler bihaber olduğun umudun. Kimbilir, bir ihtimal vardır bir yerde kendinle buluşman için.
Bense bir gün karşımdakini anlamaya çalışmak yerine, kendimin anlaşılmasını beklemeyi deneyeceğim. Bunun için ne kadar yaşlı olursam olayım. AG
\- Kesinlikle öyle. Ruhu dingin tutacak, bedene terk ettirmeyeceksin. Bedene dil öğretip, ruhu ilim ve bilime sevk edeceksin. Ruh ve beden sağlığı taramasından geçirteceksin.
\- Bu kadarı da fazla ama ne bu! Göz, diş, sınav kağıdı taraması gibi.
-
Hayatımız “tekrar, durdur, kayıt” yapılamayacak kadar spontane yaşanıyor aslında. Verdiğimiz kararların altında ezilmeye bile fırsat bulamıyoruz bazen. Namlunun ucundaki hayatlar için ne kadar kısa ise bizim için de bir o kadar. Geri gitmek bu kadar imkansız ise ileri giderken nasıl bu kadar kayıtsız olabiliyoruz. Bir ateri oyununda ağaçları
Öykü yazıldıkça karakterler belirginleşmeye başlar. Bir el onları düşüncenin karanlık, dipsiz derinliğinde uyuklarken bulmuş çekip çıkarıyordur yüzeye. Direnirler mi? Sanmam, barınacak beden bulmuşlardır çünkü. Yazarın boyun eğilecek iradesi üstelik o yaşlanıp giderken kendilerini ilk günkü canlılıkla ölümsüz kılacak sürece götürmektedir.
'' Oyle bir ilkyaz ol ki korkut yaprakları,
Oyle bir son yaz ol ki tut yaprakları,
Sararıp dökülürken güz rüzgarlarında
Ardında savrulsunlar ,unut yaprakları
Bu dünya dönme dolap düpedüz..Dön dön dur; dur dur dön! ..Açılsın eteğin...Altından ne çıkacaksa yani! ..Bekle de gör; gör de inanma, inanma da gerçeğe saplan! .
İstiyorum ki Anadolu'da bebelerim, analarım, kardaşlarım depremden ölmesin artık. Herşey bir adımla başlar.
Ercan Kesal