Onlara ne anlatýrsa anlatsýn, sonuçta hep boþa konuþmuþ olurdu...Ýyi bir görüntü hitabet yeteneði sosyal bir yaþantýda diðer insanlar üzerinde iyi bir etki býraksada, belki baþarý saðlasa da, buralarda hiç bir zaman fayda saðlamazdý...Aksine bu özellikler O kiþi için bir dezavantaj belki de bir bela unsuru olurdu...Onlar onu dinlerken aslýnda koklar dururdu, sürekli hiç býkmadan...Otuz kiþilik bu koðuþta daha gelir gelmez onun kokusunu almaya baþlamýþlardý.Kokuyu sindire sindire içlerine çekerdi bir çoðu...Yeni gelen mahkum anlatýrdý geçmiþinden, geleceðinden, düþüncesinden neden burada olduðundan, durmadan anlatýrdý..Onu kimse dinlemezdi ama koklardý...Kim bu adam, nereden geldi, niçin geldi?

Bir kurt mu, bir çakal mý ya da bir tavþan yahut bir keçi mi?Adam kendisinin kurt olduðunu iddia ederdi...Yaþam felsefesiyle,yaþadýðý olaylara gösterdiði tepkiyle, mücadelesiyle anlatýp dururdu...Mahkümlarýn arasýnda iki kurt onu iyice koklamýþtý....Birbirlerine bakarken þaþkýnlýkla düþünmüþlerdi, bu adam onlardan deðildi..Bu adam kesinlikle kurt olamazdý..Bir kenarda sinmiþ bir halde oturan bir kaç tavþan, keçi de onu hissettmiþti...Peki bu yeni gelen, neden kendini olmadýðý gibi göstermek istiyordu..Cezaevine gireli daha bir kaç saat olmamýþtý ama adam çoktan hayat hikayesini anlatmýþtý...Çaylar içiliyor, tespihler sallanýyor, býyýklar çekiliyordu ama sýnav henüz bitmiyordu...Onu düþünüyorlardý, zaman sýnýrsýzdý...


Bir oto hýrsýzý da dikkatle bakýyordu ama O karþýlýksýz çekten gelen elit bir çevresi olan iþ adamý bir beyefendi... Bu uðursuz oto hýrsýzý neden onun kokusunu aldý...Onu belki kendisi gibi görüyordu. Bir pezeveng de oradaydý... O da hissediyordu...Bu adam karý sattýmý asla söz konusu bile olamazdý ama bu adam onu meslektaþý gibi görüyordu...Ya da karýsý onu satmýþ olmasýn, göz göre göre onu aldatmasýn.. Ne tuhaf gasp suçlusu bir garip çingene de onu izliyordu...


Az sonra koðuþ mümessili merdivenlerden inerken hareketler de deðiþiyordu... Katilmiþ bu adam haliyle diðerleri korkuyor. Adam iri yarý, aslan gibi...Ormandaki aslan sanki bu adam... Gözlerini ona dikiyor. Diðerleri de ayný þekilde gözlere bakýyor. Þimdi sýra ikinci sýnavda. Gözler ne anlatýyor bakalým...Allahýn belasý adam nerden geldin buraya.Ona bakýyor bütün gözler... Bakýyorlar, içine giriyorlar... Yolculuk baþlýyor gözlerinde.Ait olduðu yeri þimdi O gözler belirleyecek. Ne kadar cesaretin var bakalým ve ne yapabilirsin?...Burada geçecek her saniye artýk bu gözlerin kontrolünde...Yediði ekmek de içtiðin sigara da bu gözler olacak...Her þeyini onlarla paylaþacak, parasýný, pulunu geçmiþini, geleceðini...Gözler söyleyecek paylaþacaklarýný azar, azar...O korkuyu da gördüklerinde belki kýçýnýda paylaþacaklar...

Bakalým gözler ne anlatacak..Onlar çok iyi bilir O gözleri...Bir kediyi bile köþeye sýkýþtýrdýðýnda onun yapacaðý bir mücadele mutlaka olur, tabiat kanunu bu...Peki bu adam sýkýþtýðýnda son ana kadar ne yapabilir..Ýþte bu gözler anlatýrdý , onun ne yapýp, yapamayacaðýný...Artýk maddi manevi yeri geldimi de her türlü becerilecek bu adam..Burasý hapishane, ayný süreçten onlar da geçmiþ...Herkesi öyle veya böyle bir þekil de becerdiler..Acaba bu adam bu iþler için ne kadar müsait...Nereye kadar her þeyi kabullenecek.Günün yirmi dört saati, senenin on iki ayý acaba dayanabilecek mi...

Bu gözler ister istemez anlatýrdý kendini hapishaneye...Ýçeri giren insanlarýn bir çoðunun gözleri O anlar da bir fahiþe gibi parlardý , korkudan...Bir adamýn azýlý bir katil olmasý, gaspçý hýrsýz olmasý hiç de sorun olmazdý..Ne olursa olsun , istediði kadar kabadayý olsun belalý biri olsun hatta müebbetlik bir mahkum olsun farketmezdi...Gözler eninde sonunda bir fahiþenin gözleri gibi bakardý korkudan...Alemi cihan da olsa O eninde sonunda mutlaka becerilirdi..Beþ altýsý bir araya gelir hiç çekinmeden delik deþik edilir bir kenara atýlmýþ olurdu...Bir travesti sübyan koðuþta zaten hazýrdý suçu kabullenmek için..Dýþarý da koyun toplumda yapýlan kariyer, icraat burada hiç de önemli sayýlmazdý..

Ama bazen hiç umulmadýk birileri gelir ortaya çýkar sahneye yerleþirdi..Bir suçlu ama genelde sýradan bir suçlu görüntüsü olurdu bu mahkumda...Binde bir olsada sonunda mutlaka böyle birileri çýkar gelirdi ...Daha gelir gelmez adamýn görüntüsünden, kokusundan rahatsýz olurdu koðuþ...Hangi türe ait olduðunu çözmekde bir hayli zordu..Hatta bu imkansýz gibi bir þeydi..Tuhaf bir durum olurdu...Bu adam bu ormanda yaþayan bir tür deðildi...Bilinmeyen bir ormanda bilinmeyen canlý türleri acaba var mýydý...Kokusu bir tuhaftýr, gözler farklý bakar...Hayretle düþünürler, þaþýrýrlar..Göz göze geldiklerinde bir çoðu ürker..Sanki bir þeytan onlara bakýyordur...Tanýnmayan bilinmeyen bu adamdan korkarlar...Kalabalýklar üstelik ama bu adam yalnýz ve tek..Ýsteseler hemen onun üstüne çullanýp onu oracýkta öldürebilirler..Ama bunu bir türlü de yapamazlar..

Sanki bir azrail onu görevlendirmiþ de bu allahýn belasý koðuþta sanki birilerinin canýný almaya gelmiþ...Adamda sanki ilahi bir dokunulmazlýk var..Þaþkýnlýkla birbirlerine bakarlar...Ondan kurtulmak için bu adamý öldürmeleri þarttý...Adam bu mesajý, kokusuyla, gözleriyle çoktan onlara hissettirdi...Hangisinin kurt olduðunu tavþan olduðunu aslan kýlýðýnda ki koðuþ mümessilinde çakal olduðunu onlara hatýrlattý...Onlarý hiç umursamadý...Onlar daha bu kafeste yokken O geçmiþte buralar da fazlasýyla yaþamýþtý.Aslan kýlýklý mümessili bir gece uyurken yataðýnda ziyaret edebilirdi...Onun yardýmcýsýný tuvaltte piþman eder,hatta becerebilirdi...Gözleriyle belki yapacaklarýnýn yarýsýný anlatýrdý...Aslýnda daha çok anlatýcaklarý vardý..

Bu adam gibiler daha sonra saygý duyulan, korkulan ama sevilmeyen sýra dýþý mahkumlar olurdu...Anadolu hapishanelerine sürgüne gittiklerinde her vilayet hapishanesinde o yörenin mahkumlarý da ayný korkuyu yaþardý...Farklý ilkel kültürlerine, barbarlýklarýna, kalabalýk güçlü olmalarýna raðmen bu vahþi köylü suçlular tek baþýna buralara kadar gelen olan bu adamlardan korkar, çekinirlerdi...Belki de eskilerin dediði gibi her ormanýn bir kralý mutlaka olurdu...Burasý da zaten orman deðil miydi?