..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Uygarlýk, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayýda artmasýdýr -Mark Twain
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Toplumcu > Þenol Durmuþ




22 Þubat 2011
Sarýgöl Roman Mahallesi 2  
Þenol Durmuþ
"Sana bir silah mý yahut uyuþturucu mu lazým, yapacaðýn iþ için adam mý lazým, bulunduðun vilayetteki en yakýn bir roman mahallesine git, orada bir kahvehaneye gir otur çay söyle. Seni kimsenin tanýmasýna gerek yok, yeterki paran olsun, daha çayýný bitirmeden yanýna gelirler.Merak etme sen adamým"


:CEHB:
Doksanlý yýllarýn baþýnda, Ýstanbul geliþtikçe, bizim mahallede geliþiyordu. Romanlarýn baþlýca meslekleri olan çarþafcýlýk, çicekçilik, kalaycýlýk, çalgýcýlýk, kaðýt toplama iþleri artýk tarihe karýþýyordu. Ülke þartlarýnýn vermiþ olduðu ekonomik zorluklar, bu ata mesleklerinin de artýk iþini bitirmiþti. Yeni nesil gençler, bol para getiren temiz iþlerle uðraþmaya baþladý. Onlar için bu iþler en temiz para sayýlýrdý... Uyuþturucu satmak, hýrsýzlýk, yan kesicilik, gasp, adam vurma iþleri sonunda yeni nesil gençlerin gözde mesleði haline geldi. Bu gençler eski mesleði sürdüren, büyüklerine artýk kýçýyla gülüyordu. Büyüklerini adeta zavallý, sefil insan görüyordu bu nesil. Mahallede cezaevine girmek artýk bir kariyer olmuþtu, bir üniversite diplomasý gibi...

Ýstanbulda artýk bir Harlem oluþuyordu. Ýstanbulun çeþitli semtlerinden, özellikle zengin ilçelerinden gelen son model araçlar mahallede boy göstermeye baþlamýþtý. Gelen araçlarýn sayýsý her geçen gün artarken, ticari taksiler bile mahalleye yýðýnla müþteri taþýyordu. Mahallenin giriþinde sokak aralarýnda esmer, kahverengi, mor yüzlü vatandaþlar gelen araçlarý kiþileri durdurup mallarýný pazarlýyordu. Üstelik Fatih Çarþamba pazarýna taþ çýkartacak cinsinde profesyonel satýþlar yapýlýyordu.

Satýcýlar ve adamlarý bir müþterinin ihtiyacýný gidermek için azami çaba sarf ederdi. Hizmet sýnýrsýzdý. Ne arýyorsan onu söyle yeter felsefesi geçerliydi. Özel teþebbüs, serbest ticaret ve rekabet tüm kurallara, uygun bir þekilde çalýþýyor ve geliþiyordu. Satýcýlar baðýrýyordu:

"Esrarýn kralý burada, malýn iyisi bizde"

"Gel güzel abim, ne istersin söyle"

"Eroin var eroin, koko isteyene güzelinden"

"Roc var, ex var"

"Þoför abi sen bekle malý hemen getiriyorum"

Fakat bu mahalleye girmek gerçekten her babayiðitin harcý deðildi. Büyük cesaret isterdi. Bu iþlerin adamý olman mutlaka þarttý. Eðer nur yüzlü, yumuþak bir tip olduðunuzu hissettikleri anda bir müþteriden çok anýnda bir gasp maðduru olabilirdiniz. Canýnýzý kurtardýðýnýza þükür ederdiniz. Toplumun birçok kesimi gibi kaderine terk edilmiþ bu insanlar, kendi kaderini artýk kendi çiziyordu. Kendi kurallarý ve kendi kanunlarý ile. Bu durum aslýnda sadece Sarýgöl Roman mahallesinde yaþanmýyordu. Ülkenin tüm vilayetlerinde bütün roman mahallelerinde bu yaþam sahneye çýkmýþtý. Ýstanbul,un konumu gereði, belkide Sarýgöl ön plana çýkýyordu. Yasadýþý iþlerle uðraþan hemen her kesimin sýðýndýðý limanlardý bu mahalleler. Bu yerler bir bakýma modern þehir dünyasýnda bir korsan adasýydý. Yasadýþý iþlerle uðraþan, bunlarla geçimini saðlayan karanlýk tipler birbirine devamlý tavsiyede bulunurdu. Bir yolcuya verilen rehber gibiydi bu sözler...

"Sana bir silah mý yahut uyuþturucu mu lazým, yapacaðýn iþ için adam mý lazým, bulunduðun vilayetteki en yakýn bir roman mahallesine git, orada bir kahvehaneye gir otur çay söyle. Seni kimsenin tanýmasýna gerek yok, yeterki paran olsun, daha çayýný bitirmeden yanýna gelirler ve sana seslenirler. "Merak etme sen adamým"

Kýsa bir süre sonrada: "Hey birader, ne istiyorsun, paran var mý söyle bakalým sana yardýmcý olalým" diyen biri karþýnýzda size gülümser..

Olay bu kadar basit ve netti. Arife tarif de gerekmezdi. Bu insanlarýn rejim sorunu, insan haklarý, demokrasi, din sorunlarý yoktu. Sadece ve sadece yaþam savaþý sorunlarý vardý. Yüzde doksaný ilkokul terkti. Okuma yazmalarý yoktu. Bulunduklarý ülke þartlarý bu insanlarýn refahýný belirliyordu. Eh ülkemizde bayaðý refah bir yerdi. On beþ yaþýna gelene kadar, bir mahalleli, bütün uyuþturucularý kullanan, olgun bir delikanlý hüviyetine bürünüyordu. Býçak ile birkaç kiþiyi de doðramýþsa artýk saygýn, sevilen, korkulan bir insan oluyordu.

Mahallede bu geliþmeler yaþanýrken Çeribaþý çamur Yaþar'ýn oðlu düðün hazýrlýklarýný tamamlýyordu. Çamur Yaþarýn evinin önünde sandalyeler dizilmiþti. Saðdan soldan, evlerden, varsa masa, tabure, koltuklar toplanýyordu. Mahallenin kahvesi ise bir günlüðüne kapanmýþ kahvedeki bütün masa sandalyeler de evin önüne taþýnmýþtý. Elektrik kablolarý ve ampüller birbirine ekleniyordu. Gece karanlýðý için aydýnlatma operasyonu yapýlýyordu. Çocuklar ise 23 Nisan, 19 Mayýs törenleri için okuldan çaldýklarý çeþitli bayraklarý, kurdeleleri, süslemeleri, balonlarý getirirken bunlarý da etrafa güzelce asýp süslüyorlardý.

Sokak açýk hava düðün salonuna dönmüþtü. Herkes harýl harýl çalýþýyordu. Mahallede yýlýn düðünü vardý. Çeribaþý Çamur Yaþar'ýn oðlu küçük Yaþar evleniyordu.

Öðleye doðru mahallenin klarnetçilerini, kemancýlarýný, darbukacýlarýný, bütün müzisyenlerini güçlükle kaldýrdýlar. Adamlar zaten sabaha kadar meyhanelerde, barlarda, kahvehanelerde, çalmaktan helak olmuþlardý. Yetmezmiþ gibi içtikleri þarapýn, rakýnýn etkisi ile çoðunluðu periþan olmuþtu. Fakat bugün düðün günüydü. Çalgýcýlar yataklarýnda baygýn vaziyette yatarken, karýlarý baðýrýyordu:

"Kalk geberesice düðün baþlayacak çabuk ol."

"Çamur Yaþar haber yolladý gelsinler diye"

"Be adam öküz gibi yatýyon kalk"

Çalgýcýlar kahýr bela çekerek yataktan kalkmaya çabalarken, insanlar da çamur Yaþar'ýn evinin önünde toplanýp yerlerini almaya baþlamýþtý. Mahalleli kadýn, erkek, yaþlý, genç, çoluk, çocuk cümbür cemaat toplanýyordu. Masalarda, sandalyelerde aileye yakýnlýk ve samimiyet derecesine göre ayarlanmýþtý. Çamur Yaþar'ýn takým elbisesi parlak kumaþtan, siyah renkte parlarken, çok þýk duruyordu. Kel kafasýnýn yarým kalan saçlarýný jölelemiþti. Çevreyi izlerken her zaman olduðu gibi sinsi sinsi gülüyordu. Yaka cebindeki kýrmýzý gül de parlýyordu.

Merakla etrafýna bakýyordu. Yanýnda oturan karýsýna soruyordu:

"Nerede kaldý bu Raci?"

"Hazýrlanýyormuþ, gelicekler"

Bu esnada Raci evden hala çýkamamýþtý. Ziynet Raci'ye takým elbise bulmak için mahallede ev ev dolaþýyordu. Beþ takým elbise bulsa da hiçbiri raciye uymamýþtý. Don, gömlek vaziyetinde, ayaðýnda çoraplar olduðu halde çekyatta oturmuþ bekliyordu zavallý Raci. Ziynet hýþýmla içeri girdiðinde elinde sarý renkte bir takým elbise vardý.Kadýn öfke içersinde haykýrýyordu.

"Al þunu hayvan, bu da olmazsa artýk donlan gidersin düðüne".

Ziynet nefes nefese kalmýþtý, nerdeyse týkanmýþtý. Raci takým elbiseye göz ucuyla bakarken, korkarakta olsa sordu:

"Kýz Ziynet be bu takým elbise bana yabancý gelmedi, kimden aldýn kuzum?"

"Öh be koca eþek, rahmetli Fil Sabri'nin takýmý bu, þansýmýza bulduk onu, sandýðýn dibine saklamýþ karýsý, yoksa þarapçý oðlu onu da satmýþtý þimdiye kadar."

Raci'nin caný sýkýlmýþtý. "Ama Ziynet Sabri öleli yirmi sene oldu, sonracýma gençliðinde almýþtý o takýmý, ben henüz askere gitmemiþtim. Sonra ölü malý kýz be ya, nasýl giyeyim."

Ziynet çýldýrmak üzereydi.
"Ya ölü malý öyle mi? Pamuk Prenses yine korktun demek senin þu koca kýçýna takým elbise bulana kadar caným çýktý hayvan. Þimdiye kadar bir elbise alsaydýn bari. Hadi çabuk ol."

Raci caný sýkýlsa da takým elbiseyi giymek zorunda kaldý. Takým elbise yetmiþli yýllarýn modasýydý. Pantolon Ýspanyol paça, ceket yakalarý ise yarým metre uzunluðundaydý. Buna raðmen Raci'ye çok yakýþmýþtý. Koca Fil Sabri'nin elbisesi, sonunda midyeci Raci'ye uymuþtu.

Mahallenin bütün çalgýcýlarý, müzisyenleri, hemen herkes toplanmýþtý. Ýstanbul,un çeþitli eðlence mekanlarýnda çalan, söyleyen bütün yetenekler buradaydý. Darbukacýlarýn, klarnetçilerin, kemancýlarýn sayýsý þimdiden elliyi geçmiþti. Dev bir orkestra çalmaya baþladý. Adeta Berlin flarmoni orkestrasýný oluþturmuþlardý. Gerçekten de çamur Yaþarýn düðünü muhteþemdi. Masalarda çocuklar için þekerlemeler, bisküvitler, meyvasuyu varken büyükler içinde ana yemek ýzgara köfte, içeceklerden þarap, raký, bira, çeþitli içkiler, esrar, eroin, uyuþturucu haplar, hatta isteyene baz morfin bile vardý. Bütün bunlar içicilerine göre ayarlanmýþ ve masalara daðýtýlmýþtý.

Ne de olsa Çeribaþý çamur Yaþar'ýn düðünüydü bu düðün. Mahallenin delileri, hapçýlarý, sabýkalýlarý, ayyaþlarý, mutluluk denizinde yüzüyordu. Böyle bir düðün belki de elli yýlda bir olurdu.Damat adayý küçük Yaþar'ýn arkadaþlarý hediye kuyruðuna girmiþti. Herkesin elinde birþeyler vardý. Hýrsýz takýmýydý bunlar.

"Yaþar dayý benden bir ütü"

"Benden müzik seti çift kolon Pionerr"

"Çaydanlýk takýmý çelikmiþ buyrun hediyem"

"Dikiþ makinasý getirdim, az önce evin önüne taþýdýk, benim hediyemdir, Singer marka unutmayýn Singer marka"

"Ýki çift kundura sýfýr, hiç giyilmemiþ, paketinde yalnýz, kýrk dört numara ama ne yapayým dükkandan bunlar çýkmýþtý."

Hediyeler peþ peþe yýðýlýrken, çamur Yaþar ve oðlu birbirinden farklý bu hediyeleri memnuniyetle kabul ediyordu. Pervin beyaz gelinlikler ile bir kuðu gibi gözüyordu. Küçük Yaþarda beyaz bir takým elbise giymiþti. Her zaman olduðu gibi beyaz gömlek, beyaz kravat, beyaz kunduralarla bembeyaz olmuþtu. Damat ile gelin geldiðinde ortalýk hareketlendi. Ortalýða ýþýk saçýyorlardý. Masalarýna otururken herkes hayranlýkla bu çifti izliyordu. Kýskananlar çatlamýþ, çekemeyenler ise patlamýþtý. Birisi "Küçük Yaþar nerden bulmuþ bu elbiseyi kefen gibi be, yok mu baþka renk" diye fýsýldýyordu.

Bu esnada midyeci Raci ve Ziynet masaya gelince yer açtýlar. Çamur Yaþar Raci'yi ve üstündeki takým elbiseyi görünce kahkahayý patlattý.

"Raci be takým da çok yakýþmýþ, sanki daha önce görmüþtüm bunu" diye takýldý.

Çamur Yaþar biliyordu, Fil Sabri'nin bu meþhur takým elbisesini. Kaliteli bir kumaþtý. Bossa marka bu meþhur takým elbiseyi Fil Sabri zamanýnda Beyoðlunda bir maðazadan çalmýþtý. Midyeci Raci gülümseyerek oturdu. Yumuþak huylu bir adam olduðundan zor kýzardý. Yaþar da Raci'nin bu huyunu bildiðinden severdi. Zaten kýzý istemeye giderken Raci'nin bu karakteri ve yapýsýndan dolayý çamur Yaþar istemeyerekte olsa gitmiþti.

Düðün baþladýðýnda içkiler ardarda içilirken haplar da leblebi gibi yutuluyordu. On'a yakýn dansöz ardarda çýkarak sahnede kývýrtýyordu. En küçüðünden en büyüðüne kadar herkes oynuyordu bu gece. Kadýnlar erkekler renk renk giyinmiþti. Ortalýk sarý kýrmýzý, penbe-lacivert-sarý, çiçeklli desenler ile adeta bir çiçek tarlasýný andýrýyordu. Erkekler ise altý feshane, üstü þiþhane misali elbiseleri üstlerine uydurmuþtu. Kim nerede ceket var, nerede kravat var, diyerek uymadýðýna bakmadan giyinmiþti.

Kadýnlar her zaman olduðu gibi yine fiskos'a baþlamýþtý.

"Ay kýz ne kadar da çok yakýþtýlar birbirine, biri kara prens öbürü kara prenses gibi olmuþ hý!!"

"Doðru söylersin küçük Yaþar'ýn boyu çok kýsa, suratý da kapkara, çok çirkin ayol"

"Pervinde de maþallah boy pos var ama o da kapkara."

Yýlýn düðünü tüm þiddetiyle devam ederken bir çok kiþi zamaný unutmuþtu. Geceyarýsý olurken, damat ile gelin sahnede yoktu. Çamur Yaþar, midyeci Raci yataklarýnda horul horul uyurken, bir çok misafirin eðlencesi hýz kesmiyordu. Ýçkiden, uyuþturucudan kusanlar, bayýlanlar bir yana masalar da uyuyanlar sandalyesinden dahi kalkamayanlar da sýzmýþtý. Saðda solda kusanlarýn hýrlamalarý, böðürtüleri duyuluyordu. Bir zurnacý yerde sýt üstü uzandýðý halde zurnasýný çalmak için korkunç bir çabanýn içine girmiþti. Bazý kadýnlar kocalarýný güçlükle sýrtýnda taþýrken gençlerden bazýlarý da birbirini býçaklamýþtý ama kimse de ne olduðunun farkýnda deðildi. Býçaklayan da, býçaklanan da olayý unutmuþ, sarmaþ dolaþ bir halde þarký söylüyordu..

"Ýlle de Roman olsun isterse çamurdan olsun"

Sokak da yatan insanlarýn sayýsý gittikçe artýyordu...


.Eleþtiriler & Yorumlar

:: haklýsýnýz...
Gönderen: Þenol Durmuþ / , Türkiye
27 Þubat 2011
dediðiniz gibi biraz derinlemesine girmek lazým aslýnda...þimdilik yüzeysel sayýlýr ama yeri ve zamaný geldiðinde umarým onu da baþarýrýz...cesaret ve O düþünceyi saðlayabilirsek tabii ki...teþekkür ederim

:: dadadadaaa..
Gönderen: Aysu / , Türkiye
26 Þubat 2011
oldukça zengin tiplemelerin içindesin otur birini incele ,otur diðerini incele ,olmadý toplu incele hatta bir sinek ol omuzlarýna yapýþ ,daha gizli daha bir gizli yerleri dikizle ,lalla lalala llaaa dýþarda bir yaðmur ister yavaþça yaðsan ister doluca olsun obaaa..




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplumcu kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kurtarýn Beni
Pavyon Sokaklarý
Gel Abi...
Ýblis Yeryüzünde
Çöp Kamyonu
Ýsyankar Ruhlar
Toplum Düþmaný
Genelev
Midyeci Raci
Emret Ölelim

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Hýrsýzlar Kralý
Güzel Ýstanbul
Ýdam Ýsteriz
Dilenciler Köyü
Emret Baþkaným
Cafer Kalfanýn Ýsyaný 2
Düttürü Düüüttt
Þairler Çýkmazý Sokaðý
Ayþe Aþk Arýyor
Köpekler Sokaðý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kurtlar Sürüsü [Þiir]
Ego - [Þiir]
Çingeneler Zamaný [Þiir]
Açým Ben [Þiir]
Olmalý [Þiir]
Zaman Geçsin [Þiir]
Hani [Þiir]
Konstantin Aðlýyor... [Þiir]
Kuyu [Þiir]
Sen Gidersen [Þiir]


Þenol Durmuþ kimdir?



Etkilendiði Yazarlar:
CERVANTES


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Þenol Durmuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.