Hata! Klavye baðlý deðil. Devam etmek için F11'e basýn... |
|
||||||||||
|
Önce Tanrý öldü, sonra söz; sýra insanda... Post-modern algý yasalarý, ‘felsefenin intiharý'nýn katilleri tarafýndan bir tür silah olarak küreselleþen medya aracýlýðýyla bütün dünyanýn alnýna dayanmýþtýr. Oysa post-modern felsefenin önderleri sayýlan düþünürler ve düþüncelerinin, insanýn yok edilmesine dair bir silah üretmedikleri ortadadýr. Onlar, sözün düþünceyi deðil, düþüncenin sözü taþýdýðýnýn görünmesiyle; eylemi yönetenin söz olduðunu deðil, sözün eylemde hayat bulduðunu göstermeye çalýþmýþlardýr. Kapitalizmin özünü koruyarak sadece biçimsel dönüþümleri sonucu geldiði noktada, sistemin uluslarýn varlýðýna olan ihtiyacý son bulmuþ, sürdürülebilirliði küreselliðe baðýmlý hale gelmiþ ve bu ana kadar halklar tarafýndan kültürel farklýlýklarýn koruyucu enstrümaný olarak algýlanan ulus bilinci, sözde küresel insanlýk fenomeni karþýsýnda aþaðýlanan bir ‘deðersiz’ olarak lanse edilmeye baþlanmýþtýr. Dolayýsý ile her kültürün iç dinamiklerinin farklýlýklarý sonucu oluþmuþ çeþitlilik deðersizleþmeye mahkûm edilmiþtir. Þimdi insan olarak ne kadar küreselsen o kadar deðerli, ne kadar aynýysan o kadar üstün olabilmekte ‘BÝR’ olma kutsallýðý ‘ben’ olma bilincinin yerine geçmektedir. Burada aslolan, iktidarý ve ekonomik gücü elinde bulunduran azýnlýðýn; tarihsel süreç içinde geldiði her yeni aþamada, kendini bir öncekinden daha yaygýn ve hükümran kýlabilmek için insana dair olan her þeyi araçsallaþtýrma kabiliyetini tam da bu güçten almasýdýr. Azýnlýðýn gücü kendini çoðunluðun gücüyle beslemekte, çoðunluk kendine dair olanlarýn, kendi varlýðýna dönük bir silah haline gelerek, gücü elinde bulunduranlarýn besleyeni olmaya direnememektedir. Bütün insanlýðý sevmek, eþit görmek, ortak paylaþýmda bulunmak, aynýlýða ve birliðe vurgu yapmak birer erdem, bunun karþýsýnda olmak doðal olarak bireyin kendini varlýk bütünlüðünde yok ettiði erdemsizlik olarak nitelenmekte; bu önkoþullara dayanarak, küresel tektip ‘insanlýk’ modeli itiraz edilemez bir deðer olarak kabul görmektedir. Oysa insanlýðýn toplumsal DNA’sý olan gelenek, tüm bu erdemlerin ancak farklýlýklarýn varolduðu koþullarda hayat bulduðu bir zemindir. Buradan anlaþýlacak olan ‘farklýlýk’ adaletsizlik deðil, erdemin sýnanabilirlik zemini olan ‘öteki’nin varlýðýný bilmenin koþulu; yani kendilik ayrýmýný ‘öteki’nin varlýk bilincine sahip eylemlilikle ortaya koyabilmektir. Ýþte tam bu noktada dil, kendilik ve öteki olmanýn inþasýný saðlayan veri olarak farklýlýðýn özünü oluþturup koruyan kültür çevrenidir. Dili, dolayýsýyla iletiþimi kaybetmek kültürsüzleþmek yani erdemsizleþmek, deðer yitimine uðramaktýr. Ben’in yok edilip (insanýn ölümüdür bu) ‘bir’ olmayý kutsallaþtýrma giriþimleri, ben’den yola çýkarak ulaþýlan her türlü keþfin son bulacaðý; insaný, geliþimin tetikleyici gücü olan eleþtirel düþüncenin zeminini kaybedeceði mekanik bir dünyada, bir daha açýlmamak üzere, üzerine kapanacaðý kapýlarýn ardýnda köle makineler haline getirecektir. Günümüzde küresel medya aracýlýðýyla araçsallaþtýrýlan dil, kültürleþme yoluyla deðil, dillerin deformasyonuyla ulaþýlan sözde bir ortak dil üretimine zemin olarak kullanýlmakta, dünya bu araçsal dilin tektipliðinde iletiþime koþulmaktadýr. Küresel medya internet, televizyon ve hatta gazete (Wikileaks küresel gazetecilik örneðinde olduðu gibi) dünya insanýnýn algýsýný asýl köklerinden koparýp simülasyon algýlara terk etmekte, bu baðlamda dil, insanýn yeni tür köleliðine açýlan kapýnýn anahtarý, yeni köleliðinin aracý olarak kullanýlmaktadýr. Þimdi bize düþen, düþüncelerimizi bu dilin aracý olmaktan kurtarmak, dili tekrar hak ettiði yere oturtmaktýr. Bu, her ortaçaðýn sonunda yaþandýðý üzere baþtan baþlamak, felsefeyi yeniden keþfetmek olacaktýr. Velâkin, her seferinde olduðu gibi ayný zamanda bir önceki ortaçaðdan bir adým ileriye gitmek olacaktýr. Nilüfer Aydur
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Nilüfer Aydur, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |