"Hayranlýðý o dereceye vardý ki; yere düþtü ve kendinden geçti." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
Dökülen yapraklara her basýþýmda çýkan sesi bir naðmeye benzetmeyi bir kenara býrakýp öç alýr gibi basarak, bu sonbaharýn hayatýmdaki sonbahara denk gelmesinin hýncýný alýyor gibiyim. Kýþa doðru yol alýrken, kýþlýk erzakýný çoktan hazýrlamýþ olan karýncanýn taþýmýþ olduðu huzur bende yok. Aðustosböceði gibi saz çalýp oynayamadýðým için hayýflanmalý mýyým bilmiyorum ama, geçen ilkbahar ve yaz aylarýný vermiþ olduðu sevinç ve coþkuyu yaþayamamanýn üzüntüsü var sadece. Kýþ ayýnda arkama dönüp baktýðýmda bir þey göremeyince aðustosböceði gibi piþmanlýk duyacaðým sadece. Kýþ mevsiminin ne kadar süreceðini kimse bilemez lakin, göz kapamaya yakýn ellerimi semaya açtýðýmda avucumda bir þey görememenin üzüntüsünü taþýrken, ettiðim dua nasýl içten bir yakarýþa dönüþecek, doðrusunu isterseniz kestirmek çok zor. Sonbaharýn gelmesi ile birlikte yaþanan telaþý seyretmeniz ne kadar mümkün oluyor bilmiyorum ama buradaki telaþ görülmeye deðer; Meyveler çoktan kaynatýlýp konservelere konarak raflara dizildi bile. Yardýmlaþarak yapýlan salçanýn kaynama aþamasý her ne kadar zahmetli olsa da, bir araya toplanýp o coþkuyu küçüklü, büyüklü yaþamak seyre deðer. Kaynayan salça kazanýn etrafýnda en az yirmi çocuk, hepsinin elinde bir dilim ekmek, bir yandan yanan ateþin verdiði sýcaklýktan kaçmaya çalýþýyorlar, diðer yandan salçalý ekmekten bir an önce yemenin sabýrsýzlýðýný yaþýyorlar. Salçayý ekmeðine sürdürmeyi baþaran çocuk, sonbaharýn ýlýk rüzgarý eþliðinde bir kenara çekilir, kuþ cývýltýsý gibi sesler çýkararak ekmeðini yemenin doyumsuz tadýný almaya baþlar. Birazdan aðýzlarýnýn etrafý kýpkýrmýzý olacak ve birbirlerinin aðzýna bakýp gülecekler. Hani çocukluðu yaþamanýn kurallarý vardýr ya. Düþüp dizlerini kanatmak, yaranýn iyileþmesine izin vermeden oyun oynamak, tekrar düþüp ayný yeri tekrar kanatmak, düþerim diye korkmadan aðaç dalýna çýkýp meyve yemek, ellerini yýkamadan sofraya oturmak gibi…Ýþte bunlardan biri de kaynayan salça kazanýndaki salçadan bir dilim ekmeðe sürüp yemek. Betonu yararak çýkmayý baþaran sarmaþýk fidanýnýn, kýsa sürede 3. kata ulaþmayý baþardýðýný düþünüp ve incecik gövdesine raðmen döktüðü yapraðý görüp ciddiye almamak mümkün deðil. Ve sabah olduðu zaman sokaktaki yeþilden baþlayarak, sarýnýn her tonunda olan hatta kýrmýzý yapraðýn bile bulunduðu sokaðýn güzelliðini tahmin etmeniz mümkün deðil, ancak görmeniz gerek. Sonbahar, hazan mevsimi... Hüzün mevsimi… Son yýlýn son mevsimi… Ömrün son mevsimi… Gözlerimi kapatýp düþünüyorum. Þehrin üzerine çöken yoðun sis ve buluta raðmen þehri en tepeden izlemeye çalýþýyorum. Yahya Kemal Beyatlý gibi “sana dün bir tepeden baktým aziz Ýstanbul” diyemiyorum ama aklýma Ahmet Hamdi Tanpýnar’ýn “Bursa’da zaman” þiiri geliyor. Eski bir camii avlusunu arýyorum. Bu kadar camii arasýnda hangisi olabilir acaba? Ya küçük þadýrvan. Hala su þakýrdýyor mu acaba? Hangisi daha zor görüp yazmak mý? Yoksa düþünüp yazmak mý? Gözlerim kapalý þehri seyretmeye devam ediyorum. Yeþil Bursa’nýn ne kadar yeþil kaldýðý tartýþmasýný sonraya býrakýyorum. “takvimlerden haberin yok geçiyor yýllar” ne güzel bir þarký. Ama bana hitap etmiyor. Çünkü benim takvimlerden de geçen yýllardan da haberim var. En kenarý seçip þehre bakýyorum. Sarý, solgun renge raðmen Yeþil türbe uzaktan da olsa o kadar güzel görünüyor ki. Sarý ve yeþil renkler birbirlerine ne çok yakýþýyorlar. Ulu camii, mevsime uygun soluk rengine raðmen içi kýþýn sýcacýk yazýn ise serindir. Ýster serinlemek için, ister ýsýnmak için, ister birkaç dakikalýk bir yöneliþ için, her ne sebeple olursa olsun içeri girip o muhteþem güzelliði görmelisiniz. Ýnsan gördüðünü daha kolay anlatýrmýþ. Yeni yapýlan çarþý ve yapýlara raðmen ileride uzayýp giden hanlarýn görüntüsü bir baþka. Sanki tarihi taþýyor olmanýn haklý gururunu yaþýyor gibiler. Bankta oturan iki sevgili görüyorum. Havanýn serin olmasýnýn bahanesini yaþayýp birbirlerine sarýlmýþ haldeler. Fuzuli’nin mýsralarý aklýma geliyor. Aþýk-ý sadýk menem mecnun’un ancak adý var. Ya da Mevlana’nýn bir beytini düþünüyorum. “her þey maþuktur, aþýk bir perdedir. yaþayan maþuktur. Aþýk bir ölüdür”. Hangisi aþýk, hangisi maþuk anlamaya çalýþýyorum. Hangisi yaþýyor, hangisi ölüme doðru kendini atýyor acaba? Bir süre sonra hareketlerinden anlýyorum ki ne aþýk var ortada ne de maþuk. Trafik gürültüsüne raðmen gözlerimi tekrar kapatýyorum. Þu an da duymak istediðim tek þey kuþ cývýltýlarý. Bir okulun zili çalmaya baþlýyor. Ýþte! kuþ sesleri… Duyuyorum... Zaman zaman “nefes alamýyorum” sözüme karþýlýk olarak “nefes almazsan yaþayamazsýn” cevabý verildiðinde bunu nasýl izah edebilirim diye düþünmeyi bir kenara býrakýp ciðerime çektiðim temiz havayý anlatmaya baþlýyorum. Hep güzeli anlatmak daha kolay olmuþtur. Ben de kolay olaný seçiyorum. Osmangazi ve Orhangazi türbelerini ziyaret edip bir sure okuyorum. Ve içimden fýsýldayarak diyorum ki “bu güzel þehir için size teþekkür ederim”. Dökülen yapraklara basarak yürümeye baþlýyorum tekrar. Bir temizlik görevlisi yapraklarý süpürüyor bir yandan. Yapraklarý toplayýp havaya atmak istiyorum ama bana bakan insanlarýn hakkýmda düþündüklerini tahayyül bile edemeden bu düþüncemden vazgeçiyorum. Temizlik görevlisine “bu gün süpürme býrak biriksin biraz daha” diyorum. “görevim abla” diye cevap veriyor. Her canlýnýn her mahlukatýn bir görevi var. Çok haklý herkes görevini yapmalý.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Adsýz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |