..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsanlarýn arasýnda yaþadýðýmýz sürece, onlarý sevelim. -Andre Gide
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Fantastik > Levent




12 Haziran 2009
Kýzýl Kýyamet  
Bir Felaket Öyküsü..

Levent


“Efendim, Sayýn Baþkan Yardýmcýsý þu anda Air Force 1 ile havada. First Lady ve Kýzlarýnýz da gizli servis ve ordu eskortunda süratle buraya getiriliyor. Onlar ulaþýnca sizi DEFCON 1 Baþkanlýk Sýðýnaðýna nakledeceðiz.” “DEFCON 1 sýðýnaðý mý?! Çýldýrdýnýz mý siz!?” Baþkan þimdi asansördeydi ve Beyaz Saray'ýn çok derinlerinde kazýlý saðlam bir kale olan Baþkanlýk sýðýnaðýna iniyordu. “Jim tanrý aþkýna söyle neler oluyor?”


:AGIF:
Bir Kýyamet Öyküsü bendenizin kaleminden..


1

Sýcak bir yaz olacaða benziyordu. Havadaki esintiler bile buralarýn o hep bildik dað serinliðini taþýmýyordu. Aðaçlarýn güzel yeþili ve bahçelerdeki çiçekler dalgalanýyordu.

Güzel bir cuma akþamýydý. Kendi öz oðlu gibi sevdiði tatlý Mike'ý ve kocasý 4*4'lerine kamp malzemelerini büyük bir heyecan ve neþe ile yüklemiþti.

Jenny 10 yaþýndaki oðlunu, iki arkadaþýný ve kocasýný kampa uðurlarken gülümsüyordu. Ýçinde onlarla gidemeyeceði için bir burukluk vardý doðrusu. Ama yapacak bir dolu kaðýt iþi vardý. Hem baba oðulun yalnýz vakit geçirmesi de iyi olurdu.

“Geç kalmayýn! Pazartesi sabahý dönmüþ olun!” diye patronca konuþtu kocasýna..

“Ama Jen!...” diye baðýrdý Mike.
“Patronla asla tartýþma evlat. Sana öðrettiðim ilk dersi hep unutuyorsun.” diye oðluna gülerek hatýrlattý Brad.

Jen onlara gülümsüyordu. Hayatýnýn ýþýðýydý bu ikisi. Onlarla 5 yýl önce tanýþmasý baþýna gelen en güzel þeydi ve dahasý hayatýnýn o döneminde ruhunu da kurtarmýþtý.

Sonuda bütün hazýrlýklar tamamlanmýþtý ve diðer çocuklarýn aileleri yaramazlýk yapmamalarý ve Brad'in sözünü dinlemeleri için onlarý tembihlerken Brad ve Mike da Jen'e son öpücükler için koþmuþtu.

“Keþke sen de gelebilseydin Jen,” diye tatlý tatlý konuþtu Mike. Annesi öldükten sonra Mike için annesinin yerini almýþtý Jennifer. Jen Mike'a annesinin yokluðunu hissettirmemek için saçýný süpürge ediyordu ve Mike da ona adeta tapýyordu.

Brad ikisi bu kadar iyi anlaþtýðý için her gece tanrýya þükrediyordu. Bu mutluluklarýnýn bozulmamasý için Tanrýya dualarý hiç bitmiyordu.

“Jen'in yapacak iþleri var biliyorsun Mike. Hem kamp erkek iþidir.” diye yapmacýk pozlara girdi Brad. Mike gülmeye baþladý.
“Pazartesi günü için verdiðiniz yemek sipariþlerinizi hazýrlarken bu sözlerinizi hatýrlayacaðým Bay Ashwood.”
Bu tatlý tehdit üzerine Brad ve Mike gülerek Jen'e sarýldýlar.
“Ahh, sizi özlicem.. Hadi çabuk gidin çabuk gelin..” diye sevgiyle kucakladý ve ikisini de öpücüklere boðdu Jen.

Mike arabaya doðru koþtururken Brad eþine sýkýca sarýldý ve fazladan birkaç öpücük daha çaldý. Bu ikisi birbirine dokunmadan fazla uzun süre yapamazdý. Ýkisi de birbirine öyle derin bir aþkla tutkundu.

“Seni özlicem,” dedi Brad.
“Sana sözünü ettiðim o geceliði sipariþ ettim. Pazartesiye elimde olacak,” diye çapkýn bir gülümseme ile kocasýnýn kulaðýnas fýsýldadý Jennifer.

Brad'in yüzünde güller açmýþtý. Brad;
“Seni seviyorum” diye içtenlikle söyledi ve ayrýlmadan önce bir kez daha sarýldý eþine.
“Haplarýný unuttun,” diye azarlayarak kocasýnýn eline bir kutu mide ilacý tutuþturdu ve kendinden itikleyip uzaklaþtýrdý Jen.
2

Ýkisi de gülüþtürler.

“Sen olmasan ne yapardým bilemiyorum Jenny,” diye koca sevgisini safça söyledi Brad.
Jennifer gülümsedi ve dudaklarýndan bir öpücüðü kocasýna doðru üflerken sessizce fýsldadý.
“Seni seviyorum.”

Güneþ birkaç saat içinde batacaktý ve bu güzel kýr kasabasýnda gece olacaktý. Kamp yeri sadece bir saat uzaklýktaki göl kýyýsýndaydý. Þu anda civarda pek çok kampçý çoktan yerlerini almýþtý.

Brad arabayý çalýþtýrdý ve kampçýlar bir kamp þarkýsý söylemeye baþladý. Aileler kamçýlarý el sallayarak gün batýmýna doðru uðurlarken Jenny sessice mýrýldandý;
“Asýl ben, siz olmasaydýnýz ne yapardým bilemiyorum..”


Gece sýcaktý. Esen rüzgara raðmen ve açýk kapý ve pencerelere raðmen hava hala sýcaktý. Daha yazýn ilk günleri böyleydi. Son birkaç on yýlýn en sýcak yazý olacaðý yolundaki meteorolji tahminleri tutacak gibiydi. Bilimadamlarýnýn güneþ patlamalarý ile ilgili yaptýðý tahminleri ve tatsýz senaryolarý da ekleyince bu yazýn cidden sýcak olacaðýna çok kiþi inanýyordu.

Hükümet güneþteki faaliyetin karþýsýnda gerekli önlemlerin alýndýðýný ve altyapý sistemlerinin bundan etkilenmeyeceðini açýklasa da Ýnternet, Hükümet ve Bilimadamlarýnýn büyük çoðunluðunun aksi biçimde felaket senaryolarý yazýyordu.

Jenny kocasýndan uzak olduðu her gecede olduðu gibi bu gece de o eski kabusla sýçrayarak uyandý. Sesi kilitlenmiþti. Konuþamýyordu. Hatta aðlayamýyordu bile. Çok zayýf ve çaresiz kalmýþtý. Korkuyla inledi ve sonra yavaþça kendine geldi.

Vücudunu kontrol etti. Eski yara izlerinden bazýlarý hala yerindeydi ama kanamasý yoktu.. Yaralar iyileþmiþti. En azýndan bedenindekiler. Yüreðindekilerin iyileþmesi mümkün müydü..

Jenny bir CIA ajaný olarak çalýþtýðý dönemde gelecek vaad eden bir ajandý. Ama son aldýðý görev CIA'in elinde patlamýþtý ve ona en yakýn kiþi olan Jen'de bu patlamada nefretin gözlerinin içine bakmýþtý..

7 yýl olmuþtu ve Jen hala o nefreti içinde duyuyordu. O kadar soðuk ve kararlýydý ki bu nefret.. Jen ondan önce korkuyu hiç tatmadýðýný görmüþtü. Onun nefreti ve öfkesi karþýsýnda bildiði bütün kýyametler bir çocuk gibi masum kalýyordu..

Jen ter içindeydi. Geceliðini üzerinden çýkardý. Ýç çamaþýlarýný yenisi ile deðiþtirmeden hýzlý bir duþ aldý.

Uyku hapý için bir bardak su aradý ama su bardaðýný bulamadý. Yine doldurup buzdolabý yanýnda unutmuþtu.

Alt kata inerken evin içindeki esintiyi çýðlak omuzlarýnda hissetti. Sarý saçlarý pencerelerin cereyanýnda tatlý tatlý dalgalanýyordu.

Güzel bir kasabada, kocaman bir bahçesi ve havuzu olan güzel bir evde yaþýyordu. Kocasý kasabanýn eski ve hali vakti yerinde bir ailesinin tek oðluydu. Jen bu asabayý seviyordu ve kasabada da çok seviliyordu.
3

Buzdolabýnýn yanýnda dolu bardaðý görünce kendine söylendi. “Bu haplar olmadan bile çok unutkaným.”

Bardaktaki ýsýnmýþ suyu döktü ve buzdolabýndaki soðuk su ile yeniden doldurdu.
Hapý aðzýna attý. Tam bardaðý dudaklarýna götürürken oturma odasýndan gelen bir melodi duydu!

Ýlk þaþkýnlýðýnýn ardýndan bunu dehþet takip etti!

Bir cep saatinin melodisi idi bu. Bu çok tanýdýk ve çok güçlü bir melodiydi!

Elindeki bardak yere düþerken dehþetle yurkundu ve uyku hapý boðazýndan aþaðý gitti. Jen donup kalmýþtý. Aklýnda kýgýn kazanlar kaynýyordu ama buz gibi terliyordu. Kýpýrdayamýyordu.
Kimsenin ve hiç birþeyin onu böyle korkutabileceðine inamamazdý. O gözüpek bir ajandý bir zamanlar ama artýk korkuyu biliyordu. Dehþet ile tanýþmýþtý. Adý Nikola Milankoviç idi.






3 Yýl önce- Rusya. Moskova. Devlet görevlileri için korumalý bir yaþlýlar yurdunun hasta koðuþu.

Adam orta boyluydu ve dikkat çekici hiçbir fiziksel özelliði yoktu. Temiz ama sade giyimliydi. Bir hasta ziyaretine gelmiþ aile üyesinden farklý görünmüyordu.
Sandalyeyi çekip yaþlý adamýn yanýnda oturdu. Onu yumuþak bir dost gülümsemesi ile selamladý. Elindeki çikolata kutusunu uzattý.
“Profesör Oparin. Ortak bir dostumuz Ýsviçre çikolatasýndan hoþlandýðýnýzý söyledi. Umarým yanlýþ bilgi almamýþýmdýr.”
Adam öksürdü. Kanserdi. Öksürüðü bir dizi öksürük izledi ve sonunda temkinli sert bir bakýþla cevap verdi. Eli yine de çikolatalara uzanýyordu.
“Buraya bunlarý sokabilmek için iyi rüþvet vermiþ olmalýsýnýz. Kapýda gizli servis ve askerler bu tür þeylere izin vermez..”
Kel kafalý ve artýk eski iri yapýlý halinden eser kalmamýþ Profesör çikolatalarý temkinle tattý. Yüzünün þekli biranda deðiþti. Memnuniyet dolu bir gülümseme bitkin suratýna yayýldý.
“Benim dostum yoktur bayým. Kimse beni sevmez, ben de kimseyi sevmem. Sevgili anneciðim dýþýnda hiçbir insan beni anlamadý. Burada bakýlýyor olmamýn tek nedeni ise beni öldürmek ile yaþatmak arasýnda kararsýz olmalarý. Sonunda iþleri doðal akýþýna býrakmaya karar verdiler.”
“Bay Sundance sizden söz ederken huysuz ama çok gerçekçi bir kiþidir diye söz etmiþti. Haklýymýþ,” diye güllümsedi Ziyaretçi.”
“Sundance. Adi herif,” diye konuþtu ve aðza alýnmayacak bir sürü hakaret ile küfür saydý Profesör..
“Bir zamanlar tatlý iþler yapmýþtýk kendisi ile. Tabii sonuçlarý onun için bana olduðundan çok daha faydalý oldu. Þimdi nasýl p..ç kurusu?”
“Çok iyi, size selamlarý var.”
“Si.. in selamlarý.” diye söylendi Sergei. Sonra kendinden geçercesine sayýklarcasýna konuþmaya devam etti.. “Bir silah kaçakçýsý, bir ölüm taciri, bir kan emici.. Ondan ne eksiðim var? O para içinde yüzüyor ben sefil bir ölümün kucaðýnda acýyla inliyorum. Ben ondan daha çok adam öldürdüm, ondan çok daha fazla insanýn kaný ellerimde.. Ölümün asýl taciri benim! Bir de þu gördüðüm muameleye bak. Saygý... Saygý kalmadý.. Eski günleri gördüm.. Gençtim ama gördüm.. Soðuk savaþý gördüm! Ahh, ne günlerdi onlar. Saygý vardý. Ölüme ve yýkýma saygý vardý. Ýnsanlar önümüzde korku ve dehþetle eðilirdi... Günler.. Eski günler...” diyerek öksürdü Sergei ve bir öksürük krizi daha geldi..

4

“Profesör, ben de bunun için buradayým,” diyerek konuya yavaþça girdi ziyaretçi.
“Bay Sundance ile iyi iþ iliþklilerimiz vardýr. Ýhtiyaç duyduðumuz çeþitli araçlarý bize genelde Bay Sundance saðlar. Bu defa talep ettiðimiz þeyi karþýlama konusunda sýkýntý yaþadýðýný söyledi bize..”
Sergei koca bir kahkaha ile güldü.
“Büyük Bay Sundance birþeyi bulamýyor mu?” kahkahalarý gerçekten de kocaman ve içtendi. Sonra cidden bir merakla ilk kez bu ziyaretçiye dikkatle baktý ve sordu Sergei;
“Söyleyin bana bayým.. Bay.. Adýnýz ne demiþtiniz?..”
“Henüz söylemedim. Baðýþlayýn, heyecanlýyým. Kabalýk ettim. Benim adým Nikola Milankoviç.”
“Adýnýz tanýdýk geldi..” diyerek durakladý Sergei.. Sonra hafýzasý birden ona gösterdi. “Ah, þu Sýrp dahi.. Çaðýn en büyük beyinlerinden birisi.. Bütün ýþýldayan teklifleri geri çevirip ülkenizde bir okulda öðretmenlðe baþladýðýnýzý duymuþtum.. Sonra.. Sonra..” diye konuþmadý Sergei. Sustu. Ýç savaþ patlamýþtý Yugoslavya'da..
“Sonrasý acý ve ölüm Profesör. Bir Ölüm taciri olarak siz de takdir edersiniz ki acý ve ölümün insan ruhu ve beyni üzerinde çok aydýnlatýcý bir etkisi var. Genç beyinleri okullarda aydýnlatýp daha güzel bir dünya yaratabileceðime inanmýþtým. Çok saftým..” diyerek anlatýyordu Nikola.. Þimdi Sergei can kulaðý ile dinliyordu.
“Artýk aydýnlandým. Ve gördüm ki dünyanýn kurtuluþu aydýnlanmada. Bütün dünyayý aydýnlatmak ve onu kurtarmak için yegane yol onu acý ve ölüm ile aydýnlatmak!”
Nikola'nýn bunu saf bir inançla ve tutkuyla söyleyiþi Sergei'i derinden etkilemiþti.
“Evet! Evet! Evet!” diye onun sihrine kapýlmýþça heyecanla güldü ve tutkuyla konuþtu Sergei.
“Sonunda denk bir beyin.. En azýndan denk bir beyin ile karþýlaþtým. Dostum gerçekten aydýnlanmýþsýnýz.. Bizi anlamýyorlar.. Ölüm ve acýnýn ötesini görmüyorlar.. Yalancý dünyalarýný yýkýp onlarý acý ve ölüm denizinden kýlavuzluðumuzla geçirmediðimiz sürece bu zavallý ruhlar için kurtuluþ umudu yok! Tek yolu aydýnlanma!”
“Dünya'ya bunu vermeye karalýyým Profesör. Bunun için uzun zamandýr bu davaya inanan arkadaþlarýmla çalýþýyorum. Bu çabalarým son dönemece girmek üzere. Sadece son birkaç araca ihtiyacým var.”
“Neye ihtiyacýn var Nikola?” diye gerçekten þevkle sordu Sergei.
“Bay Sundance'a çok güçlü bir silah sordum. Ciddi anlamda bir kýyamet silahý... Halklarý cidden silkeleyip acýyý tattýracak ve hepimize özümüzde ayný olduðumuzu hatýrlatacak bir silah.. Acýda ve gözyaþýnda bütün dünyayý birleþtirecek, günahlarýmýzý gösterip bizi doðruya yönelendirecek bir silah..” diyerek durakladý Nikola
“Bir nükleer silah. Bunu Sundance saðlayabilir. Ama bunun hedefe ulaþtýrmasý büyük sorun olacaktýr sanýrým..” diye konuþtu Sergei.
Nikola gülümsedi.
“Bir nükleer silaha ihtiyacým yok Profesör. Yýllar önce hatýrý sayýlýr sayýda ve güçte nükleer güce kavuþtum. Nükleer silahlarý üretmek ya da satýn almak ya da Dünyanýn herhangi bir liderinin yatak odasýna sokmak da sorun deðil. Nükleer silahlar sadece insaný deðil, dünyayý da yok ediyor. Dünyayý yok etmek istemiyorum. Ben daha büyük bir þey arýyorum. Dünyayý yeniden kurmak istiyorum. Bunu söyledim Bay Sundance'a. Ona dünyayý uyandýracak ve bütün halklarý silkeleyecek birþeye ihityaç duyduðumu söyledim. Bir süre düþündü ve sonra bana sizden ve Zürih'deki bir restorandaki konuþmalarýnýzdan söz etti..”
“Adi herif. P..ç kurusu.. O..pu çocuðu.. Biliyordum böyle birþey olacaðýný. Kýzlar ve içki.. Çok ama çok içki. Beni çok konuþturdu. Ýçince çenemi pek tutamýyorum ama hayýr efendim ona hepsini söylemedim.. Hayýr.. Asla.. Ben o kadar aptal deðilim..” þimdi yine adeta transa girmiþti Sergei.. “ Hayýr o kadar aptal deðilim.. Saygý.. Saygý yok.. Saygý önemli.. Ben ölümü gördüm.. Ölüm.. Dünyanýn kýyametini gördüm.. Kýzýl Kýyamet! Kýzýl Kýyamet! Kýzýl Ölüm.. Onu gömdük.. Çok derine gömdük.. Benden çok önce, yaþlýlar onu bulmuþ.. Yaþlýlar onu daha da beslemiþ.. Þimdi çok daha güçlü! Çok aç.. Açlýðý kocaman. O kadar aç ki bütün dünyayý yemeden doymaz.. Bütün insanlarý yemeden asla doymaz! Kýzýl Kýyamet.. Gömdük.. Korktuk.. Stalin bile korkmuþ.. Stalin bile korkmuþ. Gömün ve adýný silin demiþ.. Ama yaþýyor.. Hala orada.. Kýzýl Ölüm.. Kýzýl Kýyamet..”

5

Nikola adamýn kýsmen delirdiðini düþünse de ölmek üzere olan öfkeli-yalnýz ve çok zeki bir bilimadamý ile karþý karþýya olduðunun farkýndaydý. Adamýn sözlerinden etkilenmiþti.
“Kýzýl Kýyamet, nedir Profesör?” diye sordu. Bir iki tahmini vardý aslýnda. Stalin sözü birþeyler çaðrýþtýrýyordu..
“Kýzýl Ölüm.. Nikola, onu gömdük ve unuttuk. Ama ben unutmadým.. Hayýr ben deðil. Ben unutmadým. Ben onu çýkardým. Ben onu mükemmelleþtirdim. Ben onu korudum. Onu sakladým.. Birgün biliyordum.. Biliyordum.. Birgün.. Günü gelecekti..” diye konuþuyordu Sergei.. Sonra aklý biraz daha baþýna geldi ve daha tutarlý anlatmaya baþladý.
“Ortaçaðda Avrupa'yý vuran þey kara veba deðildi Nikola. Nereden nasýl geldiðini bilmediðimiz bir virüs. Çok kýyýcý bir virüs. Ortaçað'a ait çok iyi korunmuþ bir gurup ceset bulunmuþ Norveç buzullarýnda. Arkeolojik keþif kýsa sürede salgýna dönüþmüþ ama arkeologlar ve Alman bilimadamlarý hýzlý davranýp karantinayý baþarý ile kurmuþlar. Virüs onca zamana raðmen yaþýyordu. Naziler ve Mengene bunun üzerinde çok ciddi araþtýrmalar yürütmüþ ama Hitler denen o deli bile bunu kullanmaya cesaret edememiþ. Sonra da zaten bir þekilde bilimadamlarý bunu Nazilerden kaçýrmayý baþarmýþlar.. Rus bir ajan savaþýn sonlarýna doðru bu son örneði Moskova'ya ulaþtýrmýþ.”
“Sovyetler bunun üzerinde uzun yýllar araþtýrma ve denemeler yapmýþ ama Sibirya'daki kaza ile patlayan salgýn Stalin'i bile ürkütmüþ. Kýzýl Kýyamet'i kontrol etmenin yolu olmadýðý görülmüþ sonunda.. Sonunda Stalin araþtýrmayý bitirmiþ ve bilimadamlarý farklý yerlere sürülmüþ ya da öldürülmüþ.”
“Soðuk Savaþ yýllarýnda canavar saklandýðý mezardan bir kez daha çýkarýlmýþ ama yine kontrol için bütün çabalar boþa çýkmýþ. Deri üzerindeki irin kabarcýklarýnýn patlamasý ile ya da öksürük ile atmosfere spor gibi yayýlýp uzun süre hayatta kalýyor. Hava ile, temasla, vücut salgýlarý ile bulaþýyor. Son derece bulaþýcý, hýzlý, çok dayanýklý ve belirtiler ortaya çýkana kadar kiþi yaþadýðý ortama bunu kelimenin tam anlamý ile saçýyor.”
“Bir kez belirtiler görülmeye baþlayýnca da kiþi acýlý bir sürecin sonunda ölüyor. Ýzlemesi hiç hoþ bir süreç deðil itiraf etmeliyim.. Sonuçta; Düþmaný öldürdükten sonra durmayan ve onu ateþleyen elleri de öldüren bir silah haliyle iþe yaramayan bir Kýyamet Silahý olarak damgalanmýþ.. Ama ben .. Ben baþardým.. Gizlice onu mükemmelleþtirdim.. Ben, burada pislik ve sefalet içinde yatan, saygý görmeyen Sergei Oparin bunu baþardý.”
“Tam olarak baþardýðýnýz neydi Profesör?” diye ciddi bir merak ve hasta bir saygý ile sordu Nikola.
Sesindeki samimi saygýyý Sergei de hissetmiþ ve uzun yýllar sonra içinde insanlar için bir umuda dair ýþýk yanmýþtý.
“Bir aþý.. Bir aþý geliþtirdim.” diye gülümsedi Sergei.
Nikola þimdi cidden etkilenmiþti ve bunu açýkça gösteriyordu Sergei'e..
“Bu çok büyük bir baþarý ama bunu neden gizlediniz Profesör? Bu size büyük saygý kazandýrabilirdi.”
“Saygý yok.. Artýk saygý yok.. Onlar bunu gömecekti. Onlar bunu kullanmayacaktý. Dünya kötü. Dünya çirkin. Dünya kurtarýlmalý. Sen bunu yapabilirsin. Senin de gözlerinde gördüm. Sen bunu yapabilirsin!. Söyle bana, yapacak mýsýn? Onu kullanacak mýsýn? Dünyayý aydýnlatacak mýsýn!?”
Nikola hasta bedenli ve hasta zihinli bu adama çok büyük bir sempati beslemeye baþlamýþtý. Bu hastacaydý. Birbirlerine benziyordular.
“Eðer o onuru bana bahþederseniz, onu bana verirseniz size söz veriyorum. Onu kullanacaðým.”
Sergei hiç beklemeden þevkle cevap verdi. Ýçinde heyecan ve sabýrsýzlýk vardý!

6

“O halde senindir,” diyerek güldü Sergei ve kahkahalarýný bir öksürük krizi takip etti.

Sergei varisini bulduðunu biliyordu. Onunda gözlerinde ayný derin karanlýk kuyu vardý.. Gözlerinin içine dikkatli bakanýn vay halineydi. Orada en derin karanlýðý görmüþtü Sergei.. Dünyaya mirasý Nikola olacaktý..

“Sana bunu nasýl ödeyebilirim Profesör? Benden ne diliyorsunuz? Para? Daha iyi tedavi? Gücüm dahilindeki herþey? Ve ben çok güçlüyümdür sizi temin ederim..”
“Gücünün büyük bölümü cüretinde gizli. Onu kullanacaðýný biliyorum. Dünyayý aydýnlatmak için onu cayýr cayýr yakmaya hazýrsýn, bundan çekinmeyeceðini görüyorum..”
“Sen Dünyayý yakmadan önce Amerika'yý görmek istiyorum. New York'u.. Son günlerimi orada geçirmek fena olmazdý. Zaten son aylarýmý yaþadýðýmý söylüyor sevgili doktorlarým..” diye konuþtu Sergei. Aðzýna bir çikolata daha atýyordu. Neþe ile gülümsüyordu.
Nikola elini cep telefonuna attý.
“Tam donanýmlý en iyi ambulans uçaðýný bul. Profesör Sergei Oparin Moskova'dan New York'a tedavi için nakledilecek. Kendisine en yüksek ve en güzel New York manzarasýna sahip çatý katýný kiralayýn. Tedavisine orada devam edecek..”

Sergei gülümseyerek konuþtu. Sonra da kahkahalara boðuldu. Nikola da gülümsüyordu.
“Onlara cehennemi ver!”




Nikola þöminenin yanýndaki koca koltuða kurulmuþtu. Elinde antika bir cep saati vardý. Melodi usul usul þakýyan bir ninni gibi çok rahatlatýcý ve yumuþaktý.. Çok ürkütücüydü burada.. Jen karanlýðýn bir iblisini görmüþ gibi donmuþtu.

“Otur Jennifer,” diyerek eliyle karþýdaki koltuðu nazikçe iþaret etti Nikola.

Jennifer kararsýzdý. Kontrolünü ele geçirmek için savaþýyordu. CIA yýllar sonra bugün bile hala 3 ajaný ile onu 24 saat gizlice izliyor ve koruyor olmalýydý. Yaþlý Adam öyle söylemiþti ve o söylüyorsa öyle olmalýydý.. Þimdi neredeydi bunlar.

“Jennifer, o 3 CIA ajaný gelemeyecek. Kocan ve küçük Mikey'nin de ölmesini istemiyorsan lütfen söylediklerimi harfiyen yap. Þimdi. Otur lütfen.”

Jennifer'ýn gözleri dolmuþtu. Kocasý ve Mike'ýn adý geçince elindeki azýcýk cesaret de avuçlarýndan kayýp gitmiþti ve yeniden kölelik zincirleri ile baðlanmýþtý.
Jennifer yavaþça odaya yürüdü.. Teslim olmuþ, boynu bükülmüþ çok çaresiz bir hali vardý.
Nikola onu izliyordu.
Jennifer vücudunu pek de örtmeyen yazlýk bir gecelik giyiyordu. Brad onu bunlarla görmeye bayýlýyordu ve Jen de onu mutlu etmeyi seviyordu. Vücudunu cömertçe sergileyen bu gecelikle ay ýþýðýnda yürüyüp Nikola'nýn iþaret ettiði koltuða oturdu.
“Seni iyi gördüm Jennifer. Son defaki talihsiz karþýlaþmamýzda sana..” diye durakladý.. Açýkça kelimeleri doðru seçmek konusunda kendisini zorladý Nikola.. “hiç iyi davranmadým..” sesinde sanki bundan o da þimdi çok rahatsýzmýþ gibi bir hali vardý.

Jennifer o günlerin hatýrasý üzerine gelince sessizce hýçkýrdý. Tamamen kýrýlmýþtý þimdi ve gözyaþlarý iki gözünden sessizce dökülüyordu.
7

6 yýl önce Yaþlý Adam'ýn ekibindeki en iyi 3 ajandan biriydi Jennifer. 5 yýldýr dünyayý kasýp kavuran terörist eylemler ve suikastlerin mimarý olarak aranan Nikola'ya çok yaklaþmýþtýlar.
Ne yazýk ki Nikola da bunun çok farkýndaydý. Ekip üyelerinden birini vahþice katletmiþti. Diðeri þans eseri aðýr yaralý olarak saldýrýyý atlatmýþtý. Jennifer ise 3 gün ortadan kaybolmuþtu ve bir ihbar ile bulunduðunda durumu çok kötüydü.
Vücudunda bir sürü yara vardý. Çok dövülmüþ ve iþkence görmüþtü, tecavüze uðramýþtý. Fiziksel travmanýn ötesinde psikolojik olarak da tamamen tükenmiþ haldeydi.
Bir yýl boyunca Yaþlý Adam üzerine titreyerek onu geri getirebilmiþti.. Yine de Jennifer o 3 günde eski Jennifer'ýn çok fazlasýný kaybetmiþti. Asla ayný kiþi deðildi. CIA'deki aktif görevden çekilmiþ ve alt seviye önemsiz kaðýt iþleri ile evden çalýþabileceði bir göreve getirilmiþti.

Nikola ona yaptýðý uzun iþkencenin sonunda kendisi de bir noktada bundan etkilenmiþti. Karanlýk kocaman, bomboþ bir depoda tek bir lambanýn küçücük ýþýðýnda geçen uzun saatlerin sonunda kýrýlan sadece Jennifer'ýn ruhu deðildi.
Nikola bütün ruhunu çoktan kaybettiðine inansa da Jennifer'ýn gözlerinde karýsýnýn gözlerini gördüðünde ruhunun hepsini kaybetmediðini anlamýþtý. Ýþte o anda ruhunun son kýrýntýlarý da onun içinde parçalanýyordu.. Nikola adeta çýldýrmýþtý o anda. Kendini kaybetmiþ bir çaba ile Jennifer'ý kurtarmak için 2 gün boyunca uðraþmýþtý.. Sonra da hayati tehlike geçince onu býrakmýþtý..

Nikola ölümün eþiðindeki Jennifer'i býraktýðýnda yeni kararlar ile kendini yeraltýna çekmiþti.. O günden sonra Nikola bir daha bugüne kadar ortada görülmemiþti..7 yýldýr ondan ses ya da haber yoktu..

“Senden özür diliyorum Jennifer. Çok üzgünüm..” diye içtenlikle adeta küçülerek söylemiþti Nikola..
Bu sözleri duyduðunda Jennifer'ýn içinde adeta bir bomba patlamýþtý. Nasýl olduðunu o da sonra þaþkýnlýkla merak edecekti.
Jennifer ayaða fýrladý ve Nikola'nýn karþýsýna dikilip suratýna okkalý bir tokadý yapýþtýrdý.

Bir anlýk patlamanýn ardýndan Jennifer korku ile geri çekilip bir köþeye siniyordu. Korku ile hýçkýrýyor ve aðlýyordu..

Nikola ayaða kalkarken burnundan akan kaný eliyle siliyordu.
“Çok anlaþýlabilir bir tepki. Seni suçlayamam. Bundan fazlasýný hakettim. Tanrý biliyor.”
Nikola cebinden bir mendil çýkardý ve Jennifer'e doðru yürümeye baþladý.
Jennifer sýkýþtýðý o küçük köþede küçücük küçülmüþtü. Yere küçücük çömelmiþ ve korku ile inleyip yalvarýyor ve aðlýyordu.. Sesi bile çýkamýyordu ama durmadan korku ile yalvarýyordu..

Nikola kendinden iðrenerek yere dizçöktü. Dünya umurunda deðildi.. Kadýn, çocuk, yaþlý, genç.. Canlarý cehennemeydi. Onlarýn gözünü açmak için hepsini katletmesi gerekirse hepsini cayýr cayýr yakmaya hazýrdý. Ama bu kadýna yaptýklarý için kendinden öyle iðreniyordu ki o günden sonra bir daha aynaya ne zaman baksa Jennifer'in gözlerini ve eþinin gözlerini beraberce görüyordu. 7 yýldýr kabuslarýnda onlarý görmediði tek bir gece olmamýþtý..
Mendili ile nazikçe Jennifer'in gözyaþlarýný silerken artýk ölü olan baba-eþ-öðretmen Nikola gibi sevgi ve þefkat doluydu. Dokunuþu çok yumuþak ve çok sýcaktý. Samimi bir nezaket ile Jennifer'in saçlarýný ürkekçe okþuyor ve gözyaþlarýný siliyordu..

“Af beklemiyorum. Sadece çok üzgün olduðumu söylemek isityorum. Karým ve kýzýmýn öldüðü o günden baþka hayatýmda deðiþtirmeyi dilediðim tek þey sana yaptýklarým. Yazýk ki olanca gücüme raðmen ikisi de gücüm dahilinde deðil. Sana bir kez kýyametin ötesinde bir kýyamet verdim. Bunu deðiþtiremem ama ikinci bir kýyametten azad edebilirim.”

8

Nikola ayaða kalktý ve oturduðu koltuðun yanýndaki þömineni üzerinde bulunan bir aile fotoðrafýný eline aldý.
Fotoðrafta koca bir aile vardý. Kalabalýk koca bir Aileydi bu. Brad'in ailesi.
“Çok güzel bir aile tablosu. Onlarý çok seviyorsun. Onlar da seni çok seviyor.”

Jennifer ne geldiðini bilmiyordu ama sessizce inliyordu.. Gözyaþlarý hala sessiz sessiz aðlýyordu. Hýçkýrýklarý hiç durmuyordu. Yüzü ve gözleri kýpkýrmýzý olmuþtu. Adeta aðlamaktan tükenmiþti.
“Lütfenn... Lütfen.. Onlara dokunma.. Lütfen..”
“Söylediklerimi harfiyen yapacaksýn Jennifer. Senin ve Ailenin hayatta kalmasýnýn tek yolu bu.”
“Evet.. Yaparým.. lütfen.. Yapacaðým.. Lütfen, onlara zarar verme.. Lütfen.. yapma..”
Nikola Jennifer'e bir zarf býraktý þömineni üzerine.
“Büyük bir kýyamet zamaný geliyor Jennifer. Aileni bundan korumak için nereye gideceðin ve nelere ihtiyacýn olduðu orada yazýlý. Orada yazýlanlarý harfiyen yaparsanýz yaþayacaksýnýz. Senin için sadece bunu yapabilirim. Yazýlanlara uyduðunuz sürece ailen ve sen orada güvendesiniz. Yazýlanlara uymazsanýz kendi ölümünüzü kendiniz davet ettiniz demektir.”
“Seni bir daha görmeyeceðim. Ne sana ne de ailen bir daha asla yaklaþmayacaðým. Sana ve ailene benden ve adamlarýmdan zarar gelmeyecek ama talimatlara uymak zorundasýnýz. Sadece oraya git ve talimatlarý kendi güvenliðin için uygula.”

“Hoþçakal Jennifer. Ýyi uykular..” diyerek yavaþça ayaða kalktý ve kapýya doðru yürümeye baþladý Nikola. Jennifer yuttuðu uyku hapý kadar bitkinlik ve þokun da etkisi ile olduðu yerde kendinden geçiyordu.. Gözleri kapanýyor ve sayýklamalarla bilincini kaybediyordu..

Sabah uyandýðýnda bu kabustan geriye kalan çömine üzerindeki zarfý bulduðunda yine birkaç saat kendine gelemeyecekti. Sonra da CIA'den Yaþlý Adam'a telefon açtýðýnda koruma görevindeki 3 ajanýn öldüðü ve yardýmýn yolda olduðu haberini alacaktý..




“Kanal deðiþtirmeye çalýþmayýn. Bütün dünya televizyonlarýnda bütün kanallarda bu konuþma var. Eðer bu dünyada sevdiðiniz birisi varsa onun aþkýna iki dakinanýzý ayýrýp beni dinleyin, dinlemezseniz çok piþman olabilirsiniz.”
“Benim adým Nikola Milankoviç. Yugoslavyalý birSýrp'ým. Eminim çoðunuz bu ülkenin adýný bile duymamýþsýnýzdýr. “
“Amerika Birleþik Devletlerine, Rusya'ya, Çin'e, Avrupa ülkelerine, halklarý üzerinde halklarýný umursamazca hüküm süren bütün dünya devletlerine; Kýsacasý bütün dünyaya savaþ ilan ediyorum.”
“Bundan yýllar önce bir ailem ve bir hayatým varken, bir ülkem varken adamýn biri televizyona çýkýp böyle delice þeyler söyleseydi ben de ona inanmazdým. Sizleri ültümatomuma inandýrmalýyým. Sizlere tam olarak 3 saat veriyorum. Sevdiklerinizle kucaklaþýn, onlara bir telefon ile söylemeyi ihmal ettiðiniz þeyleri söyleyin. Sevdiklerinizle vedalaþýn çünkü 3 saat sonra ölüm çekiliþi var ve piyango belki de size ve sizin sevdiklerinize çýkacak.. Benim aileme son sözlerimi söyleme þansým olmadý. Size bu þansý veriyorum. Bu isteklerim kabul edilene kadar sizlere göstereceðim ilk ve son merhamet iþareti olacak. Þimdiden 2 dakika kaybettiniz.”


Amerikan Baþkaný George Ford da bu anda televizyon baþýndaydý ve bu yayýný o da canlý olarak izlemiþti.
9


“Bu saçmalýk da neyin nesi!? Neler oluyor burada!?”
Kapý açýlýp içeriye gizli servis ajanlarý girdiðinde yanlarýnda hatýrý sayýlýr sayýda asker de vardý.
“Neler oluyor Jim!?” diyerek koruma þefine baðýrdý Baþkan.
“Sayýn Baþkan sizi süratle yeraltýna indirmeliyiz. Lütfen acele edin efendim,” derken Jim çoktan Baþkanýn koluna girmiþti ve diðer ajanlar da etrafýnda bir koruma çemberi kurup onunla süratle asansöre doðru yürüyordu.
“Jim burasý Beyaz Saray! Lanet olsun neler oluyor? Bir delinin ültümatomu ile yeraltýna kaçmayacaðým!..” diye direnmeye çalýþýyordu ama açýkça sürekleniyordu Baþkan.
Jim'i hiç böyle görmemiþti. Jim neredeyse soðukkanlýlýðýný kaybetmek üzereydi. Baþkan onun korktuðuna yemin edebilirdi!

“Efendim, Sayýn Baþkan Yardýmcýsý þu anda Air Force 1 ile havada. First Lady ve Kýzlarýnýz da gizli servis ve ordu eskortunda süratle buraya getiriliyor. Onlar ulaþýnca sizi DEFCON 1 Baþkanlýk Sýðýnaðýna nakledeceðiz.”
“DEFCON 1 sýðýnaðý mý?! Çýldýrdýnýz mý siz!?” Baþkan þimdi asansördeydi ve Beyaz Saray'ýn çok derinlerinde kazýlý saðlam bir kale olan Baþkanlýk sýðýnaðýna iniyordu. “Jim tanrý aþkýna söyle neler oluyor?”
“Efendim Sayýn Savunma Bakaný ve Generaller kýsa süre içinde CIA ve FBI baþkanlarý ile Burada olacak. Anayurt Savunmasý Subaylarý þimdiden sýðýnakta. Size 5 dakika içinde brifing verecekler.”


Aslýnda brifing 45 dakika sonraya sarkmýþtý ama Baþkan bu arada eþi ve kýzlarýyla buluþtuðu ve bu konuþmanýn dünya üzerindeki yankýlarýna dair raporlarý gözden geçirdiði için süreyi fark edememiþti.

Toplantýda Generaller, CIA ve FBI görevlileri ile Danýþmanlar ve uzmanlardan bir heyet varda. Yeraltýndaki koca toplantý salonunda 30'a yakýn üst düzey yetkili vardý ki Baþkan geçen 3 yýl içindeki hiçbir Kriz durumunda bu kadar karanlýk tipli ve kalabalýk bir gurupla toplantý yapmamýþtý.


CIA adýna bir görevli ilk bilgileri veriyordu.. Büyük ekranda ve bütün katýlýmcýlarýn önündeki bilgisayar ekranýnda resimler ve videolar ile belgeler akýyordu.

“.. Adý Nikola Milankoviç. Yugoslavya vatandaþýydý. Sýrp kökenli. Dahi bir bilimadamý. Yüzyýlýn en parlak beyinlerinden birisi olarak kabul gördü. Genç yaþta fizik, kimya, biyoloji ve quantum fizik alanlarýndaki çalýþmalarý ile çok dikkat çekti. Gelecek vaad ediyordu. Sonra bir Boþnak ile evlendi ve bütün kariyerini itip üniversitede dersler vermeye baþladý.”
“Yugoslavya içsavaþýnýn baþlarýnda ailesi Sýrp milliyetçi bir gurup tarafýndan gözleri önünde vahþice katledildi. Gözünün önünde kýzýna ve eþine tecavüz edildiði bilgisi onaylanmadý ama doðruluðuna inanýyoruz..”
“Tanrým,” diye samimice soludu Baþkan Ford. Kendi ailesine böyle birþey yapýlmasýnýn düþüncesi bile onu korkunç etkilemiþti.
“..Olay sonrasýnda Nikola Milankoviç baþýnda bir mermi ile yaralý olarak bulunmuþ ve tedavisinin ardýndan savaþta Sýrp güçlerine karþý kendi gurubu ile çarpýþmýþ. Bu dönemde yaptýklarý ve kurduðu iliþkiler ile gelecek yýllardaki hareketleri için saðlam bir altyapý kurduðuna inanýyoruz.”
“Savaþ esnasýnda ve savaþ sonrasýnda pek çok Sýrp komutanýn suikaste kurban girmesinde onun parmaðý olduðunu biliyoruz.”
“Burada durmadý. Yýllarca pek çok terörist eyleme, suikast ve bombalamaya, sabotaja karýþtý. Bir noktadan sonra eylemlerinde savaþa geç ve yetersiz müdahale edip milyonlarca sivilin ölümüne göz yumduðu gerekçesi ile Batý'yý hedef almaya baþladý. 12 yýl önce eylemleri artan bir dozda Batý'yý ve Amerika'yý hedef almaya baþlasa da para karþýlýðýnda baþka yerlerde pek çok terör eylemini gerçekleþtirdiðini de biliyoruz.”

10


“Eylemleri git gide artan dozda þiddet içermeye baþladýkça daha sýký önlemlerle peþine düþüldü. Ama O da gittikçe ustalaþtý. Basýný sýký biçimde kontrol altýna alma çabalarýmýz sayesinde pek çok eylemini daha az zararlý gibi göstersek de aslýnda bombalama ve suikastleri cidden çok etkili ve korkutucu boyuttaydý. Sabotajlar ve þantaj ile Devletlere çok ciddi hasar vermeye baþladýðýnda birleþik bir harekat ile durdurulmasý için çalýþmalar baþlatýldý.”
“Ne yazýk ki bu çalýþmalar da felaketle sonuçlandý. Timler yok edildi ve operasyonun baþýndaki 3 ajandan biri vahþice katledildi, bir diðeri aðýr yaralandý. Diðer ajanýmýz aldýðý yaralar yüzünden sakatlandý ve masa baþý göreve çekildi.”
“Nikola Milankoviç çok cüretkar, korkusuz ve becerikli bir düþmandýr. Þimdi bütün dünyaya savaþ ilan ediyorsa onu ciddiye almalýyýz.”
“Kesinlikle katýlýyorum, onu ciddiye almalýyýz,” diyen Yaþlý Adam idi.

Yaþlý Adam tekerlekli sandalye ile gezen yaþlý bir adamdý. Yüzü ve vücudunun duruþu sanki iki yüz yaþýndaymýþ gibiydi. Yüzünde derin izler ve gözlerinde durgun bir bilgelik vardý. Tehlikeli bir hava da etrafýnda adeta dalgalanýyordu.
“Sizi tanýyor muyum bayým?” diye sordu Baþkan.
“Hayýr, Sayýn Baþkan, Sizden önceki Baþkanlar gibi siz de beni tanýmýyorsunuz ve siz de beni tanýmayacaksýnýz.”

Savunma Bakaný Baþkanýn kulaðýna eðilip fýsýltýyla birþeyler söylerken Baþkanýn rengi öfke, þaþkýnlýk ve kararsýzlýk arasýnda dalgalandý durdu ve sonra sinirli bir kabul ile sessiz kaldý.
Yaþlý Adam baþýyla samimice selamlayarak devam etti.

“Nikola Milankoviç geri döndü ve geçen yýllar içinde çok fazla güçlendi. Uyarýlarýmý kulak ardý edenler elimdeki gücü ve kaynaklarý da kýsýtladýklarý için onu yeterince takip edemedim. Ama þundan eminim ki bu geçen 7 yýl içinde hiç de boþ durmadý. Onun imzasýný tanýyabilirim ve biliyorum ki geçen 7 yýl içinde operasyonlarýný büyük miktarda para kazanmak için þekillendirdi. Soygunlar, þantaj, rüþvetler ile büyük kar getirecek iþlerden pay almak.. Haraç.. Teknoloji ve bilgi hýrsýzlýðý.. Hiç boþ durmadý. ABD bunu bir sýr olarak saklasa da bizim kaybolan 45 milyar dolarýmýzýn da onun Hacker takýmý tarafýndan çalýndýðýna inanýyorum..”

Baþkan bu noktada Maliye Bakanýna döndü.. Bunu daha yeni duyuyordu.. Maliye Bakaný baþýný önüne eðmiþti ve utanarak açýklama yapmaya çalýþýyordu..
“Hesaplarý tekrar tekrar inceliyoruz. Bir yerde bir hata ile paranýn yanlýþ bir hesaba gitmesi söz konusu olabilir diye düþünüyoruz..”
“45 milyar dolar.. 3-5 cent deðil 45 milyar dolar Edgar!.. 45 milyar dolarý kaybettiðimizi mi söylüyorsunuz?! Tanrým.. O kadar güvenlik harcamasýný ne diye yapýyoruz!?” diye bu defa da savunma bakanýna döndü Baþkan.

“Aslýnda Sayýn Baþkan,” diyerek konunun can alýcý noktasýna girdi Yaþlý Adam.. “Amerika yurt Savunmasýna para yatýrmýyor. En iyi savunma saldýrýda gizlidir prensibi ile hareket ediyoruz. Bütçemiz silaha gidiyor. Savunma harcamalarý çok uçuk teknolojik gösterilere gidiyor. Cidden o uçuk yüksek teknoloji ürünü savunma silahlarýnýn bizi günümüz tehlikelerinden koruyabileceðine inanmýyorsunuz ya? Lütfen ciddi olun. Soðuk Savaþ bitti.. Düþmanlarýmýzý ufaladýk ve korkuttuk, bizi füzeyle vurmayacaklar..”

11

“Gerçekte ülke güvenliðimiz hiç de o kadar saðlam deðil. Ýki Dünya savaþýna girdik ama bu topraklar savaþ yüzü görmedi. Savaþlar ile aramýzda hep iki koca okyanus vardý. Sýnýr güvenliði hiç ciddi bir sorunumuz olmadý. Kanada sýnýrýmýz acýnacak durumda, Meksika sýnýrý kaçak göçmenlerle yolgeçen haný gibi.. Denizlerden gelebilecek kaçakçýlýk boyutundaki saldýrýlara karþý çok savunmasýzýz. Bir bavul büyüklüðünde nükleer bomba ile koca bir þehrin yok edilebildiðini göz önüne alýrsak Amerika aslýnda çelik renginde boyanmýþ iskambil kaðýtlarýndan bir kale. Nikola da bunun farkýnda..”
“Abarttýnýz...” diyerek karþý çýktý CIA baþkaný. Sesi sertti ama hala çok büyük saygý ile karþý çýkmýþtý. Hatta sesi biraz tereddüt ile titremiþti.
“Sayýn Bay Houston, abartmadýðýmý en yakýndan siz biliyorsunuz. Baþýmýzý kuma gömmenin alemi yok. Amerika'nýn kendini bu kadar güvende hissetmesinin asýl nedeni büyük vurucu gücü ve coðrafi olarak büyük savunma avantajlarýnýn olmasý. Asimetrik savaþ kavramýnýn hakim olduðu günümüzde bir ülkeyi mahfetmek için ona ordular ile saldýrmaya gerek olmadýðýný biliyoruz. Cüreti olan bir düþman için Amerika, Rusya, Ýtalya, Irak, Çin, Libya, Ýngiltere ya da dünyanýn herhangi bir ülkesi hiç fark etmez. Ve size söylüyorum ki Nikola Milankoviç de cüret dediðimiz o þey bol miktarda bulunuyor..”

Bir süre sessizlik oldu. Sonra Baþkan doðrudan yaþlý adama sordu. Herþey bir yana bu televizyon konuþmasý üzerine süreklenerek yeraltýna kaçýrýlmasý ve konuþmanýn dünya Baþkentlerindeki zirvelerde yarattýðý etki çok düþündürücüydü..
“Ne öneriyorsunuz?” diye sordu Baþkan.

Yaþlý Adam lafý hiç dolandýrmadan cevapladý.
“Sayýn Baþkan, ok yaydan çýkma üzere.. Belki de çýktý bile. Benim önerim adamý can kulaðý ile dinleyin ve ne isterse verin.”
Bu öneri üzerine Savunma Bakaný ve CIA Baþkanýndan onaylamayan nidalar yükselmekte geçikmemiþti.. Bu öneri baþkasýndan gelse sadece kahkaha ile gülerdiler..
Yaþlý Adam sesinin tonunu yükselterek devam etti. Sesi cidden çok ciddi ve karanlýktý. Tüyler ürperticiydi.
“Aksi takdirde çok aðýr kayýplar yaþayacaðýmýzý size garanti ediyorum. Bu adam bildiðiniz tehditlerden deðil. Bütün güçlerimizi ve zaaflarýmýzý biliyor. Elbette güç ve zaaflarýmýzý bilen baþka düþmanlar hatta koca ülkeler bile var. Ama fark þu ki, o bu güçlerimizi umursamýyor. O yeraltýnda. Sahip olduðu bütün gücü sonun kadar kullanmaktan çekinmeyecek. Gücü olmasa böyle bir ültimatom ile ortaya çýkmazdý. Size söylediði herþeyi yapabilir, bundan þüpheniz olmasýn..”

Yaþlý Adam iþaret edince yardýmcýsý bir Ýnternet sitesini ana ekrana açtý. 3 Saatlik geri sayým sayýyordu.
“Ýnternetteki gizli bir sayfa bu. 7 yýl önce geri saymaya baþladý. 7 yýldýr durmadan geriye sayýyor. Bu adresi bana Nikola göndermiþ..”
Gerisayým televizyondaki ültimatom ile ayný gerisayým idi..

Baþkan açýkça ikilemde kalmýþtý. Þimdiden bir saatleri gitmiþti ve 2 saatten az bir süre sonra ültimatomun ne derece ciddi olduðunu görecektiler. Açýkçasý zaman dolana kadar yapabilecekleri çok fazla birþey yoktu. Henüz bir talep gelmemiþti. Bekleyip görecektiler.

“Bekleyip görelim,” dedi Baþkan Ford. Ama bu son darbe canýn çok sýkmýþtý. Hangi hasta beyin 7 yýl boyunca, böyle ince ince, böyle bir saçmalýðý planlardý!

Saatler son dakikalarý sayarken Dünya genelinde ya panik ya da had safada umursamazlýk vardý.
12

Açýçasý herkes öyle ya da böyle bu 3 saatin sonunda ne olacaðýný merak-korku ve heyecan ile bekliyordu.

Sattler geriye sayýyordu. Son saniyeler sayarken kimi yerler hakkaha ile gülüyor kimi yerler umursamazca kendi halindeydi, kimi yerlerde ise koca bir endiþe ve korku hakimdi..

6, 5, 4, 3, 2, 1..







“Ne oldu? Ne oldu? Bana birþey söyleyin çabuk! Haberler nedir?” diye soruyordu ve bir elinde de televizyon kumandasý ile kanallarý karýþtýrýyordu Baþkan .. Ýlk 10-15 saniye çok umut vericiydi.. henüz haberlerde de birþey yoktu ve bütün kanallar bekleme durumunda muhabirleri dört yana yayýlmýþ bunun nasýl sonuçlanacaðýný bekliyordu..

Baþkan ilk gördükleri ile rahatlar gibiydi..
“Belki de hepimizle oynadý bu adi herif..” diyerek rahat bir nefes almak üzereydi Baþkan.
New York muhabirinin sesi televizyondan geliyordu ve ses panik içindeydi!
“Aman Tanrým! Buna Ýnanamýyorum! Bomba! Bomba! Bütün binada bomba aramasý yapýlmýþtý ama nasýl olduyda bina yaþanan bir patlamanýn ardýndan çöktü! Tekrar ediyorum, New York Birleþmiþ Milletler Binasý yerle bir oldu! Aman Tanrým! Aman Tanrým koca bina yýkýldý!..”

Baþka yerlerden de raporlar geliyordu.. Bir iki dakika içinde ortalýk alev alev yanýyordu!

“Sayýn Baþkan dünyanýn dört bir yanýndaki Amerikan Büyükelçiliklerinden bombalý saldýrý haberleri geliyor. Ýngiltere, Fransa, Ýtalya, Çin, Almanya, Türkiye, Rusya,.. Her yer.. Þimdiden 36 ülkeden saldýrý raporu aldýk ve yeni raporlar da geliyor.. Raporlar bitmek bilmiyor.. Bu ülkelerin kendi hükümet binalarýnda da çok büyük hasar veren patlamalar rapor ediliyor.”
“Tanrým..” diye inledi Baþkan.. “Elçiliklerdeki can kaybý ne durumda?”
“Elçiliklerimize ulaþamýyoruz. Üçüncü kiþilerden ve dýþardaki ajanlarýmýzdan haberlerini alýyoruz efendim..”
“Efendim Baþkentteki ve baþlýca metropollerdeki önemli devlet binalarý da saldýrýya hedef olmuþ durumda. Þimdiden müttefik ülkelerden ve Rusya ile Çinden de benzer raporlar alýyoruz. Ajanlarýmýz dünya çapýnda eþi görülmemiþ bir terörist saldýrý dalgasý rapor ediyor.”

Bu saldýrý gerçekten de sadece Amerika'yý hedef almamýþtý. Amerikan elçilikleri yanýnda diðer batýlý devletlerin elçiliklerinde ve ülkelerin büyük þehirlerinde de patlamalar yaþanmýþtý. Ülkelerin devlet binalarýnda da ciddi can kaybýna sebep olan bombalý eylemler yaþanýyordu..

Ýlk 2 saatin tozu aralandýðýnda dünya çapýndaki ölülerin sayýsý en iyimser tahmin ile birkaç on bin civarýndaydý. Bu daha baþlangýç idi.. Yüksek tahrip güçlü bombalar, bombalý araçlar ile gerçekleþen saldýrýlarda þehirler ve ülkeler derin bir þoka, korkuya kapýlmýþtý!

24 saat içinde gerçekleþen takipçi büyük eylemler ile stadyumlar ve alýþveriþ merkezleri, hastaneler, okullar, kilise ve camiler vuruldu.. Ölü sayýsý 24 saat içinde yüzbinler sayýsýna ulaþýyordu. Patlamalar durmuyordu..

13


Nikola'nýn televizyona çýkýþýndan tam 24 saat sonra televizyon ve bazý internet siteleri üzerinden ikinci konuþmasý yayýndaydý.. Dünya bu defa ciddiyetle ve korkuyla, nefretle izliyordu..

“Benim adým Nikola Milankoviç. Ýsteklerim Dünya'nýn büyük devletleri ve onlarýn müttefiklerince kabul edilene kadar ben sizin en büyük düþmanýnýzým. Kadýn, çocuk, yaþlý, sakat, bebek, anne, baba, kardeþ.. Hiç kimse ama hiç kimse güvende deðil. Ben ölümüm. Ölüm ayrým yapmaz.”
“Dünya Devletlerine sesleniyorum. Ýsteklerimi bütün devletlere bir liste olarak þu anlarda ilettim. Burada bir kez de halk önünde en önemli isteklerimi dile getireceðim.”
“Dünyanýn kör halklarýna sesleniyorum. Bencilliðin ve paranýn, kendini beðenmiþliðin, umursamazlýðýn, acýmasýzlýðýn ve de merhametsizlðin, cehaletin kölesi olmuþ bütün dünya insanlarýna sesleniyorum.”
“Kör gözlerinizi açýn. Devletlerinize koþun ve onlara adil ve güzel bir dünya, merhametli ve bilge bir dünya istediðinizi haykýrýn. Aksi takdirde bu dünyayý ben sizin pahanýza gelecek nesiller için küllerinizden inþa edeceðim.”
“Ýsteklerimden ilki en önemlisi; Bütün Dünya devletleri sýnýrlarý dýþýndaki bütün askerlerini ülkelerine 72 saat içinde geri çaðýracak ve baþka ülkelere hiçbir þartta silah satmayacak.”
“Ýkinci ve diðer tartýþma kabul etmeyen isteðim; Savaþlar resmen yasaklanacak ve yasaðý çiðneyen ülkeye karþý diðer ülkeler birleþik tek bir güç olarak kanun uygulayýcý olarak hareket edecek. ”
“Üçüncü tartýþýlamaz isteðim; Bütün yoksullara devletleri tarafýndan ücretsiz saðlýk-eðitim ve iþ kazandýrma hizmetleri verilecek. Yoksul ülkelerin bu en temel hak giderleri zengin ülkelerin kuracaðý Destek Fonu'ndan karþýlanacak. ”
“Milli ordulara ait olanlar dýþýndaki bütün özel silah fabrikalarý ve silah þirketleri yasaklanacak. 24 saat içinde çalýþmalarý ve üretimleri duracak. Bütün bu þirketler Destek Fonu denetimi altýnda bütün dünyada ortak bir aða baðlanacak ve insanlýðýn yararýna teknoloji ve bilim üretecek.”

“Bunlar en önemli isteklerim. Diðer isteklerim ve ayrýntýlarý ülkelerin liderlerine þu anda iletildi.”
“Ýsteklerimi duyduðunuzda eðer bunlarý saçma ya da çok kabul edilemez bulduysanýz size þu son 24 saat içinde yaþananlarý hatýrlatmak zorundayým. Þunu da eklemeliyim ki bunlar yapabilceklerim yanýnda sadece küçük bir gösteriydi.”
“Elbette bazý aptal ülkelerin hala beni bulup yok etmeyi, bu saldýrýlarýn önüne geçmeyi deneyeceðini biliyorum. Denemekte özgürsünüz ama bu sadece daha çok acýya neden olacaktýr ki bunu zaten denediðinizde göreceksiniz.”
“Dünya halklarý. Güzel bir dünyada yaþamadýðýmýzý biliyorsunuz. Þimdi bilmeyenler de öðrenecek. Tatmayanlar savaþý, acýyý, kaný ve gözyaþýný tadacak. Uyuyanlar da kardeþlerinin karanlýk dünyasýna uyanacak..”
“Bu böyle olmak zorunda deðil. Liderlerinize bunu söyleyin. Barýþ ve adaleti sadece kendiniz için deðil bu dünyanýn diðer halklarý için de istediðinizi haykýrýn. Biri olmadan diðeri olamaz. Ayný dünya üzerinde yaþadýðýmýz müddetçe bir halk açlýktan ve hastalýktan ölürken bir diðeri onu kurtarabilecek kaynaklarý havaya savuruyorsa bu kötü bir dünyanýn kötü insanlarý olduðumuzun iþaretidir.”
“Kötülüðe ve ölümlere, akan kana dur deyin. Acýlara dur deyin. Ülke liderlerinize barýþ ve huzur istedðinizi söyleyin. Bütün dünya için barýþ ve bütün dünyada birlik istediðinizi söyleyin.”
“Aksi takdirde hepinizi yok edeceðim.”
“Size aklýnýzý baþýnýza toplamanýz için 1 hafta veriyorum. Bir hafta sonra bugün bu saatlerde Birleþmiþ Milletler sözcüsü tarafýndan ABD ve AB, Rusya ve Çin dahil ülkelerin %75'inin bu þartlarýmý kabul ettiðini yönünde bir açýklama dünya çapýnda yayýnlanmaz ise isteklerim kabul edilmemiþ sayýlacak.”
“Ýsteklerim kabul edilmediði takdirde hepinizin bu dünyayý daha iyi ve daha güzel bir yer haline getirmek istemeyen bencil ve kötü niyetli insanlar olduðunuza hükmedeceðim. Sadece ülkelerinize deðil halklara da savaþ açacaðým. Ben savaþtýðýmda arkamda canlý býrakmam. Sadece mezarlar kalýr ben yürüyüþe geçtiðimde. Ben Ölümüm. Ölüm, benim.”

14


Baþkan Ford iki saattir ateþli bir toplantýnýn içindeydi ve beyni açýkça kazan gibi olmuþtu. Kurmaylar, ajanlar, danýþmanlar, askerler, sivil temsilciler ile konuþup duruyordu.. Çýldýrma noktasýna gelmiþti!
“Lanet!” diye gürledi ve onun gürlemesi ile bütün tartýþma ve konuýþmalar sustu.. Bir anda koca salon sessizleþti. Ýðne atsan yere düþme sesi duyulurdu..
“Bu lanet olasý Yaþlý Adam nerede!? Onunda burada olmasýný istemiþtim!”
“Efendim kendisi söyleyeceði herþeyi söylediðini ifade etti ve yapacak baþka önemli iþleri olduðunu söyledi..” diye çekinerek, fýsýltýyla Baþkanýn kulaðýna cevap verdi Savunma bakaný.
“Önemli iþler mi?! Baþka ne önemli iþi olabilir ki!? Koca bir Terör Krizinin tam göbeðindeyiz! Dünya alev alev yanýyor! Dünya kanýyor.. 24 saat içinde 350 bin kiþi öldü. 350 bin lanet olsun.. Sadece 24 saat içinde.. Adam daha baþlamadým diyor.. Benim sevgili Yaþlý Adamýmýn sözlerini dinlersem bu adam bundan çok daha fazlasýna da muktedir! Þimdi ne yapacaðýz!?”
diyerek baðýrdý Baþkan.

“Efendim araþtýrmalarýmýz sürüyor. Þimdiden bir sürü ipucu elde ettik. 1 Hafta içinde, süre dolmadan sonuca ulaþacaðýz.” diye konuþuyordu CIA baþkaný ama Baþkan sadece güldü.
“Houston, beni yanlýþ anlama, kiþisel biþey deðil ama sen bu adamýn dosyasýný benim okuduðum gibi satýr satýr okudun mu? En ince ayrýntýsýna kadar bütün raporlarý ve analizleri bütün ifadeleri okudum. Bu adam deli deðil. Buna deli diyenler onu anlamýyor. Bu adam tanýdýðým en zeki ve en cüretli suçlu. Suçlu demek onu karþýlamaya yetmiyor.. Cüretli ve sert bir devrimci. Bütün dünyayý dünya pahasýna devirmeyi istiyor. Adam durmayacak çünkü planlarýnda sahip olmayý hedeflediði güce sahip. Planý iþliyor. Bu ipuçlarýný görmedi mi sanýyorsun!?”
“Adam bize 1 hafta verdi. Yakalanmayacaðýndan, durdurulamayacaðýndan emin.”
Baþkan ortalýkta gezinerek konuþuyordu ve konuþmasý bir süre duraklayýnca derin bir nefes alýp koca bir of çekti..
“Bayanlar baylar ne yapacaðýmýzý bilemiyorum. Sizleri bilmiyorum ama ben Nikola Milankoviç'in söykediði herþeyi yapabileceðine inanmaya çok yakýným.”
“Sayýn Baþkan, teröristlerle pazarlýk edemeyiz. Onlarla konuþamayýz.”
“Biliyorum Houston. Biliyorum. Ama sen de biliyorsun ki bu durum herhangi bir þekilde bildiðimiz türden bir terör eylemi deðil. Dünya çapýnda sadece ABD deðil diðer büyük ülkelere ve müttefiklere karþý da giriþilmiþ çok geniþ çaplý ve çok iyi organize olmuþ bir saldýrý söz konusu. 24 Saat içinde 350 bin ölü var Houston. Açýkça hiç hazýr olmadýðýmýz biçimde vurulduk. Ciddi anlamda asitmetrik bir savaþýn içindeyiz. Bir ülke deðil de bir kiþi olmasý birþeyi deðiþtirmiyor. Adam dünyaya savaþ açtý. Ve gerçeði söylemek gerekirse elindeki gücün sýnýrýný, daha baþka neler yapabileceðini, nasýl karþý koyabileceðimizi de bilmiyoruz..”

Baþkanýn sözlerinindeki haklýlýðý çoðu kiþi kabul ediyordu. Bu dünya tarihinde eþi görülmemiþ bir olaydý ve iþin gidiþi de hiç umut verici deðildi.

1 haftalýk sürenin daha ilk 48 saati içinde ülkeler arasýnda süratli bir diplomatik trafik söz konusu idi ve Birleþmiþ Milletler(BM) görüþmeleri de aralýksýz sürüyordu. Ülkeler ilk sinirli ve þokta hallerinden sýyrýlmaya çalýþsa da bu hala çok zordu.

Þimdiden cepheleþmeler de baþlamýþtý.

15


Kabulden yana olanlar, ne pahasýna olursa olsun bu terörist isteðe karþý duranlar ve sessizce izleyenler-dinleyenler-duruma göre tarafýný seçecek olanlar..


Sürenin son 2 günü kalmýþtý ve dünya çapýnda karmaþa da alýp yürümüþtü. Televizyonve Ýnternet üzerindeki tartýþmalarda insanlar bölünmüþtü. Kimisi bu saldýrýnýn ciddiyetine ve tehditlerin gerçekliðine inanýyordu kimisi teröristler ile ne þartta olursa olsun pazarlýk etmemekten yanaydý.

Çoðunluk bu olanca ölüme raðmen hala bunu sýradan-çok can alýcý-ama hala sýradan bir terörist eylem olarak görüyordu. Ýþin ciddiyetini anlamamakla birbirini suçluyorlar ya da bu eylem karþýsýnda çabucak teslim olmakla diðerini itham ediyordular.. Göz gözü görmeyen tozlu bir meydandý.
.
Devletlerarasý görüþmelerde de iþler çýkmazda idi ama terörsit ile pazarlýk yapýlmaz diyenler hala çok daha aðýrlýkta idi.

Baþkan Ford iþlerin gidiþinden hiç hoþnut deðildi. Nikola'nýn söylediði herþeyi yapabileceðine yürekten inanýyordu. Diðer ülke liderlerini buna ikna etmek için çabalýyordu ama bu hiç kolay deðildi. Ve aslýnda boþuna bir çaba idi. Kendi Bakanlarý bile Baþkan'a karþý önerilerde bulunuyordu..

Verilen süre dolduðunda Birleþmiþ Milletler adýna açýklamayý yapan sözcü;
“..Terörizm karþýsýnda hür dünya boynunu eðmeyecektir,” dediðinde Nikola cevabýný almýþtý.
Ýnternetten kendi cevabýný 45 dakika sonra yayýnlýyordu ve bütün ekranlar süratle Nikola'nýn cevabýna dönüyordu...

“Bu cevabý bekliyordum. Merhametli davrandým. Bunu zayýflýk olarak gördünüz. Ciddiyetimi anlamadýnýz. Size üzerinde yaþadýðýmýz ve çok acýlar çektirdiðimiz bu gezegen adýna bir þans daha veriyorum.”
“Bir kurban seçmem gerekiyordu. Kurbanýmý seçtim. Üzerinde güneþin batmadýðý ülkeyi seçtim. Ýngiltere.. Üzerinde yaþamýn tükendiði bir ülke olacak Ýngiltere..”
“Ýngiltere topraklarý bundan 44 dakika önce Kýzýl Ölüm ile tanýþtý. XF-666 koduyla saklanan bir kýyamet silahý. Sovyetler bu silahtan o kadar korkmuþtu ki onu asla kullanmamaya karar vererek çok derine gömdüler. Üzerine bir dað kadar toprak örttüler ama ben onu buldum. Rus dostlarýnýz sizlere larþý karþýya olduðunuz kýyametin boyularýný ayrýntýlarý ile anlattýðýnda diðer ülkelerin çok daha anlayýþlý olacaðýný tahmin ediyorum. Aksi takdirde hepiniz Ýngiltere ile ayný sonu paylaþýrsýnýz. Ýngiltere artýk ölü bir ada..”

Bu sözlerin daha ilk dakikalarýnda Ýngiltere'de koca bir panik baþgöstermiþti ve Baþkan birkaç saat içinde sýký yönetim ilan etmek zorunda kalmýþtý. Yine de artýk çok geçti. Olan olmuþtu. Ýþler kontrolden çýkmýþrý. Kýsa süre içinde gösteriler þiddet olaylarýna sonra da çatýþmalara ve halk ayaklanmalarýna gidiyordu. Korku ve bilinmeyenin dehþeti Ýngiltere'yi sarýyordu.

Bir saat sonra Rusya'da ilk bilgiler geldiðinde Ruslarýn hepsinin panik içinde olduðu görülüyordu. Daha Ruslardan cevap gelmeden istihbarat kaynaklarý Ruslarýn bütün sýnýrlarýný kapattýðýný ve havadaki uçaklarýný geri çaðýýrdýðý gelen bütün uçaklarý ise yere indirmeden geri gönderdiði yolundaydý..

“Ne kadar kötü?” diye savunma bakanýna sordu Ford.

16


Bakanýn rengi açýkça soluktu.
“Efendim bu bir biyolojik silah. Ruslar bu programý 1970'lerde sonlandýrdýklarýný söylüyor. Çok tehlikeli ve kontrol edilemez bir virüs. Bulaþýcýlýðý, öldürücülüðü o derece yüksek ki aþýsý ya da tedavisi olmadýðýndan bir silah olarak deðeri göz ardý edilmiþ. Kýyamet silahý olarak hem kullanýlaný hem de kullananý yok edecek bir gücü var. Adýna Kýzýl Kýyamet diyorlar..”
“Ne hoþ. Çok cesaret verici bir isim. Söyledikleri kadar umutsuz mu Henry?
“Efendim, söylediklerinden çok daha umutsuz. Günümüz teknolojisi ve ulaþým imkanlarý ile bu virüsün bulaþýcýlýðý birleþtiðinde 24 saat içinde bütün dünya nüfusunun %80'ine bulaþmasý iþten deðil.”
CIA Baþkaný burada araya girdi. Elinde bir telefon vardý.Yeni haberler alýyordu.
“Ýngiltere bütün Havalaný-liman ve kara sýnýrlarýný kapatmýþ. Ülkede acil karantina uygulanýyor. Bütün yerleþimlerde karantina prosedürü devrede. Havadaki uçaklar, limandan çýkmýþ gemiler ülkeye geri çaðýrýlýyor. Ýngiltere'ye geri inmeyen uçaklara ateþ açýlmasý için Ýngiliz savaþ uçaklarý havalanmaya baþlýyor. Komþu ülkelerde de karantina prosedürleri aktifleþtiriliyor.”


Ada, Dünya ile elektronik baðý dýþýnda bütün fiziki baðlarýný koparýyordu. Hatta yurtdýþýna haberleþme baðlantýlarý bile devletin sýký yönetimi altýna geçmiþti.Ýlk tespitler hava alanlarý ve limanlarda, nüfusun yoðun bulunduðu alýþveriþ merkezi gibi büyük kapalý alanlarda ciddi ölçüde enfeksiyon kirlenmesi gösteriyordu!

Ýki ay sonra Ýngiltere ve Fransanýn Ýngiltere'ye komþu 2 þehrinde Kýzýl Kýyamet kol geziyordu. Nüfusun %90'ý virüsten etkilenmiþti. Çok küçük bir kesim Devlet güçleri tarafýndan korumaya alýnmýþ merkezlerde hayatta kalmaya çalýþýyordu. Virüs hýzlý yayýlýyor, yavaþça ortaya çýkýyor ve acýmasýzca acýyla öldürüyordu. Çok acýlý ve kötü bir ölümdü doðrusu.

Ýngiltere Baþbakaný da bu hastalýða yakalanmýþtý. Bütün önlemlere raðmen bu hastalýðý kapmýþtý ve tüm tedavi çabalarý ile hastalýða daha uzun süre dayanabilmiþti ama sonunda o da kaçýnýlmaz karþýsýnda boyun eðiyordu.

Bakanlarýn bazýlarý ve Baþbakan yardýmcýsý ile onlarýn çevresindekiler de onu takip eden günlerde birbir ölüyor ve Ýngiltere çokca askerlerin yönetimine kalýyordu.

Fransa karantina altýndaki þehirlerinin ayaklanan nüfusunun þehirlerden korku ile kaçma çabalarý karþýsýnda kendi vatandaþlarý üzerine atþe açýyordu. Avrupa ve dünya çok karanlýk bir dönemin eþiðinde sallanýyordu..



Avrupadan binlerce mil ötede hoþ bir tropik adanýn bir köy kumsalýnda küçük bir köpek yeni sahibinin attýðý sarý tenis topunu geri getiriyordu.

Ýskelede gölgeye oturmuþ adamýn oltasýna gelen üçüncü balýk da adam tarafýndan oltadan çýkarýlýp denize geri atýlýyordu..

Küçük köpeðin baþýný okþadý adam.
“Hýzlý kerata. Oynamaya bayýlýyorsun,” diye gülümsedi Nikola. Bu sokak köpeði peþinden bir haftadýr ayrýlmýyordu ve sonunda o da arkadaþlýðýný kabul etmiþti. Minik serseriyi kýzý görse bayýlýrdý.

17


Acýlý acýlý gülümsedi. Kýzý cennetteydi þimdi. Ailesi cennetteydi. Ona kalan ise bu kocaman kötü dünyaydý.

Topu tekrar bütün gücü ile savurdu Nikola. Küçük köpek de heyecan ve hevesle havlayarak yine güzel mavi sulara atladý. Bütün sabah boyunca balýk tutmayarak ve topla oynayarak vakit geçirdiler..

Dünya bilinmezliðin ve kýzýl kýyametin eþiðinde sallanýrken bu sahilde sadece zamanýn içinde donmuþ acýlý bir adam vardý..

Jennifer Kanada'nýn kuzeyindeki güzel bir dað yaylasýndaki koca bir malikanede telsiz baþýndaydý. Brad de yanýbaþýndaydý. Burada ailelerinden ve sevdiklerinden yaklaþýk 30 kiþilik bir guruptular ve haberleri korkuyla dinliyordular.

Ýngiltere'deki insan yaþamý 6 ayýn sonunda sadece Devletin koruma tesislerindeki küçük bir nüfus ile kýsýtlýydý. Havadan gelen yardýmlar ile hayatta kalan bu insanlarýn hayatý çok umutsuz ve acýlýydý. Bu insanlar için kýyamet kopmuþtu. Bütün yaþamlarý silinip gitmiþti. Sevdiklerinden çoðu ölmüþtü ve dünyalarý, þehirleri öldürülmüþtü. Yaþamlarý çekilmez bir hal almýþtý. Her nefeslerinde acý vardý ve intiharlar görülmeye baþlanmýþtý. Umutlarý tükenmiþ ve hayattan beklentileri kalmamýþtý. Çocuklarý için bir yarýn umutlarý hergün daha çok tükeniyordu. Ölümü bekleyerek korku ve dehþet içinde yaþamak büyük bir iþkenceydi..

Dünya devletleri Ýngiltere'de olanlar karþýsýnda þoktaydý ve dünya aðlýyordu. Bütün dünyada bütün dinler ölenler ve acý içinde yaþayanlar için dua ediyordu..

Yine de Nikola'nýn isteklerini tartýþtýklarý ortamda hala sesler öfke ile yükseliyor ve onu bulup bu yaptýklarýný ödetmek için ateþli nutuklar atýlýyordu..

Nikola tepkileri sessizce izliyordu. Halklar içinde belli bir oranda uyanýþ görülmüyor deðildi ama liderler hala anlamaktan uzaktý. Hala yeterli deðildi..

Nikola umutsuzca ve kederle baþýný salladý.
“Yazýk. Zavallýlar. Ölümden baþka çareleri kalmamýþ. Akýllarýnýn gözünü yanlýzca ölüm açabilir. O kadar derin bir karanlýk içinde yüzüyorlar ki onlarý artýk sadece ölüm aydýnlatabilir..”
“Öyle olsun..”




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn fantastik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
2012: Ölülerin Ýntikamý
Althar'ýn Akýncýlarý: Altýngöl ve Ejderha (9. Bölüm - Son - )
2012: Ölülerin Ýntikamý (3)
Yeþilgözlü Þeytan'ýn Gecesi
Güneþ ve Ölüm (Giriþ)
Yaþam Hasatlayan Smir
Güneþ ve Ölüm (3. Bölüm)
Cennette Bir Sabah
Althar'ýn Akýncýlarý: Altýngöl ve Ejderha (6. Bölüm)
Yaþam Hasatlayan Smir (2)

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tatlý Sert
Zeytin Karasý
1996 Yýlý
Ufuklar: Kýrmýzý Bölge - 18
Kovan Savaþlarý (1. Bölüm)
Kovan Savaþlarý (2. Bölüm)
Yaz 2011
Ufuklar: Diversity Antalya
Ufuklar: Bronz'un Mesajý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Barbar Conan'ýn Ölüm Þarkýsý [Þiir]
Her Ýnsan Öldürür Sevdiðini [Þiir]
Kovan Savaþlarý Öyküleri [Roman]
Uzun Yol (1. - 100. Sayfalar) [Roman]
Sevgi, Mutluluk, Özgürlük ve Hayat Üzerine Felsefe [Deneme]
Tanklamak Ne Demek? [Deneme]
Ya Ýstiklal Ya Ölüm [Deneme]
Ölüm / Kalým [Deneme]
Uyanýklýk [Deneme]
Uzayda Hayat Var mý? [Deneme]


Levent kimdir?

Fantazyada büyü, teknoloji ve aksiyon Ýldar'da buluþuyor. 07/10/2017 tarihinde þimdi diyebilirim ki neredeyse 2 senedir tek kelime yazmadým. . . 2 senedir yazar tarafým ölü. oysa oldugum þeyler içinde olmayý en sevdiðim þey yazar olmaktý :) Topraðý bol olsun.

Etkilendiði Yazarlar:
Süpermen, Robert E. Howard, Tolkien, Salvatore, Jules Verne, Battalgazi, David Eddings, Michael Moorcock.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Levent, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.