..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Çocuklarýn eðitimi, zaman kazanmak için nasýl zaman yitireceðimizi bilmemiz gereken bir meslektir. -Rousseau
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




30 Eylül 2016
Göçe Göçe - Ninem Kurþun Döküyor - 43  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Ninem, ocaktaki külleri eþeledi, sönmüþ gibi duran üç kömürü yanyana getirdi; dýþarýdan kuru ot, kuru yaprak, çalý çýrpý ve biraz odun aldý, geldi. Ocaðýn baþýna çömeldi; kömürlerin üzerine önce kuru ot ve yapraklarý, onlarýn da üzerine çalý çýrpýyý koyup baþladý üflemeye. Üfledi, üfledi... Kömürlerin birinde kýrmýzýlýk belirdi. Ninem avurtlarýný þiþirerek üflemesine devam etti. Kömürün kýzarýklýðý arttý ve üzerindeki ot ve yapraklarý tutuþturur gibi oldu; çünkü küçük bir alev gördüm.


:AAJD:


Çerkezköy tarafýndan “trik trak, tak tak, trik trak tak tak” diye gelen tren raylarýndan çýkan sesi duyuyorum. Tren Kýzýlpýnar'dan geçerken ses þiddetleniyor, Çorlu tarafýna doðru gittikçe de hafifliyor ve sonunda hiç duyulmaz oluyor. Sesi duyan ninem:
-Ö(ð)len moto(r)lusu geçti, biz (h)ala ba(h)çedeki misiri çapalayamadýk!
Diye yakýnmaya baþladý.. Kýzýlpýnar'dan, derenin öteki tarafýndaki demiryolundan geçen trenlerin raylarda çýkardýklarý ses ve düdükleri duyulur. Eskiden sadece kara tren varken, þimdilerde bir de motorlu tren dediklerinden sefere konulmuþtu. Motorlu tren, otobüse çok benziyordu, daha hýzlý gidiyordu, düdüðü otomobilinki gibi ses çýkarýyordu, üç vagonu vardý ve içindeki oturma yerleri ayný otobüsteki gibiydi.; oysa karatrende ikinci mevkiide yani kuþetlide giderseniz sekiz kiþilik kompartýmanlarda oturmanýz gerekirdi. Ayrýca üçüncü mevkii de vardý ve buranýn oturma yerleri tamamen tahtadandý. Karatren bir istasyonda duracaðý zaman ya da hareket ettiðinde, eðer boþ bulunursanýz bu tahta oturma yerlerine baþýnýzý çarpabilirdiniz. Defalarca bu baþý vurma olayýný yaþadýðým için, verdiði acýyý da çok iyi biliyorum. Yataklý vagonlar ise birinci mevkii kabul edilirdi. Bizim gibiler birinci mevkiinin sadece adýndan haberdarýz; nasýl bir yer olduðunu bilmeyiz. Karatrendeki lokanta için de aynýsýný söyleyebilirim.
Köyde saat, belki bir-iki kiþide vardý. Zaman; ezanlara ve geçen motorlu trenlere göre ayarlanýrdý. Edirne tarafýna giden motorlu tren öðlene yakýn, Ýstanbul tarafýna giden ise ikindiden sonra geçerdi. Ýlk motorlu tren geçince kýzanlar “Acýktýk!” diye mýzýrdanmaya baþlarlardý; ikinci motorlu tren geçtiðinde ise akþama çok az bir zaman kaldýðý tahmininde bulunulurdu. Ýster motorlu tren, ister yolcu karatreni, isterse katar yani yük treni olsun; hepsi köyün tam hizasýndan geçerken mutlaka düdük çalardý. Çünkü Kýzýlpýnar'dan derenin öteki tarafýndaki tarlalara giderken kullanýlmasý için, bir hemzemin geçit konulmuþtu. Yani makinistler bu geçit öncesi düdük çalmak zorundaydýlar. Her gün en az 2-3 tane de yük treni geçerdi. Bir keresinde, bu yük trenlerinden biri geçerken, demiryolu kenarýndaki birkaç çocuðun bunlarý taþladýðýný gördüm. O sýrada ninem de yanýmdaydý ve onlara kýzmýþtý; ama çocuklarýn umrunda bile deðildi; belki de trenin gürültüsünden ninemin sesini duymamýþlardý. Çocuklarýn trenin kenarlarý açýk olan vagonlarýný taþladýklarý dikkatimi çekmiþti. Bu vagonlarda da þeker pancarý vardý. Alpullu þeker fabrikasýna götürülüyor olabilirdi. Tren geçip gittikten sonra taþ atan çocuklarýn bazýlarý, raylarýn üzerinde bazýlarý da kenarýnda bir þeyler aramaya baþladýlar. Ýki çocuk ellerinde birer þeker pancarý ile görününce taþlama nedenini de anlamýþ oldum.
Hava sýcak. Sap tepesinin gölgesinde oturuyorum. Akiþ,çoðunlukla yanýma gelirken, bugün gelmedi, ayatta gölgede dinleniyor. Yüzüstü yatmýþ, baþýný ön ayaklarý arasýna koymuþ; gözleri kapalý ama arada sýrada açtýðý da oluyor. Etrafta dört tavuk, bir horoz ve bir de kuvaçka var. Bunlarýn hepsi evin çöplerinin atýldýðý bokluk denilen yerde, yiyecek bir þeyler arayýþýnda. Kuvaçka, “gut gut, gut gut” diye sesler çýkararak peþine taktýðý altý civcive gagasýyla eþelediði yeri gösteriyor, yiyecekleri bulmalarý için. Civcivler küçücük ayaklarýyla koþarak annelerinin peþinden gidiyorlar. Geride kalan da, kuvaçkanýn çaðrýsýna uymayan da var. Kuvaçka “gut gut” sesinin þiddetini aniden artýrýyor. Bunu duyan civcivler, “cik cik” sesleri çýkararak annelerinin kanatlarý altýna sýðýnýyorlar. Henüz gelmemiþ olan iki civciv var, bunlar baþlarýný kaldýrýp annelerinin mesajýný dinliyorlar ve koþmaya baþlýyorlar. Kuvaçka kýzgýn onlara, ama gene de kanatlarýný kaldýrýyor altýna girmeleri için. Tavuklar ve horoz ortalýkta görünmüyorlar. Ne zaman ve nereye kaçtýlar? Gökyüzünden bir siyah görüntü kuvaçkanýn olduðu yere doðru süzülüyor. Bu bir kartal. Hemen hemen her tarafý kara, sadece bir kanadýnda benim elim kadar büyüklükte bir beyazlýk gördüm. Önceden tehlikeyi sezen kuvaçka, altýndaki yavrularýný dýþarda býrakmayacak kadar gövdesini kaldýrýyor, kafasýný gökyüzüne dikiyor. Kartal kuvaçkaya saldýrýyor; kuvaçka da ona... Kartal birkaç kere daha ayný hareketi yapýp gökyüzüne havalanýyor. Biraz sonra, tekrar kuvaçkaya doðru süzülüyor. Olayý yattýðý yerden izleyen Akiþ, öncekilere ses çýkarmamýþ olsa da, bu sefer yattýðý yerden kalkýyor, kuvaçkanýn üzerindeki kartala havlayarak saldýrýyor. Kartal, hiç beklemediði bu saldýrý karþýsýnda bakýyor ki pabuç pahalý; kaçýp gidiyor oradan. Kuvaçka yardým etti diye Akiþ'e dostça yaklaþmýyor, içgüdülerinin etkisiyle ona da saldýrmaya hazýrlanýyor. Akiþ, ona aldýrmadan oradan ayrýlýyor. Akiþ yerine dönerken, ninem sesleri duyup dýþarý çýkýyor. Kartalýn piliçlere kapmak istediðini söylüyorum. Ninem:
-O namussuz, geçen gün zaten ikisini kaptý... Diyor.
Aklýma kartallarýn dýþarýda beþiðinde uyuyan bebekleri kaçýrdýðý öyküler geliyor. Korkuyorum, vücudum titriyor “Ya, beni de kaparsa!” diye... Sonra, benim yaþtaki bir çocuðu kaldýrmaya gücünün yetmeyeceðini düþünerek, korkumu yeniyorum. Az önce saklanmýþ olan tavuklar görünüyor, arkalarýnda horoz var, kasýla kasýla yürüyor.
Bugün ninemin tavsiyesine uyarak, birkaç saat ayakkabýsýz yani yalýnayak dolaþtým avluda. O yüzden baþýma gelmedik de kalmadý. Nineme göre, ayaklar da güneþten faydalanmalýymýþ. Kandisini yazýn ayakkabýlý hiç görmedim. Ayaklarýnýn altý birkaç santim kalýnlýðýnda sert bir deri ile kaplanmýþ. O yüzden ona taþ, diken v.s. výz geliyor. Benim, önce ayaklarýma üç tane sarý diken battý. Ýkisi sað biri sol ayaðýma. Bunlar ince dikenler; o yüzden kolayca çýkýyor ve fazla acý vermiyor. Ben bile çýkarabildiðime göre... Bir de kara çalý battý sol ayaðýma. Acýsýndan çýðlýk attým ve kývrandým. Kocaman bir çalý... Ninem geldi çýkardý, rahatladým, ama yerinde az da olsa bir acý kaldý ve kanadý. Bunlardan baþka tabii taþ parçalarý hatta sert toprak parçalarý da üzerine bastýkça canýmý acýtýyordu. Asýl korkuncu, tavuk pislikleri... Yürürken ayaðýmýn biraz kaydýðýn, yumuþak bir þeye bastýðýmý farkettim. Baktým ayaðýmýn altýnda sarý, yeþil karýþýmý cývýk bir madde var. Çok da pis kokuyor. Tekrar bastým çýðlýðý ve gene ninem yetiþti; önce ayaðýmý çimenlere sürttürdü, sonra yýkadý; ayakkabýlarýmý da giydirdi. O da anladý ki benim yalýnayak dolaþmam çok zordu.
Sarý inekle kara inek de dýþarda; otluyorlar. Sözüm ona ben de inekleri gözetliyorum sebzelere zarar vermesinler diye. Ýþte kara inek üç-dört karýþ boyundaki mýsýrlara dalmýþ bile. Ninem bir görürse... Yandým! Aðzýnda birkaç tane mýsýr yapraðý var. Yerden küçük bir taþ alýp atýyorum, tam isabet... Mýsýrlardan uzaklaþýyor, yanlarýna gidip inekleri sebze ekili yerden uzaklaþtýrýyorum, taa Urumkuþa sürüyorum. Zaten az sonra da ninem geliyor ve hayvanlarý sayaya kapatýyor. Onlardan kurtulduðuma seviniyorum.
Mýsýr ambarýnýn yanýndaki büyük taþýn üzerine oturdum. Tam bu sýrada da demiryolundan Ýstanbul tarafýna giden motorlu trenin çýkardýðý sesler ve düdüðü duyuldu. Avludaki tokattan feraceli bir kadýnýn girdiðini gördüm. Avluya girince feracesinin kapaðýný açtý, oysa beni görmüþtü ama adetlere göre küçük çocuklardan kaçma yoktu. Genç, eli yüzü düzgün bir kadýn. Onun girdiðini gören Akiþ, sadece baþýný kaldýrýp baktý, o kadar... Oysa avluya giren her yabancýya, mutlaka havlayýp saldýrýrdý. Demek ki geleni tanýyordu ki sesini çýkarmamýþtý. Kadýn:
-Aþþe abu, evde misin ma? Diye iki kere baðýrýnca, ninem dýþarý çýkýp kadýný içeri davet etti. Susamýþtým, su içmek için ben de eve girdim. Ninem ve misafiri aþevinde hasýrýn üzerine oturmuþ konuþuyorlardý. Kadýn:
-(H)iç iyi dilim Aþþe abu. Baþým a(ð)rýya, gözlerim kararýya. Geçen Uzun(h)acýya gittim, ciletle dilimin altýný kestirdim; gene fayda yok. Bana n'oldu? Bi bak, kurþun dök de...
Dedi. Ben, su içmeyi unutmuþ onlarý dinliyordum. Kurþun dökme lafýný duyunca da meraklandým; zaten onlarýn benim varlýðýmdan haberleri bile yoktu.
Ninem, ocaktaki külleri eþeledi, sönmüþ gibi duran üç kömürü yanyana getirdi; dýþarýdan kuru ot, kuru yaprak, çalý çýrpý ve biraz odun aldý, geldi. Ocaðýn baþýna çömeldi; kömürlerin üzerine önce kuru ot ve yapraklarý, onlarýn da üzerine çalý çýrpýyý koyup baþladý üflemeye. Üfledi, üfledi... Kömürlerin birinde kýrmýzýlýk belirdi. Ninem avurtlarýný þiþirerek üflemesine devam etti. Kömürün kýzarýklýðý arttý ve üzerindeki ot ve yapraklarý tutuþturur gibi oldu; çünkü küçük bir alev gördüm. Ama sonra bu alev de söndü, oradan duman çýkmaya baþladý. Duman ninemin boðazýna kaçtý, öksürdü. Gözlerinde yaþ da vardý. Býrakmadý gene üfledi, hem de öncekilerden daha hýzlý. Anlaþýlan bir kibrit çöpünü ziyan etme niyetinde deðildi. Neyse ki ocaktakiler tutuþtu, ateþ iyice harlanýnca en üste odunlarý da koydu. Yanma devam ederken, yanan ateþi sacayaðýnýn altýna iteledi. Kalktý raftan bir demir kepçe aldý, içerdeki odaya girip elinde parlak bir madenle geri döndü. Madeni kepçenin içine koymaya niyetlendi, vazgeçti. Bundan önce bir tasa su doldurdu ve kadýnýn baþýný, yüzünü bir tülbentle kapattý. Madeni, kepçenin içine koyup sacayaðýnýn üzerine yerleþtirdi. Az sonra kepçedeki maden, sývý haline gedi ve yerdeki su dolu kabý kadýnýn baþý üzerine kaldýrdý, erimiþ kurþunu da içine döktü. Tasýn içinden “cooozzz” diye bir ses ve buhar çýktý. Bunlarý yaparken ninemin dudaklarý kýpýrdýyordu. Dua edip etmediðini anlayamadým, ama galiba dua ediyordu. Kadýnýn baþýndaki tülbenti alýp, suyun içinde acayip bir þekil almýþ olan kurþunu çýkardý. Buna bakarak kadýna ne olduðunu bilmeye çalýþacaktý.
Nineme göre bu kadýnda neler yoktu ki! Bir göz varmýþ, kem bakýþlý; o nazar etmiþ. Korkularý varmýþ. Onu çekemeyenler, arkasýndan konuþanlar varmýþ, bir adaðý olduðu halde bunu yerine getirmemiþ, çok yakýnýnda olan biri onun candan dostu gibi görünmesine raðmen en baþ düþmanýymýþ... Daha çok var ama ben hepsini aklýmda tutamadým.
Ninemin söylediklerini duyan kadýn:
-Valla (h)epsi do(ð)ru Aþþe abu. O benim eltim olacak yok mu, kuyumu kazan iþte o! Geçen gün ona dedim ki “Ma Kýymet, neden bana düþmansýn, beni çekemezsin? Ma ben Bulgar gavuru muyum? Dedi.
Susak yani su kabaðýndan yapýlmýþ maþrapa ile, aðaç askýdaki bakýrdan suyumu içip dýþarý çýktým; bu kadarý yeterdi.
(Devam edecek...)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 1. bölüm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeðin Adý Badi - 80 (Son Bölüm)
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuþ - 48 (Son Bölüm)

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ücretsiz Kitap Daðýtabileceðim Ýstanbul’da Bir Mekan Arýyorum
Bir Edebiyatçý Gözüyle Maðaranýn Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Maðaranýn Kamburu – Yorum: 6
Maðaranýn Kamburu
Bir Romanýn Anatomisi: Maðaranýn Kamburu
Bir Aný Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasýl Yazardý?
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 2
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 3

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.