..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Kirazlar ve dutlarýn tadýný çocuklar ve serçelerden sor." -Goethe
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




27 Aralýk 2018
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Geçmiþ, bugün ve gelecek birbirine karýþtý. Hangi zaman diliminde yaþadýðýmý bilmiyorum. Bilmemem önemli deðil de acaba sorsalar hangi zaman diliminde yaþamak istediðimi, ne söylerdim? Belki de sorana hakaret ederdim.


:BCDE:
Çok yol gittin, saatlerdir varacaðýn yeri bilmeden dolaþýyorsun; artýk geri dön, otele git. Bu saatte alman gereken ilacýn yok muydu senin? Üç poþet dolusu ilaçla yaþýyorsun yýllardýr: Ýki tane prostat için, bir tane kalp için, üç tane bronþit için, iki tane astým için, þeker ve tansiyon için olanlar da var. Hangisini ne zaman içeceðini çoðunlukla karýþtýrýyorsun. Bir eksik bir fazla içip gidiyorsun iþte.     
     Vakit geldi, hadi git, diyor bir ses. Sen direniyorsun, bu öyle sýradan bir direnç gösterme deðil; adeta isyan ediyorsun. Yoksa günbatýmý mý oldu? Olmaz. Neden? Olamayacaðý için. Baþka bir gerekçe bulamadýðýmdan son sözcüðü söyledim.
     Geçmiþ, bugün ve gelecek birbirine karýþtý. Hangi zaman diliminde yaþadýðýmý bilmiyorum. Bilmemem önemli deðil de acaba sorsalar hangi zaman diliminde yaþamak istediðimi, ne söylerdim? Belki de sorana hakaret ederdim.
     Bazen böyle kendi kendime konuþurum. Bu defa çok abartmýþým, yanýmdan geçenlerin bana tuhaf tuhaf bakmasýndan sesli düþündüðümü anladým. Ýyisi mi otele döneyim. Sahi. Bankadan para çekip bir aylýk konaklama ücretimi peþin ödeyecektim. Resepsiyondaki görevli çýkarken sýkýla sýkýla bana hatýrlattý. Halbuki sýkýlmasýna hiç gerek yoktu; çünkü ödeme günümün bitmesine bir gün kala bana hatýrlatmasýný ben istemiþtim.
     Otelde ücretimi öderken resepsiyon görevlisi:
     -Efendim, geçen gün hesaplarý kontrol etmek için patron geldi. Ýncelerken sizin altý aydýr burada kaldýðýnýz dikkatini çekti. Bana emir verdi, devamlý müþterimiz olduðunuz için bundan sonra ücretlerinizi yüzde otuz indirimli ödeyeceksiniz, buna lokantamýzda yediðiniz yemekler de dahil. Dedi.
     Ücreti ödedim, indirimden dolayý teþekkür ettim ve odama çýktým. Ben buraya geleli ne kadar oldu doðrusu bilmiyorum. Görevlinin konuþmasýndan anlaþýldýðýna göre altý ay olmuþ. Bu otelde rahatým yerinde. Kahvaltý, yemek sorunu yaþamýyorum. Odam temizleniyor. Hatta önceleri her gün odamda temizlik vardý, ama ben bunu üç günde bire getirttim. Çünkü temizlikçi kadýn gelmeden yaptýðým daðýnýklýðý ayýp olmasýn diye topluyordum. Odam kitap dolmuþ, ama çoðunu okumuþ deðilim. Bazý okuduklarýmý da anlamýyorum, sonra bir daha okuyorum. Çamaþýlarýmýn yýkanmasý, giysilerimin ütülenmesi de sorun deðil, otel anlaþmalý þirketlere bunu yaptýrýyor.
     Kitap okuyorum, hoþuma da gitti yazýlanlar. Odamýn kapýsý týklandý, açtým. Karþýmda çýtý pýtý bir kýz öðrenci. Otele staj için gelen meslek lisesi öðrencilerinden biri. Elindeki mektubu uzattý, aldým, teþekkür etmeye bile vakit býrakmadan selam verip koþarak uzaklaþtý. Mektubun üzerine baktým. Yazý tanýdýk deðildi. Çok çirkin, eðri büðrü bir yazý. Oysa ayný yerden geldiðini sanmýþtým. Baþka nereden olabilirdi ki? Adým-soyadým yazýyor, otelin adresi ve hatta oda numaram bile var. Pulun üzerindeki damgayý okuyup nereden geldiðini anlamaya çalýþtým. Okunmuyor, çünkü çok silik, varla yok arasý. Masanýn üzerine býraktým, kitabýmý okumaya devam ettim. Kitapta yazýlan þu iki ifade dikkatimi çekti ve beni düþünmeye sevk etti:
     -”Varoluþ halden hale geçiþtir. Tamam, buna deðiþme de diyebiliriz. Asýl sorun, -öncekiler belli de- ilk hal nedir? Öncekilerde tekrarlama, ilerleme ve geliþme var, ilk halde de var mý? Varsa o ilk hal olabilir mi?“
     -”Madde halden hale geçebilir. Katý bir maddeyi ýsýtýrsak baþka bir hale geçer yani önce sývý sonra da gaz olur. Su önce buzken sývýya, sonra da gaza dönüþebilir; tersi de olabilir. Yani madde asla yok olmuyor, sadece dönüþüyor”
     Düþünceden düþünceye atladým; galiba hemen hemen hepsi de saçma sapandý. Aklým öyle bir karýþtý ki, adeta serseme döndüm. Gittim, yataðýma uzandým, bu karýþýk düþünceler peþimi býrakmadý. Israrla bilinç alanýna çýkýyorlardý. Yataktan kalktým, odadan çýkýp lokantaya gittim. Yemek yemek iyi geldi, musallat düþünceler kafamý terk etti.
     Odama çýktým. Masa üzerindeki mektubu gördüm, elime aldým. Okumaya karar verdim. Zarfý açtým. O eðri büðrü yazý ile dolu bir sayfa mektup.
     “Merhaba,
     Ýddiaya girerim ki benim kim olduðumu bu sefer tahmin edemedin. Çünkü patates kýzartýrken sýçrayan yaðdan parmaklarým yandýðý için kalemi zor tutuyorum ve o yüzden yazým da çirkinleþti. Hatta bazý yerlerini belki de okuyamayacaksýn. Çok acý verse de bu mektubu tamamlayacaðým.
     Gene iddia ediyorum ki mektubumu ya yýrtýp çöpe ya da fýrlatýp masa üzerine atacaksýn. Aylarca orada kalacak, belki de hiç okumayacaksýn!”
     Ýddialarýndan birincisi doðru çýktý, mektubunu yýrtmadým ama masa üzerine attým. Oysa ikincide yanýldýn -çünkü mektubu okuyorum- çok bilmiþ kýz! Aðýz alýþkanlýðý iþte, gene kýz dedim. Oysa artýk o, kocaman bir kadýndýr.
     “Ýster oku ister okuma; bu sana yazacaðým -önceki notlarý saymazsak- ilk ve son mektup olacak. Bu mektupta kendimi savunacaðým. Senin gözünde deðerimi artýrmak için yapmýyorum bunu. Ben yýllar önce bir istekte bulundum. Çok iyi biliyorum ki, her istek bir bedel ödeme taahhüdüdür. O nedenle gerçekleþen hatta gerçekleþmeyen her istekten sonra az veya çok mutlaka bir bedel ödenir. Ben bunu çok aðýr ödedim.
     O gün sana kýzmýþtým, nefret etmiþtim seni öldürmek istemiþtim; kýrýlan gururumu böyle tamir edebilirim yanýlgýsýna düþmüþtüm. Sabaha kadar intikam ateþi içimi kavurdu. Gün aðarýnca aklým baþýma geldi. Sana kýzmam deðil, seni takdir etmem gerekirdi. Hangi erkek böyle bir teklifi redederdi? Sen sevdiðin kadýn uðruna bunu hiç düþünmeden yapmýþtýn.
     “Nefret ateþini ancak sevgi suyu söndürebilir.” Sözü doðru çýkmýþtý. Demekki seni gerçekten seviyormuþum. Yoksa bu nefret/intikam ateþi söner miydi? Zaten o teklifi bana yaptýran da iþte bu sevgi suyu, deðil miydi?
     Karar verdim: Sana yaklaþmayacaktým, uzaktan izleyecektim. Hiç görmemeyi bir türlü kabullenemediðimden uzaktan izlemeyi bir çare olarak bulmuþtum.
     Birkaç sene sonra benden on yaþ büyük bir erkekle tanýþtým. Ýnsan olarak mükemmeldi. Kibar, sevecen, fedakar bir insan. Bana tutulduðu da her halinden belliydi. Evlenme teklif etti. O benim için gerçekten bir þanstý, ama benim gönlüm umutsuz da olsa baþka bir yerdeydi. Ona “Gönlüme misafir olmaya geldiysen, boþuna zahmet ettin. Çünkü bugün ve hiçbir zaman oraya misafir kabul etmiyorum.” demeyi düþündüm önce, sonra vazgeçtim.
     Biraz oyaladým, cevap vermedim. Birkaç teklif daha yaptý, býkacaðý, vaz geçeceði yoktu. Ona teklifini kabul edeceðimi ama hayatýmla ilgili “sen” gerçeðini anlatacaðýmý, bunu bir kere yapacaðýmý bir daha hiç bahsetmeyeceðimi söyledim ve ondan da bu konuyu hiç açmayacaðýna dair söz aldým. Kabul etti, senin adýný vermeden olaylarý anlattým. O bana, “Yýldýzlarý tutamam. Olsun. Bakýyorum ya, bu da yeter.” dedi ve evlendik. Tabii bu insana karþý ben de kadýnlýk görevlerimin tamamýný eksiksiz yerine getirecektim.
     Bu adam beni gerçekten mutlu etti. Ama ne garip deðil mi? Sen karýna tutkundun, ben sana, bu adam da bana... Bunu bir yakýnma olarak kabul etme. Çünkü boðulan bir insan için, suyun derinliðinin kaç metre olduðunun ne önemi var.?
     Bir oðlum olduðunda aile yuvama daha da ýsýndým. Oðluma senin adýný verdim. Bu da bir þans olmalý; oðlum büyüdükçe sana daha çok benzemeye baþladý. Doðrusu keyfime, mutluluðuma diyecek yoktu. Oðlum þimdi kocaman bir adam, ama aranýzda hiçbir akrabalýk baðý olmadýðý halde týpký senin gençliðin... Dört sene sonra da kýzým dünyaya geldi. O da bana benziyormuþ. Bazýlarý abartarak bir hastane meleði olduðunu da söylüyorlar. Kýzým hemþire de...”
     Burada yazýlan üç satýr okunamýyor, karalanmýþ da olabilir. Zaten diðerlerini okuyabilmek için de mücadele vermek gerekiyor. Okumaya devam:
     “Sana o teklifi yaptýðým günlerde duygusal bir yoksulluk yaþýyordum. Belki senin sayende bu yoksulluðu zenginliðe dönüþtürbileceðimi zannettim. Ama tabii bu deðerlendirmeyi o þartlarda yapabilecek durumda deðildim; yýllar sonra yani þimdi yapabiliyorum. Ve artýk þunu çok iyi biliyorum: Sevilenin yüreði baþka bir yerde ise, sevenin acý çekmenin dýþýnda yapabileceði bir þey yoktur.”
     Mektubu yazan bayanýn yoksulluk hakkýndaki görüþlerine katýlýyorum. Çünkü bana göre de yoksulluðu yalnýzca maddi açýdan görmemeli. Düþünceden, duygudan, çalýþkanlýktan, doðruluktan, anlamaktan, ileriyi görmekten, güzellikten... de yoksulluk vardýr ve bunlar çoðunlukla maddi yoksulluktan çok daha önemli bir yer tutar hayatýmýzda.
     Birkaç satýr daha atlamak zorunda kaldým.
     “Bir toplantýda senin þöyle bir konuþman vardý: Sana yalan mý söylüyor? Olsun, gene de dinle onu. Dikkat et o yalanlarýn içinde öyle çok gerçek vardýr ki, o kiþinin özelliklerini anlatan. Yalanýný yüzüne vurma. O, zaten senin sesinden, duruþundan, bakýþýndan yalan söylediðini bildiðini fark edecektir. Öyleyse neden yalan söylemeye devam ediyor, deme. Sana bir mesaj iletmek istiyor, ama onun bildiði tek iletiþim yöntemi bu. Ne yapsýn?
     Evet, iþte bu konuþmaný dinledikten sonra sana bir mesaj iletmek istedim. Beni görmeni, önemsemeni saðlamanýn bir yolu olarak aklýma iþte o çýlgýnca teklif gelmiþti.”
     Mektup burada bitiyor, daha doðrusu ben bitirmek zorunda kalýyorum, çünkü sonraki satýrlarý okumam artýk mümkün deðil.     

                 ● ● ●
(Devam edecek...)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 1. bölüm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeðin Adý Badi - 80 (Son Bölüm)
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuþ - 48 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 31

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ücretsiz Kitap Daðýtabileceðim Ýstanbul’da Bir Mekan Arýyorum
Bir Edebiyatçý Gözüyle Maðaranýn Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Maðaranýn Kamburu – Yorum: 6
Maðaranýn Kamburu
Bir Romanýn Anatomisi: Maðaranýn Kamburu
Bir Aný Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasýl Yazardý?
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 2
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 3

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.