..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir gün karþýma biri çýkacak ve bana: "Herþey olmasý gerektiði gibi olmaktadýr, efendim" diyecektir. -A. Aðaoðlu, Yazsonu
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




29 Ekim 2015
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Savaþýn ertesi günü.O günkü gazete manþetleri: Delice savaþtýlar ama zafer bizim oldu. Delilerin devleti yerle bir edildi. Deli hükümranlýðý buraya kadar. Savaþ bitti ama çok sayýda can kaybý ve yaralý var. Güvenlik güçleri baþarýlý bir operasyonla delilere “Dur!” dedi. Deliliðin sonu budur.


:BFEH:


-Ne kadar normal görünmeye çalýþýrsan, o kadar da delirirsin.
-Ama sen bu söze boþ ver! Delirmek, bazen gereklidir.
**
Kapýnýn arkasýndan sesler geliyor. Bunlar içeride hasta yakýnlarý bulunan kimseler. Merak içindeler ve içeri girmek için sabýrsýzlanýyorlar. Elleriyle kapýyý yumruklayýp “Açýn, açýn kapýyý!” diye baðýrýyorlar. Arada tekme atanlar da oluyor. Kapýnýn yanýnda polis olmamasý hayret verici. Sadece on beþ-yirmi metre ileride bir polis görüyorum.
Neden yaptýðýmý bilmiyorum, ama yaptým iþte! Yayalarýn giriþi olan küçük kapýyý açtým. Belki de kaçmak için...
Ben kapýyý açýnca dýþarýdaki kalabalýk hücum etti, kaçmak imkansýz. Açýlan kapýya öyle bir yüklendiler ki az kalsýn duvarla kapý arasýna sýkýþýp ölecektim. Akýn akýn bahçeye giriyorlar. Kýsa sürede giren sayýsý yirmiyi buldu bile. Ýleride dolaþan polis durumu farkedip arkadaþlarýna haber verdi ve kapýya doðru koþtu. Kalabalýk, kapýyý kapatmaya gelen polisleri de püskürttü ve içeri girmeye devam etti. Birkaç polis daha arkadaþlarýna yardýma gelince kapý kapatýldý. Kapatýlmasa da olurdu, zaten dýþarýda kalan pek yoktu.
Sayemde bahçede tam bir kaos yaþanýyordu. Hemen oradan uzaklaþtým.
Savaþ bittikten sonra o gün, güvenlik güçleri kendilerini toparlar toparlamaz ilk önce yaralýlarý en yakýn hastanelere naklettiler. Bunu yaparken bizden/sizden ayrýmý asla yapmadýlar. Sadece önceliði aðýr olan yaralýlara verdiler. Daha sonra ölüler kaldýrýldý. Sýra esir alýnmýþ olan ve 3D'de kendilerine köle statüsü verilen hastane personeline geldi; bunlar üç otobüsle götürüldüler, yerlerine buradaki iþleri yapacak yeni görevliler getirildi. Yurttaþlardan ilâç yokluðu nedeniyle kriz geçirenlerin ve aðýr hasta olanlarýn da tedavilerine hemen baþlandý.
O gün sadece akþam yemeðini, o da çok geç bir saatte yiyebildik. Günlerdir aç olan yurttaþlara bu yemek adeta can verdi. Yemek, dýþarýdan getirtilmiþti; yemek firmalarýndan temin edilmiþti; ama sabah kahvaltýsý hastanede hazýrlandý.
Savaþýn ertesi günü.
O günkü gazete manþetleri: Delice savaþtýlar ama zafer bizim oldu. Delilerin devleti yerle bir edildi. Deli hükümranlýðý buraya kadar. Savaþ bitti ama çok sayýda can kaybý ve yaralý var. Güvenlik güçleri baþarýlý bir operasyonla delilere “Dur!” dedi. Deliliðin sonu budur.
Gazetelerin çoðunda benim fotoðrafým da yer aldý. Bir tanesi o kanlý fotoðrafýn altýna “Ýþte gözünü kan bürümüþ bir deli cani!” yazmýþtý. Bu ifade beni gerçekten yaraladý. Bir diðer üzüldüðüm nokta da, bu ve diðer fotoðraflarýn beni savaþýn baþ sorumlusu durumuna sokmasýydý. Yani elebaþý benmiþim. Nitekim sorgum sýrasýnda bu fotoðraflar sýk sýk önüme konacaktý.
3D'nin yönetiminde görev alan herkes; yani bakanlar, güvenlik elemanlarý, Dedikoducu, yargý mensuplarý ve tabii devletin kasasý olan ben sýk sýk sorguya çaðrýldýk. Bu tam bir hafta sürdü. Ben sorularýn hepsine doðru cevaplar verdim. Ama anlattýklarým onlarý inandýrmýyordu. Nasýl 3D'nin para iþlerinden sorumlu tutulduðumu, milli kahraman oluþumu, insanlarýn nasýl öldürüldüklerini, hatta tecrit bölümünde yaþadýklarýmý; kýsacasý ne biliyorsam her þeyi en ince ayrýntýsýna kadar anlattým.
En çok sorguya çekilen bendim. Bunda biraz da gazetelerin benim fotoðrafýmý yayýmlamalarýnýn rolü bulunuyordu. Para konusunda sorulan sorulara para teslim alýrken ve verirken tuttuðum tutanaklarý göstererek cevap veriyordum. Tutanak tutmayý akýl etmiþ olmam takdir ediliyordu ama daha fazla bilgi edinmek amacýyla beni habire sýkýþtýrýyorlardý. Toplanan para miktarýný sordular. Yekunu gene tutanaklarla gösterdim. Rakamýn büyüklüðü karþýsýnda þaþýrdýlar. Þaþkýnlýklarý geçince bu paranýn nerede olduðunu sordular. Ben de “Tahminime göre þehirde bir bankada Ýmparator adýna açýlmýþ olan bir hesaptadýr.” dedim ve paralarýn çuvallarla nasýl götürüldüðünü anlattým. Hemen þehirdeki bütün bankalara telefon edildi, böyle bir hesap olup olmadýðý soruldu. Cevap gecikmedi, benim sorgum devam ederken geldi. Bankadan hemen o hesabýn bloke edilmesi istendi.
Savaþ bittikten yedi gün sonra.
Bugün son defa sorguya alýndým. Bu, ya altýncý ya da yedinci sorgulanýþým. Bir kez daha önceki söylediklerimi tekrarladým. Gene inandýramadým. Israrla bana “Sakladýðýn bir þey var!” diyorlardý. Adamlar haksýz da sayýlmazlardý. Evet söylemediðim, sakladýðým bir þey vardý: Ýmparator'u öldürmüþ olmam. Ben bu olay aklýma geldikçe kahroluyordum. Çok piþmandým. Keþke öldürmeseydim. Ben Ýmparator'u öldürdüðüm ve savaþýn bitmesine bu yolla yardýmcý olduðum için, baþkalarý tarafýndan belki de kahraman bile ilan edilebilirdim. Oysa ben kahramanlýk filan istemiyordum. Rastgele sahip olduðum önceki kahramanlýk payesinden dolayý çekmediðim sýkýntý kalmamýþtý. Bir kahramanlýðý daha asla kaldýramazdým. Beni asýl rahatsýz eden, Ýmparator'u öldürdüðüm için kendimi bir katil olarak görmemdi. Kötü olabilir, alçak olabilir, belki de ölümü hak etmiþ bile olabilirdi. Ama buna benim deðil yargýnýn karar vermesi gerekirdi. Elimi kana bulamam belki de beni yýllarca rahatsýz edecek, vicdan azabý çekecektim.
Ýtiraf beni biraz olsun rahatlatabilirdi. Sorgudaki adamlara:
-Evet, sizden gizlediðim bir þey var. Ýtiraf etmek istiyorum.
Deyince önce ikisinin de gözleri üzerime dikildi, sonra yüzlerine büyük bir baþarý elde etmiþ insanlarýn gülümsemesi geldi.
-Söyle! Seni dinliyoruz Kargacý.
-Ýmparator'u ben öldürdüm.
-Emin misin öldürdüðünden? Ýyi düþün! Deyip güldüler.
Ben de nasýl öldürdüðümü; camýn önünde duruþunu, arkasýnda iken tabancamý çýkarýp kafasýna nasýl niþan aldýðýmý... Anlattým.
-Þimdiye kadarki anlattýklarýnýn doðruluðundan þüphelenmedik, ama iþte bu öldürme hikayen yalan Kargacý! Böyle bir yalana neden ihtiyaç duydun?
-Hayýr, yalan söylemiyorum. Tetiði çekmeden önce gözlerimi kapattým. Birkaç saniye sonra da Ýmparator üzerime düþtü. Ýnanýn doðru söylüyorum. Yoksa ben, bir katil olarak anýlmayý isteyecek kadar aptal mýyým?
-Elimizde Ýmparator'un otopsi raporu var. Bugün geldi. Güvenlik güçlerinin silahýndan çýkan bir kurþunla öldürülmüþ. Üstelik arama sýrasýnda el koyduðumuz senin tabancanýn þarjöründeki bütün mermiler de duruyordu. Yani o gün, senin silahýnla hiç ateþ edilmemiþ.
-Bana çok büyük bir müjde verdiniz. Günlerdir Ýmparator'u öldürdüm diye acý çekiyordum. Þimdi öylesine rahatladým ki! Kendimi bir kuþ kadar hafif hissediyorum. Teþekkür ederim. Dedim.
Son sorgum bitmiþti. Her zamanki gibi tutanaðý imzaladýktan sonra gidebileceðimi söylediler.
Az önce anons yapýldý. Yarýn öðlene kadar hazýrlýðýmýzý tamamlamamýz isteniyor. Baþka bir hastaneye nakledilecekmiþiz. Hazýrlýk için bize bu kadar çok zaman verildiðine bakýp da çantalara, bavullara dolduracak bir sürü eþyamýz var sanýlmasýn. Benim hazýrlayacaðým eþya, bir pijama ve bir de gömlekten ibaret.
Hastane savaþ sýrasýnda çok fazla tahribata uðramýþ. Onarýmdan geçmesi gerekiyor. Ýçeride insanlar varken onarma çok zor olacaðýndan böyle bir tedbir düþünmüþ olabilirler. Birçok hasta, günlerdir kýrýk camlý odalarda yatmak zorunda kaldý. Bu yüzden hastalananlar oldu. Hava gündüzleri sýcak ama geceleri soðuk oluyor.
Gece karanlýk örtüsünü hastanenin üzerine çekince, ortalýk garip bir sessizliðe büründü. Her zamankinin aksine bu gece, bir çýt sesi bile duyulmuyor. Belki de yýllardýr kahrýmýzý çeken hastanemize karþý bir saygý duruþuydu bu sessizlik! Son gecemiz... Yataða erken girdim. Son gecemizde geçmiþte burada yaþadýklarýmý düþündüm: Ýyisi kötüsüyle, güzeli çirkiniyle... Anýlarým birbirinin peþi sýra gözlerimin önünden geçerken, uyuyuvermiþim.
Sabahleyin herkesten önce uyanýp bahçeye çýktým. Doðru Toprak Baba ve Âþýk'ýn mezarlarýnýn yanýna gittim. Onlarla konuþtum, kendilerini çok sevdiðimi söyledim ve vedalaþtým. Oradan ayrýlýrken arkama dönüp onlara defalarca baktým...
Aðaçlarý, çiçekleri, bahçenin diðer yerlerini, tüm binalarý dakikalarca seyrettim. Gördüklerimi belleðime kaydetmek istiyordum; ileride burasý aklýma geldiðinde hatýrlayabilmek için.
Kuþ seslerini dinledim. Kuþlarýn hepsi sanki benim için bir veda þarkýsý söyler gibiydiler... Kuþlara el salladým, onlar da kanatlarýný çýrparak karþýlýk verdiler.
Öðlen yemeðinden sonra, küçük bir poþetin içine eþyalarýmý koyup hastanenin dýþýnda bekleyen çok sayýdaki otobüsten birine binmek için çýkýþ kapýsýna doðru yürüdüm. Kapýya gelmeden arkamdan birinin bana seslendiðini duydum. Dönüp baktým, Dedikoducu.
Bekledim, geldi. Ýlk sözü:
-Kargacý, ben zaten senin bir tavuk bile kesemeyeceðini tahmin ediyordum. Dedi ve daha birçok þey konuþtu. Ama bu ilk sözlerinden sonrasýný dinlemedim. Bu sözde açýkça söylemese bile Ýmparator'u benim öldürmediðimi tahmin ettiðini anlatmaya çalýþýyordu. Þaþýrdým. Adam bu þartlarda bile istihbarat peþindeydi. Takdir etmek de lazým, çünkü bu bilgi sadece dün benimle sorguyu yapanlar tarafýndan biliniyordu. Dedikoducu bunu nasýl öðrenmiþti? Ýmparator'u bana hatýrlattýðý için ona belli etmesem de kýzmýþtým. Hiç konuþmadan yanýndan ayrýldým. Arkamdan bakakaldýðýný sanýyorum.
Otobüs hareket etti, seyahat baþladý. Nereye? Söyleyen olmadý ki bileyim! Farketmez neresi olduðu. Dýþarýya çýkmayalý, görmeyeli yýllar olmuþtu. Giderken heyecanla seyrediyordum etrafý. Gökyüzüne baktým, buradaki gök ne kadar büyükmüþ; hastanedeki yüksek duvarlarla sýnýrlanmýþ gökyüzünden! Her þeyi seyretmek istiyordum, bir þey kaçýracaðým diye ödüm kopuyordu. Ýþte bilinmeyen bir yere doðru böyle gittim.
Masal bitti. Bitti ama masallarýn sonunda söylenen “Onlar ermiþ muradýna, biz çýkalým kerevetine.” sözü yani o meþhur tekerleme buraya yakýþmadýðý için söylemeyeceðiz. Çünkü bu masalda muradýna eren yok ki kerevete çýkýlsýn!
S O N
Son Söz: Bu roman bir yayýnevi tarafýndan telif ücreti ödenerek basýldýðý takdirde, buradan elde edilen gelirin tamamý Psikiyatri Tedavi Merkezlerine baðýþlanacaktýr.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 1. bölüm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeðin Adý Badi - 80 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuþ - 48 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 31

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ücretsiz Kitap Daðýtabileceðim Ýstanbul’da Bir Mekan Arýyorum
Bir Edebiyatçý Gözüyle Maðaranýn Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Maðaranýn Kamburu – Yorum: 6
Maðaranýn Kamburu
Bir Romanýn Anatomisi: Maðaranýn Kamburu
Bir Aný Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasýl Yazardý?
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 2
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 3

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.