Dünya hayal gücünün tuvalinden baþka birþey deðildir. -Henri David Thoreau |
|
||||||||||
|
1974 Mutlu Barýþ Harekatý’ndan sonra Kuzey Kýbrýs’a Türkiye’den “Tarým Ýþ Gücü” statüsü altýnda elemanlar getirildi. Bunlar daha sonra Yavru Vatan Kýbrýs’ý vatan edinmek, yurt edinmek, burada tutunmak, kökleþmek ve Türk nüfusunun artmasý için yasal bir þekilde vatandaþ oldular. Türkiye’nin birçok bölgesinden gelen bu vatandaþlar çok da organize olmayan bir þekilde alelade olarak Kýbrýs’ýn çeþitli yerlerine yerleþtiler. Amaç, nüfusu fazlalaþtýrmak ve gelen bu insanlarý yerli halkla bütünleþtirmek olduðu için çok da büyük vasýf aranmadý. Özellikle gelen kesim, kýrsal kesim insanlarýydý. Okuma oraný çok da yüksek deðildi. Gelen insanlarýmýz yeni bir umut ve yeni bir yaþam anlayýþý içerisinde Kýbrýs’a geldiler. Memleketlerinde öldüklerinde bir mezar yerleri dahi olmayan, maddi olarak hiç bir imkâný bulunmayan, dar gelirlinin de ötesinde yoksul denecek vatandaþlar getirildi veya geldi... Bu kiþilere, ev, tarla, bahçe, hayvan verildi… Önceleri kiþi baþýna küçük bir aylýk ve yeteri kadar erzak da verildi. Çok uzun süre olmasa da birkaç yýl içinde bu anlayýþ devam etti. Savaþtan yeni çýkan Kýbrýs Türkü ise yokluðu ve açlýðý görmüþtü. Ezayý, cefayý, baskýyý ve zulmü iyi tanýyordu. Her iki kesim için de yeni bir hayat baþladý. Farklý kültürlere sahip olan, yaþama biçimleri tamamen ayrý olan, birbirlerini hiç tanýmayan bu insanlar, ayný ortamda yaþamaya baþladýlar. Önceleri her þey yolunda gibi göründüyse de aradaki kültür farklýlýðý çeþitli çatýþmalara yol açtý. Bu kültür farklýlýðý ister istemez “Kýbrýslý-Türkiyeli” kavgasýný ortaya çýkardý. Görünüþte bunu hiç kimse kabul etmese de þuur altýnda ister istemez bu düþünce yer almýþtý. Ýki kesim birbirini tanýmak, yakýnlaþmak yerine siyasilerin de bundan yararlanarak kendilerine rant elde etmeye çalýþmalarýndan dolayý aradaki uçurum gittikçe büyüdü. Birbirlerine gidip gelmez oldular. Birbirlerinden alýþ veriþ yapmaz oldular. Birbirlerinden mümkün mertebe kýz alýp vermez oldular. Yerliler, gelen kesime “Karasakal”, “Türkiyalý” “Yerleþikler” demeye baþladý. Neredeyse onlarý öcü gibi gördüler… Her defasýnda þu sözler söylendi: “Önceden, bizler kapýmýzý, penceremizi açýk býrakýrdýk. Kimse bir þeyimizi çalmazdý. Türkiyalýlar geldikten sonra kapýmýzý, penceremizi açamaz olduk.” Bu sözleri duyan kesim, dolayýsýyla alýndý. “Biz, hýrsýz deðiliz” demeye baþladý. Onlar da bu ülkenin þartlarýna, gereklerine ve yasalarýna harfiyen uymaya baþladý. Fakat, burasýnýn rahatlýðý Türkiye’de bulunan ve yaþamlarýný sýrf hýrsýzlýkla, kap kaçla sürdüren kesimin aðzýnýn suyunu akýttý. Onlar da sözde turizm amacýyla buraya geldi. Ve fakat kendileri için normal bir yaþam biçimi olan hýrsýzlýk ister istemez boy gösterdi. Yakalanmadan çalýp çýrpýp kaçtýlar… Onlar yüzünden burada yaþayan masum Türkiyalýlar suçlandýlar. Hýrsýz olarak kabul edildiler… Oysa onlar da karþýydýlar bu tür yasa dýþý olaylara… Onlar da kapýlarýný, pencerelerini açýk býrakýp, sorunsuzca yaþamak istiyorlardý. Onlar da karþýydýlar, Türkiye’den kaçak olarak gelip burada çalýþarak piyasayý düþüren ucuz iþçilere… Onlar da karþýydý yapýlan hýrsýzlýk olaylarýna… Çünkü onlar da insandýlar… Neredeyse 40 yýldan fazla oldu. Bu durum ayný þekilde sürüp gitti ve gidiyor… Bu insanlar, kendilerini olduklarý gibi göstermek istediler. Hýrsýz olmadýklarýný, cani olmadýklarýný, kendilerinin de burada kardeþlik duygularý içinde, yasalar çerçevesinde yaþamak istediklerini, hak ve hukuklarýnýn korunmasýný istediklerini söylediler… Bunun için siyasi partiler de kurdular… Önce “Birlik Partisi” altýnda bir parti kurdular. Sonra “Yeni Doðuþ Partisi” adý altýnda bir parti kurdular. 3 vekille meclise de girdiler. Hatta Hükümete ortak oldular. Bakanlýklar aldýlar. Yönetimde ilk defa söz sahibi oldular… Ama bu durum birilerine veya bazýlarýna batmýþ olacak ki çok gördüler… Ve her ne hikmetse hepsi tek tek kapandý veya kapatýldý… Siyasi parti olmayýnca “Göçmenler Derneði” hayata geçirildi. Kýsa sürede etkili olan bu dernek de göze battý. Ve bazý kurumlarca “Bu dernek zararlý. Bölücü anlayýþa sahip. Bu derneði derhal kapatýn” denildi. Bütün yardýmlar kesildi. Etkinliði en aza indirildi. Bu gün sadece bir tabela derneði olarak kaldý. Kurulan bu siyasi parti veya derneklerin amacý tek idi: “1974 sonrasý KKTC’ye gelen TC’li vatandaþlarýn buradaki hak ve hukuklarýný korumak, onlarýn da KKTC vatandaþý olduðunu kabul ederek her türlü yasal haklardan yararlanabilmelerini saðlamak.” Oysa yýllardýr meclise doðru dürüst bir vekil bile sokamadýlar. Bürokrasiden tam olarak yararlanamadýlar. Yýllarca memurluklardan yararlanmadýlar. Buna sebep olarak da “Üniversite mezunlarýnýz yok” denildi. Bu gün bu sorun da fazlasýyla aþýldý. Ama bakýldýðýnda ayný anlayýþýn hala devam ettiðini görmemek mümkün deðil. Sonra tekrar siyasi parti denemeleri yapýldý. “Yeni Parti” bunlardan biriydi. Tam umut olacak denirken, bir þekilde bu partinin de kapýsýna kilit vurduruldu… Kýsaca, bu kesimin siyasileþmesine bir þekilde izin verilmedi… Bu gün bu ortamda yine bir ses duyduk… “Yeni Doðuþ Hareketi” Prof Dr Erhan Arýklý Kýbrýs’ta yaþayan Türkiyelilerin uðradýðý maðduriyetleri en aza indirmek amacýyla Yeni Doðuþ Hareketi’nin kurulduðunu bildirdi. Bildiride Kýbrýs Türk Halkýnýn Yeni ve Eski demeden bir bütün olduðunu ve hareketin hepsini kucaklayacaðýný bildirdi. Çözüm sürecinde en çok etkilenecek olan kesimin Türkiye’den gelen göçmen vatandaþlarýn olacaðýný belirten Arýklý, bu kesimin haklarýnýn korunmasý gerektiðini belirtti. Arýklý, Rumlarýn bu vatandaþlarý kabul etmediklerini her fýrsatta hepsinin gönderilmesi gerektiðini söylerken, Rum tarafýnda sonradan yapýlan vatandaþlarýn hiç gündeme getirilmediðini söyledi. Arýklý, ‘sol tandanslý’ bir parti, dernek, kurum ve kuruluþlara iþaret ederek, bu kesimlerin Rumlara kardeþ gözüyle baktýðýný ancak “Yeni Kýbrýslýlar” denen Türkiye kökenli kesime ve Türkiye’ye yaklaþýmlarýnýn son derece incitici olduðunu iddia etti. Arýklý, söz konusu ‘sol tandanslý’ kesimlerin, Türkiye kökenli KKTC yurttaþlarýnýn kendilerini ‘öteki’ olarak hissetmesine neden olduðunu öne sürdü. Arýklý, hükümetin vatandaþlýk konusundaki tutumunu da eleþtirerek “Mevcut yasalarda 5 yýllýk çalýþma iznine sahip herkese vatandaþlýk hakký verilirken, bu durum önce 10 yýla sonra 12 yýla çýkarýlmýþ bu da yetmemiþ, son hazýrlanan yasa tasarýsý ile bu sürenin 15 yýla çýkarýlmasý hedeflenmektedir. Baþta Güney Kýbrýs olmak üzere dünyanýn hemen hemen hiçbir ülkesinde buna benzer bir “Vatandaþlýk yasasý” yoktur. Bellidir ki mevcut hükümet yeni vatandaþlýk vermemek için manevra yapmaktadýr.” dedi. Arýklý þöyle devam etti: “Yýllardan beri bu ülkede yaþayan ve vatandaþlýk bekleyen insanlarýn yaþadýðý ve veya yaþadýðý psikolojik travmayý, bu tasarýyý hazýrlayan politikacýlarýn anlamasýný beklemek ölü gözünden yaþ beklemektir. Ýþin acý tarafý bu yasa tasarýsýna karþý Mecliste ciddi bir muhalefet sergilenmediði gibi, bu kesimi temsilen Mecliste bulunan iki Milletvekilinden hiç biri aðzýný açýp tek bir kelam bile etmemiþtir.” Arýklý, Yeni Doðuþ Hareketi’nin “Türkiyeli-Kýbrýslý” ayrýmý yapmadan herkesi kucaklayan ve KKTC kimliði taþýyan herkesin hak ve eþitliðini savunan bir hareket olacaðýný” belirtti. Arýklý “Bu hareket, partiler üstü siyasi bir harekettir. Bünyesinde hemen hemen tüm siyasi partilerde aktif olarak görev yapan her kökenden vatandaþlarý barýndýrmaktadýr.” dedi. Her siyasi parti, dernek veya oluþum mutlaka bir ihtiyaçtan meydan çýkar. Demek ki böyle bir oluþumun veya hareketin eksikliði ihtiyacý duyulmuþ ve bu hareket hayata geçirilmiþtir. Belki de birkaç yýl sonra kurulacak olan yeni bir siyasi partinin ilk adýmýdýr. Vatandaþý bölmeden, ayrýmcýlýða götürmeden, her tülü birlik ve beraberlik adýmlarýný destekliyoruz . Hayýrlý olsun demekle yetiniyoruz þimdilik…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |