..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Materyalist bir dünyada yaþýyoruz, ve ben de materyalist bir kýzým -Madonna
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Yeraltý > Þenol Durmuþ




4 Ekim 2011
Zevkle Ölmek  
Þenol Durmuþ
Sürekli polis baskýný endiþesi ile oraya girer çýkardýk.Mahallede bir dakika bile fazla zaman geçirmek çok lükstü, tehlikeydi.Vedat gibilerin umurunda bile olmazdý herhangi bir endiþe.Ertesi günde yine iþ dönüþü o pencerenin önüne geldik.


:AGJD:
O mahalleye sürekli giderdik. Ýstanbul'da günün veye gecenin herhangi bir saatinde gidip esrar alabildiðimiz adres sadece o mahalledeydi. O yýllar çok zordu. Mahalleli bizim camiayý iyi tanýrdý. Özellikle müzisyen abilerimizi. Uzun saçlarý ile mahalleye girdiklerinde roman kýzlarýnýn bakýþlarý, gülümsemeleri dikkat çekerdi. Erkeklerin ise umurunda olmazdý bile.. .Onlarýn tek derdi para kazanmaktý. Bizler de çok sýk ziyaret ederdik.Bazý günler üç beþ defa gittiðimiz anlar olurdu. Kendi semtimizde dahi insanlar bizlerden kaçarken onlar bize saygý, sevgi gösterirdi. Ya da bizler öyle zannediyorduk. Belkide gençliðimizin cehaleti veya bitirimlikle öyle düþünürdük.

Bu hata da benim hayat çizgimin yön deðiþtirmesine neden olacaktý. Diðer arkadaþlarým gibi...

Mahallenin tam orta yerinde yer alan iki katlý bir bina en çok uðradýðýmýz evdi .Mahallenin çeribaþýsý olan Maksut burada günün yirmi dört saati esrar satardý. Altmýþ yaþlarýnda, iri yapýlý, gözlüklü adam gözlüðünün hakkýný verecek kadar da mülayim bir insan görüntüsüne sahipti. Pencere kenarýnda oturduðu yerden her allahýn günü gelen yüzlerce müþteriye satýþýný yapardý. Parasý olmayanlara, bazý tanýdýk simalara bile bedava esrar verdiði olurdu. Gözü toktu. Belkide çeribaþý olmanýn vermiþ olduðu sorumluluk gereði öyle davranýyordu.

Buranýn farklý bir havasý vardý. Bazý geceler Ýstanbul'da dolaþmadýðýmýz yer kalmazdý ama sonunda mutlaka bu mahalleye mutlaka gelirdik. Belkide tek rahatladýðýmýz yer de burasý olurdu .
Görünmeyen bir çekiciliði, cazibesi vardý mahallenin. Vedat benden daha eskiydi, daha sýk giderdi mahalleye. Askerden yeni gelmiþtim Þiþlide bir ihracat firmasýnda gümrük elemaný olarak çalýþýyordum. Vedat benden altý yaþ büyüktü ve bir o kadarda sansar olduðunu bilirdim.O baþlattý her þeyi... Bu güne kadar gelen o kabus yaþantýyý. Bir akþam üzeri pencerenin önüne geldiðimizde Maksut ile Vedatýn uzun süren koyu bir muhabbeti olmuþtu. Bahçe kapýsýnda beklerken ona saatimi iþaret ettim. Geç kalýyoruz dercesine.

Sürekli polis baskýný endiþesi ile oraya girer çýkardýk. Mahallede bir dakika bile fazla zaman geçirmek çok lükstü, tehlikeydi. Ama Vedat gibilerin umurunda bile olmazdý herhangi bir endiþe. Ertesi günde yine iþ dönüþü o pencerenin önüne geldik. Maksut o gün birden Vedatý içeri davet etti. Vedat "Olur" derken yanýma geldi. Bana " Hadi çeri girelim" diyordu. Maksutla göz göze geldik. Çeribaþýnýn evine girmek orada içmek bir tarafdan onore edilmek gibi bir durumdu. Çekinerek de olsa bunlarý düþünerek içeri girmiþtim. Ya da ayýp olmasýn diye...

Ýçeri girdiðimizde o iðrenç, berbat kokuyu yine çektik .Mahallenin her evi gibi ayný kokuyordu. Evlerin içersinde köpekler, tavuklar besleniyordu sürekli. Ýnsanlarýn, hayvanlarla koyun koyuna yattðý yerlerden çýkan dehþet koku tüm mahalleye hakimdi. Nihayet yýllardýr merak ettiðimiz evin içindeydik. Çeribaþý Maksut bir divanýn ucuda otururken karýsý Ziynet se diðer ucunda oturmuþ esrarý paketliyordu. Üç ihtiyar adam ise Maksutun dizinin dibinde yere baðdaþ kurmuþ halde oturuyordu. Ziynetin üç erkek abisiymiþ bu adamlar...Ziynet gibi bir deri bir kemik kalmýþ vücutlarý, kara suratlarý ile kardeþ olduklarý her hallerinden belli oluyordu .Bizde kapýnýn dibinde iki tabureye oturduk. Üç adamdan birisi esrar saraken biri kaðýdý, diðeri tütünü ayýklýyordu.Hazýr olan sigaralar yakýlmasý için Maksuta veriliyordu. O yaktýktan sonra karýsýna, karýsý, üç adama onlarda içtikten sonra bize veriyordu. Bir sigara daha bitmeden öbürü geliyordu. Peþ peþe hiç durmadam adamlar sigara sarýyordu .Þaþýrmýþtým...Odanýn içi dumandan geçilmezken biz daha üçüncü sigarda týkanmýþtýk. Vedat kulaðýma fýsýldarken bunlarýn günde yaklaþýk olarak yüze yakýn sigara içtiðini anlatýyordu.

Ziynet benim kim olduðumu Vedata sorarken o da benim bir þirkette çalýþtýðýmý askerden yeni terhis olduðumu anlatýyordu. O anlatýrken Maksutla yine göz göze geldik. Üç adam ise konuþmalara göre kafalarýný ayný anda çeviriyordu. Ziynetin seslenmesi ile kapý açýldýðýnda onu gördüm. Onsekiz yaþ civarýnda geleneksel romam kýyafeti ile çok süslü bir kýz içeri girdi. Bir tepsi içine köfte getirmiþti.Tabaklarla servis yaparken bir kaç kez bakýþtýk. Vedat omuzuma vururken "Adý Canan bunun, Maksut'un en küçük kýzý nasýl güzel mi bari? " diye soruyordu. O kadar güzel olmamasýna raðmen vücut hatlarý daha çok dikkatimi çekmiþti. Bizede tabak verecekken Vedat istemedi. Pencere önüne gelen insanlarý da izliyorduk. Mahallenin serserileri, suçlularý, esnaflarý yaný sýra mahalle dýþýndan gelen düzgün kýyafetli, elit gözüken müþteriler karýþýk bir halde gidip geliyordu. Maksut duruma göre kimine baðýrýrken kimine de gülüyordu .Otuz koca sene bu pencere önünde bir gün bile aksatmadan iþlerini yönetiyormuþ. Tabii ki ara sýra cezaevi yolculuklarýnda bu günler aksarken yokluðunu Ziynet hissettirmezmiþ.

O gün geç saatlere kadar içtik. Ertesi gün iþ dönüþü yine geldik. Parayý verdikten sonra Vedat "Gel bugün de takýlalým" dedi. Bana sormadan içeri girdi. Ben tereddüt ettim. Canan kapýya çýktý."Gelsene" diyordu gülücükler saçarak. Ýçeri girdiðimde Canan bize ayrý bir oda hazýrlamýþtý. "Ýsterseniz odaya girmeyin burasý daha sakin, burada için" diyordu. Maksut'un sesini duyduk. "Hoþgeldiniz keyfinize bakýn" diye sesleniyordu. Ara sýra kaðýt bittiðinde Vedat odaya geçiyordu. Ýnanýlmaz bir þeydi. Mahalle çeribaþýsýnýn evinde bir odamýz olmuþtu .Biz içerken Canan bir balerin gibi odalardan odalara geçiyordu. Sürekli gülüyordu, bir ceylan gibi ürkek bir kuþ gibi cývý cývýldý. Ertesi gün bir daha geldik. Onbeþ gün hiç aksatmadan geldik.

Onaltýncý gün Vedat yoktu. Sanki yer yarýlmýþ misali içine girmiþti Vedat. Gidip gitmemekte kararsýzdým ama sanki gizli bir güç beni oraya çekiyordu. Bir poþet bira ile pencere önünde ona bakýyordum. Maksut gülüyordu. Sadece baþýný oynattý. "Geç içer" dercesine. Canan yine renk saçýyordu. Muhteþemdi. Makyajýyla, kokusuyla, vücuduyla oda içersinde dönüyordu. Oda içersini süpürürken oturduðum tabure çevresinde dönmeye baþladý. Elindeki süpürgeyle dans ediyordu. Baþým dönüyordu. Esrarý, biralarý çöldeymiþcesine peþ peþe sýnýrsýca içmeye baþladým. Ýçerken sanki onu öpüyordum. Bu bir rüyaydý. Zevkin doruðuna ulaþmak böyle bir þey miydi acaba? Ya o acý? Zevk ile anýnda acý yer deðiþtiriyordu .O beyaz renk nasýl kýrmýzý bürünüyordu. Sesler, çýðlýklar o feryatlar neydi? Ulumalar, ya hýrlamalar ya o diþler o pençeler neydi?Gözlerimi açtýðýmda bir yatakta uzanmýþtým. Bu oda nereden çýkmýþtý? Adeta feci bir dayak yemiþtim. Çarþafta ki kan lekeleri neydi? Ya vücudumdaki pençe izleri, sýyrýklar?

Pantolunu, gömleði kapmam ile kapýdan çýkmam bir oldu. Kafamý çevirdiðimde korkudan gözlerim yerinden fýrlayacaktý. Pencerenin bir ucunda Maksut diðer ucunda Ziynet ortasýnda ise üç adam bana gülümseyerek bakýyordu. Arkama bile bakmadan kaçmýþtým mahalleden. Bu uðursuz yere bir daha gitmemeye tövbe etmiþtim. Yemin ettim. Her olayda olduðu gibi adeta canýmý kurtardýðýma þükür etmiþtim. Bir aya yakýn bir süre aðzýma bira dahi sürmedim.

Bir gece kahve kapandýðýnda bir masada oturan iki adamýn tuhaf bakýþlarýyla karþýlaþtým. Ertesi gün kahvede yine onlara rastladým. Adamlar sanki beni izliyordu. Bir hafta sonrada bizim sokaðýn köþesinde iki adama rastladým. Onlara çok benziyordu. Kara suratlý adamlar Maksutun evinde gördüðüm üç ihtiyar adamýn gençliði gibi görünüyordu. Çok geçmeden bir tanesini çalýþtýðým þirketin karþýsýnda kaldýrýmda oturmuþ halde sigara içerken gördüm.

Midem bulanýyordu.Karnýma bir hançer saplanmýþtý. Soru soran gözlerle bana bakýyordu bu adamlar. Beni takip ediyorlardý. Semtimizin eski yaþlý büyüklerinden arnavut Fahri diðer lakapý ile þeytan Fahriye koþtum. Baþýndan sonuna kadar her þeyi ona anlattým. Ben anlattýkça o öksürüyordu. Elindeki esrarlý sigarayý parçaladý. Haykýrýyordu. "Tam boka battýn. Bu alemi az çok bilmene raðmen bu hatayý nasýl yaptýn? Sana artýk mahalleye hoþgeldin derim. Bir roman kýzýný üstelik çeribaþýnýn kýzýyla he...Onu becericen sonrada kaçacan he? Bir geceyarýsý gýrtlaðýný kesmedikleri için o kýza dua et. Hala anlamadýn mý? Bir bakýma þanslýsýn. Sen seçilmiþ bir insansýn. Onlar seni bekliyor"




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yeraltý kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Hýrsýzlar Kralý
Köpeklerin Aþký
Topal Hayri
Pavlovun Köpekleri
Cafer Kalfanýn Ýsyaný
Pavlovun Köpekleri 2
Cafer Kalfa
Cafer Kalfa Konstantinopoliste
Gerzekler
Ýþsiz ve Öfkeli

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kurtarýn Beni
Güzel Ýstanbul
Sarýgöl Roman Mahallesi 2
Ýdam Ýsteriz
Pavyon Sokaklarý
Dilenciler Köyü
Gel Abi...
Emret Baþkaným
Cafer Kalfanýn Ýsyaný 2
Düttürü Düüüttt

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kurtlar Sürüsü [Þiir]
Ego - [Þiir]
Çingeneler Zamaný [Þiir]
Açým Ben [Þiir]
Olmalý [Þiir]
Zaman Geçsin [Þiir]
Hani [Þiir]
Konstantin Aðlýyor... [Þiir]
Kuyu [Þiir]
Sen Gidersen [Þiir]


Þenol Durmuþ kimdir?



Etkilendiði Yazarlar:
CERVANTES


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Þenol Durmuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.