Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karþýsýnda zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Felluce/IRAK Buraya geldiðim günden buyana duygularým, düþüncelerim aslýnda vücudumun da tüm iþleyiþleri sekteye uðradý. Yeþilin ve mavinin en güzel olduðu, çiçeklerin canlý açtýðý, en güzel renkte ve tonda kelebeklerin serbestçe uçtuðu, sevda türküleri okuyan kuþlarýn bulunduðu, kendimi bulduðum baþý dumanlý daðlarýn olduðu biricik memleketim dururken, burada bir hiç yüzünden canlarýn yandýðý aptalca anlayýþlar yüzünden çýkan savaþýn ortasýnda ne iþim vardý benim. Her gün “Niye ben?”diye kara kara düþünüyorum. Hem çalýþtýðým yerde benden daha iyi gazeteciler varken ve ben savaþ muhabiri deðilken bu iþkenceye niye ben katlanýyorum ki. Bu fikir burada gördüklerimin ruhuma açtýðý yarayla çýldýrtýyor beni… Gecenin ilerleyen saatlerinde ruhumun dýþarýda özgür kalacaðýný düþünerek dýþarý çýktým. Harabelerin arasýnda, bombalarýn altýnda, cesetlerin içinde nereye gidebilirdim ki… Ama rahatlamýþtým, dýþarýda olmak iyi gelmiþti. Özelliklede bana gülümseyip” Her þeye raðmen hayat güzel” diyen yýldýzlar… Bir adam vardý gözlerimin görebildiði noktada. Uzun pardösülü, baþýnda eski ve yýrtýk bir sarýk, elinde eðri bir baston… Tertemiz bir yüz… Farklý bir simasý vardý. En çokta bakýþlarý çok þeyler anlatmak ister gibiydi ve yanýn ayaklaþtýðýmý hissedemeyecek kadar dalgýn… Gözlerinde de akmaya korkan damlalar gördüm. Sonunda geldiðimi fark etti. “Yapayalnýzým evlat. Hem de kalabalýk içinde bile yalnýzým içimdeki fýrtýnalarý, harabeleri bir bilsen. Ben gençken böyle miydim?”dedi. “Yaþamak güzel ve eðlenceliydi. Hayat çok manalýydý. Hem hayallerim vardý ve yakalayabileceðim kadar yakýndý. Bakma öyle hasta gibi durduðuma. Beni böyle gösteren içimdeki fýrtýnalar, ruhumun artýk çok yorgun oluþudur. Þu bir çift göz neler gördü bilir misin? Karýsýnýn gözlerinin önünde can çekiþmesinden tutunda ailesinin yaþadýðý sefaleti, çocuklarýnýn onu terk ediþini, sokakta yaþayan çocuklarýn yüreciklerindeki yalnýzlýðý, yetiþkin olduklarýný zanneden ama çocuk kadar düþünemeyen insanlarýn hazin sonlarýna kadar neler gördüm. Sen hiç etrafýnda yýldýzlara tutunayým derken düþen insanlarýn baðýrtýlarý gibi insanýn içini daðlayan sesle iþittin mi? Ya yalnýzlýða itilen, hakir görülen insanlarýn acý seslerini… Seslerini duymana gerek yok, acýyý onlarýn gözlerinde görebilirsin. Yok evlat, yok. Yalnýz bunlar deðil. Beni yýkmaya bu kadarý yetmez. Dön de bir bak etrafýna. Bak þu harabelere… Bombalarýn düþtüðünü görüyorum. karýsýz, kocasýz, anasýz babasýz kalanlarýn feryatlarýný dinle. Mermi yaðmurlarýna bak. Delip geçiyor minicik bedenleri… Analarý kan aðlýyor onlarýn. Dön bir bak… Evlat þu gözümden akamayan yaþa bak. Neden akamaz bilir misin? Kötülüklerle dolan kalplerden kötülüðü silemeyiþimdendir. Atýlan kurþunlarýn önüne geçemeyiþimdendir, bombalara kendimi siper edemeyiþimdendir. Çare arayanlara çare olamayýþýmdandýr, kanayan yaralara merhem olmayýþýmdandýr. Gözleri daha neler neler anlattý… Kalbin en güzel tercümaný o gözler anlattýklarýndan yorulmuþ olmalý ki salýverdi damlalarýný ve yavaþça yerinden doðruldu. Bastonuna dayanaraktan uzaklaþýrken “sakýn ha evlat “diyordu sanki “sakýn ha sen haksýzlýða boyun eðme. Gücünün yettiðine gücünle, paranýn yettiðine paranla kaleminle, yüreðinle, düþüncelerinle… Baþkaldýr. Sakýn boyun eðme, sakýn susma…” köþeye doðru ilerledi. Sonra birden durdu, pardösüsünü çýkardý. Köþeye büzülmüþ, uyuyan bir çocuðun üzerine örtüp hýzla uzaklaþtý. Artýk gözden kaybolmuþtu. Bir adam vardý bu gece, karanlýklar içinde adýný bilmediðim, sesini hiç duymadýðým, fakir görünüþlü ama zengin yürekli bir adam. Sanki dünyayý kötülüklerden, haksýzlýklardan temizlemek vazifesi ona verilmiþte o bunu baþaramadýðý için yorgun, hayata küskün ve çaresiz. Bir adam vardý bu gece, karanlýklar içinde. Bana Rabbime yönelmem gerektiðini hatýrlatan, isyanýn eþiðindeki bana nankörlüðümü gösteren… BÝR ADAM VARDI bu gece karanlýklar içinde. Hiç konuþmayan ama çok þey anlatan…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © rukiye zehra tekin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |