 • İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme |
1
|
|
|
|
Hayatta olmak Zaman ile sınırlanmış dram aksiyon. Bazen şüpheli derecede sakin, bazen gerilimli, çokça ise olağan, iyi kötü belli anlayacağın. Kabaca: bu filmi ben seçmedim, içine düştüm. |
|
2
|
|
|
|
Yeniden sarıldım kendime, yalanları bir bir dizdim geçmişe sonra da sımsıkı sarıldım sevginin kerametine, doğruluğun selametine ve de Allah’ın azametine.
Kalbim vav, sözlerim elif oldu
Söylesene ey ruhum, söylesene
Kaç yalana esir olduk, bir( 1) gerçeği anlamadan?
Söylesene şimdi. |
|
3
|
|
|
|
merhamet; insanoğlunun huzur, mutluluk ve yapmış olduğu iyilikleri gönül bahçesine aşıladığı çiçeklerden meydana gelen duygu yoğunluğundan ibarettir. |
|
4
|
|
|
|
Acaba “yazdıklarım bir incir çekirdeğinin içini dolduruyor mu” diye kendi kendime soruyorum… sonra yazıp çizdiklerime bakınca doldurmayacak şeyler olduğunu düşünüyorum. Küçük, basit ve önemsiz konulardan söz açıyormuşum, onlar üzerinde zaman kaybediyormuşum gibi geliyor bana… |
|
5
|
|
|
|
İnsan çok mu şey ister?
Aslında istediğim ütopya değil, mümkün. |
|
6
|
|
|
|
Sanki bir yanılsamanın içinden geçiyormuşsun gibi yürümeye devam ediyorsun. |
|
7
|
|
|
|
bu bir emir!..kimdeyse kime!.. |
|
8
|
|
|
|
XIII. yüzyılda eski bir Çin denemesinde Wang An-şı şöyle sorar: “İnsanlık, hakseverlik, iyi davranış, sadakat, dünyanın ahlak esaslarıdır. Bu noktada krallarla diktatörler birdirler. Kralla diktatör ameli faaliyetlerinde birdirler; peki nasıl oluyor da şöhretleri başka başka oluyor?” |
|
9
|
|
|
|
Uzun zamandır bu siteye giriş yapmamıştım. |
|
10
|
|
11
|
|
|
|
Genel de çoğu kişi yaz tatilinde kitap tavsiyesinde bulunur ama ben böyle düşünmüyorum. Çünkü bana göre kitap okumanın herhangi bir mevsimi yoktur. Okumak isteyen için yazın, kışın da pekâlâ kitap okunur. Hem, Borges; “Ben kendi payıma hazcı bir okurum; bugüne kadar tek bir kitabı bile yalnızca eski olduğu için okumuş değilim. Kitabı, bana sunduğu estetik coşkular için okurum; o kitapla ilgili yorumlara ve eleştirilere aldırmam.” demiyor mu?
|
|
12
|
|
|
|
İlkel çağların alışkanlıklarını terk etmeliyiz. |
|
13
|
|
|
|
İlkel adetleri terk etmeliyiz. |
|
14
|
|
|
|
Yazmak, heceleri biriktirmek olur. Kelimeletin anlamını açıp göstermek.
Derine gömülmüş hazineyi kazıp çıkarmak, sergilemek gibi.
Yazmak bambaşka bir eylem. |
|
15
|
|
|
|
İnsanım ben. Seçimim değil. İnsanım ben, tarihin her sayfasında varım. |
|
16
|
|
|
|
https://www.youtube.com/watch?v=beUVWgpPghE&list=RDbeUVWgpPghE |
|
17
|
|
|
|
Diyeceksiniz ki “ne şişirme”, “öyle densiz şey mi olur”, “ne ayıp şey bu” gibisinde ne derseniz deyin, haklısınız, ben de şaşırıyorum/şaşırdım da ama velâkin…
Bu saatten sonra söylenecek/yazılacak hiçbir şey kalmadı.
Ben, memleketimin savcısına, hâkimine/adaletine inanırım.
Eminim adalet yerini bulacaktır…
Eminim dinini –diyanetini öğrensinler diye Kuran Kurslarına gönderdiğimiz gelinlik çağındaki kızlarımıza kimseler bundan böyle “şişirme duası” yapmaya kalkışmaz ve “şişirme duası” yapanlar hak ettikleri cezalarını bulacaklardır…
|
|
18
|
|
|
|
Hayat bir romanı okuyup beğenmek, hayat aç karnına sigara içmek, hayat bir şarkıyı yarısından söylemeye başlamak, hayat nefret etmek, okkalı küfürler savurmak, hayat otobüs beklemek, sevmediğin adamı görmezlikten gelmek, hayat bir dostu sıkıca kucaklamak |
|
19
|
|
|
|
Şair çoktan sustu;ressam oldu şiirin kalemi;yarım kaldı beklenen senfoni..mağdur(e) sanık sandalyesinde buldu kendini.Kimse bir şey anlamadı.Hiç konuşmadklarımızı yazı(yorum) şimdi |
|
20
|
|
|
|
Duygularımızı,düşüncelerimizi,kısaca aklımıza geliveren herşeyi anlattığımız Türkçe’yi ne kadar biliyor, ne kadar doğru kullanıyoruz dersiniz? Dilimizi doğru kullanmadığımız müddetçe,kendimizi başkalarına istediğimiz gibi anlatmamız mümkün değ |
|