..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
En tatlý sevinçler, en hiddetli kederler sevgidedir. -Pearl Bailey
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Ortamsal > Öykü Yüzer




5 Temmuz 2003
Ýstiklal Caddesinde Tütsü Kokularý  
Öykü Yüzer
Çýðlýk çýðlýða doðuyordu þimdi bebeleri tekersiz, camsýz siyah bir otomobilin altýnda...4 kardeþten biri ölü doðdu...


:BHGC:
ÝSTÝKLAL CADDESÝNDE TÜTSÜ KOKULARI



I



Kýz, hiç ama hiç kýrýtmadan Beþiktaþ vapur iskelesine doðru yürüyordu.Aslýnda kalçalarý her durumda göz alýcýydý...kýrýtmasa da...aman! neyseydi!
Kýz, kalçalarýný sallamasa da göz alýcý olan kýz, Ýstiklal Caddesine arýnmaya doðru ilerliyordu.
Dünyanýn çatýsý Tibet’ti, kýz tabii ki bunu biliyordu ama Ýstiklal de onu inceltebiliyor, yaþamla kucaklaþtýrabiliyordu yani. Böylece düþtü yollara...

Tam da Odakule’nin önündeydi o an; zeytingözlü balici çocukla gözgöze geldiðinde...
Ne büyülüydü o an...Ýstiklal dondu kaldý...koca memeli transeksüelin de sol memesi havada asýlý kaldý. Zeytingözlü velet gülüyordu pervasýzca;bali kokusu süt kokulu teninde yokolup gidiyordu. Kýz, iþte bu kokuyu içine içine çekti, doldurdu, taþýrdý...
Ah! O tramvay keþke keþke gelmeseydi; süt kokulu balici çocuk bastý gitti...44 no’lu ayaklarýyla aslýnda çok ta uyumlu memeleri olan dar kalçalý transeksüel de bastý gitti....
Niye herkes basýp gidiyordu ki? Ýstiklal ise kýza doðru akýyordu...

Renkler, sesler, tenler, gözler karýþýp karýþýp birleþerek ve ayrýþarak ve yeniden birleþerek kýzla kolkola Atlas Pasajýna vardýlar. Herkes, tüm hayaletler oradaydý...
-Hey! Tütsücü!yap bakalým bir karýþýk þöyle ortaya...biraz sandal, biraz nirvana, biraz da lotus...kokutalým ortalýðý bu gece yine türk kahvesi eþliðinde; Seyyan Hanýmcýðýmýn tangolarý da geliverirler yanýbaþýma elbet...dedi gözalýcý kalçalarý olan kýz.
Ah!o tütsücü býyýklý deðilde gözleri çekik, elmacýk kemikleri de çýkýk olsaydý keþke...hele bir de kedisi olsaydý; sarý...kýz için zýpkýnýyla dalýp kocaman bir balýk avlasaydý.
O an, o pasajda kýz yine dondu kaldý.Kanatlarý kýrýk oldu aniden; zaten yapýþtýrmaydý !
Býyýklý tütsücü, kýzýn mahvoluþunu tabii ki hiç ama hiç anlayamazdý...Anlamadý da zaten.

Cahideydi kýzýn adý. Çocukken yani daha bir çocukken evcilik oynamayý çok severdi...
Cahide fýrtýnalý bir çocuk-kadýndý...Zaman tünelinin sonuna geldiðinde saat 19.30 olmuþtu bile. Buluþma vakti gelmiþ, o ise hala antika kahve fincanlarýna bakýp,
-Kimlerin dudaklarý deðdi sana ey porselen... diyerek iç geçiriyordu.
Ýrkildi, doðruldu, saçlarýnýn katlarýný düzeltti ve attý kendini caddeye: Ýstiklale!
Bu kez daha bir maskeli, çünkü buluþma zamanýydý. Býçaklasan kaný akacak gerçeðe ait arkadaþlarý onu Çiçek Pasajýnýn önünde bekliyorlardý. Ýlk duraklarý “Gizli Bahçe” de bekliyordu hem de bir haftadýr ve sabrý müthiþ tükenmiþti.

-Nerede kaldýn ya ?
-Abi, tütsü seçtik...kolay deðil!
-Burnun siyah olmuþ, çok mu kokladýn?

Hahahahaha....sesler birbirleriyle kaynaþtýlar...

-Tolga’nýn fotoðraf sergisine uðradýk... dedi elektrik mühendisi Kemal.

Kýzýn içi hop hop etti...Fotoðraflar, Tolga; Tolga’nýn þeytani gözleri...

-Bu fotoðraf evi iyi iþler yapýyor be abi!
-Tolga o kadar iyi fotoðrafçý mý ki?

Kýz içinden “evet” dedi “hem de en ama en iyisi”
Böyle böyle küçük, kesik ve kýsýk konuþmalar eþliðinde daha bir renkli oluyordu balýk pazarý.

-Heyt be! Top þekerim, deste gülüm caným Ýstanbul’um
Aman aman!Badem þekerim...

Cahide iyiden iyiye coþmuþtu...her yer balýk olmuþtu..Gruptaki uyuz karýnýn gözleri de balýk gibi bakýyorlardý Cahide’ye...karý, harbi uyuzdu.

“Gizli Bahçe” diye bilinen yer, balýk pazarýnýn hemen arkasýnda, eski bir taþ binanýn 2. katýnda gizlenmekte olan bir cafe-bardý...tabelasýz bir mekandý , pek te gizli deðildi...
kulaklar ve dillerin ezberindeydi...

Sürgülü kapýsýný sola doðru iteklediðinde loþ, hafif gümbürtülü,dumanlý bir mekanda buluverdi kendisini Cahide. Kapýdan girer girmez hemen sað tarafta barý gördü ve barýn biraz ilerisinde camekanlý bir bölmesi daha vardý bu, gizemini artýk kaybetmiþ “gizli bahçenin”...camekanlý bölme soðuktu...ya da Cahide’ye öyle gelmekteydi...Cahide, cam sevmezdi...Bira içti Cahide o gece...

II



Kuru bir soðuk hüküm sürmekteydi akþam çökerken...Yaþý gözlerinden nah anlaþýlan adam, vapurda, kaloriferin yanýna büzüþmüþtü ve yorgundu...
Can yeleklerinin tavanda olup olmadýðýný gözucuyla kontrol etmek üzereyken yanýnda oturan adamýn sol ayakkabýsýna gözü takýldý...Aman tanrým, ayakkabý ona bakýyordu...bir ayakkabýyla ilk kez gözgöze gelmiþ olmanýn heyecaný ve ürpertisi içinde yutkunmaya çalýþtý ama bir lokma tükürük biriktiremiyordu ki ...boðazý çöl olmuþtu..yardým isteyen gözlerle tam karþýsýnda oturan çok þýk hanýma baktý...haným onu görmüyordu sanki...çok þýk olduðu için belki de diye düþündü yaþý gözlerinden anlaþýlmayan adam...çok þýk hanýmýn hemen yanýbaþýndaki menopozdan az önce çýkmýþ olan hanýma benzer þeye baktý sonra...nafile ! Kesinlikle, tüm çabalara raðmen ayakkabýdan baþka hiçbir varlýkla gözgöze gelemiyordu...bu çok acayip durum bir yanýlsama olmalý diye ümit etmeye baþladý...bir kunduradan baþka hiçbir varlýðýn onu farketmediði düþüncesi daha önce okuduðu bir kitaptan alýntý olmalýydý...ya da bir þarkýnýn onda býraktýðý etkiyi tam o anda yaþýyordu...hiç te sýrasý deðildi...zaten bu etkiler hep zamansýz çýkarlardý adamýn karþýsýna...bu kuru soðukta hiç çekilmiyordu bu etkiler...etkiler iðrençti...adamýn kusacaðý geliyordu vallahi billahi...

-Selam! Bu ne soðuk ya ! Kýþ gelecek mi diyorduk...al sana kýþ...
Büzüþük adam ! Hiþt, sana diyorum...ne o, bir ayakkabýyla konuþmaya tenezzül etmiyor musun yoksa? Çok mu garip sence?
Allasen diðer tekime bak..nolur bak...öküz ölüsü gibi mübarek...iki lokma yürümeye gelmiyor karý...

-Git baþýmdan.Yalnýzým bu gece...Kimsenin beni farketmediðini düþünüyorum...Büyük þehir hastalýðý bu...

-Beklerim yolunu aylar boyunca
Yeter ki gel bana...senede bir gün...senede bir gün...ah ulan...rahmetli anam söylerdi bu þarkýyý mutfakta kýymalý patates yemeði yaparken...

-Buna benzer diyaloglarý filmlerde gördüm ben...kitaplarda okudum...
Adam görünmez gibi oluverir...tek birþey görür onu sadece...o þey de çoðu zaman salak bir cansýz objedir...konuþan kabaklar, aðlayan prezervatifler,fýsýldaþan kulak kirleri...listeyi kalabalýklaþtýrabiliriz pekala...

-Ama ben cansýz deðilim...kokum var...bu ayaðýn sahibi dört gündür ayný çorabý giyiyor...benim içimdeki yine idare eder ama benim karýnýn þansý daha kötü...ondakinde çorabýn topuðu yok...erimiþ anlayacaðýn...baþparmaðýn týrnaðý da katýr gibiymiþ...çorabý delmiþ geçmiþ...bizim karýya dayanmýþ...böyle diyo bizim karý...ne o, sözde beni kýskandýracak...


Bu bir yanýlsamaydý tabii ki...ürkütücü deðildi aslýnda...ürkütücü olan neden böyle birþey olduðuydu...
Bunu Þeyda’ya anlatsa Þeyda ona aþýk olurdu mutlaka...onun çok farklý ve özel biri olduðunu düþünebilir ve hatta kýzlýðýný ona verebilirdi...Þeyda bakire deðildi aslýnda...yani þeyi, o þeyle tanýþalý yýllar olmuþtu.Yani herhalde öyleydi.Okul yýllarýnda ne çok gülerdi bu Þeyda diye iç geçirdi, okul yýllarýnda Þeyda’nýn her boka gülmesinden rahatsýz olan ama yaþý gözlerinden belli olmayan Ender...Ender, tamýtamýna 34 yaþýndaydý...iþsizdi...Fransýzcadan türkçeye çeviriler yaparak kýçýna bikaç don alabiliyordu...ama donlarýný özenle seçerdi...tiyatro çýkýþýnda aldýðý son donunu düþündü...Þeyda bu donu karanlýkta görmeliydi...penis desenli bir don...hem de bu penisler fosforlu...Kendini Cevriye gibi hissetmeye ramak kala, Ender, yeniden rahatsýz edildi bir salak sol ayakkabý tarafýndan...

-Karý milleti böyle...2 yýldan sonra bizim babafingo þaklaban oluyor...geçen gece pembeye boyadým þirin görünsün diye...yemedi benim karý...fosforlu ha? Hayatta baþarýlar...bu arada geldik...þu kalabalýk bi boþalsa da öyle inse delik çoraplý Hüseyin...ne o, Hüso’ nun ayak kokusu benim karýyý tahrik ediyormuþ...sözde beni kýskandýracak...Allaha emanet ol koçum...

Þeyda, Ender’in ENDER’iyle tanýþma þerefine henüz nail olamamýþtý ve bu durumda 2 yýl sonrasýný düþünmek gibi bir salaklýða da hiç lüzum yoktu...Ender ve ENDER derin bir nefes aldýlar...ENDER ,Ender’in yüreðine su filan döktü...

-Ulan Þeyda...bok mu vardý gittin...bu kuru soðukta...iç cebimde fosforlu penis desenli donumla býraktýn beni buralarda...Eh, sen bi dön hele...çýkaracam ulan yýllarýn acýsýný fosforlu penis desenli donumla....

Vapur iskeleye yanaþmýþtý bile...büzüþük Ender yerinden doðruldu...diðer erkekler vapur yanaþmadan iskeleye atlayacak kadar cesurdular...erkektiler...Ender, biraz ender bulunan bir erkekti...o hep vapurun yanaþmasýný beklerdi.

Ýstiklal’e ihtiyacý vardý. Aksýndý kalabalýklar üzerine...Yokolmak istiyordu...Kendini tanýmamak...Yorgundu kendinden. Beþiktaþ’tan Dolmabahçe’ye kadar yürüyecekti...En sevdiði yoldu...Aðaçlar vardý yolun her iki yanýnda da...
Taksiyle gitti Taksim’e kadar...Reddetti en sevdiði yolu. Ýhanet etti kendine...Zaten vapur yanaþmadan da atlayamazdý Ender...
Ender’in çok parasý yoktu. Arkadaþý da yoktu. Sevgilisi de yoktu. O Þeyda Ender’in can simidiydi...Ender, Þeydayla sevgililermiþ gibi yapardý. Þeyda farkýnda deðildi.



III


-Yaptýrdýðý haftalýk cilt bakýmýnýn mucizevi sonucu olarak cildi öyle fazla parlýyordu ki...geniþ, enfes, iç açýcý bir gülümsemesi vardý...oldukça nazik, oldukça pozitif bir bayandý...ve hep böyle, hep gülümsüyordu...beni casusluk yapmaya teþvik ediyordu...peþine düþtüm o gülümseyiþin...onu hazýrlýksýz yakalamaya kararlýydým...o gülmezken....yüzü canavar gibiyken kýskývrak yakalanacaktý ...yakalanýyor tabii ki...hem de defalarca...yakalamýþ olmanýn zafer sarhoþluðu bana 1 hafta gitti...


Bir baþkasý da hamileydi...yaþý geçkin ama hamile kalmýþ iþte...kazara deðil...istemiþler çok...o da öylece hamile kalakalmýþ...
Gerçekten, gülünce çok cici oluyor...toprak kokuyor ...ensesi çok dost...içimden ona iyi birþeyler söylemek geliyordu... yakýnlarýndan özellikle geçmeye çalýþýyor ve mutlaka gözlerinin içine bakarak ýþýldatýyordum gözlerimi....sevecenliðim ona ve þiþ göbeðinin içindeki büyük ihtimalle sarýþýn olacak cenin gavura ulaþýyordu.

Diðerleri de vardý..Býkkýn ,uzun boylu Ýrlandalý...Özel hayatýnda sapkýn fantazileri olduðundan emin olduðum Fransýz aþçýbaþý...Irkçý olduðundan þüphe ettiðim Avusturyalý bir solucan....Bir köþede kýstýrsam da ham yapsam diye hayalimi kurduðunu hissettiðim bir genç arkadaþ...gayet asabi...ve kolunda dövmesi vardý...Yeni evlenen ve kocacýðýný, evini seven çok esmer, çok güzel bahar kýzý...Sýrtý kamburlaþmýþ, Galata köprüsünden mi daha afilli bir yerden mi atlayacaðýna karar verememiþ bir muhasebeci...Þiþkolar, iyi eðitimliler, babadan zenginler, geliþmiþ ve moderen! insanlar...Sapýna kadar medeniyet..Kahve makinesi...þekersiz istendiði belirtilirse þekersiz cappucino veren bir teknoloji harikasý...Ve tabii ki de spotlar, spotlar, spotlar, oval masalar...hýrsla diþlerini parlatan, hýrsla seven, hýrsla gülen diðerleri vardý...Ve tabii ki de ben, deliler gibi mutsuz ve yalnýz olan...


-Ve iþten çýkarýldýn?
-Evet. Hiç kendimi o kadar özgür hissettmemiþtim. Herkesle vedalaþtým, gözlerim ýþýl ýþýldý...


Ýðne atsan düþmezdi yere herhalde; Beyoðlu’nun çok arka olmayan bir sokaðýnda. Uðul uðul, ekþi ekþi, ýslak ýslak birþeyler oluyordu etrafta. Yürüyen etler vardý...Pek tekin deðildi sað ve sol...

-Allahýn orospusuuuuuuuuuuu!
-Anandýr eþþoðlusuuuuuu! Diye cevapladý Güliz birini...

-Oha Güliz! Noluyosun kýzým?
-Pezevenk resmen avuçladý ya.Ne yani, gýkým çýkmayacak mýydý? Soktum ibnenin toplara iðneyi...O yüzden böðürüyor inek...
-Çabuk kaçalým burdan...Rezaletin son perdesi!!!
-Ihlamur içelim bir yerde.
-Hadi hýzlý yürü. Siktirip gitmek istiyorum burdan. Nefes alamýyorum. Bokun içindeki kurtlar gibiyiz.Kývýr kývýr ve iðrenç...

Koþuþtu bazý etler sað ve solda.Pek tekin deðildiler...

-Ýþte böyleydi yaþam sen yokken...diye demeye çalýþtý Güliz, týknefes týknefes...




IV

Bir çýðlýk oldu Ýstiklal’in çok arka, unutulmuþ bir sokaðý...Çevikti ve tüyleri ne de parlaktý çok yakýn bir geçmiþte ...Tek gözü oyulmuþ, dört bacaklý tecavüzcünün hayatýný alt üst etmesine kadar, geçiniyordu iþte...Hamile kalmýþtý tecavüzcüden...hayata küstü, yemedi, içmedi...
Çýðlýk çýðlýða doðuyordu þimdi bebeleri tekersiz, camsýz siyah bir otomobilin altýnda...4 kardeþten biri ölü doðdu...
                              Kasým 2000-Aðustos 2002




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Evler
Kaos
Bir... Bir...Bir...Bir...
Sis ve Rüzgar
Kalýrsa, Ýçinde Biraz Lavanta Kalýr
Sabahat Haným
Matruþka Tükürük Hokkasýnda
Orman
Kim Ulan Bu Cahide?
Kokteyl


Öykü Yüzer kimdir?

.

Etkilendiði Yazarlar:
edgar alan poe, sait faik abasýyanýk


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Öykü Yüzer, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.