Hiçbir þey insan kadar yükselemez ve alçalamaz. -Hölderlin |
|
||||||||||
|
Deprem uzmanlarýnýn ifade ettikleri gibi, Türkiye yeraltýnda büyük bir deprem kuþaðý üzerindeyken, aslýnda yer üstünde de sürekli siyasal depremler kuþaðýndadýr. Bu ikisi birbirini tetikleyip büyük sarsýntýlara neden oluyor. Toplumsal çoðunluk ise iki depremin birbiriyle baðlantýsýný kuramadýðýndan, depremi durdurmak mümkün deðil diyen kaderci anlayýþla, acýlara boyun eðmeye devam ediyor. Her olayý alýn yazýsýna baðlayan bir zihniyette, halk kendi can güvenliðini kendisi saðlamak zorundadýr. Tedbirsiz, vurdum duymaz, Allah korur mantýðýyla hareket edildiði sürece, yeraltý ve yerüstü depremler kurban almaya devam edecek. Bir ülkede siyasal ve doðal depremlerin felaketlere yol açmasýnýn en büyük suçlusu, ekonomik, maddi çýkar görgüsüzlüðüne sahip kapitalist zihniyetten baþkasý olamaz. Buna raðmen depremlerin canlý ve insan yaþamýna nasýl bir yararý olduðunu, özet olarak hatýrlayýp anlamaya çalýþalým. Yeraltýnda meydana gelen depremler, doðanýn kendi diyalektik deðiþim ve hareketi içerisinde, çeþitli gaz vb. enerjilerin birikimi sonucunda gerçekleþen doðal bir olaydýr. Deprem gibi çeþitli doðal olaylarýn gerçekleþmesi, bitkilerden tutalým canlý ve cansýz çoðu varlýklar için yeni yaþam ortamýnýn var olmasý demektir. Aslýnda depremler insanlarýnda faydasýna olan bir durum. Ancak insan bunun bilincinde olup depremle yaþamayý bilirse mümkündür. Deprem, sel, tusinami vb. olaylar, doðanýn bir kanunu iken, bunu alýn yazýsý þeklinde gören her toplumda, depremden korunmak diye bir düþüncenin olmadýðý anlaþýlýyor. Bu noktada halkýn suçu, devlete ve burjuvaziye tamamen inanarak arkasýndan gitmesidir. Devlet yönetimi toplumun üst aklýdýr. Üst akýl, akýllý ve mantýklý hareket etmiþ olsa, depremlerde dahil her türlü doðal olaylarda büyük maddi zararlar yaþansa da, can kayýplarý daha hafif atlatýlýr. Ancak sermayeci ve bürokrat burjuvazi havadan uçan kuþtan, karada sürünen yýlandan ve denizdeki her canlýdan nasýl kar ederim þeklinde düþünüp, aygýr misali her þeyden çaldýklarý için, evler korunaksýz ve öldürücüdür. Zengin burjuva sýnýfý ve alt kuyruðu müteahhit benzeri yarasalar, yeryüzünde yapay yayýldýklarý yetmedi, gökdelenlerle yýldýzlara ulaþtýlar. Bununla da tatmin olmadýlar, denizlerin içine girecek þekilde sahilleri zapt edip kirletirken, her türlü ekolojik yýkýmlara sebep oldular ve oluyorlar. Türkiye'de yüzyýllardýr her on yýlda aðýr depremler yaþandýðý tarihsel bir gerçektir. Buna raðmen yalancý, hýrsýz, doyumsuz makam, maddiyat düþkünü yetkililer, depremlerin yaþandýðý gün tedbir almak adýna, siyasal politik þovdan baþka bir þey yapmýþ deðiller. Bir sonraki depremde hiçbir þey yapmadýklarý ayna gibi açýða çýktýðý halde, her seferinde ayný yalan ve hilekarlýðý sürdürmekten utanmýyorlar. Ve deprem yaþanan bölgelere, þov amacýyla gidildiði yüzlerindeki sýrýtmalardan okunuyor. Yýkým ve acýlar çoðaldýkça, en kolay yoldan her þeyi Allah'a havale edip, halký sürekli þükrettirerek kurbanlýk koyunlar gibi yeni ölümlere hazýrlýyorlar. Diðer taraftan gerçekçi ve akýllý, toplumuna deðer veren devlet yönetimlerinin davranýþlarýna baktýðýmýz da, kimin ne kadar yalancý hýrsýz olduðu daha net anlaþýlýyor. Hiçbir þeyi þansa býrakmayýp özellikle insanlarýn evlerinden, saðlýk ve eðitim gibi temel yapýlarda, var olan tüm imkanlarý kullanan devlet yönetimleri, maddi zararýn dýþýnda can kayýplarýný en aza indirdiklerini görüyoruz. Bunun açýk örneði, 11 Mart 2011 yýlýnda Japonya'da 9.3 þiddetinde meydana gelen depremdir. Japonya'da deprem þiddetinin yüksekliðine raðmen, maddi zararýn dýþýnda can kaybý düþük seviyede gerçeklemiþtir. Þayet Türkiye'de 9 büyüklüðünde deprem yaþansa, Türkiye'nin tamamý yerle bir dümdüz kara parçasý þeklini alýrdý. Demek ki, devlet yönetimleri onurlu ve akýllý olsa, her doðal olayda maddi zararýn dýþýnda, en az can kaybýyla atlatmak mümkündür. Bizde yeraltý depremlerinde büyük derecede can ve mal kaybý yaþanýrken, ayný þekilde siyasal depremlerinde buna eklenmesiyle derin psikolojik yýkýmlara da sebep olmaktadýr. Sürekli büyük acýlar yaþandýðý halde, halkýn buna örgütlü tepki vermemesinin nedeniyse, toplumun psikolojisine aþýlanan ýrkçýlýk, kadercilik ve aþýrý derecede korkudur. Her türlü korku, insanýn düþünce yeteneðini kullanmasýný engellediði gibi, tamamen edilgen býrakýr. Bunun sonucunda birey ve toplum, kime nasýl tepki vereceðini bilmeyen, akýl ve düþüncesiyle hareket eden deðil, kendinden üstün gördüðü güçlere boyun eðendir. Dikkat edilirse daha önceki depremlerde olduðu biçimde, basýn ve yayýn kurumlarýnýn çoðu devlet yönetimiyle ayný teraneleri tekrar edip duygu sömürüsü, kadercilik ve politik þov peþinde koþtular. Depremle ilgili alýnacak gerçek önlemler hakkýnda samimi deprem uzmanlarýnýn dýþýnda, hiçbir devlet yönetimi inandýrýcý tedbirden bahsetmiþ deðil. Nasýl olsa üst düzey efendiler, saðlam ve korunaklý konutlarda yaþýyorlar, halkýn ölmesi takdiri ilahi. Taktiri ilahiye inananlar, kaderine razý olacak deyip, kýsa yoldan halkýn tepkisini pasifize etmeyi rahatlýkla baþarmaktalar. Halbuki depremleri durdurmak mümkün deðil mantýðý yerine bilinçli, bilimsel, samimi, sorumluluk duygusuyla hareket edilse, insanlar depremden korkmak yerine depremlerle yaþamayý daha kolay kavramýþ olur. Þu bir gerçek ki kaderci, çýkarcý, þoven, politik menfaat doðrultusunda hareket eden her devlet yönetiminde, en çok mal ve can kayýplarý yaþanmýþtýr, yaþanmaya devam ediyor. Bu zihniyette olanlarýn yücelttikleri tanrýlarý ise, kendilerini hiçbir zaman korumamýþtýr. Cemal Zöngür
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |