Herkes ayný notayý söylediðinde uyum elde edilmiþ olunmuyor. -Doug Floyd |
|
||||||||||
|
„Ayaklarý dalgýnlýða takýlý, bir türlü baða yetiþemiyen!“ ve „Fýstýk aðaçlarýnýn alaca gölgesinde/Ak hayallere dalan mavi gözlü çocuk.“ yaþý Türkiye ortalamasýnýn üstüne çýksa da, ve tüm karamsarlýðýna karþýn sürdürür yaþamýný. Bu karamsarlýk o denli koyulaþmýþtýr ki: Kendi yalnýzlýðýný eðirmekte, kendi kuþaðýndan kendi cenazesini kaldýran son insan gibi hissetmektedir. Hatta „Her þeyde olduðu gibi galiba ölmekte de geç kaldým.“ diyebilmektedir. 1914’te Nizip’te baþlayan yaþam serüveninin her aþamasý dolu dolu geçse de, Tanyol ustanýn son noktada vardýðý yer;“Ýnsan ölüm ötesindeki karanlýðý ancak þiirin kurmuþ olduðu köprüyü geçerek aydýnlatabilir.“ Ve devamla; „Ýnsan bu dünyaya kendine ait olandan deðil kendisinden bir þeyler býrakmalý, bu da ancak þiirle, sanatla olur.“ diye düþünmektedir. Ýlk þiirinin Ýsmail Habib Sevük’ün çýkardýðý „Maarif Mecmuasý“nda yayýnlanýþýnýn ardýndan geçen 70 yýllýk sanat yaþamýný, kavgalarýný, serüvenlerini, aþklarýný ve yaþama olan baðlýlýðýný bir çýrpýda kaleme almak kolay olmasa gerek, diye düþünüyorum.Böylesine dopdolu bir yaþam ne yazýk ki ülkemizde bir türlü hak ettiði ilgiyi elde edemiyor. Ustanýn haklý bir serzeniþle dile getirdiði gibi, piyasa þarkýlarýna söz yazanlarýn gerçek þair ve þiirin yerini almasý karþýsýnda maalesef yapýlacak bir þey yokmuþ gibi geliyor. Hiç bir sanat kaygýsý güdülmeden, yalnýzca salt ticari amaçla yazýlmýþ sözlere milyonlarýn deðer biçilmesi, ekonomide kötü paranýn iyi parayý kovmasý gibi bir þey olsa gerek. Tanyol, diðer yazarlarýn aksine ilk olarak akademik alana iliþkin eserler yayýmlar. Bunda ise yanýldýðýný þöyle getirir; „Güzel þiirin yitmeyeceðine inanmýþtým bir kez. Bir þiir kendi gücüyle yaþayamýyorsa kitaplarda isim kalabalýðý olmak neye yarar diye düþünüyordum.“ Güzel þiirin kolay kolay destek, propaganda uyarý olmadan kendi gücüyle ayakta duramayacaðýný anlayamamýþtýr. Onun yaþamýnda büyük bir yer tutan Yahya Kemal örneðinden yola çýkarak, þu yargýya varýr:“Yahya Kemal bütün ömrü boyunca kendi þiirlerinin reklamýný eleþtiri ve propagandasýný yapmaya ve her kuþaktan çevresinde bir halka oluþturmaya dikkat etmiþti.“ Yahya Kemal’in ömrünün son döneminde bile, Orhan Veli’nin kitabýný ona,“ En genç þaire!“ diyerek sunmasý da gösteriyor ki, þairlerin yaþlarý ömürleriyle ölçülmüyor.78’inde „Son Liman“ý yayýmlayan Ustayý tanýtmakta ne yazýk ki, ben de çok geç davrandým.Onun her þey de geç kalmasý gibi, bu yazý da geç kaldý. Umarým, benim bu inanýlmaz ihmalkarlýðýmý affeder. Bu yazýnýn amacý da, genç kuþaklara Cahit Tanyol’u tanýtmak, edebiyatýmýzda hak ettiði yeri ona verebilmektir. „Son Liman“: /Yaþam Öyküsü, Sevgiliye Dizeler, Bir Yere Gelirsin ki, Ýnsan, Sýla ve Baþýna Buyruk Dizeler/ baþlýðý altýnda altý bölümde toplanmýþ. Þiirlerin çoðunluðunu“ Sevgiliye Dizeler „ bölümünde bulmaktayýz. Ýlk aþký Elife’ye duygularýný /Bir doyumsuz uçuþtur aþklarýn ilki/ olarak tanýmlar. Sevdiði uzaklaþýnca þair;“Suyunu içtiðin çeþme / Dokunduðun herþey / Çaðrýþým yaðmurlarýyla ýslanarak / Konuk olurlar meclisime“ diye sýzlanýr. Sevdasý giderek koyulaþýr; türkülerle yatar, türkülerle uyanýr. Onun sevdasýnýn bahçe kapýsýný ancak bir türkü açar. Ve „Bir türkü dinlesem olurum aðlamaklý“ derken, Anadolu’nun bizi her dem kendine çekiveren büyülü havasýný ne güzel dile getirir. Varlýk’ýn l962’de 587. sayýsýnda yayýmlanan „Yitik Özlem“(s.29) adlý þiiri, ilk yayýnlandýðýnda ithafsýz olmasýna karþýn, bu kez Füsun Akarsu’ya ithaf edildiðini görmekteyiz. Ayrýca ilk yayýnlandýðý biçiminden oldukça deðiþiklikler var. Ýlkinde, þair noktalama iþaretlerini kullan- masýna karþýn, bu kez kitabýn tümünde çok ender olarak virgül kullanmaktadýr. Bu da onun zaman içinde þiirde biçim deðiþikliðine gittiðini göstermektedir. „Yitik Özlem“in deðiþen dizeleriyse: „Dudaklarýnda alev alev gülüþ“(eski) / „Dudaklarýnda alevli bir gülüþ“ (yeni) „Gözlerinde kývýl kývýl gece“ (eski) / „Bakýþlarýnda davet yüklü gece“ (yeni) „Yüzün gölge gölge süzülünce“(eski)/ „Yüzün perde perde ürperince“ (yeni) Son Liman’daki gezintimize devam ediyoruz. Tanyol Usta’yý tanýmlamak ya da bir þekilde kategorize etme haddini kendimde bulmasam da, bunu belirtmeden edemeyeceðim. Gaziantep folklorunun ünü yurtdýþýna kadar uzanmýþ önemli folklorik öðesi „gümüþlü zurnasý“ sanýrým Tanyol’u da büyük ölçüde büyülemiþ ki, þiirlerinde -üþenmeden saydým- tam 34 kez türkü sözcüðünü yinelemiþ.Onu özellikle etkileyen türkülerse „Vezir Ahmet“, „Deli Mehmet“ ve çoban türküleridir. Fecri yakan bir aþk hikayesini anlatan Vezir Ahmet türküleri onun duygu dünyasýný zenginleþtirmekle kalmamýþ, o yaðýz insanlarýn topraklarýna derinden baðlanmasýna neden olmuþtur. Türkü imgesini böylesine yoðunlukta kullanmasý ilk bakýþta bir zayýflýk gibi görünse de, aslýnda zengin türkü kültürümüz göz önüne alýndýðýnda kolayca baðýþlanýr. Anadolu’nun o uçsuz bucaksýz ve yalým yalým yalnýzlýðý çaðrýþtýran bozkýrýnda yetiþen nice ozanýmýz baþta Aþýk Veysel olmak üzere, bizi hep derinden etkilememiþler midir? „Türkü“ imgesi yanýnda sýkça kullandýðý diðer imgeler arasýnda „liman“ ve „deniz“i görmekteyiz. Bunlarýn da Usta’nýn yaþadýðý iki önemli kent Ýzmir ve Ýstanbul’dan kaynaklandýðýný belirtmeliyiz. Öte yandan Tanyol’u etkileyen zamansa gecedir. „Son Liman“da insaný öylesine sarýp sarmalayan dizeler var ki, etkilenmemek olasý deðil. Örneðin; /Bu gece yarýsý sokaklardayým Ellerimi arýyorum boþ ver Avuçlarýnda unutmuþ olacaðým/ (Bu Gece Yarýsý Sokaklardayým) / Ne güzel olurdu / Ne yýllar býraktý peþimizi Bir aðaçta yaprak Ne de hatýralar/ Bir suda ses olarak doðmak/ /Bir kaçýþ var öylesine Bir türlü yakalayamýyorum seni Yanýmda olsan bile/ /Uyusam/ Bir kuþ kanatlanýr maviliðe/ Ve bulutlar geçer içimden/ Arýnýrým/ Uyansam Kendi yalnýzlýðýma bürünür/ Sarýnýrým/ Türk edebiyatýna önemli bir eleþtirmen olarak ta önemli hizmetler vermiþ olan Cahit Tanyol’un þiir üzerine düþündüklerine de kýsaca deðinmekte yarar var. Usta, þiiri tanýmlarken Tolstoy’un „Sanatýn, güzelliðin ifadesi olmasý“ gerçeðinden hareketle, Flaubert’in „Hiçbir anlam ifade etmeyen güzel bir dize, bir anlam ifade eden, fakat daha az güzel olan bir dizeden çok üstündür.“ sözüne sýký sýkýya baðlýdýr. Ona göre þiirin okulu yoktur. Bir þiire, sanat eseri deðilse, ne realist olmasý, ne romantik olmasý bir deðer vermez. Þiir, ya güzeldir, ya deðildir. Onun tek bir okulu vardýr: Güzellik. Ve yine ona göre, „sanat, sanat için midir?“ yoksa, „sanat toplum için midir?“ çekiþmesi gereksizdir. Çünkü bunun, sanatýn amacýnýn anlama yönelmiþ olduðunu sanmaktan doðan bir anlayýþtan kaynaklandýðýný ileri sürer. Ayrýca, sanat, aþktan söz açtýðý kadar sefaleti de kendisine konu yapabilir. Ýhtilalden söz açtýðý kadar rüyayý, hülyayý da anlatabilir. Bu, sanat adamýnýn eðilimi ve yaratýlýþýna baðlý bir þeydir. Sanatçýnýn kendi milletine en büyük borcu, özlü eserler meydana getirmektir. Þiir ona göre baðýmsýz bir sanattýr. Ýnsanlýðýn en özlü yanýný veren, tek koþulu sýnýrsýz bir özgürlük olan þiir hiçbir þekilde baský altýnda bulundurulamaz. Þiir için söylenmesi yasak hiçbir alan yoktur; elverir ki söyleyen þair olsun. Nasýl bilimin amacý, doðruyu bulmaksa, sanatýn amacý da„güzellik“tir.(2) Þiir, bir yaz akþamý sahilleri öperek uzaklaþan ince ve karanlýk bir kemandan gelen sesler gibi, duygumuzun fecirlerine týlsýmlý bir gömlek ören ve ruhumuzun akþamlarýný, nerden geldiði belli olmayan bir takým ürperme ateþleriyle yakýp kaybolan anlaþýlmaz bir bilmece kutusudur.(3) Sanat ve düþün yaþamýnýn 70. yýlýnda sevgiyle andýðýmýz Cahit Tanyol ustamýzýn daha geniþ bir araþtýrmaya konu olmasýný diliyorum. Çünkü o, bizim Yahya Kemal, Ahmet Haþim, Ahmet Hamdi Tanpýnar, Cahit Sýtký Tarancý ve Orhan Veli kuþaðýnýn en son temsilcisidir. Bu, ayrýca toplumca büyük eksikliðini hissettiðimiz bir kadirbilirlik olmasý bakýmýndan da büyük önem taþýmaktadýr. Edebiyatýmýzda yüzlerce makaleye imza atmýþ, onlarca eser yayýmlamýþ kavga, düþün adamý ve þair olarak Aramak, Yenilik, Deðirmen ve Akademi dergilerini yönetmiþ bir insanýn yazýlý kültürümüzde hak ettiði yeri þimdiden almýþ olmasý gerekmez mi? Son söz Cahit Tanyol’un Yahya Kemal için söylediði „namuslu dürüst adam“ deyimini izin verirse kendisi için ben de kullanmak istiyorum: Çünkü o, edebiyatýmýzda hakký yendiðine inanan ve bunu açýk yüreklilikle dile getiren ender namuslu ve dürüst insanlardan biridir../.. Kaynakça 1. Son Liman, Þiirler, Tanyol C., Armoni Yayýnlarý, 1.Basým 1992, 127 sayfa 2. Türk Edebiyatýnda Yahya Kemal, Tanyol C., Remzi Kitabevi,1.Basým l985, s.116,117,118 3. Aramak Dergisi, Sayý: 1 „Þiir hakkýnda“ Tanyol C., Nisan 1939, s.5
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ömer akþahan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |