• ÝzEdebiyat > Öykü > Aný |
521
|
|
|
|
Deniz kýyýsýnda bir þehir... Her nefes alýþta çiðerleriniz iyot kokusuyla dolardý sonuna kadar. Deniz hemen karþýda iki adým attýnýz mý önünüze dikilir. Ben buradayým der hatýrlatýr kendini... |
|
522
|
|
|
|
Bazý kaybediþler bazen mutluluða götürebilir sizi. |
|
523
|
|
|
|
Yarý aç, yarý tok yaþadýðýmýz günlerdi ama çok mutluyduk. O kadar neþeliydik ki çýldýrmamak için adeta kendimizi zor tutuyorduk. Babamýzýn biz üç kardeþe gece gündüz ana avrat küfür etmesine, annemizin o kalýn sopayla günün yirmi dört saati dövmesine raðmen çok mutluyduk. |
|
524
|
|
|
|
Dilencilerin dejenere ederek kullandýðý bir kelimenin aslýnda basit bir kullaným hatasý olmadýðýný anlatan bir gezi yazýsý... |
|
525
|
|
|
|
Böylesine ilerlemiþ olan teknolojiye hayranlýk duymamak elde deðil. Evimize bilgisayar ilk girdiðinde düðmesine bile dokunmaya korkarken, þimdi haberleþmelerimi Ýnternet yoluyla yapabiliyorum.
Bizim çocukluk ve gençlik dönemlerimizde teknoloji böylesine |
|
526
|
|
|
|
"Aralarýnda Leylâ'yý en az hatýrlayan da bendim." |
|
527
|
|
|
|
Dengemi kaybetmek üzereyim, boynuna yaslýyorum aðýr kafamý, huzur içindeyim. |
|
528
|
|
|
|
Bir kez bile dokunmadýysanýz doðaya çýplak elleriniz ile , neler kaçýrmýþ olduðunuzu bilmiyorsunuz demek ki. |
|
529
|
|
|
|
Ýçimde iki tane ruh yaþýyor. Biri delinin teki: Herkes diyebilir ben deliyim diye. Ama onu tanýyanlar bir daha bu kelimeyi kullanmaktan kaçýnabilir. Ve diðer ruh, ben ona Yürek demekle yetiniyorum. Bir yürekten öte o da bir ruh, ama tarzý dolayýsý ile bu lakabý taktým ona. |
|
530
|
|
|
|
Doða Tutkunlarýna Önerilecek En Güzel Yer |
|
531
|
|
|
|
Hatýralar artýk size kayýtsý kalamayacaðým.Ýþte burdasýnýz yanýbaþýmda.Bazen belirsizleþiyorsunuz ,bazen capcanlý karþýma dikiliyorsunuz.En iyisi varlýðýnýzý güvence altýna almak,sizi yok olmamak üzere kayýtlara geçirmek.Hadi bakalým. |
|
532
|
|
533
|
|
|
|
Bir yaþanmamýþlýðýn sancýlarý... |
|
534
|
|
|
|
Babam, elinde benim tasdiknamem ile ablamýn Eskiþehir Doðumevi Hastanesi’ne tayin olunduðuna dair bir yazýyla, Ankara’dan doðruca Seyitgazi’ye gelmiþti. |
|
535
|
|
|
|
Adýmlarým bedensiz dolaþadursun,
Düþlerimi mahþerin eline tutuþturuverdim..
|
|
536
|
|
|
|
Önce Nurcan girmiþti içeriye. Her ne kadar inleye inleye yerlerde kývranýyor duysam da, anadan doðma olmamýn getirdiði pornografik görüntüm Nurcan'ýn acýma duygularýný yok etmiþ ve iki eliyle birden yüzünü kapatarak, ýrzýna geçiliyor muþçasýna çýðlýklar atmasýna neden olmuþtu. Çýðlýklarla birlikte de, Faruk daldý odaya…
Bu sefer de Nurgül, orasýný burasýný örtmeye çalýþýrken atývermiþti, canhýraþ feryadýný. Zavallý Faruk ise, temmuz sýcaðýna karþýn gýrtlaðýna kadar iliklediði pijamalarýn dan bir yerlerinin görünmesi sanki mümkünmüþ gibi elleri ile kasýklarýný kapatmýþ, avazý çýktýðý kadar da baðýrýyordu.
Herkes baðýrdýðý için, ses çýkarmama gerek kalmamýþtý artýk. Canýmýn acýsýný da bir yana býrakarak kendimi yataða atýp, çarþafý üzerime çektim. Hala çýðlýk atýp duran Nurgül’de iki eliyle birden kýçýný kapatarak yataða koþup, can havliyle yanýma sýðýnmýþtý. Ortalýkta görülecek bir þeyler kalmayýnca da, çýðlýklar kesiliverdi.
“Tamam mý, gözlerimi açayým mý artýk?” diyen, Nurcan'ýn fýsýltýsý duyulmuþtu sessizlikte önce. Sonra da, Faruk’un kükremesi…
“Madem seviþi yordunuz, odanýzýn kapýsýný neden kilitlemediniz? Pis teþhirciler...”
Ýkisine de kötü kötü bakarak söylendim,
“Ya siz, kapýyý çalmadan neden daldýnýz içeri peki? Pis röntgenciler…”
“Çýkardýðýnýz seslerden, birbirinizi boðazladýðýnýzý sanmýþtýk. Manyakça bir seks fantezisi yaptýðýnýzý, nereden bilelim?”
Az önce beni öldürecek denli öfkeli olmasýna karþýn, endiþe içerisinde koluma sarýnmýþ titreyen Nurgül’e bakarak,
“Ne fantezisi be?” diye hýrladým. “Duyduðunuz sesler bu katilin, yumurtalý sucuk
piþirme arzusundandý…” . |
|
537
|
|
|
|
Öyle kara, kuru Romanlardan göremezdiniz orada. Hemen hemen hepsi sarý saçlý, mavi gözlü; sanýrdýnýz ki, Kuzey Avrupa’dan göç etmiþ Finli. Ömür abla ise onlarýn içinde en mavi gözlüsü, en sarý saçlýsý…
|
|
538
|
|
|
|
Hep bir ablasý olsun istemiþti. Mahallenin çocuklarýndan kaçýp, sýðýnmak için ama yoktu. Ne zaman yanýnda ablasý ile geçen birini görse içi burkulur. Abla ile dolardý gözleri, minik gözleri... |
|
539
|
|
|
|
Bir de Zile’den adam çýkmaz derler. Yýlaný Zileliyle ayný çuvala koymuþ, yýlan, “imdat Zileli!” diye baðýrmýþ, diye fýkralar üretirler. Onlar gelsinler de adam görsünler!
Ýyi çocuktu Nazmi.
Adam olduktan sonra da “iyi” kalmýþtý.
Helal olsun ona! |
|
540
|
|
|
|
Radyoda eskilerden bir þarký, neden bilmem hep sen geliyorsun aklýma bu ezgileri duyunca. |
|