• ÝzEdebiyat > Öykü > Aný |
201
|
|
|
|
Anadolu'da her zaman dünyayý þaþýrtacak bir hoþgörü vardýr. Bu konuda Prof.Dr. Hütteroth'la yapýlan bir konuþmadan yola çýkarak bir örnek anlatýlmaktadýr. |
|
202
|
|
|
|
Öðrenim gördüðüm þehrin insanlarýndan bir manzara... Hafýzamda aný olarak canlanacak günlerden biriydi. (Denizli) |
|
203
|
|
|
|
Bir ay öncesine kadar çalýþtýðým çay ocaðýnda, benim yerime iþe alýnmýþ olan Nuri ile tanýþtým. Benden bir iki yaþ daha büyük gösteren Nuri’nin iþi gücü müzikti. |
|
204
|
|
|
|
Evimizden bir misafir daha eksildi.
Ýbrik eksildi evlerden
Ýbrikçiler eksildi zanaatkarlarýn içinden....
Sonra tenekeciler çarþýsýnda birkaç dükkan daha kapandý açýlmamak üzere.
|
|
205
|
|
|
|
Ve hastanedeyim. Ben, arabadan hemen aþaðýya iniyorum. Ýki büklüm, ellerim kucaklarýmda birbirleriyle kenetlenmiþ... Hastanedeki görevliler beni o halde görünce hemen koþuyorlar. Tabii tanýyanlar da var aralarýnda beni...
Ýlgi oldukça büyük... Tüm kapýlar sonuna kadar açýlýyor adeta... Hemþireler koþuyor, "Donuyorum, beni ýsýtýn diyorum..." Fakat, kat kat giyinmiþim... Kazak, ceket, palto ve bir battaniye... |
|
206
|
|
|
|
Geç kalmayýn. Ýçinize doðan bir hissi bertaraf etmeyin,susturmayýn. Belki içinize doðan his karþýnýzdakinin bu dünya da göreceði son sürpriz olabilir. Onu bu fani dünya da küçük bir sürpriz den, sevinçten mahrum býrakmaya hakkýnýz yok benim gibi… |
|
207
|
|
|
|
O yýllarda neredeyse bütün çocuklar yoksuldu. Aramýzda varsýllar olmadýðýndan belki bizler deryadaki balýk misali yoksul olduðumuzu bilmezdik. Yoksul olmanýn en kötü tarafý elbiselerinizin eski ve yamalý olmasý, sofranýzda lezzetli yemeklerin bulunmamasý deðildir. Yoksullarýn anne babalarý çok sinirli olur. Ve onlarýn çocuklarýnýn payýna ekmekten çok dayak düþer. |
|
208
|
|
|
|
Gözlerimi kapayýp bir baþladým ama ondan sonrasýný hatýrlamýyorum. Neden sonra kendime geldiðimde klarneti masanýn üstüne koyarken kimseden ses seda çýkmýyordu. |
|
209
|
|
|
|
Çocukluðumun yeþil sokaðý, annemin sabun kokulu elleri, yanaklarýma batan babamýn kirli sakalý, güvende olduðum, sýðýndýðým, bahçesinde güller açan evim... Her yolculuk bir þekilde götürür beni oralara. Yaþlý ceviz aðacýna týrmanýp dallarýn yaprak |
|
210
|
|
|
|
En ufak birim insan ve aile, Devletin bir parçasýdýr. Kamuoyu yaratarak bir ülkenin
rejimini deðiþtirmek, hiçbir ülkenin hakký deðildir. Libya'nýn % 95'i çöldür. Ralli
yaparak çölünden geçilir de, bu yönüyle Libya'ya bir çözüm gelmezken, % 5'lik
bölümündeki çözümsüzlükle uðraþýlmýþtýr. Muammer Kaddafi akýllýlarýn delisidir.
Zaman bakalým ne gösterir. Saygýlar.
|
|
211
|
|
|
|
Biz de, “6.Filo Defol!” diye sloganlar atarak, Amerikalý askerleri denize döken üniversiteli abilerimiz gibi bir eylem düzenlemiþtik iþte: “ÝÞÇÝ MEMUR ELELE, GENEL GREVDE!” |
|
212
|
|
|
|
Güneþi kim buzla kapladý?Her kimse çýksýn ortaya! Sýcak günlerin umudunu insanlara bahþeden sonra da hiç acýmadan kalplerinin sýcaklýðýný çekip alan, insanlarý sarý günlerin altýnda tir tir titreten kimse hüküm giymeli!Hüküm giydirilmeli! Sizin hiç uyanm |
|
213
|
|
|
|
Zaten kullaným amacý gereði kasvetli, yorgun ve uykulu mekanlardýr istasyonlar. Oysa ayrýlýklar kadar kavuþmalara da þahittir bu taþ duvarlar. Fakat iþe hüzün neþeye galip geldiðinden, bir fýçý beyaz boyayý bir bardak siyah gri yapmaya yettiðinden, istasyonlar hep hüzünlüdür. Aðlamalýklý… |
|
214
|
|
|
|
Tren kalkmadan 1 saat öncesinde almýþtým biletimi ve bu zamaný yiyecek biþeyler almak için deðerlendirdim.. alýþveriþimi bitirip geldiðimde ise hala yarým saatimin kaldýðýný görünce bu zamaný yerimde oturarak geçirme kararýna vardým ve alsancak garýnýn tarihi mimarisi içerisinde peronuna yanaþmýþ olan trenimde 3. vagon 21 numaralý koltuðuma gelip oturdum ve bitirme projesi için yazmam gereken raporun kaynakçasýna göz atmaya baþladým..
|
|
215
|
|
|
|
Çimler altýnda unutulan anneannenin hakký olduðu ileri sürülerek peþine düþülen miras davasýnýn ise unutulacaðý yoktu....
|
|
216
|
|
|
|
Bir ara "sahildeki o yaþlý adamýn aþina mavi gözleri" yine aklýma düþmüþtü.
Kimdi? Ve hala kimliðini çözemediðim bir sýrrýn beynimdeki geri dönüþ-ileri dönüþ filmin þeritlerini sararken eþim aðzýma pirzolayý uzatýp;
"Daldýn yine tabaðýndakiler hala duruyor,yine nerelerdesin?" diye sorduðunda o ana yeniden dönmüþtüm. |
|
217
|
|
|
|
Anneannem avludaki ahýrda akþam üstü ineði saðarken ben ahýrýn kapýsýna oturur onun saðmasýnýn bitmesini beklerdim. Saðma iþlemi bittikten sonra ýlýcacýk sütü kovadan bir tasla alýp bana içirirdi. |
|
218
|
|
|
|
Yüreðimden bir çýðlýk kopmuþtu adeta.
Hýzla ikinci kez yanýmdan geçerken, o açýk pembe þiþkin meme uçlarýndan kan, “fiskiye” gibi sütle birlikte fýþkýrmaktaydý. |
|
219
|
|
|
|
Dýþarda kalan, yalýnayak baþý kabak, kýçlarý açýkta, elinde bir dilim kuru ekmekle koþturan diðer çocuklara ya en büyük çocuk ya da aileden birileri bakar. Bebek geldiðinde bu çocuklardan beþ yaþýndan küçüðü varsa o da annenin yanýndadýr. Çoðunlukla mutlaka vardýr bir çocuk daha. Ýki çocuk arasýnda yaþ farký, iki üç yýlý geçmez genellikle.
|
|
220
|
|
|
|
Bu kýsa bir askerlik anýsý ve öyküsüdür. |
|