Yanmak - 2
Erken kaybetmeye ve yoksullukla yetişen bireyin unutulmazlarına dair bir öyküme.
"Yazmak, bir hayaletle güreşmek gibidir; kazansanız bile, ellerinizden kayıp gitmiştir." – **Franz Kafka**"
"Yazmak, bir hayaletle güreşmek gibidir; kazansanız bile, ellerinizden kayıp gitmiştir." – **Franz Kafka**"
Erken kaybetmeye ve yoksullukla yetişen bireyin unutulmazlarına dair bir öyküme.
Çocukluğundan beri pencereye çıkar, bayırın en tepesindeki evlerinden, aşağıya doğru uzanan daracık sokağa saatlerce bakardı...
Neler mi anlatıyor? Neler anlatmıyor ki, neredeyse her şeyi. Futbolun neden bütün dünyada yanlış oynandığından tutun da, limanda yıllar önce batan bir geminin tonlarca pirinç yüklü konteynerlerinin çıkarılmasında kendisinin oynadığı rolün bıktırıcı ayrıntılarına kadar akla gelebilecek her türlü şey olabiliyor bu. Dalgıçmış bu Alaaddin, ne kadar dinlemeseniz de
Hamdi Koç
Demir Özlü'nün bir öyküsünden alınan bir cümleyi de koyarak bir öykü yazacaktık. Ben de bu öyküyü yazdım. Cümle: "Her şeyini yitirmiş olduğunu sanan çaresiz bir varlığın teriydi bu."
birileri bana kuşların uçabildiğini söylemeli.
“İnsan, yeryüzünde, sığ ve bulanık sularda yaşar. Yetileri böylesine elinden alınmış, kısılmış, minimalize edilmiş bir yaratık asla bir sanat eserinin tespitinde belirleyici rol oynayamaz. Bir eserin takdiri, insanların bayağı zevklerini uyandırıp uyandıramaması ile değil, onun bir sembole dönüşüp dönüşememesi ile ilintilidir. Bir şaheser kalabalıklara değil yalnızca tek ve
Otobüs, içerisindeki insanlarla birlikte savrulup duruyordu. İçerisi, tek bir koltuk boş kalmayacak şekilde tıka basa doluydu ama şu ana kadar kimsenin sesi çıkmamıştı...
Ağabeyim arabaya bindi ve Salim amcaya arabayı çalıştırmasını söyledi. Hızla uzaklaştık oradan.
Hepimiz ona bakıyorduk. Koşmasının anlamını çözememiştik. Ağabeyim bir kahkaha patlattı ve
Oh olsun ona. Gözündeki patlak için en az on beş gün yatar şerefsiz
Annem bir çığlık attı hemen.
İnsanın tüm unuttukları bir defter vasıtasıyla önüne konulsaydı, ne olurdu dersiniz?
bir dizinin bri bölümünde karşılaştırılmıştı çöl ve deniz. ikisi de kocamandı. ikisinin de kendine göre fırtınaları vardı. ikisinde de ancak ve ancak olduğu kadardı insan. daha ötesi değil. düşlerimi denize tutsak ettiğim bir zamanda aklıma gelenleri aşağıdaki yazıda bulacaksın. ve ben! sana hiç bir şey için söz vermiyorum.
Şermin Yaşar