Töre ve Zulüm/ Bölüm 2
He ana sıcaktandır her hal unutmuşum billâh.
Düğün haberine çocuklar da sevinmişti: Yaşasın düğün var
"“Yazmak, kelimelerle dövüşmek gibidir; çoğu zaman kazanan, sessiz kalan taraf olur.” – Franz Kafka"
"“Yazmak, kelimelerle dövüşmek gibidir; çoğu zaman kazanan, sessiz kalan taraf olur.” – Franz Kafka"
He ana sıcaktandır her hal unutmuşum billâh.
Düğün haberine çocuklar da sevinmişti: Yaşasın düğün var
"sırılsıklam yerlerde gezen bindokuzyüzdoksandört yılındaki sevecen ve anlaşılamayan halime acıyorum.sanki şimdi çok anlaşılmış gibi..."
“Bunlar da sizin.” dedi, elindeki yollukları salona bırakırken.
“Ana”, dedim. “başka satıcı ne zaman geldi de biz duymadık?”
Güldü, sinsice.
“Oğul”, dedi. “Ben öyle demesem, satıcı yolluk fiyatını düşürmezdi.
"ani bir sesle uyandım bu derin ruhsal komadan.asansörün durduğunu farkettim"
Şehrin gariban kuytuluklarında dolanırken yapayalnız bir kardan adama rastladım. Boynunda ıslak bir atkı, başında palaçor bir şapkayla kaldırıma oturmuş gözyaşı döküyordu. Hayat meşgalesine boyun eğen kılıbık insan ırkı, her zamanki gibi kendi işiyle meşguldü.
Sıcak bir kış günüydü.Ani fren sonrası dev bir homurtu tüm otobüsü baştan sona turladı.İçinde dersine yetişmeye çalışan öğrencilerden sıkıntıdan patlayan ihtiyarlara mesaisi yeni bitmiş memurlardan hastaneden dönen hastalıklı insanlara kadar çeşit çeşit insan bilhassa burunlarından soluyarak içinde bulunduğumuz insan dolu fırını daha da bi harlıyorlardı.Hayatta kalma içgüdüsü doruktaydı.En
Sonra her şeye boş vererek, valizini yerlere sürerek, akıp gitti yoluna...
Bilinçaltımızı hayatımıza yansıtırken dikkatli ve tedbirli olmalıyız.
Hayatımın en büyük hediyesini on üçüncü yaş günümde almıştım. Annem bana bir baba armağan etmişti. Esasen böylesi bir durum sürpriz olmamıştı, beni şaşırtan asıl olay annemin aynı gün ölmesiydi.
Tatlı bir kaşıntıyla kenarda durdu ve etrafından geçen insanlara aldırmadan zevkle kaşınmaya başladı. Kaşınmak onun için artık çok sıradan bir iş olmuştu. Köpeği Karabaş geldi aklına. Karabaş da durmadan kaşınırdı. Bir deri bir kemik olmasına rağmen vücudunu taşımakta zorlanır, titreyen bacaklarıyla ayyaşlar gibi köyün tozlu yollarında, hem kaşınır,