"“Yazmak, bazen kendini düzeltemediğin o dilbilgisi hatasıdır; ama o hata olmadan da kim okusun?” – Franz Kafka"

Öykü

yazı resimYZ

Nebi Leyim

Tokluğunu unutur, açlığına bakar. Açlığının peşinden gider. Aç, açgözlü insan olduğundan değil, dediğim gibi O düşünmez ne bileyim der. Ya bir şeyler yer ya uyur.

Zeus'un Kızı;hayal Balığı

Vitrinin üzerinde duran ,tamamı camdan mavi melek balığı kızım tarafından çizgi filmdeki, hayalleri gerçek yapan hayal balığına benzetilmişti.
-Anne bu hayal balığına benziyor !
-Evet kızım doğru zaten hayal balığı.
-Neden ?
-Bizim de hayallerimiz var çünkü.

Zevkle Ölmek

Sürekli polis baskını endişesi ile oraya girer çıkardık.Mahallede bir dakika bile fazla zaman geçirmek çok lükstü, tehlikeydi.Vedat gibilerin umurunda bile olmazdı herhangi bir endişe.Ertesi günde yine iş dönüşü o pencerenin önüne geldik.

Gökçeada 2

Ahşap binanın alt katı dükkân, üst katı evdi. Merdivenlerden bir kız indi. Yüzünün alı tam al, beyazı kar gibi lekesiz, gözlerinin karası gece gibiydi. Kumaş boyası alamadık. Çünkü kız bu işlerden anlamıyordu. Babası da yarım saate kadar gelecekti. Ama hırdavatçı dükkânında Camcı da saatlerce beklenmezdi. Elimiz boy olarak

Zeus'un Kızı; Işık

Orta yaşlı bir erkek yürüyordu. Bembeyaz sakalı ona vermesi gereken hoşgörü ve sevimliliği yakıştıramıyor, her an kendinden utanmış kaçacakmış gibi duruyordu. Belli ki bir yerlere yetişmeye çalışıyordu. Sanki yanından biri gelmiyormuşcasına sadece karşıya bakıyor, görünmez bir zincirle beraberinde ki genç kızla aralarındaki mesafe hiç değişmiyordu. Ne önünde, ne

Abidin Bahane

Her kes onu bahane bulma konusunda meşhur kılmıştı. Abidin Bahane. Aslında O’ bahane yaratmıyordu, her şeye ama her şeye yorum getiriyor, getirebiliyordu.

Eksi̇le Eksi̇le Kalan

Terli elleriyle kağıda düzgün yazı yazamayan, kendini ifade etmekte zorlanan bir adamın, psikiyatristinin verdiği "kendini yazma" göreviyle boğuşmasını anlatan, modern hayatın yalnızlığını ve iletişimsizliğini irdeleyen trajikomik bir öykü.

Başa Dön