"Edebiyatın acımasız kuralıdır: Okur, yazarın ölüsüyle dans etmekten daha çok zevk alır." – Edgar Allan Poe"

Öykü

Dragos Hülyaları

Hava kararıyor. Işıklar daha yanmadı...Yandaki yazlık konağın pencereleri bomboş, perdesiz, çiçeksiz...... Su sesleri kesilir gibi oluyor. Yakacık tepelerinde gecikmiş yolcular iç geçiriyorlar. Umutla bekliyorlar. Kuşlar yorgun argın yuvalarına dönüyor. Sayfalar çevriliyor. Manastırın ürperti veren hazin çan sesleri, belli belirsiz, Süreyya Plajının yalı kalıntılarına doğru yankılanıyor... Su kulesi öylecene

Althar'ın Akıncıları: Altıngöl ve Ejderha

"Formdan düşüyorsun galiba Kuup," diye gülerek takıldı Sulvor. Kuup genelde işlerini sessizce bitirmesi ile ünlüydü.
Kuup yeleğinin gizli ceplerinden birine uzandı. Üzeri bir kumsaati deseni ve rünlerle işli oval, büyülü bir kaya parçası çıkardı. Rünlerden birkaçına dokundu.
"Formdayım," diye cevap verdi. Sinsice gülümsedi.

yazı resimYZ

Çoktan Kaçmış Tren

Tren yolculuğu samimidir, mütevazidir. Bir kere alışınca rayların o ritmik sesi bile güzel gelir insana, bir yerde bir tren yolu görünce bile insanın ilk trene binip çok uzaklara gidesi gelir. Ama artık öyle midir?

KİTAP İZLERİ

Sessizin Payı

Nurdan Gürbilek

Edebiyatın Vicdanı: Nurdan Gürbilek "Sessizin Payı"nda Adaletin Peşinde Siyasal kutuplaşmaların ve susturulmuş tarihin zeminini çatırdatttığı bir coğrafyada yazar nerede durur? Adalet arayışında edebiyatın sunduğu imkân
İncelemeyi Oku

İsyankar Ruhlar

Akşam karanlığı bastığında ateşler yanar, işte o zaman hüzün basar, efkâr basar. Kimse ayrılmak istemez. Şimdi birisinin araya girmesi lazım. Maymunluk yapması şart, onların gülmesi lâzım. Yoksa içleri parçalanacak dertten. Görev belli. En bedavacısı, en parasızı devreye girer. Kralın soytarısı gibi. Öyle şakalar yapar ki, öyle hareketler yapar

Bücür Zürafa

İstanbul Gülhane Parkındaki hayvanat bahçesinde zürafalar için oldukça geniş bir yer ayrılmıştı. Burada anne ve baba zürafa ile iki yavru zürafa kalıyordu. Onlar gün boyu geziyorlar, ziyaretçiler de onları seyrediyordu. Anne ve baba zürafa yıllardır burada bulundukları için durumu kabullenmişler, bu hayata alışmışlardı. Fakat yavru zürafaların canı çok

Portakallı Kek

Aslında öğretmenler odasında biraz dinlenmek istiyordum ama ne yapalım, okula yeni gelmiştim ve öğrencilerimi yakından tanıyabilmek için onlara zaman ayırmalıydım.

Piç Sadi Nasıl Paşazade Oldu...

Sübyanlar Yetiştirme Yurdu iki katlı, eski, büyük bir taş binaydı. Yurdun büyük avlusu cezaevlerini çağrıştıran büyük, parmaklıklı bir demir kapıdan şehrin en işlek ana caddesine açılmaktaydı. Ana girişi cadde tarafında bulunan ve yeni, betonarme bir bina olan müdür lojmanından avluya küçük bir arka kapıyla gelinebiliyordu.

Zeus'un Kızı; İtibar ve Kariyer

“ Benlik düzeyimiz yaşamımızı kendisine çeker. Ve her şey senden kaynaklanır. Gördüğün ve dokunduğun her şey senin varlığının, noksanlığının ve içindeki boşluğun dışa yansıyan görüntüsüdür. Yaşamda boşluklar yoktur. Eğer sen, kendini yeni bir biçimde düşünmeye ve davranmaya zorlayarak bunları doldurmazsan,bunu senin adına tüm zalimliğiyle o yapacaktır.” Tanrılar Okulu/

Topal Hayri

Yaşlı adamı belediye otobüsünde gören herhangi biri, genç, kadın hatta ondan daha yaşlı biri ona yerini verirdi. Bastonlu, tek ayağı, bir kolu sakat, tek gözlü ihtiyar acınacak bir durumdadır. Ayakta güçlükle durmasının sebeplerinden biridir ihtiyarlığı. Bir nedende sarhoşluğudur. Ağzından yayılan alkol kokusundan irkilseler de kanında dolaşan diğer maddeleri

Acı Acı Güldük

1 Kasım. Cuma. Yıl 1985. Bursa E Tipi den cezası on iki ayın altına düşen Siyasi Tutsakların, tarihinde ilk kez yarı açık bir cezaevine gönderilmeleri
Mudanya. Sıcacık bir sonbahar güneşi, parıldayan denizin yüzünü yalayarak geminin güvertesine çıkıyor, selam duruyor, gülümsüyor yüzümüze.

KİTAP İZLERİ

Kapak Kızı

Ayfer Tunç

Ayfer Tunç’un "Kapak Kızı" Romanı: Çıplaklığın Katmanları ve Toplumsal Yüzleşme Ayfer Tunç’un ilk olarak 1992’de yayımlanan ve daha sonra "zemin aynı zemin, inşa aynı inşa"
İncelemeyi Oku
Başa Dön