"Yazmak, aslında ölmek için bir bahanedir; okumak ise bu bahaneyi ertelemenin en zarif yoludur." - Umberto Eco"

Öykü > Bireysel

üzgün

Gecikmiş Papatyalar

Bak bunu sana pek söylemezdim ama, çok güzeldin, çok güzel... Dipdiri ve yumuşacık. Sana baktıkça kendi bedenimden iğreniyordum ben ve sana ayak uyduramadığımdandı bütün huysuzluğum.

üzgün

Sabır Dilencisi

İnsan hep sonsuza dek yaşıyacağını sanır ama kapı çalındığında gelen azraildir. işte o an anlarki film bitmiştir. Geriye dönüpte hiçbirşey telafi edilemeyecektir.Tek yol ...

karamsar

'O'

Ya hayallerindeydi sorun ya da karşısına çıkanlarda, ama her aşk öyle ya da böyle bir hüsrandı sonuçta.

üzgün

Yarım

Eğer bir aşkı yüreğinde öldürebilmek güçse, ne kadar güçlü olduğumu ispat ettim sana da kendime de. Her gün bir gün öncekinden daha eksikti yüreğim, ama bir önceki güne göre daha güçlü uyandım her sabah.

olumlu

Merak ve Azim

bazen istemediğiniz bişey en çok istediğiniz şey haline geliyor.elde olmadan bişeyler sizi sürüklüyor ve siz o oluyosunuz.kısaca insan istediği zaman her şey olabilir.

karışık

İlk Kitabım Tüm Kitapçılarda

Bu öykü; birbiriyle hiç alakası ve benzerliği olmayan iki kadının yollarının rastgele çakışması yani tamamen bir tesadüfün sayesinde yazılmıştır ve bu evrende hiçbir şey tesadüf değildir.

umutlu

Sesin Kokusu

Duvarları sessizlikten yapılı labirentin saydam mermer koridorlarının her bir yerine maskelerini bırakmayı seçti kadın... Öyle bir saydamlıktı ki bu, geçtiği koridorlarda bıraktığı tüm maskeleri bir bakışta görebiliyordu.. Anlıyordu ki bundan, onlar hep olacaktı, geri dönüp maskelerini koridorlardan toplayıp yerlerine koyacak ve öyle çıkacaktı buradan... Olsundu, bir an bile

karışık

Deniz ile Fasıl

Geçenlerde de çok sevdiğim bir arkadaşım elinde bir koliyle çıkageldi. Çok beğeneceğin bir doğum günü hediyesi aldım sana diyerek koliyi açmam için odama götürdü. Ne mi almış? Fasıl ile Deniz'i.

karamsar

Yusuf'un Halleri 1

Çalan saatle uyandı. Pencereden sızan ışık çarptı gözlerine. Günlerin uzadığını düşündü. Bir önceki gün de aynı saatte uyanmıştı. Sanki bu kadar aydınlık değildi. Odasının daha çok güneş alacağına sevindi. Saate baktı. Hala vakti vardı. Yatakta biraz daha kalabilirdi. O geldi aklına. O’nun, yaşadığı bu düzenli hayatı görmediğine bir

üzgün

Penceremdeki Işık

Kalbinin derinliklerinde deprem olurken, depremin sarsıntıları midesinde kasılmaya ve gözyaşlarının ardı arkasına akmasına yol açıyordu. Yalnızlık hissiyle kavrulan bedeni bütün uyarıcılara kapalıydı. Gayesizliğinin ötesinde ışıksız kalan kuşlar gibi sağa sola çarpıyordu.

KİTAP İZLERİ

Nohut Oda

Melisa Kesmez

Melisa Kesmez’in ‘Nohut Oda’sı: Eşyaların Hafızası ve Kalanların Kırılgan Yuvası Melisa Kesmez, üçüncü öykü kitabı "Nohut Oda"nın başında, Gaston Bachelard'dan çarpıcı bir alıntıya yer veriyor:
İncelemeyi Oku
Başa Dön