"Yazmak, aslında var olmayan okuyucuyu kandırmanın en zarif yoludur." - Franz Kafka"

Öykü > Aşk ve Romantizm

üzgün

Vedanın Böylesi

Bir bahar günüydü.
Bir gün önceden telefon etmiş, ısrarla, yalvarırcasına söylemişti.
\--Yarın bütün gününü bana ayır lütfen..!
\--Tamam, dedim

üzgün

Sen Varken Ben Yok Olamamya

Aç kalbinin kapılarını ardına kadar ve al beni içeri, sonra sıkı sıkı kapat kalbinin kapılarını ve kilit üstüne kilit vurup, pencereleri kapatıp, perdeleri örtüp sar beni sevginle.

üzgün

Sevgilicilik Oyunu

Gözlerimi açıyorum. Sonra üzerimdeki çarşafı atıyorum, sonra kolumdaki hortumu hızla çekip çıkarıyorum… Kalkmak istiyorum ama yok, yapamıyorum. Etrafıma bakıyorum. Birileri yemek yiyor. İçerisi sıcak, havasız. Bu hastaneler neden hep aynı kokar. Bayılacağım şimdi diyorum kendime.
Güneş içeride.
Güneş doğmuş demek.
Kıyametin kopmadığı

karamsar

"Al Beni Ne Yaparsan Yap"

Bilmiyorum sıcaklığını, hissetmedim hiç şimdiye kadar. İsteyerek reddettim, sıcaklığını hissetmeyi. Korktum sanırım, alışırım da hep isterim yakınlarımda olmanı diye, belki de. Sende ne çok şeyi sevdim aslında ve ne çok şeyden nefret ettim sende...

nostaljik

Bekle Gülüm Belki Bir Gün...

Aşk, âşıkları hatırlatır, dile düşmüş âşıkları, masallara konu olmuş âşıkları. Aşk mecnunu hatırlatır. Aşkından “şaşkın” halde gezen Mecnunu…
Sevgi, sevgiliyi hatırlatır. Sevdalıyı, sevmesini bilen sevdalıları. Sevgi, Leyla’yı hatırlatır. Sevmesini bilen, ama hep sessiz kalan Leyla’yı…

olumlu

Masal - A Aşk II

Gün Dağı’ndan gelen nehir aşkın nehri, Doğanur nehrin ışığı oldu. O nehirden su içenler bir daha asla sahte aşkın susuzluğuna kanmadılar.

romantik

Aşkın Sırat Köprüsünde Tango

Adam yemeğini bitiren biri gibi geçmişini dudağına götürüp son kez sildi. Ve masanın üzerine bırakıp yeni bir ilke doğru ilerledi. Kadın, geleceğini serdi önüne. Hayatının en güzel yemeğini tatmak üzere önündeki ordövrü kenara itti. Adam, bir insanın kaderine yaklaşması gibi yaklaştı.

olumlu

Ağaçlara Fısıldayan Adam

Ferhat her zaman ki yaptığına nokta koymak istiyordu. Bunu nasıl yapacağını bilmiyordu. Bir çaresi olmalıydı. Ya odunları kırarken kulağına gelen seslere aldırmayacak veya artık ağaçlara fısıldamayı kesecekti. Ferhat ağaçlara fısıldamayı biliyordu. Yapması gereken ağacın içinden kendi içine görünmez bir ışığın nurun aktığını düşünmekti.

Başa Dön