Haydarpaşa Yolcusu
Bazen de ‘’Benim de ışığım olur musun?’’ diye koşar adımlarla aşkına kavuşmak isteyen, yaşlı gözlerin ve yorgun bedenin sahibi bir Haydarpaşa yolcusu oluverir.
"Yazarlık, kahve tüketimini artırmanın ve uykusuzluğu sanatsal bir erdeme dönüştürmenin en meşru yoludur." – Franz Kafka"
"Yazarlık, kahve tüketimini artırmanın ve uykusuzluğu sanatsal bir erdeme dönüştürmenin en meşru yoludur." – Franz Kafka"
Bazen de ‘’Benim de ışığım olur musun?’’ diye koşar adımlarla aşkına kavuşmak isteyen, yaşlı gözlerin ve yorgun bedenin sahibi bir Haydarpaşa yolcusu oluverir.
Toparlandı, soba sönmüş, odanın içerisinde soğumuştu.
‘’Hepsi rüyayıymış, keşke gerçek olsaydı’’ deyip, yorganının altına girdi ve derin bir uykuya daldı.
Öyle büyük bir sevda da değil aslında. Cahilliğimdi seni sevişim, emanet kelimelerdi sevdamı anlatan. Uyduruk bir romanın ucuz bir repliğinden oluşuyordu her şey...
Bu sefer giderken içinden geçtiğim bütün şehirler bana inat ıslak ıslak bakıyorlardı yüzüme. Neden sorusu vardı sollamak serbest çizgilerinin üzerinde.
Geri dön diyordu bir U dönüşü yapılmaz levhası bile.
Ben giderken hep ama en çok seni bırakırdım ge
bir mevsimdi sonbahar sevmemiş olana . seven bilirdi bir sonbaharın tadını çatırdayan sarı yapraklarla bir onlar ağlar ben gibi
Bizim ailede; ihtirasları yüzünden etrafını muzdarip eden çoktur. Ben; beklide bu yüzden hislerimden ziyade aklımla yaşamak istedim.
İnsanın sevdiği bir ev olunca kendisine mahsus bir hayatı olur. Etrafımdaki her şeye kendi içimdeki saadet duygus
Umudun Bi̇ti̇ği̇ Yerde Her Zaman Yeni̇ Umutlar Bekler Bi̇zi̇ Yeterki̇ Onu Gömesi̇ni̇ Bi̇leli̇m
Ali içerideki kanepeye uzanmıştı... Kalbinde değişik bir sızı vardı. İçin için yanıyordu. Kim bilir, Elif şimdi nasıldır ve ne yapıyordur? Tam o sırada kapı yavaşça açıldı. İçeriye usulca birisi girdi. Bu Eliften başkası değildi Ali'nin kalbi hızla çarpmaya başladı. Nasıl oldu da geldin Elif? diyecek oldu, soramadı. Kelimeler
Uzun zamandır yaptığı gibi saymaya başlamadan hızla kalktı; hemen banyoya gitti; duşa girdi. Sıcak suyun, vücudundan kayıp gitmesini izledi bir süre. Ama sayılar, sulardan daha hızlı hareket ediyordu. Bir, iki, üç,beş, dokuz derken, on sekizde durdu beyni
Saat mişli geçmiş zamanın hikayesini iki geçiyordu seni ilk gördüğümde. Şimdi gelecek zamanın herhangi bir evresinde seni bekliyorum ...
O iri, laciver gözleri hiç değişmemişti, yirmi iki yıl sonra, aynı masumiyet, aynı sevgi, aynı şefkat, aynı derinlikte bakıyordu Nüsapel.
Benim sevgi anlayışım farklı. Zamanla duygularım olgunlaşır, sevgiyle yoğrulur, sevgi yoğunlaşır aşka dönüşür. Ama şu an için kendi anladığım anlamda bir sevgi ve aşk sözkonusu değil, olamaz da. Sadece sana karşı bir ilgim var, yeterince tanımıyorum, sen
Sonra da yeniden aramaya başlıyorum, seni.
Seni suçlayamam.
Vefasızmış, diyemem.
Sensiz de yaşayamam, inan...
Yorulmadan, usanmadan seni seviyorum.
Akşam geç saatte geldi evine adam,yorgundu.Tüm gün yoğun geçen işlerinin ağırlığı yormuştu bedenini.Önce sıcak bir duş almalıyım dedi kendi kendine,sonra sıcak bir yemek,ardından da sıcacık bir yatakta önce hayaller sonra rüyalar olmalı dedi.İçinden,belki
-Böyle şeyi ilk kez yaşıyorum. Çok arkadaşım oldu, konuştum, görüştüm, beni sevdiğini söyleyenler de oldu. Ama hiç kimseye karşı bu kadar yoğun duygu seli hissetmedim. Sabaha kadar seni düşündüm. Sabah seni görebilmek için cama çıktım, görünce çok sevindi