Sonbahar Güneşidir
Sonbahar hüzünlüdür, insanların son baharları da başka hüzünlerle dolu. Rüzgârlar da sert eser, savrulabilirsin de.
Saygılarımla.
"Edebiyatın acımasız kuralıdır: Okur, yazarın ölüsüyle dans etmekten daha çok zevk alır." – Edgar Allan Poe"
"Edebiyatın acımasız kuralıdır: Okur, yazarın ölüsüyle dans etmekten daha çok zevk alır." – Edgar Allan Poe"
Sonbahar hüzünlüdür, insanların son baharları da başka hüzünlerle dolu. Rüzgârlar da sert eser, savrulabilirsin de.
Saygılarımla.
Öyküdeki anı defterinin gerçek olup olmadığı çokca sorulan bir soru.Gerçek veya değil...Ne farkeder ki!
İzmir 1 Nolu Sıkıyönetim Komutanlığı'nda süren davamız nihayet bir karara bağlandı. Hakkımda istenilen 5 yıllık ceza da onaylanmış oldu. Ama avukatlarımız temyize başvurdular. Sonuçlanması birkaç yıl sürer dediler.
'Gün Aşımı, kitabımdan aldığım öyküdür. Alt tabanda yaşanan sömürücülüğün tipik bir örneğidir. Bekçi İmdat örnek bir davranışla bu görevden ayrılmıştır.
O gün günlerden Pazar’dı.Bindiğimiz taksinin penceresinden giren rüzgar saçlarımı dağıtıyordu.Gecekonduların bolca bulunduğu Zeytinburnu’nda bir evin önünde durdu araba.Nasıl bir evdi,merdiven çıktık mı çıkmadık mı hatırlamıyorum.
Genç kadının bir suçlu gibi pişmanlık içersindeki bu ruhsal görüntüsü karşısında bende meraklanmıştım. Yine de onu teselli etme gereğini duyumsadım:
Belki kutsal,belki de değil.Bunun tartışması bana düşmez;fakat bunu yine de benim aklım almıyordu.Sırf sevgi olduğu için en aşağısı kutsal kabul edilen bir şey olabileceğini düşünemiyordum.
Çorlu orduevinde tatbikat var, (belki hatırlarsınız şu Hora olayını, tatbikat onunla alakalı) her yan harita.
Bir ara birkaç televizyon kanalında yemek yarışmaları yapılmıştı. Medyasıyla bilinen yiyenleri çok ülkede,
-Yemekteyiz- tabirinin sırıttığı kanısındayım.
Babam, her sabah pırıl pırıl tıraşını olur, öyle çıkardı evden; bir kere bile kirli sakalla golaştığını görmedim onun.
Her sene yılbaşlarında hindiler, tavuklar kesiliyor. Bu hindiler, tavuklar hayvan değil mi? İspanyada matadorların katlettiği boğalar ve kafası çekiçlerle patlatılarak avlanan fok balıkları, Çinde kesilen köpekler hayvan değil mi?
İnsanlık tarihi boyunca hemen bütün dinlerde kurban uygulaması mevcut olmuştur. Aralarında biraz farklılıklar bulunmaktadır ama yine de
Bir ara "sahildeki o yaşlı adamın aşina mavi gözleri" yine aklıma düşmüştü.
Kimdi? Ve hala kimliğini çözemediğim bir sırrın beynimdeki geri dönüş-ileri dönüş filmin şeritlerini sararken eşim ağzıma pirzolayı uzatıp;
"Daldın yine tabağındakiler hala duruyor,yine nerelerdesin?" diye sorduğunda o ana yeniden dönmüştüm.
Akça pakça pirupak kızımız melek oldu/
Vedasıyla gönlümüz lebalep hüzün doldu.
07.03.2017 İbrahim Kilik
Babam, elinde benim tasdiknamem ile ablamın Eskişehir Doğumevi Hastanesine tayin olunduğuna dair bir yazıyla, Ankaradan doğruca Seyitgaziye gelmişti.
Binlerce ev, iş yerleri, sokaklar, binlerce asker tarafından basılıyordu. Ahşap binaların kapıları dipçiklerle kırılıyordu.Yine kadınların, çocukların feryatları arasında erkekler pijamasıyla sürüklenerek sokağa fırlatılıyordu. On beş yaş üzeri bütün erkekler gruplar halinde toplanıyordu. Yerde tekmelenenler, postallarla, joplarla, dipçiklerle, dövülen insanlar eller havada olduğu halde yürütülüyordu. Kimse ne oluyor diyemiyordu.
aleköy sahilindeki askeri kampın gerisinde karadut ağaçları vardı. Denizden çıkıp karadut ağaçlarına tırmanıp bol bol dut yedik. Karadutun tadını bilenler ağaca çıkan kişinin temiz kalmasının mümkün olmadığını da bilirler. Önce korunmaya çalıştık. Ama olmadı, baktık hepimizin bir yerleri boyanmış. İlerleyen dakikalarda işin çivisi kendiliğinden çıktı. Baktık ki temiz
Çocuklar bizim geleceğimizin küçük birer kandilidir.Yolumuzun aydınlık olması için onlara iyi bakalım.
Yaşlı amca, markete girdi. Ben de arabada radyoyu açıp müzik dinlemeye başladım. Kendi kendime gülüyordum. Aldın mı başına belayı? diyordum.
On dakikadan biraz fazla zaman geçmişti. Yaşlı amca hala görünürde yoktu. Kendi kendime Söz verdin, çaresiz bekleyeceksin diyordum.
Yüreğimden bir çığlık kopmuştu adeta.
Hızla ikinci kez yanımdan geçerken, o açık pembe şişkin meme uçlarından kan, fiskiye gibi sütle birlikte fışkırmaktaydı.
O yıllarda neredeyse bütün çocuklar yoksuldu. Aramızda varsıllar olmadığından belki bizler deryadaki balık misali yoksul olduğumuzu bilmezdik. Yoksul olmanın en kötü tarafı elbiselerinizin eski ve yamalı olması, sofranızda lezzetli yemeklerin bulunmaması değildir. Yoksulların anne babaları çok sinirli olur. Ve onların çocuklarının payına ekmekten çok dayak düşer.
Şule Gürbüz