... Tökezliyorum...
.....…………çekilin üzerimden….
……….acılarınızı üzerimde düşünüp yormayın beni…..
……………yeterince ağırlaştım…..
"Bu kadar çok yazar varken, neden herkes hala aynı kitabı okumaya çalışıyor ki?" - **Mark Twain**"
"Bu kadar çok yazar varken, neden herkes hala aynı kitabı okumaya çalışıyor ki?" - **Mark Twain**"
.....…………çekilin üzerimden….
……….acılarınızı üzerimde düşünüp yormayın beni…..
……………yeterince ağırlaştım…..
Dünyanın en eski yerleşim birimlerinden olan bu bölgedeki Sodom ve Gomore Şehirlerinin kalıntıları ile Kumran Mağaraları yazmaları(Lut Gölü Yazmaları) esrarını korumaktadır. Dünyanın bu deniz seviyesinden alçak alanı tarihi geçmişindeki nice sevap ve günahlarıyla ayakta olup yaşamağa devam etmektedir. İsrail’in sanayi artıkları ve küresel ısınmayla aşırı buharlaşan göl fiziki
“Yokluğunda biriktirdiğim bu cümleler, ocak ayı sabahlarına hediyem olsun…
Ve sana…”
Her dönemin kendine özgü bir “trendi” vardır. Kimi dönemler insanlık adına önemli “yükseliş”lerin tanıklığını yaparken (örneğin Reform, Rönesans, Aydınlanma, Ekim Devrimi vb.), kimi dönemler de tam tersi bir pozisyon alarak “inişe” geçer. Yani “tarih” dediğimiz hikâye klasik giriş-gelişme-sonuç (serim-düğüm-çözüm) hattını zaman zaman terk eder, inişli çıkışlı vadilere, patikalara
Yok olmak aslında karanlığın içerisinde, ışık varken bile. Yok hissetmek kendini aslında var olduğunu bile bile. Ne kadar da zor aslında yalnızlık, paylaşılabilinicek biri bulunamadığında artık, yani bir bakıma da yok olmak göz kamaştırıcı varlığın içer
Kolay olan ölümdür,zor olansa sevmek ve onun yükünükaldırabilmek. işte dünyanın tek gücü!
Akşam evde bağdaş kurup oturacağım ve çocukluğumdaki gibi yıldız şehriyeleri suluboya ile rengarenk boyayarak kolyeler yapacağım. Dilimde
eski bir reklam şarkısı olacak. BİZ PIYALECİYİZ, ONLAR PIYALECİLER, SİZ PİYALECİMİSİNİZ.???… PIYALEEEE...
Oturduğumuz ev. Demir Apartmanı'nın altıncı ve en üst katıydı. Pencereden sepet sallıyor, "Bakkal Dimitri!" diye bağırıyor, sonra da apartmanın tam karşısındaki binanın altındaki bakkalından Dimitri çıkınca da herkese duyura duyura siparişimizi veriyordu
Acım acınla birleşti... Büyüttü içindeki yangını... Hiç doğurmasaydım dedin mi? KEŞKE dedin mi?
Bayaramlarada cocukların gözlerinde ışık, ayaklarında ayakkabılarımı arıyorum
Küçük kasabamda küçük insanlara inat, dik, keskin, sivri ziryeye tırmandım. Ve tüm kente "Savaşa Hayır" diye haykırdım! Soluğum kesilene, damağım kuruyana dek... Yazık ki aşağı indiğimde kimsenin beni duymadığını anladim. Hain rüzgar! Tüm kelimelerimi yut