Sarıldım Sana...
Dün sarıldım sana...İlk kez sarıldığım gibi, sanırım son kez sarıldım...Yazdım ve bunu da tükettim...
"9 Kasım 2025 mü? Ne yani, 2024'ün fiyaskolarını hala temizlemeye mi çalışıyoruz?" – **Kurt Vonnegut** (kurgusal)"
"9 Kasım 2025 mü? Ne yani, 2024'ün fiyaskolarını hala temizlemeye mi çalışıyoruz?" – **Kurt Vonnegut** (kurgusal)"
Dün sarıldım sana...İlk kez sarıldığım gibi, sanırım son kez sarıldım...Yazdım ve bunu da tükettim...
Şafak sökerken uyanıyorum, sessiz şehrin sokaklarında rüzgarın gıdıkladığı yaprakların sesi var. O ses... Yine duyuyorum...
Bazı kokular geçmişten gelir demiştin. Çocukluğumuzun esintilerini dolaştırırlar yüzümüzde. Açık kalmış bir çeşmenin etrafında- yeşermiş yosun kokuları,toprak kokuları dolaşır- ince su arkları üzerinde kurduğumuz kırılgan köprülerin.
Benim olmayan bir masal kahramanım vardı… Masaldaki gibi öperek uyandırsın istemiyordum! Tam tersi elleriyle gözlerimi kapatsın istiyordum. Gözlerimi kapatsın ve ona yaslanarak uyuyayım. Hem de öyle bir uyku olsun ki bu , sonsuza dek sürsün
Sonları çok yaşadım üzülmem fazla ki sen benim paşa torunu kalbimi üzecek adam değilsin.
Belediyenin koymuş olduğu bankta boğazın muhteşem seyrine dalmıştı.Karşıda pırıl pırıl parlayan ‘‘Dur Yolcu’ şiiri boğazdan gelip geçen bütün insanları selamlaya dursun,Kilitbahr Kalesinin boğaza nazlı bir ceylan gibi bakışı sarhoş olan denizin aşkını ispatlamak için gözyaşlarını kıyıya vurmasına neden oluyordu.Herkesin uykuda olduğu bir saatte deniz ona unutamayacağı bir resital
insan her damlada iniş ve çıkışlar yaşar. neden mi ? çünkü her insan bir liman arar ve bulana kadar çabalar buluncada kaybetmek istemez ...ama bir gün : elinden kayıp giderse yok olursa ölür ,ölümü göze alır . ah ah
Afrodizyak etkisiyle kokusu insanın aklını başından alırken; fazlası her zaman kalbi yorar sıkıştırır nefesini daraltır. Ama insanoğlu vazgeçmez aşktan.
Zaman gecenin bilmem kaçı, yağmurlu bir gece, aklımda sevdiğim... Yazılır yine bir aşk feryadı gözünü seveyim...
Seni seviyorum ama ....... diye başlayan konuşmayı unutmam mümkün mü? O AMA her şeyin sonuydu , gittin ve şimdi başka biri var hayatında. Aşkımız o güller gibi soldu. Ama ben senden kalan o güllerden bir tane sakladım , hep saklayacağım. O gül bana aşkın ne boş, acı veren
Günler günleri telaşla kovalıyor, aylar ayları takiple kapatıyor. Fakat yüreğim yırtıldığı, rüyalarım kırıldığı halde yine yoksun. Yoksun kalan hicran derdimle, sensizlik sessizliğinde karanlığın giysisini giyen gölgeni arıyorum.
Belki de son defa canım diyorum sana. Canım; otobüsüme bakmayı unutma, beni unutma..
gölgesi kendinden büyük kuşkunun…
ince bir sızı gibi ansızın…
bölüp geçiyor zamanı…
ya değilse?
Kangren gecelerimin umududur sevmek. Ve yazamadığım şiirlerimin, gönderemediğim mektuplarımın hikayesidir içimde çağlayan gibi akıp duran…
Var sanılan aslında her zaman yoktur. Bazen yanımda dediğin aslında çoktan yok olmuştur.
Aşktan, umuttan, kendinden vazgeçmiş insanları düşününce, onlar adına üzülüyorum.Oysa; Aşktan , umuttan hele de kendinden vazgeçmek nasıl da hastalıklı bir hadise
Zülfü Livaneli