Eskisi Gibi Değilim.
Şimdi ayrılığın derin zamanlara vurulmuş prangalar gibi.Çehremde çözümü zor bilmeceler.Enginliğin, derinliğin esrarı bakışlarımda.İçimde uykusu olmayan geceler....
"Yazmak, varoluşsal bir bunalımın, en azından bir süreliğine, başka bir varoluşsal bunalıma dönüşmesidir." - Franz Kafka"
"Yazmak, varoluşsal bir bunalımın, en azından bir süreliğine, başka bir varoluşsal bunalıma dönüşmesidir." - Franz Kafka"
Şimdi ayrılığın derin zamanlara vurulmuş prangalar gibi.Çehremde çözümü zor bilmeceler.Enginliğin, derinliğin esrarı bakışlarımda.İçimde uykusu olmayan geceler....
15 dakika önce msn Messenger’da.
Erkek – Oğlum bana biraz müsaade. Yazım geldi yazacağım bir şeyler.
Daskalos – Tamam. Ama bitince gönder.
Erkek – Tamam yollarım.
Daskalos – Bekliyorum.
Aşkını sevgiye dönüştüren ve sevgisinin içerisinde saygısını koruyanlara...
Yüreğime dokunan yüreğin, bütün benliğimi kor kor yakacak ve içli bir kemanın tellerinde dile gelen nağmeler gibi yüreğim çaresizce sızlayacak.
Çocuklar çiçektir, okullarımızın, evlerimizin vazgeçilmez süsleridir. Her çocuk toprağın bağrında açan bir çiçektir. Kimse çiçeklerin daha az renkli olduğunu söyleyemez. Güllerini budayıp, dikenlerini besleyemezsiniz.
Sevgiye susamış, sevgiyi arıyordu ben onu sevdiğimde.
En anlamlı bakışlarıyla önce umutlandırır, ardından bir uçurumun kenarına yapayalnız bırakır giderdi.
Bu sevdadan ben çaresiz, yorgun, umutlu kalakalırdım öylece.....
anlatabilmek seni... en yüklü duygularla yaşanmış sevdaların, yanında ancak keleme kalabilecek büyüklüğünü anlatabilmek...
Sıcacık bir rüzgar esti,yaprakların melodileri... Ve bir dakika bakıştık. O derin sevgi dalgalarını anlıyorum, kırık mavi, bazen de yeşile çalan gözlerinden...
nedense hep güzel şeyler için geç kalırız yada kalmak zorunda bırakılırız ama bari bir kez olsun geç kalmayalım
Reçetesi 24 saate uzatılmış bir ömür tıkanıklığı bendeki. Sendeki duyarsızlık yaşımın yargısız infazı.
Güneşin sıcaklığını yansıtarak belki buralardan aynı sıcaklığı seninde hissetmen temennisiyle kuruyorum cümlelerimi
Nedir ki o kavram nasıl olsa akıp gitmiyormuyuz damla damla mısralara
Ne önemi var ki dolunayın,yıldızların,gecelerin
Onlar da sessiz değil mi inadına ....
Dilim öyle bir of çeker ki. Kurur düşlerim, gözlerimdeki yanardağlar söner, gözbebeğindeki fırtınalara tutulurum... Mızrap amansız değer yüreğimin tellerine... Alınların aşındırdığı seccade duyar da sen duymazsın...
meğer ne kadar da küçükmüşüz o sonsuzlukta ne kadar da çaresizmişiz yaşamda bir ömür boyu sevgiye
Şafak sökerken uyanıyorum, sessiz şehrin sokaklarında rüzgarın gıdıkladığı yaprakların sesi var. O ses... Yine duyuyorum...
Dün sarıldım sana...İlk kez sarıldığım gibi, sanırım son kez sarıldım...Yazdım ve bunu da tükettim...
Şebnem İşigüzel