Yazılarım - 2
Tüm sevda öykülerinden bir esinti vardı sanki onun kıvrak zekasında, içten gülüşünde, arzulu gözlerinde.
"Kitaplarımı yakmayın; çünkü yakarsanız, o zaman hakikat denen şeyin ne olduğunu bilemezsiniz." - John Milton"
"Kitaplarımı yakmayın; çünkü yakarsanız, o zaman hakikat denen şeyin ne olduğunu bilemezsiniz." - John Milton"
Tüm sevda öykülerinden bir esinti vardı sanki onun kıvrak zekasında, içten gülüşünde, arzulu gözlerinde.
sanki bir yerden başlamak gerekse cümlelere yada kelimelere hep içindeki o saklamaya çalıştığın ruhundaki gizli yaralar ortaya çıkıyor
Bugün ilk kez zaman bularak, şiir bölümünü bir müddet inceledim; şiir niteliği olmayan bazı denemelerin sıralamaların başlarında da yer aldığını görüp, şaşırdım...
Sonra şampiyon(!) şiirlere tıkladım ve gördüm ki, çok sayıda yorumlar yapılmış ve şiirler
Arka-daş , olsa olsa arkalarımız aynı olabilir. Yüzyıllardır abartılmış bir kavram arkadaşlık. Özünde bencil olduğumuz gerçeğinin en kat-i örneklemesi olmasına rağmen yanlış algılanan, yanlış yorumlanan bir kavram. İdeal bir arkadaşlığın süresi ne olmalı ?
zaman geçerherkes geçer yollardan geriye izler kalır,ir kuru yapraktır sonbahar hatırlamak için
“Gözlerindeki ışık, kendi dünyanı aydınlattı gözlerimde. Gördüklerim içimi ısıttı. Isındım sana. Sana ısınmam için ne haftalara gerek var, ne seni sevmem için yıllara...” Bir insan bir insanı ne kadar sürede sevebilir?
Saçlarını örmüşsün..Her iki yanından, omuzlarına düşüyor yakalarının üzerinden.. /Şakaklarımın hizasında sıcaklığı teninin...
Sana geleceğim…
Göğümdeki yıldızları tek tek topladı sevgi haramileri… Ayışığı çekti ışığını karanlık geceden. Bitimsiz bir heyula çöktü el ele gezdiğimiz şehirlerin üzerine. Hasretin suları kabardı gönül ırmaklarımızda. Hüzün saati sensizliği gösteriyor beklenen günün şafağında. Masmavi göklerin en uzak köşesinde hayalin beliriyor. Gözlerin biraz nemli, kirpiklerin
Sadakat,ihanet ocağıdır aslında. İhanet bütün gücünü sadakatten ve sadakat beklentisinden alır. İhanet sadakatin güçsüz yanıdır.
İnsanı en çok aranmamak yokluğa terk edilmek yorar/üzer.Aynı coğrafyayı paylaşmasak da onu arayıp soruyor muyuz?Hele de bu’iletişim’ çağında .İletişim kavramına vurgu yapmak isterim.Çünkü televizyonuyla radyosuyla,cep telefonuyla, faksıyla hasılı bütün kitle iletişim araçlarıyla üzerimize abanan bir zaman dilimini yaşıyoruz ancak yalnızlık ,paylaşmamak had safhada
Âdemin sulbü ve meşrebi,
Sosyal ve psikolojik analiz gerektirir.
Âdem mükellef oluncaya kadar elbette ki masumdur. Sabiliğin cazibesi bir emanet olarak masun,
Ve şefkate muhtaç olmasıyla bağlantılıdır.
Pembe yalanlar,beyaz yalanlar varmış!!! Yalanın pembesi,sarısı,beyazı mı olurmuş....Yalan yalandır işte...
Şermin Yaşar