Rodin ve Şair
Rodin, 'Düşünen Adam' heykelini ilk yaptığında eserine 'Şair' adını vermiş, çünkü o niyetle başlamış.
"Her yeni sabah, içinde keşfedilmeyi bekleyen bir hikaye taşır; kelimelerle hayat bul ve dünyayı güzelleştir."
"Her yeni sabah, içinde keşfedilmeyi bekleyen bir hikaye taşır; kelimelerle hayat bul ve dünyayı güzelleştir."
Rodin, 'Düşünen Adam' heykelini ilk yaptığında eserine 'Şair' adını vermiş, çünkü o niyetle başlamış.
Benim küçük şiirimdiler. Tıpkı küçük bir kasabayı andıran. Herkesin birbirini tanıdığı, insanların birbirine bir dağ gibi yaslandığı bir kasaba gibiydiler. Orada insanlar o kadar dağlaşırdı ki kendini gökyüzüne yakın hissederdin. İşte orada yakınlık böyle kurulurdu. İnsanlar birbirlerine, dağ, ova, deniz, göl, bağışlardı sanki. Kendini bazen bir martı, bazen
Ben de bir bayanım; lakin,fakat,ama,mamafih... İşte böyle !
Sakın! dar vakitlerde giyindiğin hıçkırıkları da alıp yanına, vicdan azabı olarak çıkma karşıma...
Adın bir "hoşçakal" oldu dudaklarımda...
Damla Damla Hayati Anlatir Karanliği Aydinlatan Bi̇r Mum.... Ve Onun Ti̇trek Alevi̇....
Bir yolculuğa başlıyorum. Kim yolcu? Yolcu kim? Belli değil. Hanlar yok, kervansaraylar yok.At arabaları yok, yağmurda tahta tekerlekleri kayan.
Ayın yirmi biriydi güzelliğin,,,,Gitmelere yıkandım,sana çekildi sularım...Eski bir kilisenin anahtarını bıraktım avuçlarına,kimse bilmedi...Belki sen bile hissetmedin...On dördü yerin dibine girdi utançtan..Ayın yirmi biriydi güzelliğin...
Yıllar önce karşılaşıp çok sevdiğin,sonradan kaybettiğin bir hayalin peşindesin hala.Gerçek hayatta olmayacak bir sevda arıyorsun.Bu son kanıtıydı yalancı aşkların…Seni incitip kıranlara inat ve kendi seviyen bir çoğundan üstünken sen yolunda devam etmelisin.Çok sevmediğin ama gerçekten sevildiğin bir kalbi beklemelisin bundan sonra.
Ben seni kaybetmek pahasına yaşamayı göze almışım, yokluğundan başkası acıtmaz yüreğimi...
Lakin o günkü karpuzlar şimdiki karpuzlara benzemiyordu. Kabukları siyaha çalan koyu yeşil, çekirdekleri simsiyah… Tadı mı? “Anzer Balı” gibi olurdu. Şırası bile koyu ve yapışkandı. Şimdi öyle mi? Şimdi ne karpuzundan ne de insanından…
Nedensiz ve zamansız özlemeli bir yudum kahveye eşlik edip belki sessizliği paylaşmayı, aynı odayı solumayı. Gökyüzünü aynı anda görüp güneşi birlikte uyandırmayı….
Dost dediğin yanında çıplak kaldığında tedirgin etmemeli seni. Sevmeli ve sahiplenmeli dost gönülleri...