Bilge kiþi her þeye þaþan kiþidir. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
120 I. "Bu çok zor ve aðýr vatan vazifesine gönüllü olan bir adým öne çýksýn… Yavrularým! Evlatlarým! Bütün haklarým, emeklerim hepinize helal olsun! Helal olsun! Helal olsun!" "O gece hayatýmýn en kararsýz anlarýný yaþadým. Bir yandan çaresizce silah bekleyen binlerce asker, subay, Süleyman: Harbin tam ortasýnda cephesiz kalmýþ her evden bir Süleyman, her evin bir oðlu, bir babasý ve diðer yandan hem çocukluklarýna doyamamýþ, bahar yaþamamýþ fidanlarýmýz. Hiçbir þey yapamadan yüreðimin bir yarýsý, gitmeyin çocuklar, yapmayýn diye yalvardý, haykýrdý. Diðer yarýsý ise durmayýn, koþun hemen gidin, dedi" II. Yüreklerini inançlarýyla ortaya koyan bir neslin filmidir 120. Yaþlarý 12-17 arasý deðiþen, yürekleri büyük, kendileri küçük çocuklarýn hikâyesidir 120. Hayatlarýnýn baharýnda, oyun çaðýndaki çocuklarýn sýrtýna yüklenen aðýr sorumluluðun altýndan alýnlarýn hakkýyla çýkan fedakâr çocuklarýn destanýdýr 120. Aðýr kýþ koþullarýna, taþýdýklarý silah sandýklarýnýn aðýrlýðýna, erzak çuvallarýnýn aðýrlýðýna aldýrmadan, yorulmadan aldýklarý vazifelerin sorumluluðunun azmiyle yol alanlarýn inanýlmaz hikâyesidir 120. 120 çocuk, bugünün 'Ben Nesli'ne ekranda yansýyýnca duygulu anlar yaþattý. Müziðiyle yarattýðý atmosferdeki duygusallýk hayranlýða dönüþtü. Seyirci bir an kendi gerçeðini unuttu tarihi geçmiþini unutmasý gibi. Seyirci dramatik, duygusal olan her filme göstereceði tepkiyi 120'ye de gösterdi. Iþýklarýn yanmasýyla gözlerin kamaþmasý gibi, zihin ve duygularda kamaþarak kendi gerçekliðine döndü. Ve perdeye yansýyan cesur yüreklerin çileleri on, on beþ dakika sonra unutuldu. Peki, 117 dakikada unutulan seyircinin gerçeði neydi? Yaþ 12-17 her istediðini elde etmenin hýrsýyla yanýp tutuþuyor. Marka giysilerle, ayakkabýlarla tatmin olamayan, özel oda, bilgisayar, TV, cep telefonu, dolgun harçlýklarýyla canlarý sýkýlan, her arzusunu bir komutta yerine getiren anne babalarýn çabalarýna burun kývýran bir seyirci 120'yi izledi. Kaprisli, çokbilmiþ tafralarýyla kimseyi beðenmeyen, herkese tepeden bakan, paylaþýmdan nefret eden, chatle sanal âlemde yaþayan ve bilgisayar oyunlarý dýþýnda oyun oynamasýný bilmeyen bir seyirci vardý 120'yi izleyen. Sorumluluk nedir bilmeyen, hayatýný bahaneler ve yalanlar üzerine kuran bir nesil 120'yi izledi. Hayattan ne istediðini bilmeyen, asi, kendini gerçekleþtirmek adýna tuhaf davranýþlar sergileyen, sevgi ve saygýyý bilmeyenler 120'yi izledi. Hayatý yorulmadan, emek vermenden kazanmanýn peþinde koþan, agresif ve bunalýmdan baþýný kaldýramayan bir dönem gençliði 120'yi izledi. Ya bu gençleri bu hale getiren ailelere ne demeli? Sevgiyi, hoþgörüyü, saygýyý ve sorumluluk almayý öðretememiþ ebeveynler izledi 120'yi. Çocuklarý baþlarýndan atmak için istedikleri her þeye evet, tamam diyen, sýrf dizilerinin baþýndan kalkmamak adýna çocuklarýn her yaptýðýna göz yuman anne babalar izledi 120'yi. Ve uzayýp giden bir neslin gerçeði. Ýþte 120'yi izleyenler ve o an gerçeklerini unutanlar bunlardý. Tarihini bilmeyen bir þehrin insanlarý, þehrin göbeðinde 120'yi temsil eden anýtýn neden oraya konulduðunu bilmeyen bir neslin varlýðý gözden kaçmamalýdýr… III. Dönem filmi yapmak ve seyirciyi dönem filmlerine çekmek zordur. Dönem filmi yapmak zordur; o dönemi tarafsýz ve net karelerle sahnelemek ve genel kitleye hitap etmek çok ciddi beceriler, donanýmlar ister. Bir de dönemi yansýtabilecek imkânlar ve teknolojiye sahip olmak gerekmektedir. Dönem filmlerine seyirciyi çekmek zordur; toplum olarak tarihe karþý ilgisiziz. Tarih filmlerini pek sevmeyiz. Hele aksiyon, sanatsal eylemler, küfür-argo-belden aþaðý, abuk sabuk espriler olmayan filmlere gitmeye hevesli deðilizdir. Ayrýca dönem filmlerinin okumayý, araþtýrmayý gerektiren bir yönü vardýr. Seyirci ise düþünmek ve sorgulamaktan ziyade kendini yormadan zaman geçirmek için sinemaya gider. Ýnsanýmýzýn onca sorunlarý varken stres atmak adýna sinemaya giderken bir de onlarý düþünmeye, sorgulamaya kanalize edecek sahneler cazip gelmemektedir. Yapýmcýlar ve yönetmenler açýsýndan da dönem filmi çekmek sorun oluþturabilir. "Yanlý" olmakla suçlanabilirler. Teknik ve ekonomik yetersizliklerden dolayý istediklerini yapamama durumuyla karþýlaþabilirler… Durum ne olursa olsun dönem filmleri bir toplumun geçmiþi ve parçasýdýrlar. Hele bizim gibi geçmiþi derin ve dolu dolu olan bu milletin, bu topraðýn binlerce destansý hikâyesi vardýr. Hem de yaþanmýþ gerçek hikâyeleri. Amerikan filmlerinin sinema salonlarýný doldurduðu, toplumsal gerçeklikle baðdaþmayan sanatsal ve komedi adý altýnda küfürlü-argolu Türk filmlerinin yoðun olduðu bu dönemde yönetmenliðini Murat Saraçoðlu, Özhan Eren; senaryosunu Özhan Eren'in üstlendiði 120 filmi tarihe dönük yüzüyle kendini sýyýrmaya çalýþýyor. Özhan Eren, 120'ye Beyazýt Devlet Kütüphanesinde Sarýkamýþ'la ilgili araþtýrma yaparken bir belgesel romanda rastlamýþ, çok etkilenerek yavaþ yavaþ senaryolaþtýrmýþ. Zor imkânlarla da olsa filmi dört ay içerisinde çekmeyi baþarmýþtýr. 120'nin bir dönem filmi olmasý, ideolojik ve siyasi yaklaþýmlar içermemesi, filmin Milli Eðitim Bakanlýðý tarafýndan okullara gönderdiði bir yazýyla izlenmesi gerektiðini tavsiye etmesini saðlamýþtýr. Ýl Milli Eðitim müdürlüklerinin yönlendirmesiyle 120'yi izleyenlerin yarýsýna yakýnýný öðrenciler oluþturmuþtur. Filmin konusu kýsaca þöyle: 1915 yýlý ocak ayýnda eli tüfek tutan herkes Ruslarla savaþmak için sýnýr birliklerine katýlýrlar. Van'da sadece çocuklar, yaþlýlar, kadýnlar ve þehrin güvenliðinden sorumlu az sayýda asker kalýr. Sýnýrdaki askerlerin cephanesi tükenmiþtir. Ýstanbul'dan yardým alamamaktadýrlar. Ýstanbul'da Almanlardan yardým gelmesini beklemektedir. Yardýmýn gecikmesiyle umutlar tükenir, çaresizlik her yeri sarmaktadýr. Tek çare Van'daki silahlarýn cepheye götürülmesidir. O günlerde de Van civarýnda kar iki metreyi bulmaktadýr. Hayvanlar karlý daðlarý yürümekte zorlanmaktadýr. Cephane ancak yaya yoluyla götürülebilmektedir. Cephaneyi götürecek kimse bulunamayýnca çocuklar, yaþlarý 12 ile 17 arasýnda deðiþen 120 çocuk cephaneyi götürmeye gönüllü olurlar. Bir hafta süren uzun yürüyüþ sonunda cephaneyi teslim etmeyi baþarýrlar. Ancak dönüþte yakalandýklarý tipide 80 tanesi daðda þehit olur. Geri kalan 40'ý ise aðýr hastalanýr. Çocuklardan sadece 22'si kurtulur. 120, TRT'nin kendi imkanlarýyla yaptýðý tarih ve tarihsel dokuya ait birkaç film dýþýnda sanýrým tarihi anlatan tek sinema filmi olma özeliðini hak ediyor. Müzikçi kimliðiyle bilinen Özhan Eren, yönetmen ve senarist koltuðuna oturunca filmin de birçok sahnesinde müziklere yer verilmiþtir. Filmin birçok sahnesindeki duygusal temalar müzikle çok güzel dramatize edilmiþtir. Daha filmin baþýnda Münire'nin karda beli bükülmüþ, aðýr adýmlarla ilerleyen yaþlý bir kadýn izlenimi veren yürüyüþü esnasýnda yürekleri daðlayan bir müzikle yönetmenin giriþ yapmasý seyirciyi hemen kendine çekmiþtir. Giriþin böyle olmasý filmin ilerleyen sahnelerine dair ipuçlarý veriyor. Konu dramatik olunca müziklerin de hüzünlü bir haykýrýþý oluyor. Sahnelerle müzik arasýnda uyumlu geçiþler baþarýlý olmuþ. . Film, Münire'nin gözüyle ve kendi çevresiyle yaþadýklarýnýn bir anlatýmý gibi görünse de, konusu itibarýyla sadece 120 çocuðun baþýndan geçenlerin anlatýlmasý konunun daðýlmasýnýn önüne geçmiþtir. Gereksiz konu atlamalar ya da ilgisiz kareler eklenmemiþtir. Böylece film konudan konuya atlayarak anlaþýlmaz bir hal almaktan uzaklaþmýþtýr. Dolaysýyla verilmek istenen mesaj kafalarý karýþtýrmadan kolayca verilmiþ, ayrýca sade ve anlaþýlýr bir dil kullanýlmýþtýr. 120, senaryo açýsýndan derli toplu, sosyolojik temalar açýsýndan da gayet baþarýlý olmuþtur. Tümen komutanýn çocuklarý savaþa hazýrlamak, taþnak çetelerine hazýrlýðý ve silah kullanmasý öðretmeyi yarýþma diye duyurmasý; halkýn panik, korku ve oluþabilecek dedikodulara meydan vermemesi dönemin koþullarýnýn iyi deðerlendirildiðini göstermektedir. Ayrýca Mehmet'in çocuk olmasýna raðmen olgun ve birleþtirici kiþiliðinin yanýnda, kararsýz, kafasý karýþmýþ, kendini ifade edemeyen, çaresiz, babasýna boyun eðen Ferid'in daha sonra gösterdiði deðiþim gayet tutarlý iþlenmiþtir. Yine ismini hatýrlayamadýðým bir diðer çocuðun sivri dilli, arkadaþlarýna göre daha radikal söylemler içerisindeki çocuðun yansýtýlmasý da karakterler üzerinden bir dönemin, toplumun düþünüþ ve yaþam biçiminin çocuklar üzerinden yansýtýlmasý gayet tutarlý ve baþarýlý olmuþtur. Münire'nin film boyunca gösterdiði olgunluk ve duruþu bu dönem insaný için abartýlý dursa da dönemin, yaþadýklarýnýn insanlara kazandýrdýðý olgunluðu, kiþiliði yansýtma açýsýndan önemlidir. Çünkü insan ne kadar çok þey yaþarsa hayata bakýþý ve duruþu da bir o kadar erken olgunlaþýr. Münire'nin anlatýcý konumda olmasý filme eksi puan kazandýrmaktadýr. Bazý yönetmenler filmini daha iyi anlaþýlýr hale getirmek için bu tür müdahaleler yapmaktadýrlar. Filmin, seyirci tarafýndan daha iyi anlaþýlmasý, sahneler arasýndaki kopukluðu ve boþluklarý tamamlamak adýna bu tür müdahalelere gerek duyulmaktadýr. Münire'nin film boyunca tonlu, vurgulu, duygusal konuþmasý seyirciyi etkiliyor, filme olan ilgiyi artýrýyor. Fakat böyle olmasý da filme biraz yüzeysellik katmaktadýr. 120 açýsýndan Münire'nin anlatýcý olmasý yönetmen açýsýndan istenen sonuçlarý vermiþ gibi. Filmin en önemli özelliklerinden biri de toplumsal barýþý ön planda tutmasýdýr. Ermeni sorununun gündemdeki sýcaklýðýný koruduðu bir dönemde senaryonun ideolojik çatýþmalara kurban gitmemesi önemlidir. Böylece film sosyal açýdan tutarlý ve denge de kalmayý baþarýyor. Film, kaybolmaya yüz tutan deðerleri gözler önüne sermesiyle ve gerçekleri yansýtan duruþuyla seyredilmeyi fazlasýyla hak ediyor. Osman Tatlý Suskun Sinema Yazýlarý / monakitap yayýnlarý e-posta-msn: suskunsinemayazilari@hotmail.com Film: 120 Yapým: 2007 ~ Türkiye Tür: 3 Boyutlu, Dram, Savaþ, Tarih Yönetmen: Özhan Eren, Murat Saraçoðlu Senaryo: Özhan Eren Müzik: Özhan Eren Oyuncular: ÖZGE ÖZBERK CANSEL ELÇÝN, BURAK SERGEN EMÝN OLCAY, DEMÝR KARAHAN
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © osman tatlý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |