..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþam hoþtur, ölüm rahat ve huzurludur. Zor olan geçiþtir. -Asimov
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Ortamsal > ömer akþahan




25 Þubat 2003
Sýpa  
ömer akþahan
Hasan normal bir çocuk gibi büyüdü. Kendisinde olaðanüstü bir durum sezilmiyordu. Ancak arasýra dededen kalma kalýn eski kitaplarý güçlükle raftan indirip, karýþtýrdýðýný gören babasý merakla ne yaptýðýný izliyor, onun bu iþten büyük keyif almasý, hoþuna


:DADJ:
Ömer Akþahan

O gün Sarýlarýn Ahmet’in en mutlu günüydü. Sonunda Allah dualarýný kabul etmiþ, saðlýklý bir erkek evlada kavuþmuþlardý. Karýsý da üçüncü kýzlarýnýn ardýndan gerçekleþen dileðiyle tüm acýlarýný çoktan unutmuþtu. Binbir sýkýntý içinde geçen yaþamlarýna yeni bir renk getireceðine inandýklarý oðullarýna tereddütsüz büyük babalarýnýn adý olan Hasan’ý ona layýk gördüler. Bunun ona þans getireceðine inanýyorlardý.

Hasan normal bir çocuk gibi büyüdü. Kendisinde olaðanüstü bir durum sezilmiyordu. Ancak arasýra dededen kalma kalýn eski kitaplarý güçlükle raftan indirip, karýþtýrdýðýný gören babasý merakla ne yaptýðýný izliyor, onun bu iþten büyük keyif almasý, hoþuna gidiyordu. Kararýný vermiþti. Oðlunu yörenin en tanýnmýþ hocasý Yörük Mehmet’e verip, okutacaktý. Böylece ölünce, ardýndan dua okuyacak biri olabilecekti. Bu fikrine, karýsý Ýbiþlerin kýzý Zehra da katýlýyordu. Gerçi ana yüreðiyle olsa gerek arasýra gizli gizli aðlýyorsa da, yapacaklarý iþin hayrýna inandýðý için de acýsýný þimdiden yüreðine gömüyordu.

Ayrýlýk günü gelip çatmýþtý. Anasý sekiz yaþýndaki Hasan’ýna öyle güçlü sarýldý ki, uzun süre
birbirlerinden kopamadýlar. Babasýysa duygularýný bastýrmýþ, oðlunu yalnýzca bir kez kucaklayýp, yol açýklýðý dilemiþti. Hasan’ý dergaha amcasý götürecekti. Köylerinden at sýrtýnda bir gün süren kasabanýn güz panayýrýnda amcasý kendi kilimlerini satacaktý. Böylece Hasan’ýn hayata olan yalnýz yolculuðu baþlýyordu.

Dergahta ilk günleri bir hayli zor geçmiþ, her gece rüyasýndan anasýnýn acýklý sesiyle uyanýp, ürpermiþti. Ancak içindeki herþeyi öðrenme tutkusu, köye geri dönme isteðini bastýrýyordu. Hocasý Yörük Mehmet pek göstermemekle birlikte hayli yaþlýydý. Ak düþmüþ sakallarýný özellikle çok kýzdýðý anlarda çekiþtirirdi. Dergaha bitiþik evde iki karýsýyla dönemin ölçülerine göre oldukça varlýklý bir yaþam sürüyordu. Dergaha hergün çevre köy ve kasabalardan onlarca misafir gelip, Hoca efendinin gönlünü almak için hediyeler býrakýyorlardý. Hasan hocasýnýn bu görkemli yaþamýna bakýp, ilerde onun gibi olabilmeyi hayal ediyordu. Köyü, anasý, babasý ve çocukluk arkadaþý Durmuþ artýk eskisi kadar rüyalarýna girmiyordu. Aklý fikri hergün sabah namazýndan baþlayýp, aralýklarla akþama kadar süren derslerindeydi. Çalýþkanlýðý ve derslere olan ilgisi hocasýnýn dikkatini çekmiþ, ona diðer öðrencilerinden fazla yardýmcý olmaya baþlamýþtý. Hocasý ile öðrencisi arasýndaki iliþki zamanla daha da artmýþ, Hasan hocasýnýn evine teklifsizce girip çýkmaya baþlamýþ, yýllar böylece su gibi akýp gitmiþti.

Yörük Mehmet, o gün diðer günlerden farklý olarak sabah namazýnýn ardýndan ders yapmamýþ, kuþluk zamaný dergahta kendisini beklemelerini söylemiþti. Bu olaðandýþý deðiþiklik diðerlerini olduðu kadar Hasan’ý da oldukça meraklandýrmýþtý. Hocasýnýn saðlýðýnda son zamanlarda iyi olmayan belirtiler sezinliyordu. Onu kendi yaptýðý özel ot ilaçlarýný içerken görmüþtü. Saygýsýndan ötürü birþey soramýyordu. Kuþluk anýný iple çekti. Bu süreyi en iyi dergah arkadaþý komþu köylüsü Ali’yle sohbet ederek geçirdi.

Hoca aðýr adýmlarla salona girdiðinde, tüm öðrenciler saygýyla ayaða kalkýp, onun minderine oturmasýný ve iþaret vermesini beklediler. Yörük Mehmet gözleriyle hepsini süzdü. Sözlerine aðýr aðýr baþladý;
--Evlatlarým bugüne kadar hep birlikte iyi günler geçirdik. Sizler feyz almak için çok gayret ettiniz. Bunun için hepinizi kutluyorum. Ancak bugün içinizden yalnýzca biri icazet almaya hak kazandý. Hasan çalýþkanlýðý, göreve düþkünlüðü ile bunu çoktan hak etti. Bu nedenle kendisine el veriyorum. Ayrýca bizim küçük sýpayý kendisine hediye ediyorum. Onunla umarým çýkacaðý yolculuk kolaylaþýr, deyip, onu alnýndan öptü.

Hasan da hürmetle hocasýnýn ellerini öpüp, hayýr duasýný aldý. Bütün arkadaþlarý hocalarýnýn kararýný anlayýþla karþýladýlar. Onun kararýna karþý olmalarý da beklenemezdi. Hepsi hocalarýnýn ellerini öpüp ayrýldýlar. Her vedalaþma gibi bu da hüzünlüydü.

Hasan bilinmeyen geleceðine yaz mevsiminin en sýcak günlerinde baþlamýþtý. Günlerce sýpasý
ile aç susuz yol gitmiþti. Hem kendisi hem sýpasý açlýk ve susuzluktan bitkin haldeydi. Bir kasabanýn ön menziline varmýþlardý ki, ansýzýn sýpasý yere yýkýldý.
Bir süre sonra gözlerini yumdu. Hasan ne olduðunu anlayamadan, henüz yolun baþýnda sýpasýný yitirmiþti. Büyük bir üzüntüyle oturduðu aðacýn altýna sýpasýný gömdü. Bütün bu iþler onu oldukça yormuþtu. Birden dalýp gittiðini anlamamýþtý bile. O sýrada yoldan gelip geçenler, böyle hýrpani kýlýklý bir gencin taþý bile olmayan bir mezarýn yanýnda uyuklamasý karþýsýnda acýyýp, üç beþ demeden para atýyorlardý. Bir kaç saat sonra Hasan uyandýðýnda, yanýndaki paralarý görünce çok þaþýrmýþ ve açlýðý aklýna gelmiþti. Hemen kasabaya gidip, ihtiyaçlarýný almýþ ve tekrar sýpasýnýn mezarý baþýna gelmiþti.

Artýk bütün günlerini sýpasýnýn mezarý baþýnda geçiriyor, gelip geçenler de para atmaya devam ediyordu. Bu arada isteyenlere dua da okuyordu.
Kýsa zamanda ünü çevreye yayýlmaya baþlamýþtý. Kazandýðý paralarla önce mezarý yenileyip, üzerini örtmüþ, yanýna da kendisi için bir oda ve küçük bir mescid yaptýrmýþtý. Böylece kendisini ve mezarý ziyaret edenleri aðýrlýyor, ibadet etmelerini saðlýyordu. Kendisinden þifa bulanlarýn sayýsý her geçen gün artarken, mal varlýðý da sürekli þiþiyordu. Yatýrýn yanýna diktiði selvi aðacý çoktan çeþit çeþit bezlerle süslenmiþti.

Aradan üç yýl geçmiþ, aklýna hocasýný ziyaret etme isteði düþmüþtü. Onun saðlýðýndan uzun zamandýr haber alamamýþtý. Yeni aldýðý doru atýna atlayýp, yola koyuldu. Bir kaç saat sonra kasabaya ulaþmýþtý. Doðru dergaha varmýþ, hocasýnýn huzuruna çýkmýþtý. Hoca Yörük Mehmet bu hayýrlý öðrencisini karþýsýnda görünce, onu baðrýna sevgiyle basmýþtý. Kýsa bir hoþbeþten sonra da büyük bir merakla ;
- Oðlum, kýsa zamanda çevrende büyük bir þöhret olduðunu duydum. Nerdeyse ünün benimkini geçti, geçecek. Bunu nasýl baþardýn ki!
Hasan, baþýndan geçenleri birbir anlattý. Bunun üzerine, Yörük Mehmet onun kulaðýna eðilip, büyük sýrrýný açýklamanýn zamaný geldiðine inanarak;
- Biliyor musun Hasan evladým, bu evde yatan yatýr da senin sýpanýn anasýydý!

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: çarpýcý
Gönderen: Murat M. UÐURLU / Ýstanbul/Türkiye
19 Mart 2005
Son derece çarpýcý bir öykü. Benim de "Kýrat ve Sýpa" diya bir öyküm var.Sizinki gerçekten bulunmaz.Merak bu ya aklýdan mý, yaþamdan mý? Her ikisinden biri olmasý tadýný deðiþtirmez ama derleyenin öykü gücünü ele verir. Güzel yazýlarýný okumak dileðiyle. M.M. UÐURLU

:: Biz Böyleyizdir.
Gönderen: Salih Doruk / Diðer/Almanya
17 Þubat 2005
Evet maalesef iþte biz buyuz ve hep birbirimize benzeriz. Ýlim ne kadar ilelerse ilerlesin genede körü körüne inanmaktan, çula - çapuda bel baðlamaktan ve tekkeden yatýrdan vaz geçemeyiz. Kanayan yaramýza parmak bastýðýn için teþekkürler yazýndaþým. Zaten bizim görevimiz de bu deðilmi? Yazar ve aydýn sorumluluðu tam da bu noktada gerekmiyor mu? Kýyýsýndan kenarýndan zamanýnda böylesi konulara el atýlmýþ olsaydý ne köy enstitüleri kapatýlabilirdi ne de ülkemizde her beþ dakikada bir cami yapýlabilirdi. Þu anda baþýmýzda bulunanlarda iþgal ettikleri makamlarý ancak rüyalarýnda görebilirlerdi. Ama ne yaparsýn bireysel gayretler, toplumsal duyarsýzlýklar karþýsýnda hep aciz kalmakta. Ýþ bu sebepten dolayý yüreðine ve kalemine saðlýk. baþarýlarýnýzýn devamýný dilerim. Baþka bir yazýnýzda buluþmak dileðiyle...

:: çok hoþ
Gönderen: özden akþahan / afyon
9 Mart 2004
okuduðum öykülerin en tatlýsý diyebilirim.sonunu okuduðum an yüzümdeki o tebessümü hiç bir þeye deyiþmem.ne diyeyim bende merak ettim nerden geldi aklýna baba bu hikaye.kalemine saðlýk çok güzel ve çok hoþ bir öykü...

:: Nasrettin Hoca.
Gönderen: Dilara / Ýstanbul,Türkiye
28 Þubat 2003
Güzel hikaye.Biraz Nasrettin Hoca hikayelerini anýmsattý bana.Böyle bir konu nereden aklýna geldi?Merak ettim.Etkilenerek mi yazdýn yoksa tamamen hayal gücü mü?




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn ortamsal kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Salvador Þimdi Nerede?

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Kalkýnma Öyküsü
Sözünü Tutmayan Öðretmen
Bir Baðýþýn Öyküsü
Ödemiþ Hamamköy Atatürk Çocuklarý Kütüphanesi
Arkadaþsýz Kemal
Benimle Evlenir misin?
Emanetçi Dede
Noel Aðacý
Bir Yudum Su
Tokat ve Cüzdan

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Hiçliðe Övgü [Þiir]
Kayýtdýþý Þiir [Þiir]
Gece Dokunuþlarý [Þiir]
kalem [Þiir]
Meðer [Þiir]
Güz Yaðmurlarý [Þiir]
Küçük Mariya Ýçin Kar Senfonisi [Þiir]
Giderken Düþürdünüz 'Ben'i Çantanýzdan [Þiir]
Issýz Sokak [Þiir]
ayrılıklar [Þiir]


ömer akþahan kimdir?

Kendini nasýl anlatýr ki insan… Oturup yazýlmaya kalkýlsa, her edebiyat iþçisinin yaþamý kalýn bir roman olur. Ben bunu zaman zaman yazdýðým denemelerde ve þiirlerimde yansýtmaya çalýþýyorum. Yapýtlarýmý izleyenlere küçük birer ipucudur; söylenen her bir sözcüðümüz, tümcemiz. . Kendimi þiirde ilk keþfediþim beni ayný zamanda büyük bir hayal kýrýklýðý yaþattý ve düzene yenik düþtüm. Yol göstericim de yoktu yanýmda; düzene isyan edeceðime, þiire küsüp öyküye yöneldim. Bütün bu yaþananlar ortaokul dönemime rastlar. Yine bir gün düzen beni aldý, bir sonbahar yapraðý gibi Aydýn Daðlarýnýn zirvesine fýrlattý. Yýl 1981. Ve beni yeniden hayata baðlayan sihirli gücün þiir olduðunu orada anladým. O gün bugündür, can yoldaþým, arkadaþým, sýrdaþým ve en büyük sýðýnaðýmdýr ÞÝÝR! Ýnanýyor ve haykýrýyorum; þiir mabedinde yanmayan hiç kimse, ben buyum, ben þuyum diyemez. Tek inancým, ömrüm oldukça yazmaya, gerekirse yazdýrarak da olsa þiire ihanet etmeyeceðim. Aydýn’ýn Ýncirliova ilçesinde, ‘53 yýlýnýn Ocak ayýnda, bir Kova erkeði ve sevgili annemin tek eþinden 14. yavrusu olarak dünyaya gelmiþim. Babam ve annem ümmiydi. Okul yüzü görmemiþ bir ailenin ilk üniversite mezunu olarak kutsal öðretmenlik uðraþýmý resmi düzeyde ‘99 yýlýna dek sürdürdüm. Halen özel sektörde iþimden arta kalan zamanlarda, öðrencilere Türkiye’nin hemen her noktasýnda þiir dersleri veriyorum, gönüllü. Yeni Türk þiirini mevcut Türkçe ve Edebiyat kitaplarýndan öðrenemeyen gençlere yeni Türk þiirinin kapýsýný aralamaya çalýþýyorum. Ýnanýn bu çalýþmalarda þiir adýna öyle ilginç olaylara tanýk oluyorum ki, gözyaþlarýnýzý inanýn tutamazsýnýz. Tüm uðraþlarýmdan edindiðim çok önemli bir gerçeðin altýný kalýnca çizmek istiyorum: ÞÝÝR ÖYLESÝNE SÝHÝRLÝ BÝR ANAHTAR KÝ, AÇMADIÐI BÝR KAPIYI GÖSTEREN HENÜZ ÇIKMAMIÞTIR! Bugüne dek, bir çok edebiyat dergilerinde þiir, deneme, öykü, inceleme, gezi , aný yazýlarýmla yer aldým. ‘90’da Ödemiþ EFE dergisi yöneticiliði, Almanya’da Almanca yayýmlanan GEMEÝNSAM adlý yayýnýn sorumluluðunu yaptým. Almanca þiir, öykü denemelerinin yaný sýra yurda döndükten sonra da Almancadan Türkçeye þiir kazandýrma çalýþmalarýmý yayýmladým. ‘90’da “Nasýl Çalýþalým? Nasýl baþaralým?” adlý çalýþmam M. E. B. ca tavsiye edildi. Egebank tarafýndan 3000 adet basýldý. ‘98’de ilk þiir kitabýmý Sivas’ta yakýlan 37 güzel insana adadýðým için yalnýzca 37 þiir içermektedir. Evliyim. Eþim de emekli sýnýf öðretmeni olup, bir oðlum ve bir kýzýmla beraber yaþamýmýzý renklendirmeye çalýþmaktayýz.

Etkilendiði Yazarlar:
Mayakovski, Cemal Süreya, Sabahattin Ali, Cahit Tanyol


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © ömer akþahan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.