Tevhid, Allah’ý tek bir ilah olarak kabul edip, ona hiçbir þeyi ortak koþmamak ve onun dýþýndaki hiçbir varlýðý kutsileþtirmemektir. Zira tüm kâinatýn yegâne sahibi olarak bildiðimiz Allah’ýn ilahi kitaplarda üzerinde hassasiyetle durduðu en mühim konu budur. Bu sebeple Allah’a inanan bir insanýn bu kavramý çok iyi algýlayýp, hayatýna titizlikle yansýtmasý gerekmektedir.

Þirk ise, Allah’ýn tek bir ilah olarak kabullenilmesine raðmen hissiyatta ve fiiliyatta baþka varlýklarýn tabulaþtýrýlmasýdýr. Her hangi bir nesne, kiþi veya sistemi olduðundan daha fazla yücelterek, eleþtirilemez ve yargýlanamaz hale getirmek, þirkin en belirgin tezahürüdür.

Zira tarih boyunca insanlýðýn en çok yanýlgýya düþtüðü ve peygamberlerinde özellikle þirk yanlýþýný düzeltme amacýyla gönderildiði kanaatindeyiz. Çünkü insanlýk genelde bu þirk denen olgunun içeriðini ve boyutunu tam olarak kavrayamamýþtýr. Oysaki bu mevzu, üzerinde kafa yorulmasý gereken en hassas konulardan biridir. Þimdi de günümüz insanýnýn bu konuda ki yanýlgýlarýný giderme adýna, yapýlan yanlýþlarý maddeler halinde irdelemeye çalýþalým.

a-     Müslümanlarýn ibadet mekânlarý olan camilerdeki Allah(cc) ve Muhammed(as) yazýlý tabelalarýn ayný hizada ve ayný büyüklükte olmasý kesinlikle doðru bir uygulama deðildir. Her ne kadar þekli bir tasarýmýn gereksinimi olarak düþünülmüþ olsa bile, þunu unutmamalýyýz ki; önemsenmeyen detaylar her zaman büyük yanýlgýlara sebep teþkil etmektedir.

b-     Türbe ya da anýtlaþtýrýlmýþ mezarlardan umut, medet veya þefaat bekleyerek duada bulunmak, günümüz insanýnýn en büyük yanýlgýlarýndan biridir. Zira yaþadýðý dönem içinde ne kadar mükemmel bir zat olursa olsun, ölümünden sonra hiçbir insandan direkt olarak yardým talebinde bulunulmamalýdýr. Buna peygamberler ve ülke kurtaran kahramanlarda dâhildir. Nitekim mezar ziyaretleri, sadece ve sadece herkesin eninde sonunda karþýlaþacaðý ölüm vakýasýndan ibret almak için yapýlýr. Bu düþüncenin dýþýnda, adý ve þaný ne olursa olsun mezar ziyaretinde bulunmak asla doðru deðildir.

c-     Hassasiyetine binaen ve konunun içeriði nedeniyle deðinilmesi gereken diðer bir yanýlgý da, her hangi bir insan ya da sistemin eleþtirilemez hale getirilmesidir ki günümüz Türkiye’sinde bu yanlýþ halen sürdürülmektedir. Bunun en belirgin kanýtý ise askeri ve siyasi baþarýlarý ile tarihe adýný yazdýrmýþ olan Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün kiþiliði ve düþüncelerinin tenkit edilemez bir kalýba sokulmasýdýr. Þahsým adýna ben Atatürk’ün çoðu faaliyetlerini baþarýlý buluyor olmama raðmen açýkça belirtmeliyim ki; doðru kabul etmediðim düþünceleri de elbette vardýr. Mesela Milliyetçilik ilkesi bana hiç doðru gelmiyor ve ne þekilde olursa olsun, ben bu kavramý kabul etmiyorum. Ayrýca gerçekte onun farkýnda bile olmadýðý halde, onun için yapýlan Anýtkabir programlarý ve mozolesine olan saygý duruþlarýný kesinlikle büyük bir yanýlgý olarak addediyorum. Bu nedenle de Cumhurbaþkaný, Baþbakan, Siyasi liderler, Askeri erkân ve bütün vatandaþlarý yani kýsaca tüm toplumu, yapýlan bu yanlýþ nedeniyle halisane bir niyetle uyararak, hepsinin bu þirke en kýsa zamanda son vermeleri gerektiðini belirtiyorum.

d-     Ýsa(as)’ý, Allah’ýn oðlu olarak kabul eden Hýristiyanlarýn bu düþüncesi tamamýyla büyük bir yanýlgýnýn eseridir. Böyle bir inancýn akla da, mantýða da aykýrý olduðunu belirterek bu düþüncenin kesinlikle kafadan silinmesi gerektiði kanaatindeyim.

e-     Kendilerini Allahýn sevdiði tek toplum olarak sýfatlandýrma yanlýþý da Yahudilerin süregelen hatalarýndan biridir. Nitekim Allah’ýn tüm insanlýðý eþit deðerde ve eþit özelliklerde yarattýðýný bildiðimize göre, hiç kimsenin veya hiçbir toplumun kendini böylesine farklý bir millet olarak nitelendirmesi asla doðru deðildir.

     Özetle belirtmeliyim ki, Allah’ýn kesinlikle affetmeyeceði en büyük günahlardan biri þirktir. Bu sebeple tüm insanlýðýn en kýsa zamanda þirk bataklýðýndan kurtularak, tertemiz bir inançla sadece Allah’a sýðýnmasýný temenni ediyorum.



Mehmet Akif UÇAR