“Ýnsanlarýn denendiði ya da bazý hakikatlerin yaþatýlarak öðretildiði mekân” þeklinde tercüme edebileceðimiz dünya, uzay diye isimlendirilen bir boþlukta güneþ ve kendi etrafýnda dönen bir gezegendir. Bu boþlukta dünya gibi baþkaca gezegen, yýldýz, uydu vb. niceliðini veya niteliðini bilemediðimiz daha nice âlemler mevcuttur. Nitekim bazý kaynaklara göre yeryüzündeki insan sayýsý kadar, semada yýldýz olduðu belirtilmektedir ki; bu doðru olabilir. Çünkü meþhur bir ifade ile de sabittir ki, bazý özel vasýflý insanlar vefat ettiðinde, semada belirgin bir þekilde yýldýz kaymasý olmaktadýr. Ýþte bu, böylesi bir olgunun en belirgin kanýtýdýr. Zira bununla birlikte þunu da belirtmeliyiz ki, günümüz dünya semasýnýn görünen gökyüzünde ne kadar da az yýldýzým var, farkýndasýnýz deðil mi? Bu durumsa bir bakýma biz insanlarýn kalite düzeyinin, en büyük göstergesi anlamýna gelmektedir. Bilmem anlatabildim mi?

Güneþ, yýldýzlar, uydular ve adýný telaffuz ettiðimiz gezegenler. Yani Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün gibi… Nitekim dünya ismini verdiðimiz gezegen de, iþte bunlardan sadece birisidir.

Hani esrarengiz bir âlem olan rüyadan uyandýðýmýzda, kendimizi tuhaf bir þekilde hayatta buluruz ya, iþte o hayat dünya hayatýdýr. Zira biz bu dünya hayatýný, ebedi ve gerçek bir hayat zannederek yaþarýz. Aslýnda dünya hayatý, o uyurken gördüðümüz rüyalar âleminin bir baþka versiyonudur. Nitekim ölüm denen hakikat, her birimizi bu uzun bir süreç olan yaþadýkça hissettiðimiz rüya âleminden uyandýrýp yani dünyadan alýp en gerçek ve ebedi hayat olan mahþer ya da ahiret âlemine taþýyacaktýr. Öyle ki bu ölüm hakikatini, çevremizdeki insanlar üzerinde sürekli gözlemlemekteyiz. Zira gidenlerin, hiçbirinin geri gelmediðini de düþünerek, þüphesiz ki ilahi kitaplarda bu konuyla ilgili belirtilen ifadelerin hepsini kesinlikle dikkate almamýz gerekmektedir. Yani bu dünya hayatý, gerçekten de Allahýn iyi ve kötüyü ayýrt etme amacýyla inþa ettiði bir sýnav merkezi olsa gerek. Ki gerçekten de öyledir. Dolayýsýyla her insanýn kendi baþarý düzeyini sergileyeceði böylesi ciddi bir imtihanda, sýnýfta kalmak veya baþarýsýzlar grubunun içinde olmak, herkesçe kabul edilir ki iyi bir sonuç deðildir. Baþarmaksa, kesinlikle her þeyin hakiki sahibi olan Allahýn varlýðýný kabul etmek ve sonrasýnda da, peygamberleri aracýlýðýyla beyan ettiði buyruklarý yerine getirmekten geçmektedir.

Yaþýnýz kaç olursa olsun, zira bütün koþturmacalarý bir kenara býrakarak geriye yani þu ana kadar yaþadýðýnýz onca hayata dönüp bir bakýn ve düþünün. Kesinlikle görüp, anlayacaksýnýz ki zaman týpký bir su misali akýp gitmekte ve bu akýntý hepimizi bilmediðimiz bir yere taþýmaktadýr. Bu dünya âlemine laf olsun diye gönderilmeyeceðimize göre de, gelin tüm insanlýk olarak yaratýlýþ gayemizi ve yeryüzündeki yaptýðýmýz iþlerle neyin amaçlandýðýný bir düþünelim, araþtýralým ve öðrendiklerimizle hayatýmýza yön vermeye çalýþalým. Ýyice düþünürsek kesinlikle anlayacaðýz ki, bu dünya hayatýndan sonra farklý bir âlemin daha olduðu hiç þüphesiz kesindir.

Zira ne kadar çok araþtýrýlsa da bilinemeyen faili meçhul olaylarýn insanüstü bir güç ya da her þeyi görüp gözetleyen biri olan Allah tarafýndan, günü geldiðinde muhakeme edilmesi, hepimizce kabul edilebilir ve çok mantýklý bir durum olsa gerek. Ki zira iþte böylesi faili meçhul bir olayda caný yananýn yani mazlumun kendimiz olduðunu düþününce, suçlunun bulunup cezalandýrýlmasýný ne kadar da çok isteriz deðil mi? Nitekim böylesi faili meçhullerin ve aydýnlanamayan vakýalarýn gün yüzüne çýkarýlacaðý bir âlem ki iþte o âlem, ahiret âlemidir. Bize düþen görevse, böyle bir âlemin varlýðýna inanmak ve bu muhakeme âlemine olabildiðince en güzel þekilde hazýrlanmaya çalýþmaktýr.

Bu dünya hayatý için, hepimizin aðzýnda sakýz olmuþ, bazý meþhur deyimler vardýr ki, onlarsa dünyanýn yalan ya da vefasýz olduðu þeklindeki ifadelerdir. Fakat bunlar, kesinlikle doðru olmayan ve anlamsýzca söylenmiþ telaffuzlardýr. Çünkü yalan ve ihanet dolu olan dünya deðil, aksine üzerinde yaþayan insanlardýr. Zira en nihayetinde dünyayý güzelleþtirmek de, cehenneme çevirmek de biz insanlarýn elindedir. O nedenle gelin bir baþka âlemde cennet tasavvur etmektense, þu yaþadýðýmýz dünyayý elimizden geldiði kadarýyla cennete çevirmenin yoluna bakalým ve bu uðurda adýmlar atalým. Özgürlükçü ve barýþ dolu bir dünya var edelim. Zira gelin içimizdeki ve dünyamýzdaki tüm nefret belirtilerini yok edelim de yerine sadece sevgi tohumlarý ekelim. Bakýn iþte o zaman, yalan ya da vefasýz yakýþtýrmalarýný yaptýðýz dünya, nasýl da güzel bir hale gelecek...


Mehmet Akif UÇAR
www.yakamozkitapevi.com