Allah’ýn kesinlikle ve kesinlikle tek bir ilah olduðunu belirten tüm ilahi kitaplar, insanlardan iyi davranýþta bulunanlarý çok ama çok güzel bir mekân olan cennetle müjdelerken, kötü davranýþta bulunup da tövbe etmeyenleri veya günümüz deyimiyle özür dileyerek Allah’tan af dilemeyenleri ise cehennem adý verilen dehþet verici bir sýkýntý mekânýyla uyarmaktadýr. Ýlahi kitaplarýn hepsinin ilk buluþma noktasý, Allah’ýn insanlarla yaptýðý antlaþmadýr. Yani Allah öncelikle insanlarýn hepsiyle anlaþýyor ve kýsaca belirtmek gerekirse, þöyle ki; ‘Ey insanlar sizin bir tane ilahýnýz var o da benim, onun için sadece bana kulluk edeceksiniz. Eðer bu dediðimi yapar ve sadece bana ibadet ederseniz, ben sizi hiçbir zaman üzüleceðiniz bir durumda býrakmam. Ama yok beni býrakýr ya da benimle birlikte kendinize baþka ilahlar edinip onlara da tapýnmaya baþlarsanýz, iþte o zaman size sýkýntý üzerine, sýkýntý yaðdýrýrým’ diye þart koþmaktadýr. Nitekim insanlarsa bu þartý kabul ettiðini belirterek sadece Allah’ý kendilerine ilah edineceklerine dair söz vermiþler ve hala da bu sözü yinelemektedirler. Hülasa Zebur, Tevrat, Ýncil ve Kur’an-Kerim yani ilahi kitaplarýn hepsi de aðýrlýklý olarak bu konu üzerinde yoðunlaþmaktadýr. Zira insanlar, verdikleri bu sözü yerine getirdikleri yani Allah’tan baþka hiçbir varlýðý kutsileþtirmedikleri sürece, huzurla dolu bir hayat yaþamýþlardýr. Ama ne zaman ki, kendilerine herhangi bir nesne ya da insaný tabulaþtýrmýþlarsa, iþte o zaman sýkýntý içinde bocalamaya baþlamýþlardýr. Tarih, bunun en büyük kanýtýdýr.

Ýlahi kitaplarýn, üzerinde yoðunlukla durduðu diðer bir mevzu ise þudur ki; hangi konuda olursa olsun hiçbir þeyi hafife almadan veya onda aþýrýlýða kaçmadan, bu ikisi arasýnda ölçülü bir hayat yaþamaya çalýþmak... Ýþte bu tüm insanlýk için çok mükemmel ve kolaylaþtýrýcý bir hayat tarzýdýr.

Mesela biri soðuk diðeri sýcak olarak akan iki kurnalý bir su musluðu düþünün ve diyelim ki duþ alacaksýnýz, bu durumda eðer sadece soðuk olan kurnayý açarsanýz vücudunuz üþür. Ya da sadece sýcak olan kurnayý açarsanýz bu seferde vücudunuz suyun sýcaklýðý nedeniyle yanar deðil mi? Yani bildiðim kadarýyla yaz veya kýþ, her ne zaman olursa olsun genelde herkes ýlýk bir ortamda ve ýlýk bir suyla banyo yapmak ister. Nitekim yaþadýðýmýz hayatta da her þeye, böyle bir ýlýk su tadýnda bakabilmek çok önemlidir. Zira bütün mesele bundan ibarettir. Aklýnýza ne gelirse gelsin, neyi düþünürseniz düþünün bu her þey için böyledir. Sevgi, saygý, sohbet, dostluk, güven, ibadet, yemek, uyumak ve hatta özgürlük dediðiniz olgunun bile azý da, fazlasý da zarardýr veya zararlýdýr. Doðru olansa, her konuda her þeyi ortalamak ve belli bir dengeye oturtmaktýr. Her peygamber gibi aramýzda ki numune insanlardan biri olan son peygamber Muhammed(as)ýn hayatýný incelediðimiz ve sözlerine kulak verdiðimiz zaman daha iyi anlýyoruz ki; o bazen uyumuþ bazen de ibadet etmiþtir, bazen þakalaþmýþ bazen de hiddetlenmiþtir. Onun hayatýyla ilgili bu örnekleri elbette ki fazlasýyla artýrabiliriz. Zira þu var ki o hiçbir zaman hiçbir konuda aþýrýya kaçmadýðý gibi, hiçbir konuyu da hafife almamýþtýr. Böyle yapan arkadaþlarýný da ýsrarla uyarmýþ ve böyle bir uygulamanýn yanlýþ bir davranýþ olduðunu her fýrsatta beyan etmiþtir. Zaten onun þu sözü bu konuyu mükemmel bir þekilde açýklýða kavuþturmaktadýr. Zira o demiþtir ki; ‘ölçülü yiyiniz, ölçülü konuþunuz ve ölçülü uyuyunuz’. Yani her þeyiniz ama her þeyiniz belli bir ölçü ve denge çerçevesi içinde olsun. Ne kadar harika ve büyüleyici bir düstur… Sizce de öyle deðil mi?

Hülasa þu an yeryüzünde yaþayan ve hali hazýrda nefes alýp veren siz ey insanlar, hepinize sesleniyor ve diyorum ki, kendinizi ve hayatý seviyor ve de öldükten sonraki hayatta ebediyen mutlu bir þekilde yaþamak istiyorsanýz; Allah’a verdiðiniz sözü tutun ve sakýn ola ki Allah’tan baþka hiç kimseyi üstün bir varlýk olarak görmeyin. Ýkinci önemli bir husus da þudur ki, asla ve asla hiçbir konuda hiçbir þekilde laubaliliðe ya da aþýrýlýða kaçmayýn. Unutmayýn ki dalalete ve sapýklýða düþmeyeceðinize dair Allah’a söz verdiniz ve de bu sözü hala yinelemektesiniz…


Mehmet Akif UÇAR