Yaþamdan korkmayýn çocuklar. Ýyi, doðru bir þey yaptýnýz mý yaþam öyle güzel ki. - Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Ýlk ayrýlýk deðil bizim ki biliyorum, ilk ayrýlýðýmda deðil… Ýlkinde gözümü açýp kapamýþtým ve giden gitmiþti. Görememiþtim ne olduðunu, belki de ayrýlýðýn ne olduðunu anlayamayacak kadar cahildim. Ayrýlýðýn neler getirdiðini çok iyi öðrendim sonradan, unutulan olunca unutmanýn ne zor olduðunu, alýþkanlýklarýn sigaradan farklý olmadýðýný, iradeninse küçücük bir damlayla akýp gitmeye can atan bir þey olduðunu öðrenmek bir yana, ezberlemiþtim. Bir defa yanlýþ olaný ezberledin mi doðruyu kabullenemezsin kolay kolay, bende içime sinen bu karanlýðý benimsemiþtim iþte, aydýnlýk düzeltilmesi gereken bir þeydi, kararmasý gereken belki de… Oysa sen… Hayata gözümü açtýran hani, ne güzel þey yaþamak aydýnlýkta dedirten hani… Göz göre göre yitireyim seni diye mi açtýn gözlerimi! Ayrýlýðýn kaný caný olduðunu öðretmek miydi son dersin? Öðrenmek istemedim, kapattým gözlerimi… Giden yine gitti de, gözlerimi kapatsam bile gözlerimin içine yerleþmiþ bir ayrýlýkla baþ baþa kaldým. Bana gösterdiðin hayatý ne çok sevmiþtim oysa, en çokta o hayatýn içinde var olan seni… Ne zaman gelmiþtin? Israrla soruþuma kýzma, önemli benim için, söylesen de hatýrlamayacaðým aslýnda; çünkü gidiþinden çýkarýp atmak için soruyorum sadece. Gittiðin günden çýkaracaðým geldiðin günü ve matematiðe inat sýfýr bulacaðým. Sen gidebildiysen sanki hiç olmamýþ gibi böylesine çabuk, sýfýr deðil midir karþýlýðý, var olduðun her günün çarpýp yok olduðu yutan eleman deðil mi gidiþin? Þartlar diyorsun, zorunluydun gitmeye, baþýmý öne eðdiren de ayný þartlar ya, þimdi lanet olsun desem bu her þeyin incecik bir pamuk ipliðiyle baðlý olduðu dünyaya kaba kaçar mý acaba? O zaman haykýrmalý defalarca lanet olsun diye ki alýþsýn kulaðýn bu kaba halime, içimde kýrýlmayan bir tek sen vardýn, senden sonra kime kýrýlgan olayým ki… Ayrýlmadýk biz, býrakmayacaðým seni dedin, külahýmý yalancýlar çaldý inandým. Ayrýlmadýysak ben iyiden iyiye ayyaþ oldum demektir, sarhoþluðuma ver bu deli isyaný, zaten sarhoþluktan bulamýyorum ya odanýn yerini, gözlerim þaþ deðil de boþ bakýyorlar kýyafetlerinin olduðu yere, kulaklarýmda bozuldu üstelik seslendiðini duymuyorum hiç, yok yok söz veriyorum içmeyeceðim bir daha, yoksa korkarým bir ayrýlýða sebebiyet vereceðim. Ayrýlmadýk biz, sadece sebepsizce üþüyorum bu aralar, yoksa duvarlarý duruyor evimizin… Giden önce duvarlarýný taþýr bir evin, sonra þehrini ve en son adýný alýr kalmýþlardan, sanki kalan onu andýkça kirletirmiþ gibi… Bizim duvarlarýmýz yerli yerinde de, yine de bir terslik var, canýmý sýkýyor seslerin yankýlanýþý, gözlerimde ki boþluða çarpýp geri dönüyor sanki kurduðum her cümle, neden sana ulaþmýyor? Bu arada hala cevap vermedin, ne zaman gelmiþtin? Tam olarak tarih istiyorum, yoksa geldiðin gün bu aralar sürekli dinlediðim þu duygusal þarkýlara klip oldu. Kalabalýk bir caddedeydik, bir sürü hayatýn içinde iki farklý hayattýk iþte… Kalabalýk sokaklarda birlikte tenhalaþmamýzdan çok önceydi. Sorular soran, duyduðu cevaba kafa sallarken, kendi içinde yorumlayan iki yabancýydýk. Mimiklerimizi tanýdýðýmýz, sorularý sormadan cevabý bulduðumuz zamanlardan da önceydi bu… Çok hoþuma giderdi, ben söylemeden bilmen her þeyi, þimdiyse tereddüt içinde býrakýyor bu tanýmýþlýk. Çok aðladýðýmý da biliyor musun, biliyorsun tabi, sen beni benden iyi tanýmaz mýydýn? Yine de sakýn canýný sýkmasýn bu, senin yüzünden aðlamadýðýmý bilmelisin, sen beni aðlatmazsýn ki hiç. Ben senin yüzünden deðil de senin için aðlamayý daha güzel buluyorum, senin için yapýlan her þey güzeldir zaten… Güzel bir þeyle meþgulüm yani bu aralar. Yokluðunda oyalanacak ne çok þey buldum bir bilsen, günün 24 saatini doldurabilirim uyumasam bile! Yokluðunun boþluðu çok büyük diye deðil, günün tamamýný kullanýyorum ondan ya da sen varken bir saat bile yetiyordu yaþadýðýmý hissetmek için, þimdi hayatýn var olduðuna inanmakta biraz güçlük çekiyorum. Yine de dolu dolu yaþýyorum iþte, bir düzen içine soktum her þeyi, uyandýðýmda sen çoktan gitmiþ oluyorsun, döneceðin saati hesaplýyorum içine trafik payý koyarak, sonra geldiðinde kendimi nasýl mutlu hissettiðimi anýmsýyorum, hayallere dalýyorum uzun uzun… Gelme saatinde kapý çalýnmýyor ya, biz ayrýlmadýk diyiþini hatýrlýyorum, meraklanýyorum nerde kaldýn diye, beklemek ne zor þey, hele gelmeyecek olaný beklemek, her þey iç içe giriyor, beni býrakmayýþýn ama gelmeyiþin, kavramlarý anlamakta zorlanýyorum. Ne zaman gelmiþtin? Boþver söyleme, gelmiþtin iþte, vardýn, içimde ki yerin sen gelmeden önce ki boþluktan da büyüktü, sen benim için neydin biliyor musun? Bunu söyle yeter, baðýþla çünkü ilk defa þüphe duyuyorum… Sen benim için, kimseye verilmeyecek, ilkinden bile büyük ikinci þanstýn, hayatýmýn dönüm noktasý, yitirdiðim inancým, öyle bir inanç ki büyük konuþmanýn uðursuzluðunu yýkacak gücü veren… Cümlelerimin geçmiþ zaman halini hoþ gör, sen benim için her zaman böylesin; iþte onun için aklým almýyor ya gittiðini… Ayrýlmadýk biz, ayrýlmayacaðýz, sen sadece gittin… Kalan olmanýn acýsý deðil içimdeki, sadece senin ardýnda kalmak ve sana gitme diyememenin acizliði yakýyor canýmý. Þimdi içinde yalnýzlýðýn en somutunu tattýðýn o evin, senin ardýndan yalnýz kalan bu evden farký yok bilmelisin. Hiç alýþkanlýðý olmayan yeni bir ev, her yeri seninle dolu, alýþkanlýklarý senden ibaret olan bir evde sensiz kalmaktan daha iyi… Kabul etmeyeceksin belki; ama nasýl inandýracaðýmý da bilmiyorum, sanýrým yine inançla ilgili sorunlar yaþýyorum. Neden kabul etmek bu kadar zor, gittin ve dönmeyeceksin bir daha. Hem de en korktuðum þeyi yaparak, en çok sevdiðim, en alýþtýðým zamanda býrakýp gittin. Gitmenin de nazik bir yolu yok mu, illa böyle kýrýcý olmak zorunda mý her giden ki sen her giden gibi deðilsin, ayrýlmayarak gittin, boþluðunu hala var olduðunun çeliþkisiyle býrakýp gittin. Ayrýlmadýk biz, ben gitmene baþka bir anlam yüklemek için çabalýyorum, ayrýlýðýn olmadýðý bir gidiþe yabancýyým, yine de anlamaya çalýþýyorum. Çeliþkilerden yakamý sýyýracaðým mutlaka, þimdi sen beni seviyorsun, ben seni seviyorum, sen gittin, ben kaldým ve biz hiç ayrýlmayacaðýz… Anlamam ve anladýðýmý kabullenmem için zaman ver bana; ne de olsa sana alýþmýþ bir evde böyle karmaþýk bir sensizliði çözümlemek sana yakýþýr olmalý, uzun sürmeli… Yani senin ayrýlýðýn her þeyin son bulduðu yer de, yine sende son bulmalý…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Özlem Özcan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |