..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþam hoþtur, ölüm rahat ve huzurludur. Zor olan geçiþtir. -Asimov
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam > Anýl Gökpek




13 Ocak 2004
Mini Sosyal Bilimler Ansiklopedisi - Cilt I  
(A-Ý)

Anýl Gökpek


Bir hayalet gördüðünüzde kaçmaz ve bulunduðunuz yerde çökmek vesilesiyle korktuðunuzu belli etmezseniz hayalet de size saldýrmayacaktýr. Onlarý sevin, sevginizin karþýlýðýný alacaksýnýz.


:CAEG:
-A-
 
            AÞK: 20. yüzyýlýn son çeyreðinde doðan ve yaþamlarý 21. yüzyýlýn ortalarýna doðru giden kuþaðýn üzerinde yýllar sonra yapýlacak incelemeler de gösterecektir ki, onlarýn aþk yaþamlarý, geriye kalan bütün özellikleri gibi çarpýk bir geliþim göstermektedir. Bu incelemede karþýlaþýlacak tüm genellemeler ve yargýlar gerçeðe mümkün olduðunca yakýndýr, çünkü –diyebiliriz ki- o kuþak tüm özellikleri açýsýndan neredeyse 'tek-tip'ti.
            Dönemin yaygýn inanýþýnýn tersine aþk her þeyi affetmiyordu, bunun kanýtý aþk cinayetlerinde, boþanmalarda ve/veya intiharlardaki önlenemeyen artýþlarda görülebilirdi. 1990'lara gelindiðinde aþk da her þey gibi bir ticaret malzemesi, bir üründü artýk. Arabanýz eskiyince (önemli deðil; modellerimiz üç haftada bir yenilenmektedir) gönül rahatlýðýyla yenisiyle deðiþtirebilirdiniz; ya da sahibi bulunduðunuz dayanýklý tüketim mallarýnýzdan biri bozulunca, (ki onun varoluþ sebebi bozulmaktýr zaten) dünyanýn parasýný sayýp, 'henüz bozulmamýþ’ bir baþka modeli satýn alabilirdiniz. Aþk da böyleydi.
 
Mühim olan müþteri memnuniyetidir.
 
Bunu daha iyi anlayabilmek için 200X yýlýnda daðýtýlan þu el ilanýný örnek olarak inceleyebiliriz:
           
"Bu yýl sevgililer gününde hediye alabileceðiniz bir sevgiliniz yok mu? Bize gelin. Sevgiliniz de hediyeniz de bizden. Ücretsiz katalogumuzu incelemeden karar vermeyin."
 
Müþteriyi iki koldan yakalayan bu çalýþmada da görülebildiði üzere aþk bu kuþak için -bir tür toplumsal ispatýn da ötesinde- bireysel bir tatmin meselesiydi: Taraflardan biri memnun olmamýþsa diðerinin fikrinin alýnmasýna gerek yoktu. Ayakkabýnýz ayaðýnýzý vuruyorsa hemen atýn ve yenisini alýn. Ayaðýnda ayakkabýsý olmayan çocuklar için üzülmeyi de býrakýn.
 
-B-
 
            BOÞLUK : Aþktan sonra gelir. Ayný aþk gibi onun da tarifi zordur. Örneðin 'evren' için de bir boþluk diyebiliriz, ne ki o sonsuz boþluk 'her þey’i içermektedir.
            Boþluðun asýl niteliðini boyutu deðil, onu daha önceden dolduran þeylerin niteliði belirler. Boþ bir külah kimileri için evrenin boþluðundan daha fazla önem taþýr, çünkü -külah bahane- aslolan dondurmadýr.
            Boþluktakiler için ise aslolan doldurmadýr. Diðer bir deyiþle (eskisinin) yerine (yenisini) koyma. Sigaranýn býrakýlmasýndan sonra oluþan -duvarlarý katran ve nikotinle bezenmiþ- o boþluk sakýzla doldurulamaz. Zira böyle bir durumda sakýz çiðnemek zaten sinire eðilim gösteren bünyeyi daha da asabi gösterecektir. Oysa sakýz asabi insanlarýn deðil çocuklarýn aðzýna yakýþýr.
            Çocuktaki boþluk ise önceden dolu olanlardan oldukça farklýdýr. Bu boþluklar yavaþ yavaþ dolup, sonra kýsmen boþalýp tekrar dolmak üzere dizayn edilmiþtir. Çocuk bu boþluðu gördüðü her þeyle doldurmaya eðilimli, dur-durak bilmez bir tüketici tipidir. O yüzden sen de þu aðzýndaki sigarayý atýver bir zahmet. Baksana, çocuk deminden beri sana bakýyor.
 
-C-
 
            CAM : Kumdan yapýldýðýný ilk öðrendiðimde cama duyduðum saygýyý bir anda yitirivermiþtim. Öyle ya, sanki plaja gidince üstünde tepinmiyormuþuz gibi aklý evvelin biri tutup bir avuç kumu ýsýtýyor, cama dönüþtürüyor, içine dolduruyorlar sütü, her çarþamba sabahý daha ilk derste dayýyorlar burnuna. 'Hadi iç.' Ne içmesi caným sabah sabah?
            Ama yine de ne güzel; içi dýþý bir. Kalýp gibi durur, hiçbir þeyi gizlemez. Öyle ya; camýn ardýndan bakan yarin aþkýný bile saklayamadýðý için yaþanmýyor mu hala o camdan-cama-aþklar, az da olsa?
            Yine de garip deðil mi kavanozun içindekileri görebilirken kumsalýn altýndakileri görememek.
 
-D-
 
            DÜÞKIRIKLIÐI : 
 
-Saçmalama ne olursun! O nasýl laf öyle? Seni sevdiðimi biliyorsun. Sen benim asla olamayacaðým kadar, hatta kimsenin asla olamayacaðý kadar kusursuzsun. Üstüne üstlük bana da aþýksýn. Bunun için seviyorum seni.
-Peki aþk her þeyi affeder mi?
-N-nasýl?
-Bak. Seni sevdim. Her þey çok güzeldi, kusursuzdu. Sen de öyleydin. Hala da öylesin. Ama ben, artýk... Nasýl söylesem... Anlýyorsun deðil mi?
 
-E-
 
            EVLÝ OLMAYANLARA YEMEK TARÝFLERÝ :
 
            AÞÇININ SPESYALÝTESÝ (1 kiþilik)
 
            MALZEMELER
 
            1/2 paket çubuk makarna (yaklaþýk 360 çubuk)
            Bir miktar sývý yað
            Biraz tuz
            1 1/2 göz kararý salça
            Önceki günlerden kalmýþ yemek, sos vb., malzemeler
            Bir bulaþýk süngeri
            Biraz bulaþýk deterjaný (tercihen krem deterjan)
 
            HAZIRLANIÞI
 
            Daha önceden gözünüze kestirdiðiniz, (lekeleri) kolayca temizlenebilecek bir tencereyi bulaþýklarýn arasýndan çýkarýn. Islak bulaþýk süngerinin üzerinde bir parça deterjaný köpürtün. Tencerenizi, çatalýnýzý ve tahta kaþýðýnýzý temizleyip durulayýn.
            Temizlenen tencerenin içine birkaç litre su ve bir çorba kaþýðý sývý yað koyun. Suyu kaynamaya býrakýn. Kaynamaya baþlayýnca suya bir miktar tuz ekleyin ve karýþtýrarak eritin. Yarým paket makarnayý suya atýn ve haþlanmaya býrakýn. 8-10 dakika sonra makarnayý süzün. Sosunda kullanmak üzere makarnanýn suyundan yarým bardak (100 ml.) kadarýný ayýrýn. Sosunuza nasýl lezzet kattýðýný göreceksiniz.
 
            SOSUN HAZIRLANIÞI
 
            Sos için önceki günlerden kalan yemek ve benzeri malzemeyi kullanacaðýz. Benim elimde yarým tencereye yakýn mantar çorbasý, salça ve kurumaya yüz tutmuþ bir miktar kýrma yeþil zeytin var. Bir miktar sývý yað ile salçayý kavuruyoruz. Daha sonra mantar çorbasýný ve ayýrdýðýmýz makarna suyunu ekliyoruz. Bir yandan sosu karýþtýrýrken diðer yandan da yeþil zeytinin çekirdeklerini ayýrýyoruz. Zeytinleri de ekledikten sonra sosu dilediðimiz kývama gelene dek piþmeye býrakýyoruz. (Siz de sosunuz için evinizde bulduðunuz eski malzemeleri deðerlendirebilirsiniz.) Süzdüðümüz makarnamýzý hazýrladýðýmýz sosun içine ekledikten sonra yemeðimiz hazýr oluyor. Afiyet olsun.
            Bir sonraki tarifte buluþana dek esen kalýn.
 
-F-
 
            FERMUAR ya da “Fatoþ Haným’ýn Gündüz Kabuslarý” :
 
            Sýcak bir yaz günü, vakit öðleyi bir hayli geçmiþtir. Bir oðlan ve bir kýz bir kafeteryanýn sokakla iç içe olmuþ masalarýndan birinde oturmaktadýrlar. Sevgili olmanýn eþiðinde olduklarý ancak henüz birbirlerine açýlamadýklarý her hallerinden anlaþýlmaktadýr. Sonunda sessizliði bozmaya niyetlenen oðlan yutkunur ve hafifçe kýza doðru eðilir.  
 
Oðlan: Seninle sohbet etmekten çok büyük keyif alýyorum
Kýz:     Nasýl bir keyif bu? Biraz açar mýsýn?
Oðlan: Yani þunu demek istiyorum: Hem zeki hem de çekicisin.
Kýz:     Biraz daha açar mýsýn?
Oðlan: (ayaða kalkarak) Yani diyorum ki... Belki bu akþam...
Kýz:     Ne yapýyorsun? Herkes bize bakýyor! Kapat þunu lütfen! Böyle þeyleri hiç sevmem!
 
-G-
 
            GÝTARÝST: Gitar (bkz. Telli Çalgýlar) çalan müzisyenlere verilen genel ad. Gitaristleri iki ana baþlýk altýnda inceleyebiliriz:
 
I-PROFESYONEL GÝTARÝSTLER
 
            Bu gitaristlerin büyük çoðunluðu baþlangýçta hobi olan eðilimleri sayesinde sonradan kendilerine profesyonel anlamda bir katký saðlarlar. Eðitim almýþ ya da almamýþ olsun profesyonel gitaristlerin ortak özellikleri, her þeyden önce profesyonel birer dinleyici olmalarýdýr. Nasýl ki bir marangoz ilk kez gittiði bir eve girerken kapýda ufak bir duraksama yaþarsa, profesyonel gitaristlerde de müzik dinlerlerken benzeri tepkimeler gözlemlenebilmektedir.
            Bu tip gitaristler de kendi içlerinde 'solo gitaristler' ve ' ritim gitaristler' olmak üzere ikiye ayrýlýrlar: Solo gitaristler -ya da kendi deyimleriyle 'lead gitaristler'- çoðunlukla müzikte hýzýn armoniye baskýn olmasý gerektiðini savunurlar. Müziðin armonik yapýsýna hemen hiç katkýlarý yoktur. Ýlk-gençliklerini kapalý mekanlarda, güneþten, oksijenden ve besinden uzak geçirerek, canhýraþ, parmaklarýný hýzlandýrmaya çalýþtýklarý için ciltleri bozuk olur. Tüm bu çabalara raðmen amaçlarýna, karþý cins ile iliþki kurabilme baþarýsýna asla ulaþamazlar, çünkü bütün kýzlarý 'plaj gitaristleri' götürmektedir.
            Diðer yandan, ritim gitaristler neredeyse tüm altyapýyý üstleniyor olmalarýna raðmen hemen hiç raðbet görmezler, çünkü yaptýklarýnýn ortalama dinleyiciler için hiçbir albenisi yoktur. Ritim gitaristler çoðunlukla surat asarlar çünkü yanlarýnda acayip hareketler yapan meslektaþýndan (bkz. Üst paragraf) daha duygulu, daha kaliteli iþler yapabilecekken bir köþeye terkedilmiþlerdir. Bu nedenle dikkat çekici olabilmek için (saçlarda anlamsýz ve komik modifikasyonlar yapmak ya da tuhaf giysiler giymek gibi) saçma sapan yollara baþvurup daha da gözden düþebilirler.
 
II-PLAJ GÝTARÝSTLERÝ
 
            "Taþ atayým lakin kolumu yormayayým" zihniyetinin ürünü bu bireysel giriþimci gitaristler asla bir grubun parçasý olmadan, minimum düzeyde emekle maksimum karþýlýk almayý planlarlar. Solo gitaristlerinki ile benzeþen bir geliþim evresinden geçerler ancak sosyal yetenekleri geliþmiþtir. Solo gitaristlerden tek önemli farklarý (sivilceleri ve hýz yapma hýrslarýný göz önüne almazsak) eðilimlerinin maddi karþýlýðýný almak konusundaki umursamazlýklarýdýr. Onlar için manevi karþýlýklar daha önceliklidir.
            Kýsa bir zaman dilimi içerisinde birçok yerde birden görünebilecek kadar hýzlý yaþayan bu gitaristler çoðunlukla 'sýrnaþýk' olduklarý gerekçesiyle hemcinsleri tarafýndan pek sevilmezler. Güçlü sosyal yönleri sayesinde yakýn çevrelerinden akor kitaplarý, kasetler ya da gitar, sürekli girip çýktýklarý müzik marketlerden de gitar teli ve benzerini ücretsiz temin edebildiklerinden dolayý asla maddi sýkýntýlarý olmaz. Onlara göre dünyanýn bütün þarkýlarý gitarýn en alt telinde (bkz. Mi Teli) yaþamaktadýrlar. Karþý cinsi kendilerine baþarýyla çekmelerine bakýlýrsa, sosyal yönleri gibi ikna kabiliyetlerinin de geliþmiþ olduðu söylenebilir.
            Sanattan bu kadar uzak olan 'plaj gitaristleri'nin seyrek de olsa eðilimlerini profesyonel seviyeye çektikleri görülmüþtür. Ne var ki ortaya çýkan kalitesiz albümlerin çevresinde oluþan 'sabun köpüðü' dinleyici kitlesi bir-iki albüm sonrasýnda sýkýlýp gittiðinde 'plaj gitaristleri' çaresiz çýtayý yükseltirler. Ancak önceki albümlerden dolayý kendilerine yapýþýp kalan 'kötü müzisyen' havasý yüzünden ticari baþarý da hayal olmuþtur. Geriye kalan ise salon duvarlarýný süsleyen posterler, afiþler, ünlülerle çekilmiþ 'samimi' pozlar ve benzerleridir.
            Bu tip 'plaj gitaristleri'nin küçük bir kýsmýysa yaklaþýk 30 sene sonra bir müzik þirketinin kendilerini hatýrlamasýndan faydalanarak üçüncü bir deneme yapýp bir nostalji havasý yakalamaya çalýþýrlar. Ancak sonuç kral olmak deðil çoluk-çocuðun maskarasý olmaktýr: "Nine! Bak dedemin klibi çýktý! Yanýnda da bir sürü manken var!"
           
            Bu iki kategorinin dýþýnda kalan ve incelemeye deðecek pek fazla özellikleri olmayan az sayýda gitariste ise 'Ne kadar kötü çalýyorsun!' denir.
 
-Ð-
 
            Ð'NÝN YALNIZLIÐI: Tüm komplekslerinden arýnmýþ ve grup zihniyetini baþarýyla kavramýþ olan 'Ð' alfabemizin 9. harfidir. Yazý dilinde kelime baþýnda rastlayamayacaðýmýz bu mütevazý harf, sözlük, ansiklopedi gibi eserlerin yayýncýlarý tarafýndan hep göz ardý edilegelmiþ olsa da, kendisine duyulacak ihtiyacý bildiðinden, köþesinde sükunetle kendisine verilecek görevi bekler ve asla þapkasýný çýkartýp kelime baþýna geçmeye yeltenmez. Her ne kadar yazý dilinde kelime baþýnda görülemese de konuþma dilinde bazen kelime baþýna geçebilmektedir. Örnek olarak þu cümleyi inceleyebiliriz: 'Ðecep! Neðdesin?' Bu durumu, konuþmacýnýn zaafý olarak basite indirgeyemeyiz, çünkü açýkça görüldüðü gibi örnekte kelimeyi baþlatan Ð'dir.
            Ð'nin yalnýzlýðý ile ilgili en meþhur meseli buraya alarak Ð maddesini noktalýyoruz.
 

ÇÝRKÝN ÖRDEK YAVRUSU


 
            Kendisini bildiði günden beri anne olmanýn heyecanýný tadamamýþ olan diþi ördek bir sabah sevinçli bir telaþla kocasýný uyandýrýr. Hiç anne olamamanýn üzüntüsüyle tüyleri solmuþ ve adeta yaþlanmýþ olan ördek o sabah bir peri kýzý kadar güzeldir; ardýndan gelen sabah güneþinin parýltýsýyla tepeden týrnaða ýþýldamaktadýr, gençleþmiþ gibidir. Kendisine þaþkýn ve uykulu gözlerle bakan kocasýna büyülü bir sesle telaþýný açýklayýverir uzun zamandýr beklenen ama unutulmuþ o kelimelerle:
            -Müjde Bey! Baba oldun!
            Rüyadaymýþçasýna mutlu görünen Bay Ördek ve Bayan Ördek þimdi gülen gözlerle baktýklarý bir çift yumurtanýn kýrýlmasýný ve yavrularýn dýþarý çýkmasýný beklemektedirler. Dakikalar dakikalarý, saatler saatleri kovalar ve yaz güneþi yakýcýlýðýný yitirmek üzereyken yumurtalardan biri hafifçe sallanmaya ve çýtýrdamaya baþlar. Çiftin gülen gözleri daha da bir parýldamaya baþlamýþtýr. Ýkinci yumurta da sallanmaya ve çýtýrdamaya koyulmuþken diðeri çoktan açýlmýþ, ilk yavruyu annesinin ve babasýnýn gözlerinin önüne sermiþtir. Çiftin mutluluðu tarif edilemeyecek hale gelmiþtir. Yeni baþlayan bir yaþam, çevreyi tanýmak ve anlamak için saða-sola boþ bakmakta olan bir çift güzel göz... Yeni doðmuþ zavallý yavru daha olan bitene anlam veremeden annesinin ve babasýnýn öpücüklerine maruz kalýr. Artýk bir þeyi anlayabilmiþ, tanýmýþtýr: Sevgi.
            Parlaklýðýný yitirmiþ güneþin daðlarýn ardýnda kaybolmaya baþladýðýnda diðer yumurta da kýrýlmaya yüz tutmuþtur. Sabýrsýz gözler yumurtadaki her hareketi saniyesi saniyesine takip etmektedirler. Güneþ ardýnda loþ bir kýzýllýk býrakýp kaybolduðunda diðer yavru da kabuðunu kýrmýþ ve dýþarý çýkmýþtýr. O da týpký kardeþi gibi yumurtadan çýkar çýkmaz etrafa boþ boþ bakýnmaya, çevresini tanýmaya, anlamaya koyulmuþtur. Ama görebildiði, anlayabildiði tek þey vardýr: Korku.
            Anne ördek gördüðü manzaradan aðlaya aðlaya kaçar; kurtulmak istemektedir. Baba ise daha soðukkanlý kalmýþ, yeni yavruyu incelemektedir. Kardeþine göre oldukça çelimsiz sayýlabilecek olan bu minik ördeðin görüntüsündeki en çarpýcý tuhaflýk rengidir. Simsiyah tüylere sahip olan yavru, yaþamý boyunca aþaðýlanacaðýný hissediyormuþçasýna titremekte ve babasýnýn lanetleyen bakýþlarý altýnda ezilmektedir. Kar beyazý kardeþini alýp götüren babasýnýn ardýndan bakarken tanýmlayamadýðý bir þeylerin yüreðini kemirmesine engel olamaz.
            Onu lanetleyen çift yýllardýr evlat sahibi olamamanýn acýsýný kardeþi ile dindirmektedir. Kardeþi doðmasaydý belki de annesi onu görünce böyle aðlamayacak, babasý onu böyle terk edip ardýna bakmadan gitmeyecekti. Ama onun yerini daha iyi dolduracak bir baþkasý vardýr ne yazýk ki.
Canlýlar böyledirler: Sahip olduklarý þey tek olduðunda kötü bile olsa onu baðýrlarýna basarlarken, yerine koyabilecekleri bir ikinci seçenek bulduklarýnda arkalarýna bile bakmaz giderler.
            Ne var ki 'çirkin ördek yavrusu' için yaþam sanýldýðý gibi geliþmez. O, herkesin bembeyaz olduðu yerde tepeden týrnaða siyahtýr. Artýk genç -ve de farklý- bir ördektir. Dost sohbetlerinde herkes onun hakkýnda kötü konuþsa da bütün gözler üzerindedir. Kýzlar kendi aralarýnda onun ne kadar çirkin olduðunu söyleseler de yalnýz kaldýklarý her an onu düþlemekte, en mahrem rüyalarýnda onu görmekte ve arzulamaktadýrlar.
            Aradan uzun zaman geçer. O artýk yetiþkin ve mutlu bir ördektir. Mutludur ve civardaki genç ördeklerin neredeyse yarýsý týpký onun gibi tepeden týrnaða siyahtýr.
 
-H-
 
            HAYALET: Öldükten sonra hortlayýp madde aleminde göründüðüne inanýlan varlýk. Adý yöreye, kültüre ya da modeline göre 'hortlak', 'ghost', 'gulyabani', 'phantom', vb. gibi çeþitlilik gösterir. Yazýlý ve sözlü edebiyatýn popüler malzemesi olan hayaletlerin tekstilcilerin uydurduðu bir mitos olduklarý yönünde yaygýn olarak kabul gören bir inanýþ da vardýr.
            "Shakespeare'in ünlü oyununda, Hamlet babasýnýn hayaleti yerine 'sevimli hayalet Casper'ý görseydi oyunun tadý kaçardý, ve hatta oyun sulanýrdý." diyor ünlü Norveçli eleþtirmen Engwar Björnsen. "Böyle bir durumda izlediðimiz güçlü bir trajedi deðil basit bir çocuk piyesi olurdu ve kimse böyle bir oyun için eleþtiri yazýsý hazýrlamazdý." Björnsen'in de vurguladýðý gibi bir hayaletin edebi olarak dikkate deðer olmasý için bazý niteliklere sahip olmasý þarttýr.
            Parapsikoloji bilimiyle uðraþan birçok uzmanýn da ýsrarla altýný çizdiði üzere hayaletler aslýnda, týpký Hamlet'te resmedildiði gibi, aklý baþýnda, oturup kalkmasýný bilen, usturuplu ve kibar varlýklardýr. Dünya Parapsikoloji Dernekleri Konfederasyonu Genel Sekreteri John Spite da benzeri görüþleri dile getirdiði kitabý 'Hayaletler Arasýnda 120 Gün'de insanlarý hayaletlere karþý önyargýlý olmamaya çaðýrýyor: "Bir hayalet gördüðünüzde kaçmaz ve bulunduðunuz yerde çökmek vesilesiyle korktuðunuzu belli etmezseniz hayalet de size saldýrmayacaktýr. Onlarý sevin, sevginizin karþýlýðýný alacaksýnýz."
 
-Ý-
 
            ÝLETÝÞÝM:
 
-Bir tane yarým ekmek-köfte yapar mýsýnýz? Yalnýz mümkünse içinde ketçap olmasýn.
-Mayones de mi koymayayým aðbi?
-Domates, marul, mayonez falan koy ama ketçap istemiyorum.
-Buyur aðbi.
-Usta, ketçap koymayýnca diðerlerini de mi koyamýyorsun? Domates falan at bari þu ekmeðin içine. Böyle kuru kuru mu yedireceksin köfteyi?
-Aðbi kepçap olmasýn dediydin ya?
-Tamam iþte usta, sen de kendi aðzýnla söylüyorsun bak 'ketçap olmasýn' diye. Ben mayonez olmasýn, marul olmasýn dedim mi?
-Dimedin aðbi.
-Sorun ne o zaman? Al usta, þu ekmeðin içine bir þeyler daha koyuver de köfteler yalnýzlýk çekmesin.
-Olur aðbi.
-Usta ne yapýyorsun sen yine? Elin hemen ketçaba gidiveriyor.
-...
-Usta?
-Yav yiðenim, ben senin ne istediðini anlamadým ki! Þunu açýk açýk bi söyleyiver hele.
-Bak þimdi usta! Þu soðuyan köftelerin üzerine istediðin malzemeyi koy, sadece ketçap koyma. Anlatabildim mi?
-Ha þöyle desene þunu.
-Ben nasýl dedim peki?
-Bi saattir kafamý çorba ettin ya burda. Ver bakayým þunu! Aha kepçap...
-Usta sen beni delirtecek misin yahu? Allaaaah.......
-Hoop! Napýyon sen? Býrak kepçapýmý! Atma! Gel len buraya! Kibar züppe seni!
 



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yaþam kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mini Sosyal Bilimler Ansiklopedisi - Cilt III
Mini Sosyal Bilimler Ansiklopedisi - Cilt II

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dinin Açtýðý Yaralarý, (Hastayý Daha da Kötüleþtirmemek Adýna) Dini Görünen Ancak Ýlmi Merhemlerle Tedavi Etmeye Çalýþýrken, Sunulan Yeni Merhemin Yanlýþ Yorumlanýp Yeni Bir Dini Akým Oluþturmasý ve Bu Akýmýn Önünün Alýnamamasý Üzerine Bir Tarih Dersi
Satýcýlarýn Sakallarý ile Satýþýn Hedef Kitlesi Arasýndaki D

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Nasýl Zengin Oldum [Öykü]
Metin Þentürk'e Açýk Mektup [Öykü]
Et Suyuna Bulgur Pilavý - II [Öykü]
Belli Olmaz [Öykü]
Et Suyuna Bulgur Pilavý [Öykü]
Her Þey Güllük Gülistanlýk [Öykü]
Müptela [Öykü]
Kapý - 2 - [Öykü]
Kapý - 1 - [Öykü]
Þehrin Ýstenmeyen Tüyleri [Öykü]


Anýl Gökpek kimdir?

Kayýp kuþak gerçek mi? Yoksa sadece bir efsaneden mi ibaret?

Etkilendiði Yazarlar:
Oðuz Atay, James Joyce, Sabahattin Ali


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Anýl Gökpek, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.