..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Kitabýnýn bir kopyasýný gönderdiðin için saðol. Onu okumakla hiç zaman yitirmeyeceðim. -Moses Hadas
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Fantastik > Ertuðrul ERDOÐAN




24 Mayýs 2024
Gizemli Zarf  
Ertuðrul ERDOÐAN
Adam adýmlarýný kapýya doðru yönlendirdi. Biran önce bu gizemli ortamdan sýyrýlýp karýsýnýn koynuna girmeyi ve normal hayatýna dönmek istiyordu. Çevresine bakýndý, duvarda farklý boylarda Hristiyan figürlü tablolar çoðunluktaydý. Onlara bakmayý istemedi. Kapýnýn önüne geldiðinde yere baktý, bir sürü ayakkabý gördü. Hepsi de iriceydi. Aralarýndan ayakkabýsýný aradý, bulamadý. Bazý ayakkabýlarý kenara alýnca, ayakkabýsýný bulmuþtu. Alýp giyerken aklýna zarf geldi. Kalbi çarptý.


:GB:
Gecenin ilerleyen saatlerinde ýssýz sokaklarda hýzla giden yarýþ tipi motosiklette üç kiþi vardý. Motosikletin öyle bir gürültüsü vardý ki, üzerlerindeki açýk saçýk geceliklerine aldýrmadan pencerelerden el kol hareketleriyle küfür ederek baðýranlar çoðunluktaydý. Hatta sokak lambalarýnýn ölgün ýþýðýnda, rüzgar gibi uçan motorun plakasýný almaya çalýþanlar olsa da, bunu becerememiþlerdi.
Rüzgâr sert esiyordu… Arkada oturan kadýn orta yaþlardaydý. Kaský yoktu. Siyah renkli uzun saçlarý gecenin karanlýðýna gizlenmiþ, savruluþu görünmüyordu. Ara sýra yüzüne gelen saçlarýný arkaya atsa da, saçlar tekrar yüzünü kaplýyordu. Önünde oturan kendisinden üç yaþ küçük kardeþine sýkýca sarýlmýþtý. Onun kafasýnda kýrmýzý bir kask vardý. En önde oturan adam, eniþtesiydi. Boyu küçük ve zayýfçaydý. Bir çocuk kývamýnda kývrýlývermiþti ön tarafa. Öyle bir oturuþ þekli vardý ki, sanki kayýnbiraderinin bacaklarýna uzanmýþ bir pozisyondaydý.
Motoru süren yavaþlamýþtý. Ablasýyla eniþtesini sekiz katlý bir apartmanýn önünde indirdi. Onlara, “Siz çýkýn, ben geliyorum.” derken aðzý yalpaladý. Geldikleri düðünde oldukça içmiþlerdi. Sersem sepelek bir halde apartmanýn arka tarafýna geçti. Motorunu genelde aðaçlarýn altýna býrakýrdý, öyle yaptý. Montuna sýkýca sarýlýp sallanarak apartmana girdi. Asansörü çaðýrýp bekledi. Apartmanýn giriþindeki boþluða öylesine baktýðýnda baþý döner gibi oldu. Midesi bulandý, ha kustu ha kusacaktý. Kendini sýktý. Gömlekle atleti arasýna yerleþtirdiði zarfa dokundu, yerindeydi. Zarfýn çok çok önemli olduðu ve mutlaka belirttikleri adrese saatinde teslim edilmesi istenmiþti. ‘Ýçinde neler yazýyor?’ diye, merak etti. Çýkartýp baktý, aðzý sýký sýký hem tutkalla hem de bantla yapýþtýrýlmýþtý. Tekrar yerine koydu. Asansör gelince binip hangi düðmeye bastýðýnýn bile farkýnda deðildi. Ama asansör yukarý doðru hareket etmiþti. Panoya baktý, göremedi. Gözlerini hýzla ovuþtursa da, hangi katta durduðunu anlayamadý. Asansörden çýktýðýnda içerisi fena içki kokuyordu. Bir sonra binenlerin sarhoþ olmamasý mümkün deðildi!
Kapý açýktý. Karýsýna “Ya baþka birisi girseydi…” diye kýzdý. Kapýyý usulca itekleyip içeri girdi. Ayakkabýsýný diðer ayaðýnýn topuk yardýmýyla çýkardý. Ýçerisi karanlýktý. Lambanýn anahtarýný bulamadý. Ayaklarýný sürüyerek ilerledi. Karýsýnýn kendisini karþýlamamasýný garipsedi. “Her halde derin uykusundadýr.” diyerek, uzunca bir koridordan tüy adýmlarla geçti. Elini körler gibi saða sola dokundurmak istedi. Eli boþlukta dolanýp durdu. Karýsýnýn bir anda karþýsýna çýkýp, “Hoþ geldin kocacýðým.” demesini çok isterdi. Olmadý. Eli sert bir yere dokununca kapý olduðunu anladý. Kolunu bulup hafifçe aþaðýya doðru kývýrdý. Gýcýrdama sesini duymadý. Oysaki karýsý kaç gündür ‘kapýlarý yaðlamýyorsun!’ diye uyarýyordu. Kapýyý ileri itekleyip içeri geçti. Burasý da karanlýktý. Aksilik dýþarýdan sýzan bir ýþýk belirtisi yoktu. Ay sanki saklambaç oynarcasýna kaybolmuþtu gecenin sessizliðinde. Birkaç adým daha ilerledi, ayaðý sert bir nesneye dokundu. Eðilip elini saða sola gezindirdi. Dokunduðu yataktý. Sevindi. Gözlerini kapatsa da bu dönüþü engelleyemiyordu. Kendine gelmesi için mutlaka kusmasý gerektiðini biliyordu. Banyoya gitmeyi göze alamadý. Üstüyle birlikte vücudunu yataða býraktýðýnda sýrtý tavana dönüktü. Uyumuþtu. Bir ara sýcaklanýr gibi oldu. Ýçki vücudundaki sularý sünger gibi emmiþti. Dili damaðý kuruyunca yana döndü. Ayaklanýr gibi oldu, beceremedi. Bir kez daha denedi. Yine kalkamadý. Banyo bir gidip kussa ve ardýndan yüzünü soðuk suyla yýkasa, kendine gelecekti. Ancak, bunu yapacak gücü kendinde bulamýyordu. Yatar halde üstündeki montunu çýkarýrken zorlandý. Pantolonunun fermuarýný aþaðýya doðru yarým çekti. Gömleðini dakikalarca uðraþýp çýkarttýðýnda zarf yataða düþmüþtü.
Adam çok uyuduðunu zannetmiþti. Havanýn fecir zamaný gözlerini açtý. Susamýþtý. Yutkunmak istedi yapamadý. Boðazý kuruyan bir dere yataðý gibiydi. Yanýnda bir kazan su olsa sanki hepsini bitirecekti. Karýsýna seslense mutlaka getirirdi. Ama onu uyandýrmaya kýyamazdý. Zorlansa da, kalkmýþtý. Karanlýkta kapýyý açýp içeri geçti. Kapýnýn kenarýnda lambanýn anahtarlýðýný aradý. Bulunca dokundu. Ýçerinin aydýnlanmasýyla yataktakiler “Ay!” diye çýðlýk attýlar. Adam þaþýrdý. Baldýrý dýþarýda görünenin karýsý olduðunu düþündü. Yanýndakini de bir adam olarak gördü. “Kim olabilirdi?” “Yoksa… ” dedi. “Ama o yapmaz öyle þeyler.” diye, içinden söylendi. Yataktakiler yorganý üstüne çekip þaþkýn gözlerle adama bakýyordu. Adam da þoktaydý. Bütün vücudunu esir alan içki bir anda uçup gitmiþti. Herkes gözlerini fal taþý gibi açmýþ bir halde birbirine bakýyordu. Ýlk hamleyi kim yapacaktý, belli deðildi. Adam, “Aysel…” dedi. Yorganý neredeyse baþý hizasýna getiren diðer kadýn, sadece þaþkýnca bakýyordu. Adam, “Aysel sen deðil misin?” diyerek rüyada olduðunu düþündü. Kendisine cimdik attý, caný yandý. “Hayýr” diyen ses kalýncaydý. Adam, týrsmýþtý. Mahvolduðunu düþünerek þiþman kadýnýn yanýndakini kocasý zannetti. Kendisinin kadýnýn metres olduðunu düþündü. Kocasý, birazdan yataðýnýn altýndan tabancasýný çýkartýp bir iki el ateþle yere serilecekti… Veya mutfaktan getireceði iri býçakla her tarafýný delik deþik edecekti. Birkaç saniyede ne senaryolar kurmuþtu ölüm üzerine… “Ahmak hiç mi bakmadýn asansörün durduðu kattaki numaraya! Hadi gözlerin þaþýydý, ayný kapý olan her evi kendi evin mi zannettin aptal!” diye kendine kýzdý. Bu þaþkýnlýkta yataktakilerin neden ayaða kalkýp bir þeyler yapmadýklarýna þaþýrmýþtý. “Yok yok! Bu rüya!” dedi. “Ben olacaðým böyle bir ortamda, karþýmdakinin leþini çýkartmýþtým.” diyerek, yaktýðý ýþýðý kapatýp yattýðý odaya tekrar döndü. Ortalýk zifiri karanlýktý. Zarfý kontrol etti, yerinde yoktu. Telaþlandý. Eli ayaðý titredi. Boðazý düðümlendi. “Ya kaybolduysa?” diye el yordamýyla yataðýn üstünde zarfý aradý. Neyse ki bulmuþtu. Yataðýn yanýndaki komedinin üstüne býraktý.
Biraz önce girdiði kapý usulca açýldý. Karþýsýndaki þiþman kadýn, uzunca giydiði beyaz elbisesiyle canýný almaya gelen Azrail gibiydi. Korkmuþtu. Kadýn,
“Sen de kimsin?”
“Ben alt komþunuzum.”
“Sizi hiç görmedim ama…”
“Geceleri çalýþýrým.”
“Buraya nasýl girdiniz?”
“Kapý açýktý…”
“Numarasýna bakmadýnýz mý?”
“Dün gece bir yakýnýmýzýn düðünündeydik. Asansörün düðmesine bastým ama yanlýþ basmýþým. Zira çok sarhoþtum. Özür dilerim, bizim ev diye, sizin eve girmiþim.”
Kadýn baþka hiçbir þey söylemeden gizemli bir þekilde ýþýðýný söndürüp yataðýna döndü. Adam bu harekete þaþýrmýþ bir halde olduðu yerde öylece kaldý. “Yok yok ben rüyadayým.” dedi. Baþkasý olsa canýma okumuþtu namus meselesi yaparak.” dedi. Iþýk yanmýþtý. Etrafýndaki adamlar bir tuhaftý. Yürüyüþleri bir zombiden farksýzdý. Hepsinin üstünde ayaklarýna kadar uzanmýþ beyaz bir elbise, gözlerinin çevresi siyaha boyanmýþ, yüzleri ise sanki bir una batýrýlmýþ gibi bembeyazdý. Burasý neresiydi? Bilmiyordu. Etrafýnda dolananlarýn kim olduðuna da anlam veremedi. “Olup bitenler belki de bir tiyatro oyununun provasýydý. Ben ise oyuncular arasýna katýlanlardaným.” diye, düþündü.
Adam yataðýnýn kenarýna býraktýðý elbiselerini giyinmeye çalýþtý. Yaþlý bir adam engel oldu. Sanki bir av yakalamýþtý. Elinden tutup yataðýn kenarýna oturttu. Hiç konuþmuyordu. Adamýn korkusu gittikçe artýyordu. “Yoksa bunlar zarfý ele geçirmeye çalýþanlar mýydý?” diye düþünürken kapý aniden açýlmýþ, içeriye iki yaþlý adam girerek kendilerini yere atmýþlardý. Üstleri týpký bir dilenciden farký yoktu. Saçlarý aylardýr yýkanmamýþçasýna karmakarýþýktý. Beyazlaþmýþ sakallarý ise griye yön deðiþtirmiþti. Yerdeki adamlar, garip garip hareketler yapýyordu. Adam, “Beni býrakýn gideyim!” dese de, kimse yanýt vermiyordu. Küçük adýmlarla ilerleyen adamlar, bir mankenin donukluðunda bakýyorlardý. Adam, yataða oturdu. “Allah’ým ben kime ne yaptým? Günahým ne? Zarfý sabah yetiþtirmem lazým. Yoksa meslek hayatým biter!” diye hayýflandý. Çevresine bakýndý, kimseler yoktu. Hýzla giyinip kapýya doðru yöneldi usul adýmlarla… Usulca kapýyý açtý. Karanlýkta geldiði koridora bu kez loþ bir ýþýk vardý. Etrafýna bakýndý. Köþedeki heykele baktý. Dokundu. Antik mi, patine mi, yoksa püskürtme tekniði ile mi yapýlmýþtý, bilmiyordu ama heykelcik sertçe ve kaygandý. Bu tür heykelleri daha önce görevli olarak gittiði bir müzede görmüþtü. Heykel çýplak bir adam figürüydü. Kaslý ve mitolojide bir Tanrýyý simgelemiþ olabilir diye, düþündü. Eliyle üzerinde gezindi. Çýkýntýlý bir yazý üzerinde durdu. Loþ ýþýða raðmen yazýyý okumak istedi. Pirinçten yapýlmýþ küçük bir eklentide, “Ýngiliz tasarýmcý Tom Dixon” yazýyordu. Dudak bükerek ilerledi. Duvarlara baktý. Büyük bir tablonun önünde durdu. Ýnceledi. Tabloda çeþitli saatler yamuktu. Tabloya biraz daha yaklaþýp kenarýndaki küçük yazýyý zorlansa da okuyabildi. Yazýda, ‘Belleðin Azmi’ / Dali’ yazýyordu. Açýklamayý okumaya devam etti. ‘Bu tablonun aslý New York The Moders Resim Galerisi’nde bulunmaktadýr.’
Adam adýmlarýný kapýya doðru yönlendirdi. Biran önce bu gizemli ortamdan sýyrýlýp karýsýnýn koynuna girmeyi ve normal hayatýna dönmek istiyordu. Çevresine bakýndý, duvarda farklý boylarda Hristiyan figürlü tablolar çoðunluktaydý. Onlara bakmayý istemedi. Kapýnýn önüne geldiðinde yere baktý, bir sürü ayakkabý gördü. Hepsi de iriceydi. Aralarýndan ayakkabýsýný aradý, bulamadý. Bazý ayakkabýlarý kenara alýnca, ayakkabýsýný bulmuþtu. Alýp giyerken aklýna zarf geldi. Kalbi çarptý. O egzotik odaya girmek ve gördüðü hayalet türü yaratýklarla tekrar karþýlaþmak istemiyordu. Ýkircikte kaldý. Zarfý býrakýp gitse, iþ hayatý sona erebilirdi. ‘Bundan sonra ne iþ yaparým? Beni kim iþe alýr?’ düþünceleri arasýnda ayakkabýsýnýn baðýný býrakýp, odaya geri döndü. Tablolardaki Orta Çaðýn ilginç insanlarý sanki ona sertçe bakýyordu. Ürkerek odaya girdiðinde kimsenin olmamasýna sevindi. Gözü yatak odasýndaydý. Ýçerideki þiþman kadýn acaba ne yapýyordu? Onun yanýndaki kadýn kimdi? Yerde yatan o iki ihtiyar neden acayip hareketler yapmýþtý? Ve oda da gördüðü o zombi kýlýklý insanlar da neyin nesiydi? Gördüklerini rüya olarak kabullendi.
Zarf komedinin üstündeydi. Üstünü okudu, Arapça yazýyordu. Sessizce alýp montunun arasýndan gömleðinin içine soktu. Yavaþ adýmlarla kapýnýn önüne geldi. Ayakkabýlarýný giydi. Eve girmeyi düþünmedi. Dýþarý çýktýðýnda hava aydýnlanmýþtý. Bir an önce zarfý adresine teslim etmek için motorunu çalýþtýrdý. Pencereden bakanlar yine homurdanýyordu sabahýn erken saatlerinde… Motor Suudi Arabistan Elçiliðinin giriþ kapýsýnda durdu. Adam kimliðini gösterip bahçeye doðru yöneldi. Elçiliðin kapýsýndan içeriye girdiðinde saat 08.30’du.
Karýsý üzerinde gezinen kocasýnýn eliyle uyandý. Kocasýna baktý, sayýklýyordu. Neler konuþuyor diye, dudaklarýna doðru yaklaþtý, söylenenleri anlamadý. Ýniltileri artýnca kocasýnýn karnýna doðru hafifçe dokundu. Adam aniden uyanmýþtý. Önce karnýný kontrol etti. Sonra komedinin üstüne baktý. Zarf orada öylece duruyordu.






Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Pavyon Güzeli
Sol El
Maydanoz Hilmi
Ayaklarýn Nerede Anne?
Kadýn Adamlar
Mutfak Penceresindeki Ýri Gözlüm


Ertuðrul ERDOÐAN kimdir?

Ertuðrul Erdoðan, 1958 yýlýnda Ankara’da doðdu. 1968-1980 yýllarý arasýnda babasýnýn kurduðu Doðan Yayýnevi ve matbaalarýnda çalýþtý. 12 Eylül darbesi sonrasý yayýnevlerinin kapanmasýyla Ordu þehrinde 1982-83 yýllarýnda mahalli ve ulusal basýnda gazetecilik yaptý. Çeþitli dergi, gazete ve kitaplarda öyküleri ya¬yýmlandý. Hindistan Kritya ve Kolombiya’da düzenlenen Medellin Uluslararasý Þiir Festivali’ne on-line olarak katýlmýþtýr. Dünya sorunlarýný romanlarýna yansýtan Erdoðan, Türkiye Yazarlar Sendikasý (TYS) üyesidir. Kitaplarý: - Vallahi Öptürmem, Mola Yayýnlarý, Temmuz 2012. - Mor Gözdeki Hüzün, Deha Yayýnlarý, Mart 2014. - Mor Gözdeki Hüzün, Hel Yayýnlarý, Nisan 2015. - Sonrasýz Kadýnlar, Lakin Yayýnlarý, Þubat 2015. - Corona Yalnýzlýðý, Ceren Yayýnlarý, Haziran 2021


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ertuðrul ERDOÐAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.