Bilmek kadar kuþku duymaktan da zevk alýyorum. -Dante |
|
||||||||||
|
Hayatýmda ilk defa Türkiye’de herkesin türkülerini dinlediði, hürmet ettiði, saygý duyduðu bir sanatçýnýn kendisine eþekliði aslan olmaya tercih etmesini çok garipsemiþtim. Bu söylemi bir mütevazilik de deðil, bilgece bir çýkarým olarak zihnime kayýt etmiþtim. Evet, eþekler o gün, bugündür –sesi hariç– her þeyiyle merhametimi ve merakýmý celbeden hayvanlar olarak hayatýmda yer edinmiþtir. Eþek, edebiyatýn ve felsefenin olduðu kadar geometrinin ve sosyolojinin de en gözde mecazlarý arasýnda yer almýþ. Birçok þair, yazar, düþünce insaný, filozof, bilim insanlarý hatta folklor da eþekten vazgeçmemiþ. Divan þiirimizden derinlemesine bilgi sahibi olmaya gerek yok. Lise yýllarýmda edebiyat kitaplarýmýzýn divan edebiyatýna iliþkin bölümünde Þeyhi’nin Harnamesi en çok bilinen metinler arasýnda “eþek” yer alýrdý. Edebiyatla hiç ilgisi olmamýþ ve olmayan tanýdýðým çoðu insan Divan þiiri ile ilgili bir söz söyleyecek olsa hemen Þeyhi’nin “Bir eþek var idi zaif ü nizâr Yük elinden kati þikeste vü zâr” dizesini ezberden sýrýtarak söylediklerinin bir tanýðýyým. Edebiyatýmýzda Þeyhi’den, Ziya Paþa’ya kadar kim varsa hepsinin birer “eþeksever” olduðunu bu vesile ile söylemeliyim. Hatta Mevlana da dahil… Nietzsche Putlarýn Alacakaranlýðý’nda (11.), eþeði trajik bir varlýk olarak görür: “Bir yükün altýndadýr: Ne taþýyabilecek ne üzerinden atabilecek durumdadýr. Týpký bir filozof gibi…” Þeyhi’nin “..yük elinden kati þikeste vü zar” dizesi ile Nietzsche’nin dile söylemlerinin ne kadar benzediklerini bir tarafa býrakýp gerçekten þu eþeðin trajik yaratýklar olduklarýna bakmak gerektiðini düþünüyorum. Onlarý filozofça trajik konumlarýyla ele almak yerine; küçümsemek, aþaðýlamak sanýrým eþekliðin (!) dik âlâsýdýr!!! Eþeðin, Nietzsche’nin konumlandýrdýðý gibi iki ihtimal arasýnda kalmýþlýðýn (yükü ne taþýyabiliyor ne de üzerinden atabiliyor olmasý) trajedisini, bir Fransýz filozofu Jean Buridan, farklý bir düzlemde tekrarlar. Ünlü sosyolog Georges Gurvitch, 1953 yýlýnda Ýstanbul Üniversitesi’nde verdiði; “Ýnsan Hürlüðü Üzerine Altý Konferans”ta Buridan’ýn Eþeði’ne iliþkin deneyini þöyle anlatmýþ: “Eþit mesafeye konmuþ, ayný nitelikte iki yulaf yýðýný karþýsýnda bulunan eþek, ikisi arasýnda bir tercih yapamadýðý için hareketsiz kalýr ve açlýktan ölür.” Bu duruma biz Türkler: “ölme eþeðim ölme!” ile zapturapt altýna alýrýz. Peki gerçekten þu eþek bir filozof mu yoksa bir ahmak mý? Realitelere bakýlýrsa her iki medeniyette de ne hikmetse ahmaklýðýn istiare yoluyla dilegetirilme þekli genel de eþek üzerinden yapýlýyor. Latincede “cerebrum asini” (Eþek kafalý) bir hakaret olarak biliniyor ve bu hakaretin bizde ki karþýlýðý “Eþekliðin lüzumu yok”tur. Bu deyiþ ise, geçmiþte ve bugün, genellikle babalarý da eþek olan eþekler tarafýndan kullanýlmaya devam etmektedir. Sadece kafasý deðil, yüzü ve kulaklarýyla da bilim tarihine geçen eþek: Pythagoras’ýn geometrisinde bir teorem, bir dikaçýlý üçgenin kenarlarý ile hipotenüsü üzerine çizilen karelerin görünümünün, eþeðin yüzü ve iki kulaðýna benzetilmesi yoluyla, “Eþek davasý” diye bilim dünyasýnýn da gündeminde yerini korumuþtur. Yine eklemek gerekecekse Midas’ýn kulaklarýnýn eþek kulaklarý olduðunu hatýrlatmakta fayda görüyorum. Folklor, dedik. Ortaçað Anadolu taþrasýnda, eþek bireysel tek ulaþým aracýdýr: Türkçedeki “eþek yükü” deyiþi, aðýrlýðý temsil eder. Nasreddin Hoca’nýn eþeði, Don Quixote’nin Rozinante’si gibidir. Ama Hoca’nýn eþeðinin adý yoktur ve üstelik Hoca, eþeðine ters binmiþ olarak temsil edilir. Bu, Hoca’nýn tersliðinden midir, yoksa eþeðin tersliðinden mi bilemem. Ama belli olan bir þey varsa o da: “Altýn süsleme palanlý” ya da “semerli” eþek, aþk hayatýmýzdan tutun, siyasi hayatýmýzýn da bir parçasý olmuþtur. Oldu olacak eþek efendi ile ilgili bulabildiðim özlü sözleri de bu yazýnýn altýna iliþtireyim. Belki birilerinin eþeklik yapmamasýna (!) vesile oluruz. Kalýn saðlýcakla… Eþek ile ilgili özlü sözler: Eþek ile ilgili özlü sözler: Mal daðdan, eþek damdan; yük eþeðe gelmiyorsa eþek yüke gider. Emanet eþeðin yularý gevþek olur. Göç geriye dönerse topal eþek öne düþer. Aksak eþekle yüksek daða çýkýlmaz. Üzülme; eþek eþeði beðenir. Ömer Hayyam El elin eþeðini türkü çaðýrarak arar. Eþeðe altýn semer de vursan eþek yine eþektir. Adam sandýk eþeði, kaba yazdýk döþeði. Bal, eþeðin aðzý için deðildir. Miguel de Cervantes Aþk eþeðe bile dans ettirir. Fransýz Atasözü Attan indi eþeðe bindi. Emanet eþeðin yularý gevþek olur. Aksak eþekle yüksek daða çýkýlmaz. Atlar tepiþir olan eþeklere olur. Atlar tepiþirken arada eþekler ezilir. Attan düþen ölmez, eþekten düþen ölür. El elin eþeðini türkü çaðýrarak arar. Eþek, eþeði ödünç kaþýr. Fakir Baykurt Üç kuruþluk eþeðin beþ paralýk sýpasý olur. Eþek bile bir düþtüðü yere bir daha düþmez. Eþek hoþaftan ne anlar; suyunu içer, tanesini býrakýr. Eþeðini saðlam kazýða baðla, sonra Allah’a ýsmarla. Eþeðin kuyruðunu kalabalýkta kesme; kimi uzun, kimi kýsa der. Attan düþene yorgan döþek, eþekten düþene kazma kürek. Eþeðe eþek olduðunu ispat edemezsin ki… Cengiz Aytmatov Caný yanan eþek attan yürük olur (caný acýyan eþek atý geçer) Zenginin kaðnýsý daðdan aþar, fakirin eþeði düz yolda þaþar. Adam adamdýr, olmasa da pulu; eþek eþektir, atlastan olsa da çulu. Allah fukarayý sevindirmek isterse önce eþeðini yitirtir, sonra buldurur. Öküzün önünde, eþeðin arkasýnda, aptalýn her tarafýnda hazýrlýklý ol. Sahibi çok olan eþeði sonunda kurtlar yer. Ýspanyol Atasözü Eþek, köpeðe ot vermiþ, köpek eþeðe et. Ýkisi de aç kalmýþ. Çerkes Atasözü Öküzün önünde, eþeðin arkasýnda, aptalýn her tarafýnda hazýrlýklý ol. Þerefin sebebi, sanma neseptir; Eþrefin eþekten farký edeptir. Cengiz Numanoðlu Ne günlere kaldýk ey gidi gazi hünkâr, eþek vezir oldu katýr defterdar. Olur, olmaz maslahata, çolçocuk karýþýr oldu. Küllükteki boz eþek, atla yarýþýr oldu. Ýnsan hür deðildir; hür olan, eþek veya köpektir. Necip Fazýl Kýsakürek Dünya üç beþ bilgisizin elinde; Onlarca her bilgi kendilerinde. Üzülme; eþek eþeði beðenir: Hayýr var sana kötü demelerinde. Ömer Hayyam Ýsa’nýn eþeðinden þeker esirgenmez ama eþek yaratýlýþý bakýmýndan otu beðenir. Mevlana Ýnsan insandýr cepte olmasa da pulu, Eþek eþektir altýndan olsa da çulu. Eþeðe, katýr boncuðuyla inci birdir. Zaten o eþek, inciyle denizin varlýðýndan da þüphe eder. Mevlana Eþek alim olmaz taþ taþýmakla tekkeye, adam insan olmaz gitmek ile Mekke’ye. Ziya paþa Bir insan sana eþek derse umursama, ama 5 kiþi sana eþek derse git kendine bir semer al. Amerikan Atasözleri Eþeði mektep müdürü yapan dershanelerin ahýra döndüðünden þikâyet etmemelidir. Cenap Þahabettin Eðer yol bilmezsen eþeðin (nefs) dileðine aykýrý hareket et; doðru yol o aykýrý yoldur. Mevlana Her gördüðün ata sakýn deme binektir. Sýrrýný verme dostuna, bazýlarý gevþektir. Eþeðe altýn semer de vursan; eþek yine eþektir. Ziya Paþa Mey biter saki kalýr. Her renk solar haki kalýr. Diploma insanýn cehlini alsa da hamurunda varsa eþeklik; baki kalýr. Fuzuli Ben sana zarar verebilirim, tekme atabilirim dersen bil ki insana deðil, eþek ve ata uygun bir özellikle övünüyorsun. Epiktetos Terk eden kiþinin gittiði yerde aradýðýný bulamayýnca geri dönüp özledim demesi; özlediðinden deðil, eþek gibi piþman olduðundandýr. Aziz Nesin Okulun ne önemi var? Okula yarýn da gideriz. Ha bir ders fazla almýþýz, ha bir ders eksik, yine hep ayný eþek kalýrýz. Carlo Collodi Düþüncede saplantý ve azgýnlýk en açýk ahmaklýk belirtisidir. Canlýlar arasýnda eþekten daha kendinden emin, daha vurdumduymaz, daha içine kapalý, daha ciddi, daha aðýrbaþlý olan var mýdýr? Michel de Montaigne Ne günlere kaldýk ey gidi gazi hünkâr, eþek vezir oldu katýr defterdar. Adam hacý mý olur ulaþmakla Mekke’ye, eþek derviþ mi olur taþ çekmekle tekkeye? Eþek alim olmaz taþ taþýmakla tekkeye, adam insan olmaz gitmek ile Mekke’ye. Ziya paþa Ömrümün sonuna kadar eþeðe binmektense, bir yýl ata binmek yeðdir. Hollanda Atasözü Terbiyesizden edep beklemek dehþettir. Geçme katýrýn önünden seni teper çünkü aslý eþektir. “Eþeðe, katýr boncuðuyla inci birdir. Zaten o eþek, inciyle denizin varlýðýndan da þüphe eder.” Mevlana “Soysuza asalet mi verir giydiði üniforma? Som altýndan semer vursan eþek yine eþek.” Hayati Ýnanç “Bedenin, bindiðin eþek. Dizgin sendeyken ahire gidersin ama iþi eþeðe býrakýrsan ahýra gidersin.” Hayati Ýnanç “Ah, bu eþek anýrýþlarý! Dünyada bundan yanýk, bundan elemli bir ses daha bilir misiniz?” Yakup Kadri Karaosmanoðlu “Direðe iple baðlanan bir eþek kendini kurtarmak için direðin etrafýnda dönüp durunca direðe daha yapýþýk, hareket edemez halde kalýr. Ayný þey kendi korkularýndan ve rahatsýzlýklarýndan kurtulmaya çalýþýp acýlarýna daha fazla saplanan obsesif düþünme biçimine sahip insanlar için de geçerlidir.” Francesc Miralles Geveze bir adam, bu derece meþgul ve önemli buluþlara imza atan ünlü bilginle kulaklarý normalden biraz büyükçe olduðu için dalga geçmek ister: “Üstat, kulaklarýnýz bir insan için fazlaca büyük deðil mi?” diye sorar. Galileo yaptýðý iþten baþýný kaldýrarak adamý süzdükten sonra yeniden iþine dönerek þu yanýtý verir: “Evet, benim kulaklarým bir insan için biraz fazlaca büyük, ama seninkiler de bir eþek için fazlaca küçük sayýlmaz mý?” Mýsýr Valisi Kavalalý Mehmet Ali Paþa, Ýstanbul’a gidecek olan Nedimi Þair Nihat Bey’den gelirken getirmesi için beyaz renkli, çok iyi bir eþek istemiþ. Fakat Nihat Bey eþeði almayý unutmuþ. Mýsýr’a geldiði zaman Paþa haklý olarak sormuþ: “Nihat Bey, bizim eþek nerede kaldý?” Þair þaþkýnlýkla þöyle demiþ: “Vallahi unuttum Paþam, þimdi sizi gördüm de hatýrýma geldi.” Paþa, aldýðý cevaba memnun olmamýþ; ama yine de gülümseyerek þöyle demiþ: “Neyse, siz geldiniz ya, artýk lüzumu kalmadý.”
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |