Sevgi dünyadaki yaþam ýrmaðýdýr. -Henry Ward Beecher |
|
||||||||||
|
Her ne ise… diyeceðim o ki artýk emekli bir çalýþan olarak yine, yeniden, kitaplarýn, dergilerin boya ve kâðýt kokusunun içinde, güzel bir ekiple çalýþmaya devam ediyorum… Bu bölümdeki tek sýkýntý öðle aralarýnda, çay molalarýnda kültür, sanat, sinema ve edebiyat alanlarýnda sohbet edeceðimiz kimseleri bulamýyoruz oluþumuzdur… TGRT Haber’deyken editör arkadaþlarla kültür – sanat sohbetlerini az da olsa yapýyorduk. Ýnsan bazen zihnindekileri baþkasýyla tekrar gözden geçirme ihtiyacý hissediyormuþ. Ýþte tam böyle bir ruh halindeyken geçen gün ofisteki bir arkadaþ, traþýný olmuþ, güzelce giyinmiþ kendisine “gençleþmiþsin” diye iltifat edenlere karþý, genç, dinamik ve yakýþýklý olduðunu söylemek isterken: “Benjamin Button gibi oldum!..” demez mi! Otuzunu aþmýþ bu arkadaþýn sözleri bir hayli güldürdü beni. Zira çoðunuz Benjamin Button’ýn tuhaf hikâyesini sinemada seyretmiþ olmalýsýnýz… Evet, Button doðduðunda adeta bir mahluk gibi, korkunç bir yaratýða benziyordu. Yaþlý biriydi, sýra dýþýydý ve bildiðiniz sahtekâr bir o kadar da tehlikeliydi. Hayatý, bu dünyada süregelenin tersine iþleyerek her geçen gün daha da genç görününüyordu. Hakikaten çok tuhaftý bu. Üstelik, böyle yaþamak, akla gelmedik aþaðýlamalara neden olarak, Button’u katlanýlmaz trajedilerin, kopkoyu yalnýzlýk ve acýlarýn içinde yaþamaya mecbur býrakýyordu. Sevgili Fitzgerald’ýn, bu eciþbücüþ kahramanýný dertten derde, acýdan acýya sürüklemesinin nedenini ilk izlediðimde ben de çokça merak etmiþtim doðrusu… “Benjamin Button gibi oldum.” diyen arkadaþýn sözünü bu sebepten, sýrf laf olsun diye söylenmiþ bir söz olarak düþünüp kendimce eðlenmiþtim. Çünkü bir insan böylesi trajik bir hayatý nasýl isteyebilir? Yani aklý baþýnda bir insan, bile-isteye bir yaratýða gerçekten benzemek isteyebilir mi? Aslýnda “Gitgide gençleþeceðim, hep genç kalacaðým, benim yaþlandýðýmý göremeyeceksiniz…” demek isteyen bu arkadaþ, ayný zamanda, “Ben garip, tuhaf ve bir o kadar da komik biri oldum” da demek istiyor da olabilirdi! Çünkü Benjamin Button olmak, biraz da bir kimlik sahibi olamamak, neredeyse hayali bir kahramana dönüþmek ve bu haliyle insanlar içinde horlanmaktan baþka bir þey deðildi. Modern çaðýn kadýnlarýný hep genç ve güzel kalma arzusunu, bu uðurda harcadýklarý gayreti, çabayý anlayabiliyordum ama erkeklerin ayný istek ve arzuyla yanýp tutuþarak sýrf genç görünme uðruna yaptýklarý yatýrýmý deli saçmasý olarak gördüm. Evet, saçma olmasýna raðmen erkeklerin bu isteklerine de zamanla alýþacaðým herhalde. Zira çevremde kaþ aldýrmayan, kýl döktürmeyen, dar giyinmeyen, öz bakýmýný abartmayan neredeyse hiç kimse yok. Modern yaþamýn hâkim anlayýþý, kadýný da erkeði de gençleþme arzusuna itiyor niyeyse. Bu da bir çeþit “Benjamin Button Sendromu” ve olmadýk tuhaflýklarýn oluþmasýna zemin saðlýyor zannýmca. Peki nasýl tuhaflýklar bunlar? Þöyle izah edeyim. Mesela nüfus kütüðüne göre 20’sinde olduðu halde 50 yaþýnda görünen Bay Button’ýn tam tersine; 50’sini çoktan gerilerde býraktýðý halde giyimi-kuþamý, saç þekli, hal ve tavýrlarý 20’li yaþýndaymýþ gibi görünmek isteyen tuhaf insanlarla daha çok karþýlacaðýz sokaklarda. Elbette her insan saðlýklý olmak, genç, dinç ve dinamik görünmek ister. Ne var ki gövdenin, yüzün, cildin ve gözlerin dilini ne yapacaðýz peki? Onlar yalan söyleyemiyorlar ki hiç… Vücudun bütün azalarý, uzuvlarý yarým asrýn ardýndan, þöyle görmüþ geçirmiþ, durulup rahata ermiþ dingin bir edayla görünmek isterken, sahibinin bu görüntüyü bastýrmaya çalýþmasý, ödünç alýnmýþ elbiseler içinde yaþam süren bir insan tuhaflýðýna bürüyor kiþiyi. Böylelerini gördüðüm zaman vallahi çok üzülüyorum. Çünkü insan o kiþi hakkýnda artýk genç mi, yaþlý mý kestiremediðinden, duygularýný hangi dilden konuþtuðunu, hangi yaþýn gereklerini sergilediklerini anlamakta illaki zorlanacak bu da iletiþim kuramamýza neden olacak. Acaba hangi yaþýn dilini kullanýyor bu insanlar? Olduklarý yaþýn mý, göstermeye ya da görünmeye çalýþtýklarýnýn mý!? Bu da bir çeþit nesiller arasýndaki uçurumun oluþmasýna ve bir çeþit kuþak çatýþmasýna sebep olmuyor mu sizce de? Dünya nimetleri, televizyonlar, sosyal medya, medya finolarý, cinolarý hemen hemen herkes iþvesiyle karþýmýza dikilip yaþlýlýðý, hastalýðý ve ölümü ebediyen ertelememizi, onlarý baþkalarýna býrakmamýzý istiyor bizlerden. Ýnsanlarýn bu güdüyle; spor yaparak, düzenli beslenerek, filan otlarý tüketerek, janti giyinerek, bilmem hangi markanýn kýrýþýk önleyicilerini, sýkýlaþtýrýcýlarýný kullanarak daha ince bir vücuda, daha pürüzsüz bir cilde, daha parlak ve dolgun saçlara sahip olacaðý, böylece her zaman genç, güzel ve saðlýklý görünmesini saðlayacaðý söylemi baþtan kuyruklu bir yalan olmasýna raðmen gene de insanlarýn hiç yaþlanmayacaklarýna inanýp, bu yalaný daha çekici buluyor olmasýna hayret ediyorum doðrusu. Ýþte bu arkadaþýmýzýn ve türevlerinin sýrf bu dayatmalardan dolayý Benjamin Button gibi görünmeye çalýþmasýný yadýrgamýyorum. Hatta bu insanlarýn bir güzellik tanrýçasýna benzeme arzusunun her geçen gün biraz daha artýp yaygýnlaþacaðýný adým gibi de biliyorum. Ýþte bunun sonucunda o alýþageldiðimiz insan tiplerinin aramýzdan kaybolup gidecek olmasýný kaygýlanýyorum. Çünkü yaþýnýn gereðini sergileyen hani böyle mutmain yani çehrelerine bakýnca cenneti hatýrlatan o nur yüzlü adamlar; beyaz yaþmaklý, tombul yanaklý, kýnalý saçlý ninelerimizin hayatlarýmýzdan bir bir eksilip gitmesi kabus gibi geliyor bana. Þimdi onlarýn yerine 70’inde kot pantolonlu, tiþörtlü, güneþ gözlüklü dedeleri, nineleri görmek tuhaf geliyor bana. Belki çoðunuz: “Ýyi de abi böyle görünmekte ne var allasen, neresi kötü bunun?” diyebilirsiniz. Yani ben kötü filan demiyorum dikkat ederseniz. Sadece ve sadece bu genç görünme hýrsý bir zaman sonra bir insan tipinin yok olup gidiþine sebep olacak diyorum sizlere. Yani o yüzüne bakýp gönül huzuruyla, içimizden gele gele “nine”, “dede” dediðimiz insanlarý bir daha göremeyecek olmak üzer beni. Ben, “ihtiyarlýk” kelimesinin, dupduru, sakin, nur gibi bir yüz, pamuk gibi sakal ve içe iþleyen þeker gibi bir gülümseyiþ anlamýna geldiðinin unutulacak olmasýndan endiþe ediyorum. Bu tutumu normalleþtirmeye çalýþanlarý da yadýrgýyorum doðrusu… Ýþte böyle! Benjamin Button’a benzemek isteyen arkadaþýn hissettirdikleri bu oldu bana… Kalýn saðlýcakla…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |