..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Kötü bir barýþ, iyi bir savaþtan daha iyidir. -Puþkin
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Toplumbilim > Yûþa Irmak




14 Mayýs 2022
Hýrsýz  
Yûþa Irmak
Ey teknoloji, sen nelere kaadirmiþsin? Eskiden babam ve arkadaþlarý çoðunuzun bildiði köy odalarýnda mýrra eþliðinde sohbet ederlerken, köy yaþlýlarýnýn meclisi küçük oda bakla sofa bir mekanda bu mevzular da anlatýlýr bende bu konuþmalarý can kulaðýyla dinler sonra bunlarý hafýzama kayýt etmeye çalýþýrdým.


:HBC:

12 Tem 2007
Yazan: yusa ýrmak
Gecenin bir yarýsý, zýýýrr (telefon) Karþýmdaki bir dostum.
– Abi evimize hýrsýz girdi.
– Aaa nasýl olur ya?
– Vallahi abi bilmiyorum sanýyorum içeri girdikten sonra bizi bayýltacak bir koku sýkmýþlar…
– Allah Allah nasýl cesaret ederler yahu… Sizde bir þey yok deðil mi?
– Yok hamd olsun bizde bir þey yok ama þuan çok farklý bir ruh haletindeyim..Durumumu sana anlatamýyorum. Bilmiyorum nasýl yapýldýðýný… Ev daðýnýk ta deðil sadece giysilerimizi binanýn merdiven dairesinde görünce öyle anladým soyulduðumuzu…
– Polisi aradýn mý?
– Aradým abi..
– Eee gelmediler mi?
– Geldiler ama pek bir þey çýkmaz dediler. Polis memuru çelik kasa kapýlarý açýp içeri giren profosyonel biridir diyor... Hem bu adamlar hangi olayý aydýnlatmýþlar ki bizimkisi aydýnlatýlsýn…
– Haklýsýn… ne diyeyim…

………….

Kaçýnýzýn baþýna geldi böyle bir þey? Benimde baþýma geldi. Adýna hýrsýzlýk denilmeyip baþka ifâdelerle belirtilen deðiþik hýrsýzlýklar var. Bu bahsettiðim mevzu mala gelen. Allah ýn sevgili kuluymuþ ki öldürmemiþler. Günümüzün modern dünyasýnda o kadar çok hýrsýzlýk olaylarý var ki bunlarýn sayýsý ve çeþidi her gün arttýðýndan tümünü saymak mümkün gözükmüyor. Hepinizin bildiði belki çoðunuzun da baþýna geldiði bir hýrsýzlýk olayýný yukarýda genel hatlarýyla sayýp açýklamaya çalýþtým. Ama "kim demiþ memleket ilerlemiyor" diye? Bu konuda büyük geliþmeler kat ettiði rahatlýkla iddia edilebilir. O yüzden, diðer hýrsýzlýk çeþitlerini özetle ve kýsa yorumlarýyla burada ele alýp, yukarýdaki genel listeye ilave yapmak gerekiyor kanat–i aczanemce. Teknolojinin yaygýnlaþmasýyla hýrsýzlýk çeþitlerinin artýþý arasýnda doðru orantý vardýr. Teknolojik aletler hem kolay çalýnýyor, taklit ediliyor, sahteleri üretiliyor ve hem de çaldýrýyor. Baþka çalmalara aracýlýk ediyor.

Ey teknoloji, sen nelere kaadirmiþsin? Eskiden babam ve arkadaþlarý çoðunuzun bildiði köy odalarýnda mýrra eþliðinde sohbet ederlerken, köy yaþlýlarýnýn meclisi küçük oda bakla sofa bir mekanda bu mevzular da anlatýlýr bende bu konuþmalarý can kulaðýyla dinler sonra bunlarý hafýzama kayýt etmeye çalýþýrdým. Hiç unutmam. Allah rahmet eylesin missey emmi (müslüm amca) nýn hýrsýzlýkla ilgili þu sözleri halen kulaklarýmý çýnlatýr "bizim zamanlarýmýzda adi hýrsýzlýklar vardý ali aga hýrabe denilen yol kesicilik (eþkýyâlýk), bir de nebbaþlýk denilen mezar/ölü soygunculuðu. Þimdi toplumun Avrupalýlaþmaya baþlamasýndan sonra bunlara ihtilas veya tarrarlýk denilen yankesicilik de ilave oldu. Allah bizden sonraki nesillerin yardýmcýsý olsun …" Amin demekten baþka ne denilebilir ki?

Þimdi ise, küçük hýrsýzlýk içinde kapkaççýlýk, büyük hýrsýzlýk içinde de hortumculuk ve banka boþaltma moda. Bilindiði gibi modalar da sýk sýk deðiþir. Akla hayale gelmedik yolsuzluklar, zimmet ve suistimaller, görevi kötüye kullanmalar, kendisine emanet olarak býrakýlan emanetten çalmalar, metreden, teraziden, gramajdan çalmalar, malzemeden çalmalar, müteahhitlikte demirden ve çimentodan çalmalar... Ýþten görevden kaytarma, yani zaman çalma gibi mal dýþýna da taþar bu hýrsýzlýklar… Ýþçisinin hak ettiði maaþý zamanýnda (teri kurumadan) ve tam olarak vermeyen, ya da sigorta primini ödemeyen, çok daha fazlasýný hak ettiði halde, piyasayý veya asgarî ücreti örnek göstererek ihtiyacýný karþýlamayacak kadar az bir maaþ veren kimse iþçisinin, emekçisinin hakkýný, parasýný çalmýþ olmuyor mu? Ýþçi de verimli iþ üretmeyerek, kontrol olmayýnca iþi rolantiye alarak patronunun kârýný çalýyor. Çalýnacak þey ve fýrsat varsa, iþyerinden baþka þeyler çalýyor. Böyle patrona böyle iþçi. O da ayný düzen(sizlið)in çocuðu, yani patronunun kardeþi. Kardeþ kardeþi kazýklar mý diyeceksiniz. Zaman 21. asýrýn sonlarý, yer Türkiye ise, evet. Zaten artýk halk öyle demiyor mu? "Bu devirde kardeþine bile güvenmeyeceksin arkadaþ!"

Hýrsýzlýk çeþitlerini saymak, hele günümüz Türkiye'si açýsýndan, baþarýlmasý zor en zor bir iþ olsa gerek. Bunun tümüyle baþarýlamayacaðý fikriyle, kardeþimi teskin etmeðe çalýþtýðým bazý þeyleri de kaleme almýþ bulundum. Bunlardan bazýlarýný saymaya çabalarken, kim bilir kaç çeþit hýrsýzlýk çeþidi daha icat edileceðini tahmin etmenin mümkün olmadýðýný deðerlendirerek aklýmýza gelenleri ilave de etmeden geçemeyeceðim: Ülke soygun yerine dönmüþ, arazi ve arsa soygunlarý artarken, hazine arazilerine el konulup bina kondurulurken ormanlar ha bire talan edilir, halkýn ekmeði çalýnýr, ekmeðin gramajý çalýnýr, süte su katan sütçü hileyle çalar, kalitesiz mal üreten kaliteden çalar. Vakit, nakitten kýymetlidir. Trafikte, kahvede, maçta, televizyon karþýsýnda... insanlarýn zamanlarý çalýnýr. Belediye otobüsü saatinde gelmediði, bilmem kaç dakika geciktiði için duraklardaki o kadar insanýn vakitlerini çaldýðýný þoför düþünmez bile. Tabii, helâllýk da dile(ye)mez. Sürücü, karþýdan gelen diðer sürücünün hakkýný çalar, on saniye kazanmýþtýr, ama çalarak. Otobüste, dolmuþta iki kiþilik yerin birbuçuk kiþilik yerini kaplayan yolcu, yanýna oturan vatandaþýn hakkýný gasbetmiþ, yerini çalmýþ olmaktadýr. Askerde þu kadar uzun süre askerlerin ömürlerinden çalýnýr, okulda zihin ve gönüllerinden. Sýnavlarda bazý öðrencilerin çalýþmalarýnýn çalýndýðý, haklarýnýn gasbedildiði olur, çalýnan aslýnda gelecekleridir. Ýmam-Hatiplilerin haklarý çalýnýr, kýzlarýn baþörtüleri... Aslýnda bunlar sadece hýrsýzlýðýn görünen tarafýdýr da birde görünmeyen taraflarý vardýr neler mi? Tüm müminlerin, tüm halkýn, tüm deðerlerinin çalýndýðý...

Cumhuriyetin ilk dönemlerinde birçok câmi, medrese ve tekke binasý ve vakýf yeri, daha çok da gayri müslimlere satýlmýþ, paralarýnýn hesabý sorul(a)mamýþtýr. "Onlar eskidendi, þimdi bu tür þeyler olmaz" diyenler etrafýna atgözlüðüyle bakanlardýr. Halkýn yaptýrdýðý birçok Ýmam-Hatip Lisesi binasý gasbedilerek farklý amaçlar için kullanýlýyor. Câmi bahçelerinde halkýn yaptýrdýðý Kur'an Kursu vb. yerler, hiç hakký olmadýðý halde Vakýflar Genel Müdürlüðünün malý olabiliyor. Þahýs arazisi olmadýðý için hazine arazisi olduðu gerekçeyle kullaným hakkýný, kiraya verme hakkýný devlet kendinde görüp halkýn yaptýrdýðý binalarý resmen çalýyor. Zaten Vakýflar Genel Müdürlüðü, Osmanlý'dan, 500 seneden beri müslümanlarýn hizmetine vakfedilmiþ binlerce, on binlerce medrese, han, hamam, dükkân, iþyeri, deðiþik bina ve arâziye el konulmuþ, (ç)alýnýp gasbedilerek oluþmuþ. Bu paralarýn bir kýsmýyla Vakýflar Bankasý kurulmuþ, diðer gelirler de devletin hazinesine havâle edilmiþtir. Cemaatleri tarafýndan yapýlacak yeni binalara el koymak için de Vakýflar Genel Müdürlüðü oluþturulmuþtur. Yani, vakýflarla ilgili resmî kurum, sadece günümüzdeki câmi çevresindeki Ýslâm'a ve müslümanlara hizmet için vakýf olarak yapýlmýþ binâlara deðil; yüzlerce seneden bu yana çok deðiþik alanlarda Allah için vakfedilmiþ binâ ve arâzileri vakfeden insanlarýn ve onlardan yararlanan milyonlarýn hakkýný da çalmýþtýr. Bu tür gerçeklerden yola çýkarak düzene "hýrsýz düzen" diyenler mi suçludur, düzen mi? "Hýrsýz düzen" diyen, devlet sýrrýný ifþâ ettiði için mi suçlu kabul edilecektir? Artýk, bunlarýn sýrlarý dökülmüþ, gizler ortadan kalkmýþ, her þey alenî yapýlmaya baþlanmýþtýr. O yüzden yavuz hýrsýzýn ev sahibini bastýrmasýna evin gerçek sahipleri artýk müsaade etmemelidir.

Boþ arâziler yaðmalanýyor, hazine arazisi denilen, aslýnda tüm halka âit olan ve içinde garibin ve yetimin de hakký bulunan arsalara gecekondular, apartmanlar, villalar, hatta fabrika ve üniversiteler kuruluyor. Ormanlar kesilip yakýlarak, açýlan yerlere fýndýk, çay fidesi dikilebiliyor, ya da bina oturtulabiliyor. Artýk komþu komþudan emin deðil; "bana nasýl zarar verir?" diye düþünüyor. Tarla veya bahçesinin topraðýndan çalabileceðini, tarla sýnýrýný deðiþtirebileceðini düþünüyor, þüpheye düþüyor, ya da bu tür þeyler baþýna geliyor. "Allah nezdinde hýyânetin en büyüðü, iki arâzi veya ev komþusundan birinin, diðerine âit bir arþýn topraðý kendi zimmetine geçirmesidir. Allah kýyâmet gününde, bu topraðýn yedi katýný, onun boynuna geçirir." (Ahmed bin Hanbel, IV/140, 202, V/341, 344).

Eski insanýmýz karþýsýndaki komþunun güneþini çalmýþ olmamak için, evini karþý evden daha yüksek tutmaz, tek katlý komþu evinin karþýsýna iki kat çýkmayý "kendi arsamýn üzerine, kendi paramla deðil mi, yasak da olmadýðýna göre" demez, bu hakký kendinde görmezdi. Þimdi býrakýn böyle davranmayý, bunu duysalar komedi filmine alay edilsin diye "enâyinin biri" adýyla monte ederler. Güneþimizi çalanlar, oksijenimizi de, havamýzý da çalýyor. Organize suç örgütü denilmese de çok sayýda meslek grubu, her biri ayrý bir yönüne hücum ederek insan saðlýðýný, beden ve ruh saðlýðýný çalýyor. Saðlýðý düzelsin diye doktora gitmeye kalkýyor hasta, hastahane hiç gereði yokken üç-beþ tahlil, bir de röntgen istiyor, bir de o çalýyor, yetmiyor bir de doktor, olmadý bir de ilaç firmalarý. Her kurum, hýrsýzlýk þebekesi olmuþ. Hýrsýzý hýrsýza þikâyet eden suçlu çýkacaktýr. Hakkýný ararken de soyulmayayým diye sineye çekiyor, o zaman da stres denilen çaðdaþ canavarýn kucaðýna düþü veriyor...

Cumalarý imamýn elindeki ve dilindeki hutbeler çalýnýr. Vâizlerin dilleri çalýnýr. Hakký ketmeden/gizleyen, kendisine emânet edilen din ilimlerini kendinde saklayýp ihânet etmiþ, kutsal emâneti gasbetmiþ bir çeþit hýrsýzdýr. "... Âyetlerimi az bir para/ücret karþýlýðýnda satmayýn. Sadece Ben'den korkun" (2/Bakara, 41) diyor Cenâb-ý Hak. Karþýlýðýnda dünyadaki tüm paralarý, tüm dünyayý almýþ olsa da, Allah'ýn âyetlerini ucuza satmýþtýr hakký ketmeden, hakký bâtýla âlet edip hakka bâtýlý karýþtýran bel'am. Rüþvet cinsinden aldýðý bu para veya maaþ, kendi cennetinin satýþ bedeli olmuþtur. Hacca gidenlerin parasýný üç-beþ ay önce alýp bankaya yatýrarak fâizini alan devlet ve Diyânet, aday hacýlarýn parasýndan daha önemli olan sevaplarýný çalarken, Suudi Arabistan, hacýlardan toprak bastý vb. adýyla bu soyguna ortak olur.
Moda adlý bir maske takarak çok sayýda farklý iþ alaný, sektör olmuþ, yolunacak kaz veya kýz arýyor. Genç erkeklerin hayâlarýný, müslümanca yürüme hakkýný çalmaya çýkan genç kýz ve kadýnlar da ava giderken avlanýyorlar. Yazýk, eteklerinin yarýsýný kesip çalmýþlar sokaktaki kýzcaðýzlarýn. Hiç mi acýma yok bu hýrsýzlarda nice kadýnýn bluz ve tiþörtlerinin altýný bile kesip çalmýþlar, göbekleri apâþikâr açýkta kalmýþ zavallýlarýn. Ama durun, ben bu hýrsýzý tanýyorum; daha önce de bu kadýnlarýn baþörtüsünü, iffet ve hayâsýný çalan hýrsýz deðil mi o?

Gönül hýrsýzý gençlerin karþý cinsin gönlünü çalmasý güzel hýrsýzlýk olur mu bilmem ama, hýrsýzlýk hýrsýzlýktýr. Organ mafyasý, çocuklarýn ya da ölülerin organlarýný çalmaktan çalýp pazarlamaktan çekinmez. Bundan daha fecîsi, çocuklarýn fýtratlarý, hayâ ve iffetleri, iman ve âhiretleri çalýnýr. Ýnsanlarýn onurlarý, haklarý, özgürlükleri çalýnýr. Müslümanca yaþama haklarý, sadece Allah'a kulluk yapma özgürlükleri çalýnýr. Hýrsýz demek eli uzun demek. Þimdiki hýrsýzlýk kurumlaþtýðý için elleri o kadar uzun ki, ta Ankara'dan Hakkâri'nin köyüne uzanabiliyor, ta uzaydan filanýn evine girebiliyor. Halkýn cebine uzanan el, ondan daha fecîsi gönlüne ve kafasýna uzanýp oralarý boþaltmýþ, boþ gönül ve kafayla hýrsýzlýðý da, hýrsýzlarý da tanýmak mümkün olmuyor. Halkýn sevgisi, tepkisi, buðzu, sevdâsý, dâvâsý, umudu, ideali, hedefi, aklý, mantýðý çalýnmýþ, çalýnýyor. Ýnsanýmýzýn þarkýsýný ve türküsünü, sanatýný ve edebiyatýný, zevkini ve eðlencesini, örfünü ve edebini, okulunu ve câmisini, insanlýðý ve müslümanlýðý, kalemini ve dilini, dinini ve imanýný, insaný insan yapan tüm deðerlerini de çalmýþlar, çalmaya devam ediyorlar. Bize "hýrsýz var!..." deme hakkýný bile vermiyorlar. Bu hakkýmýzý da çalmýþlar. "Hýrsýz var!" diye caddede baðýrsak, herkes kaçar, cadde boþalýr mý dersiniz? Niçin ve kimden kaçacak hýrsýzlar ki!? Âdî hýrsýz bile hýrsýzlýðýný kabul etmiyor, bin bir gerekçe ile yaptýðýný normal gösterip kendini temize çýkarmaya çalýþýyor; dolaylý olarak hýrsýzlýða katýlan ve yaptýklarýnýn hýrsýzlýk olduðunu aklýndan bile geçirmeyenler, bunlarýn hýrsýzlýk olduðunu nasýl anlayýp kabul edecek, hangi cezâ ile gözü korkutulacak ki, bundan vazgeçsin?

Meþhur bir hikâye vardýr siz dostlarýmýz ile paylaþmak isterim o da þudur: Vaktiyle sokakta gezmeye yeni baþlayan küçük çocuk bir gün anasýna bir yumurta getirir. Þefkat ve sevgisi mantýðýna gâlip gelen ana da çocuðunu hemen baðrýna basar ve: "Açýkgöz oðlum, þimdiden bana bakmaya baþladý" diyerek çocuðunu alnýndan öper. Çocuk belirli bir zaman sonra bir tavuk getirir. Anasý yine sevinir. Sonra bir keçi getiren çocuk, daha sonra inek, deve getirmeye baþlar. Derken çocuk çevrenin kabadayýsý olur. Ve bir gün cinâyet iþler.
Yakalanan katil idama mahkûm edilir. Mahkeme salonunda bunu duyan ana feryat eder, aðlar, sýzlar, fakat nâfile! Hâkim delikanlýya sorar: "Artýk bu son gidiþtir, bir söyleyeceðin var mý?" Delikanlý: "Bir dileðim var. O da, son günümde anamýn dilini öpmektir. Müsâade ederseniz anamýn dilinden öpeyim" diye ýsrar eder. Dileði kabul olunur. Anasýný kucaklayan eþkiyâ, iki diþleri arasýna aldýðý anasýnýn dilini öyle ýsýrýr ki, nihâyet dilin, ucu "pat!" diye yere düþer. Anasýnýn feryâdý üzerine yetiþenler: "Utanmaz! Ýþlediðin bunca cinâyet ve ihânet yetiþmiyormuþ gibi þimdi de ananýn dilini mi kopardýn?" diye baðýrýrlar. Mahkûm þöyle cevap verir: "Susun. Haksýz yere konuþmayýn. Ben fenâ bir þey yapmadým!"
Etraftakiler daha çok kýzar ve mahkûmu parçalamak isterler. Mahkûm ise isyan edercesine baðýrýr: "Bu yaptýðým suç deðildir! Belki hayatýmda en isâbetli bir iþ varsa, o da budur." "Neler saçmalýyorsun? Ýyice delirdin artýk!" diyenlere o da þunu anlatýr:
"Ben çocukken ilk defa komþunun kümesinden yumurta çalýp getirdiðimde anam nereden çaldýðýmý sormadan 'açýkgöz oðlum, bana þimdiden bakmaya baþladý' diyerek beni teþvik etti. Aldýðým cesâretle ben iþi büyüttüm. Tavuk, keçi, inek çalmaya baþladým. Anam beni teþvik ettiðinden artýk çevrenin kabadayýsý oldum. Þu anda idamlýk suçlarýn fâili oluþumun sebebi bu anamdýr. O, vaktiyle dilini kullansaydý, beni teþvik edeceðine; azarlayýp korkutsaydý, ben bu hale düþmezdim. Onun için anam cezâsýný diliyle çekti. Ben de en hayýrlý iþi yapmýþ oldum."
Böyle analar var mý, bilinmez ama; bu analýðý hayrýna yapan devlet ana baþta olmak üzere çok analar var. Sahipsiz çocuklarýn çalýnmasý ve çalmasý haktýr / Müslüman! Sen analýk-babalýk yaparsan bu soygun duracaktýr.

Buraya kadar gelmiþken Atalarýmýz ne söylemiþ merak ettim. Birazda ata sözleri ile teselli olalým...

"Hýrsýzlýk bir yumurtadan baþlar." (Atasözü)
"Dünyada en meþ'um hýrsýz baþkalarýnýn refah ve saâdetini, ebedî ödül ve cennetini çalan adamdýr."
"Milyonla çalan mesned-i izzette serefrâz, / Birkaç kuruþu mürtekibin câyý kürektir!" (Ziya Paþa)
"Küçük hýrsýzlarý asýp yok ederler. Büyükleri çok ilerlemiþtir, ülkeyi yönetiyorlar."
"Merd-i kýptî þecâatin arzederken sirkatin söyler imiþ." (Çingene, cesâret ve yiðitliðini anlatýrken hýrsýzlýðýndan bahseder.)
"Miyân-ý güft ü gûda bed-meniþ ilhâm eder kubhun / Þecâat arzederken merd-i kýptî sirkatin söyler." (Râgýp Paþa)
"Hýrsýzlýðýn çirkinliði, çalýnan þeye göre deðiþmez ki; ha altýn çalmýþsýn, ha bir iðne."
"Ýnsan kesesini kafasýnýn içine boþalttýðý takdirde onu ondan kimse çalamaz."
"Ýnsanlarda zenginlik hýrs ve tamahý olduðu müddetçe dolandýrýcýlar aç kalmaz."
"Zaman, o hýrsýzlarýn en belâlýsý, çalmýþ güzelin nesi var, nesi yoksa."
"Hýrsýz evden olunca öküzü bacadan çalar." (Atasözü)
"Hýrsýz evden olursa bulunmasý müþkül olur." (Atasözü)
"Hýrsýz anahtar istemez." (Atasözü)
"Hýrsýza kapý, kilit olmaz." (Atasözü)
"Hýrsýz hýrsýza yoldaþtýr." (Atasözü)
"Hýrsýza beylerin borcu var." (Atasözü)
"Hýrsýza ip, mücrime zindan gerek." (Atasözü)
"Hýrsýza iþ ýsmarlamak, köpeðe peynir tulumu ýsmarlamaktýr." (Atasözü)
"Hýrsýzý evine kadar kovalamalý." (Atasözü)
"Hýrsýzýn azgýnlýðý, subaþýnýn (polisin) ihmâlindendir." (Atasözü)
"Hýrsýzýn çoðalmasý, subaþýnýn (polisin) baþý altýndandýr." (Atasözü)
"Yavuz hýrsýz, ev sahibini bastýrýr." (Atasözü)
"Dolandýrýcýya mal kaptýrmýþ gibi telâþ eder." (Atasözü)
"Uðrudan (hýrsýzdan) kalaný falcý aparýr." (Atasözü)
"Kurdun kurdu tanýdýðý gibi, hýrsýz da hýrsýzý tanýr."
"Hýrsýzýn da malýný çalan bulunur."
"Cebi delik yolcu, hýrsýzýn yüzüne þarký söyler."



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplumbilim kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Devletler Nasýl Ölür?
Nesli Dijital’in Ortadoðu Devrimi…
Türk Erkeði Mevzusu Üzerine
Para, Din, Kitap, Allah, Kelam…
Ýdeolojilerin Dostluk ve Düþmanlýk Anlayýþý

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
"Tufandan Önce" Kitabý Üzerine Notlar
Edebiyat Düþüncesi Üzerine…
Sefil Tarihçilerimiz!
Kýlýçdaroðlu Tayyip Erdoðan’ýn ‘muhalif’i mi, Yoksa, ‘mefhum - U Muhalif’i mi?
Baþörtülü Cadýlar
Þiirin Þifresi Nasýl Çözülür?
Tarihimizi Aydýnlatan Bir Kitap
Büyük Þairlerin Þiirleri Nasýl Okunur?
Dilin Düþündürdükleri
Pavese’nin Yaþama Uðraþý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Gözbebeði Turþusu [Þiir]
Bir Hicran Naðmesi [Þiir]
Sakin Bir Acý [Þiir]
Geldim [Þiir]
Sözün Çiçeði [Þiir]
Sevgiliye Hasretle [Þiir]
Geceye Kâside [Þiir]
Benimle Ölür Müsün? [Þiir]
Beste-i Nigar [Þiir]
Bilemezsiniz [Þiir]


Yûþa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aþýðý! Yayýncý, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.