..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ýçtenlik bütün dehanýn kaynaðýdýr." -Boerne
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Unutulamayan Dönemler > Yûþa Irmak




29 Nisan 2022
Tadý Damaðýmýzda Kalan Tatlar  
Yûþa Irmak
Her insanýn yemek, kitap, renk zevki farklýdýr. Hani bilmiyorum ama acaba aðýz tadýna benzer bir zihin tadý da var mýdýr insanlarýn? Mutlaka olmalý diye düþünüyorum… Yoksa insan okuduklarýný, gördüklerini; “iyi, “güzel”, “çirkin” ve “kötü” diye nasýl ayýrabilir ki?


:DID:
Her insanýn yemek, kitap, renk zevki farklýdýr. Hani bilmiyorum ama acaba aðýz tadýna benzer bir zihin tadý da var mýdýr insanlarýn? Mutlaka olmalý diye düþünüyorum… Yoksa insan okuduklarýný, gördüklerini; “iyi, “güzel”, “çirkin” ve “kötü” diye nasýl ayýrabilir ki?

Hem yýllar geçse de o güzellikleri hatýrladýkça lezzet aldýðýný nasýl fark edebilir? O halde güzel görüntüler, iyi þiirler ve yazýlar, gönle hitap edici sesler belleðimizin arþivine kayýt edilir. Hiç ummadýðýnýz bir anda da ortaya çýkar o tatlar. Bazen serinlik verir, bazen insaný içlendirir, bazen de büsbütün duygulandýrýr…

Tat alma duyusu ilginçtir ve þaþmaz bir terazidir insanlar için. Tatlýyý tatsýzdan, lezzetliyi yavandan ayýrýverir. Sonra o tatlar beynimizde de arþivlenir. Artýk her gelen tat, arþivlenenlere kýyasla otomatikman deðerlendirilir. Kötüyse, dönüp bakýlmaz. Lezzetliyse hemen peþine düþülür o tadýn. Ýnsanýn edebiyat metinlerinden aldýðý tatlar da tam olarak böyledir. Bir kere aklýmýzýn damaðýnda iyi tatlar býrakmýþ bir þiir ya da düzyazý, ömrübillah kaybolmaz. Fýrsatýný buldu mu “ben buradayým” der. Bu tatlar arþivine geçen zaman içinde yeni tatlar, farklý lezzetler eklendikçe eklenir… Mucizevi olan hiçbiri diðer bir tat ve kývama karýþmaz.

Örneðin bir þiir, hikâye, deneme ya da roman okurken damak tadý geliþmiþ olanlarýn iþi hiçte kolay deðildir. Eski tatlar hemencecik “ben buradayým” diye kendini hatýrlatýr. Okunmakta olan metnin içine var gücüyle hücum eder, onu belleðin bitlerinden kontrol ede ede doðru tada ulaþtýrýr. Öyle gülüm, balým, caným diye hemen kabullenmezler aralarýna katýlacak yeni bir tadý. Bir de beðendiler mi baþköþeye oturturlar. Damak tadý geliþmemiþ kiþilerin okurken böyle dertleri de olmaz. Çünkü onlarýn derdi tad almak deðil, karýn doyurmaktýr. Yemeklerin vitamin deðerinden, lezzetinden, aðýrlýðý ya da hafifliði ile zerre kadar ilgilenmezler. Eh, o yemekten hafýzanýn arþivine bir tat da gitmez. Arþivmiþ, bellekmiþ, lezzetmiþ hak getire! Onlar bir çýrpýda yiyip kalkýp gidici gün kurtarýcýlarýdýrlar.

Okuduklarýndan tat almak, haz duymak ve o tadý yaþatmak; çocukluktan, ilk gençlikten gelen okuma lezzetlerinin eseri olabilir ancak. Çocukluðunda okumanýn lezzetini iyi tatmýþ biri olarak, henüz o yýllarýmda bile devirdiðim kitaplarýn bugün çoðunu hafýzamda tutarým. Ne doyumsuz ne serin ne vazgeçilmez lezzettir onlar… Ýnsanýn, hatýrladýkça gah aðzýnýn suyunu akýtýr, gah burnunun direklerini sýzlatýr…

Çocukluk yýllarýmda Eleanor H. Porter’a ait: “Küçük Kemancý” adlý bir hikâye kitabý okumuþtum. Neredeyse üzerinden otuz yýl geçti. O kitabýn damaðýmda, dimaðýmda býraktýðý etki bugün hâlâ devam eder. Kitapta, Küçük David, babasýyla birlikte bir dað evinin düzlüklerinde yaþarlardý. Babasý, David’i eþsiz bir sevgiyle büyütmüþ ona keman çalmayý, okumayý yazmayý, matematikle ilgili temel bilgileri de öðretmiþti. Bu ýssýz dað evinde tabiatla iç içe ve insanlardan uzakta yaþadýklarýndan Küçük David diðer insanlarla iletiþim kuramamýþ ve dünya gerçekleri hakkýnda bir bilgiye sahip deðildi. Ýyilik ve güzellikten baþka duygularý bilmeyen, zorluk ve acýmasýzlýklarla dolu dünyayý tanýmayan David’e babasý hayatýný tek baþýna sürdürmesi ve gerçek hayatla yüzleþmesi için bir kasabaya giderken yolda vefat etmiþti. Küçük David hiç bilmediði bir yerde, tanýmadýðý insanlarla muhatap olmaya baþlamýþtý. Duygularýný sözcükler yerine kemanýyla anlatmakta daha yetenekli olan David içinde ki his ve duygularýný keman çalarak ifade ederdi. Hangi þartlar olursa olsun iyimserliðinden ödün vermeden; tanýþtýðý herkese çaldýðý kemanla karþýlýk verip onlarý etkilerdi. Karþýlýksýz sevmeyi ve insanlara karþý hoþgörüyü öðreten “Küçük Kemancý” kitabý bu yüzden en sevdiðim kitaplar arasýndadýr. Þimdi bu yazýda bile o kitabýn ismini anýyor oluþum o mutluluk ülkesine kanat çýrpmamý saðladý. Ve daha da ötesi o kitabýn þirin, serin, muhteþem lezzeti hâlâ damaðýmdadýr…
Yalnýz onun mu? Deðil elbette! Ve þunu da eklemeliyim ki çocukluk yýllarýmdan sonra ki özellikle de ergenlik çaðlarýmda yaptýðým okumalarda bir kitabýn içine benliðimle giremediðimden o eserde tefani olup hýzlýca bütünleþebiliyordum. Zira bir kitabý o yaþlarýmda okuduðumda hayal ve gönül dünyamý çalýþtýrmadýðým için eseri hemen sindiriyordum. Bu da tarifi mümkün olmayan tatlar almamý saðladý.

Benim, tadý damaðýmda kalan metinler arasýnda sadece kitaplar deðil, gece yarýlarý radyodan dinlediðim hikâyeler ve romanlarým da vardý. Ne zaman o günlerimi hatýrlasam bir tatlý huzur gelip beni buluverir. Sanki aðzýma biri bir parmak bal çalar adeta. Gecenin on ikisinde Dostoyevski’nin “Yeraltýndan Notlar”ýný, Kazancakis’in “Zorba”sýný, Reþat Nuri’nin “Çalýkuþu”nu pürüzsüz, yalýn ve sýcak bir sesten dinleyip içime sindirmek en büyük zevklerim arasýndaydý. Her kelimeyi kaþýk kaþýk içmek, o kelimelerden çýkan ýþýkla hem dimaðýmý hem gönlümü hem ruhumu doyurmayý bilerek, isteyerek, severek yapardým.
Bir insan, bundan baþka hangi lezzetleri ister ki?

Belki “aþk” da insanýn tat alma mevzusunda iz býrakmýþtýr. Ancak konumuz bu olmadýðý için girmeyeceðim mevzuya. Zira ben, edebiyat sevdasýna böyle gecelerde tutulmuþtum. Yani kelimelerin kurduðu büyülü ve sýnýrsýz dünyada kaybolduðum, benden baþka bir ben olduðum o gecelerde… O radyo programlarýný yapanlarý, o romanlarý, hikâyeleri seçip okuyanlarý bugün yad edip hepsine ayrý ayrý teþekkürlerimi sunmak istiyorum. Zira bugün yazdýðým her kelimenin, cümlenin altýnda biraz da onlarýn payý olduðunu düþünüyorum…

Þunu inkâr edemeyiz; insanýn, hele bir çocuðun ve gencin edebi eserleri sevmesini, alýþmasýný, okuma sevgisini mayalayan iyi kitaplarla, dili saðlam eserlerle karþýlaþmýþ olmasýna baðlýyorum. Kötü kitaplardan hiçbir þey kalmýyor geride. Aslýnda kötü olan hiçbir þeyden geriye hiç bir tat kalmýyor! Radyodaki roman okumalarý dýþýnda, bende uzun yýllardýr yaþayan öteki o tatlar, bin bir güçlükle edinebildiðim ve yine nâmüsait þartlarda okuma fýrsatý bulabildiðim Batý klasikleri sayesinde oluþtu diyebilirim. 15 yaþlarýmda felsefe eðitimi almýþ olan sýnýf hocamýz Sultan Baban Hoca’dan; Balzac, Hugo, Stendhal, Hemingway’a ait eserleri alýp okumuþtum. Edebiyatýn sihirli dantelasýný iþte bu eserlerle üzerimde çiçeklenmesini saðlamýþtýr. Ve itiraf edeyim, kucak kucak okuduðum “Ýslamî” romanlardan ise bir kelime bile kalmamýþtýr aklýmda. Hadi kelime kalmaz; zihnimin arþivini, damaðýmýn tadýný yokluyorum þuan ama “Oðlum Osman” isminde ki bu kitabýn haricinde hiçbir kitap aklýmda, damaðýmda tat býrakmamýþ.
Peki neden?
Çünkü edebiyat yoktu ki o kitaplarda. Dil yoktu! Her þeyden öte dile saygý yoktu. Eh bunlar da olmayýnca ne tad ne de tuzu kalmýþ dimaðýmda… Ama Refik Halid Karay’ýn yirmi yýl önce okuduðum “Gurbet Hikâyeleri”nin tadýný unutamam. Bugün hala okumaya doyamadýðým bu kitapta yer alan altýn sarýsý, o sarsýcý cümleleri onca okumalar yapmýþ olmama raðmen bir benzerlerini kurarak yazýlar yazamam.

Evet, damaðýmýzda kalan tatlarý istesek de istemesek de silemiyoruz. Zira bir çaðýn ve sihirli zamanlarýn tanýðýdýr onlar. Ýyi ki vardýlar, yolumuzu aydýnlatýp bizi yanlýþ yollara, yanlýþ insanlara yenilmekten korudular…

Kalýn saðlýcakla…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn unutulamayan dönemler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
"Bu Dünya Ýþi Oyundur Oyun"
Çýlbýr (Yoðurtlu Yumurta)
Fatih’te Bir Mahallenin Sokaðýnda Hatýrladýklarým
Resimli Roman Çaðlarý
Font ile Hat Arasýnda Geçen Yýllarým…
Dilencinin Dilenciye Dilendiği Şehirden Selam Ola…

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi'nin Düþündürdükleri
Üç Elma, Üç Yýldýrým
Ýki Burçlu Bir Kale: Zaman!
Sözcükler Ýçindeki Evren
Bir Çýðlýk
Kendini Anlatma Þekli
"Güzel"in Anadilini Konuþursak Ne Olur?
High – Rise (Gökdelen)
Yürek Evinde Oturmak
Dünyaya Açýlan Yol

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sakin Bir Acý [Þiir]
Geldim [Þiir]
Sözün Çiçeði [Þiir]
Gözbebeði Turþusu [Þiir]
Bir Hicran Naðmesi [Þiir]
Sevgiliye Hasretle [Þiir]
Geceye Kâside [Þiir]
Benimle Ölür Müsün? [Þiir]
Beste-i Nigar [Þiir]
Bilemezsiniz [Þiir]


Yûþa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aþýðý! Yayýncý, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.